16-03-2013, 11:36 | #1 |
|
Biz Avukatlar Ne Kadar Güvendeyiz?
Hacize gelen avukatın boğazını bıçakla kesti
Bursa'da bir kişi, iş yerine hacze gelen avukatın maket bıçağıyla boğazını kesti. Güncelleme:16 Mart 2013 10:13 Dehşete şahit olan icra memuresi şoka girerken, kanlar içinde kalan avukatı saldırganın elinden hacizde görevli polisler kurtardı. Haberin Bulunduğu İnternet Sayfası: http://haber.mynet.com/hacize-gelen-...-683706-yasam/ Sık sık hacze çıkan bir Stajyer Avukat olarak Cumartesi sabahı haberlerde görünce aklıma bizimde benzer bir olay ile karşılaşma ihtimalimiz geldi. Her ne kadar kolluk görevlisi de olsa yanımızda her gittiğimiz yere polis ile gitmemekteyiz. Bursa da yaşanan olayda Avukata eşlik eden polis memuru olduğu halde 23 yaşındaki mesleğinin başındaki meslektaşımızın boğazı kesiliyor. |
16-03-2013, 18:44 | #2 |
|
Bu durumdan daha da vahimi haber sitesindeki yorumlar maalesef. Yorumlarda "iyi olmuş" diyebilen ve bu durumu kafalarında meşrulaştıran hatta ödüllendirilmesi gerektiğini insanların sayısı beni ürkütüyor açıkçası.
|
20-03-2013, 09:35 | #3 |
|
Tunceli Cumhuriyet Başsavcısı'nın katledilmesinden sonra mı yoksa önceden de var mıdır bilmiyorum ama Adalet Bakanlığı,hakim ve savcılara silah alımında bir ayrıcalık getirdi. İsteyen hakim ve savcılara 5.000 USD değerindeki silahı 1.000 USD karşılğında yani vergisiz, karsız verme kararı aldı ve hatta silah listesi yayınladı. Bursa'daki vahim tablodan sonra bu yönde bir ayrıcalık ! avukatlara da tanınsın isterim. Silahsızlanma bir temenni ama ülkemiz,meslek gerçekleri ortada. Meslektaşımıza büyük geçmişler olsun,olay sonrası gerek Bakanlıktan gerekse de HSYK dan bir açıklama görmedim,duymadım, bu da ayrı bir üzüntü,kaygı kaynağı oldu
|
20-03-2013, 09:55 | #4 |
|
Bilhassa ağırlıklı olarak icra takibiyle uğraşan, hacze giden avukatlar olarak hiç güvende değiliz. Kurbanlık koyun gibi atılıyoruz ortaya.
Avukatların güvenliğini sağlamak için çeşitli düzenlemeler yapılmalıdır. Örneğin; 1-Avukatların haciz esnasında kamu görevlisi olarak görülmesi, yargıtayın bu yöndeki çelişkilerinin giderilmesi gerekir. 2-Avukata yönelik saldırılarda verilen cezaların caydırıcılığı sağlanmalıdır. 3-Polisin yeteri kadar avukatın can güvenliğini sağlayamaması halinde yaptırımla karşılaşması öngörülmelidir. Mesleğin ilk günlerinden beri çokça hacze giderim. Karakoldan polis istediğimizde bizimle gelen polisler "Aman canım, bana ne hacizden.", "İşim yok bununla mı uğraşacağım." diyerek uzaktan seyirci olmayı seçmektedir. Bir de sıkça o bölgeden polis almak durumundaysak, haciz sonrasında 20-30 TL polislere vermek zorunluluğumuz varmış gibi bize burun kıvıranlar oluyor. Hacze giden avukatın, günümüz koşullarında sabırlı, sağlam bir psikolojisi olması gerekiyor. Alacaklıya söz söylemekten korkan adam, hacizde avukata aslan kesiliyor. |
20-03-2013, 16:48 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
|
25-03-2013, 00:02 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Anladığım kadarıyla stajyerlik tecrübeleriniziemsal gösterebilecek kadar sayısız kez ; sürekli şoförlerle muhabbet edip sigara içen, emekliliği yaklaşmış, göbekli polis amcalarla hacizlere gitmişşiniz. Yanılmıyorsam herhangi bir saldırıya da uğramamışsınız. Merak ettiğim ''Niçin saldırıya uğramadığınızdan dolayı zincirleme sıfat tamlaması yaptığınız polis amcalarınıza teşekkür etmek yerine kerameti kendinden menkul tespitinizi yaptınız.'' |
26-03-2013, 19:32 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Stajyer arkadaşın hiç saldırıya uğramamış olmasının nedeni "şöförle muhabbet eden" veya "dışarıda sigara içen" polisler midir? Yapmayın allah aşkına. |
27-03-2013, 14:08 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Polislerin göbekli oluşu, yaşlı oluşu bunlar tesadüftür. Bunun özel bir nedeni olduğunu sanmıyorum. Genç, baklava dilimli, polis memuru geldiği zaman deneyimsiz olduğunu mu söyleyecektiniz? Daha önemlisi haciz sırasında, avukatı yargı faaliyeti dışında gören sistemdir. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=61809 |
27-03-2013, 17:16 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Tabi ki işin espirisi ayrı bir tarafa Avukatların haciz esnasında yargı faaliyeti içerisinde görmemek başlı başına bir konu. Ancak haciz esnasında hacze çıkanlara (Avukat, haciz memuru yeri gelince çilingir...vb) eşlik eden polis memurunun haciz esnasında kendisini emniyet faaliyeti dışında görmesi Şimdiye kadar hiç haciz esnasında yanıma polis memuru alma ihtiyacı duymadım bu şimdiden sonra da ihtiyaç duymayacağım anlamına gelmez ama diğer avukatlara eşlik eden polisler açısından şimdiye kadar işini ciddiye alan bir kişiyede raslamadım. |
27-03-2013, 21:51 | #10 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Polislere burun kıvırmamaları için