Yalnızca Hasta haklarımı,ya hekim ve sağlık personeli hakları.

Necla hemşire hamileyken bir hasta yakınından gördüğü şiddetle düşük tehlikesi geçirdi. Şiddete direndiği için yaralama suçundan hapsi isteniyor
Hilal YILDIRIM – SABAH
İstanbul’da Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’de görevli 5 aylık hamile hemşire Necla Çetin’in bir hasta yakını tarafından darp edilmesiyle ilgili soruşturma tamamlandı. Savcılık, olay sonrasında karnına aldığı darbeler nedeniyle bebeğini düşürme tehlikesi geçiren hemşire Çetin ve kavga ettiği Sema Elalmış hakkında “basit yaralama” suçundan 4.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianameye göre; olay geçtiğimiz haziran ayında yaşandı. 24 yaşındaki Elalmış, hasta çocuğunu Şişli Etfal’e götürdü. Elalmış, doktor muayenesinin ardından tahlil için kan alma ünitesine geçti. Çocuk huzursuzlandı. 14 yıllık hemşire Çetin, Elalmış’ı çocuğunu susturması için uyardı. Elalmış, hemşireye “Sen bu kanı almak zorundasın” dedi. İkili tekme tokat kavga etti. Çetin karnından aldığı darbelerin etkisiyle bebeğini düşürme tehlikesi geçirdi. Kadın doğum servisinde tedaviye alınan Çetin, olayın ardından şöyle dedi: “Öğle saatlerinde 11 yaşlarında oğluyla bir bayan geldi. Çocuk çok çırpınıyordu. Annesine sakinleştirmesini söyledim. O arada iki hastadan kan aldım. Üçüncü hastanın tüpünü hazırlarken, annesi çocuğu henüz sakinleştirmeden tekrar getirdi. Kan alma bölümüne oturttu. Çocuk sürekli tekme ve yumruk atıyordu. Annesine çocuğu sakinleştirmesini, aksi durumda doktoru ile görüşüp kanı alamayacağımı söyledim. Annesi küfürlü kelimeler kullandı. Annesine tekrar anlattım. ‘Kanı almak zorundaymışım’ diye bana yönelik küfürlü kelimeler konuştu ve bana önce tokat attı sonra ise karnıma tekme attı. Kendimi kötü hissedince beni kadın doğuma götürdüler.”
4.5 yıl hapis cezası
Savcılığa başvuran Çetin, Elalmış’tan şikayetçi oldu. Savcılığın olayla ilgili başlattığı soruşturma sonunda hazırladığı iddianamede Çetin ve Elalmış müşteki şüpheli olarak yer aldı. Savcılık, her iki tarafından birbirilerini basit şekilde yaraladıkları kanaatine vararak müşteki şüphelilerin 4.5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları için sulh ceza mahkemesinde dava açtı.
EŞİ DES TEK VERDİ
Necla Çetin’e düşük riskiyle yatırıldığı hastanede eşi baktı.

Dr Ersin Arslan’ın Öldürüldüğü Hastane’de Dahi Hekime Yönelik Şiddet Sürüyor

Ersin Arslan’ın Öldürüldüğü Hastane’de Dahi Hekime Yönelik Şiddet Sürüyor

Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi’nde 23 Ağustos 2012 Perşembe günü Beyin Cerrahı Dr. Özhan M. Uçkun bir hasta yakını tarafından darp edilmiştir. Kafası dahil vücudunda cam kırıklarından kaynaklı kesiler oluşmuş, kan içinde kalan yüzünü beyaz önlüğüyle silmeye, kanamasını durdurmaya çalışmıştır. Hekimimiz bu haldeyken dahi saldırgan sakinleşmemiş kırdığı camın aralığından elini uzatarak Dr. Uçkun’un yakasına yapışıp tehditler savurmaya devam etmiştir.

Meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. Bu olay artık Türkiye’de tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ne şartlarda çalıştığının bir diğer göstergesi olmuştur. Biliyoruz, Dr. Uçkun’un başına gelen pek çok hekimin başına gelmektedir ve her an gelebilir.

Bu olayın olduğu hastanenin adı neden Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi’dir? Çünkü bu hastanede 17 Nisan 2012’de Dr. Ersin Arslan bıçaklanarak öldürülmüştür. Dr. Uçkun’a yönelik saldırı bu olaydan sonra aynı hastanede gerçekleşen hekime yönelik üçüncü fiziki saldırıdır.

Saldırganın gerekçesi Dr. Uçkun’un görmeyen yaşlı bir hastaya muayene sırasında öncelik vermesidir. O saate kadar 56 hasta muayene etmiş olan ve daha muayene etmesi gereken onlarca hastası bulunan, özveriyle çalışan, hekimliğinin gereğini yerine getirmeye çalışan meslektaşımız ve diğer sağlık çalışanları ne olduğunu anlayamadan şiddete maruz kalmışlardır. Meslektaşımız yedi gün rapor almak zorunda kalmıştır. Bugün yapması gereken ameliyatlarına girememiştir. Bunlardan birisi zor durumdaki bir beyin tümörü hastası, bir diğeri anevrizma (beyin damarlarında baloncuk olması) hastasıdır.

Hekime ve sağlık çalışanına yönelik şiddet durmak bilmemektedir. Sevgili Dr. Ersin Arslan’ın öldürüldüğü hastanede dahi şiddet durmuyorsa Sağlık Bakanlığı oturup samimiyetle durumu değerlendirmelidir. Sorunun genel geçer ifadelerle çözülemeyeceği apaçık ortadadır. Uyarılarımıza rağmen ne yazık ki etkili önlemler alınmamakta, sağlık çalışanlarını hedef gösteren dil ve tarz devam etmektedir.

Tüm yurttaşlarımıza bir kez daha hatırlatıyoruz. Hekimler ve sağlık çalışanları sizin en zor zamanlarınızda yardımınıza koşan can dostlarınızdır. Onlar sizin için en iyisini yapmak amacıyla özveriyle çalışmaktadırlar. Sağlık çalışanlarına karşı sözlü ya da fiziki şiddete yönelmenizin hiçbir tutar yanı yoktur.

Sağlık alanında yaşanan sorunların sebebi ise hekimler, sağlık çalışanları değil bizzat sağlık politikalarıdır!

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

Gaziantep-Kilis Tabip Odası

TBMM Sağlık Çalışanlarına Şiddet Araştırma Komisyonu ilk ziyaretini görevi başında bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın ailesine yapacak. Haziran ayında kurulan Komisyon’un Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Gaziantep’te adı bir hastaneye verilen Arslan’ın doktor eşi Sibel Hanım ile görüşerek, acısını paylaşıp, yanında olduklarını göstermek istediklerini söyledi. Ünüvar, diğer partilerdeki komisyon üyelerinin de destek verdiği ziyareti Eylül ayında gerçekleştirmeyi planladıklarını kaydetti. Komisyonun çalışmaları hakkında CİHAN’a açıklamalarda bulunan Ünüvar, sağlığın son derece hassas bir alan olduğunu belirtti. Sağlık personelinin ‘fedakarca’ çalıştığının altını çizen Ünüvar, bu görevi yapanların ‘acil ve ertelenmez’ bir hizmeti yerine getirdiğini ifade etti.



Bu yoğunluk içinde herkesi üzen bir takım olayların yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Necdet Ünüvar, son olarak Gaziantep’te Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesiyle mecliste grupların talebi ve Sağlık Bakanı’nın desteğiyle komisyonun faaliyetlerine başladığını anlattı. Sağlıkta şiddetin dün, bugün, muhtemelen yarında olabileceğine işaret eden Ünüvar, “Çünkü hayatın akışı içinde farklı gerekçelere bağlı olarak, bazen hiç kusuru olmadan – ki Ersin Arslan böyleydi– sağlık görevlileri saldırıya uğrayabiliyor. Sözlü ve fiili şiddet sadece bu ülkede yok. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki rakamlar Türkiye’den daha fazla. Elbette bu şu anlama gelmiyor: ‘Türkiye de rakamlar az. O halde biz daha az duyarlı olalım.’ Hayır, biz çok duyarlıyız. Doktora, ebeye, sağlık memuruna ve ambulans şoförüne yönelik bir fiske dahi bizi derinden yaralar. Çünkü onlar cefakârca çalışıyor.” dedi.



Araştırma komisyonlarının normalde tatilde çalışmadığını ancak meselenin önemi dolayısı ile bu dönemde de yoğun bir şekilde faaliyetlerini sürdürdüklerine dikkat çeken Ünüvar, sağlıkta şiddetin nedenlerini ayrıntılı bir şekilde inceleyeceklerini vurguladı. Ünüvar, şöyle devam etti: “Bir yanda acılı hasta yakınları, diğer tarafta çok yoğun çalışan doktor ve diğer sağlık çalışanları. Kimi zaman iletişim kusurları olabiliyor. Bu şiddetin sebeplerinden biri… Diğer sebepler nelerdir? Fiziki şartlarla ilişkisi nedir? Çalışma konuşları ile alakası var mıdır? İnsanların iletişim metotlarıyla ilgisi nasıldır? Bütün bu soruların cevaplarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Dünyadaki örneklerine de bakacağız. Örneğin, İngiltere’de sağlık çalışanları bizden çok daha şiddete maruz kalıyor. Ancak, son 10 yılda görsel ve sosyal materyallerle de destekleyerek, çok önemli tedbirler aldılar.”



TÜRKİYE’DE SAĞLIĞA ERİŞİM ÜÇ KAT ARTTI



Türkiye’de son 10 yılda sağlık sisteminde önemli gelişmelerin olduğunu bildiren Ünüvar, vatandaşın sağlığa erişimi ve memnuniyetinin yüzde 39’dan yüzde 76’ya çıktığını aktardı. Kurulan yeni sistemin önemli ölçüde başarıya ulaştığını kaydeden Necdet Ünüvar, sağlık personelinin bu performansına rağmen neden saldırıya uğradığını araştırıp, alınması gereken tedbirleri raporlaştırıp, ilgili makamların dikkatine sunacaklarını hatırlattı. 2002’de başladıkları sağlıkta dönüşüm programının ilk sonuçlarının bir yıl sonra alınmaya başladığına değinen Ünüvar, şunları söyledi: “Yaklaşık 10 yıldır bu program sürüyor. O zaman Türk insanın sağlığa erişim hızı yılda ortalama 2.7 idi. Bu rakam şimdi 7 civarında. Üç katı artış var. Türkiye de insanlar sağlık hizmetlerine üç kat daha fazla erişiyor. Bu kadar yoğunluğun içinde şüphesiz bir takım hadiseler olacak. Biz asıl önleyebileceğimiz hususları nasıl ortaya koyabiliriz. Komisyonumuz ilgili kişi ve kuruluşları dinleyecek, ziyaretler yapacak. Üç aylık süremiz var; fakat bir ay daha uzatabiliriz. Yılbaşında raporumuzu meclis başkanlığına sunmuş olacağız. Kanunu düzenleme veya hastanelerde daha yoğun güvenlik tedbirleri… Sağlıkta şiddetin önlenmesi için gereken tüm önlemleri gündeme getireceğiz.”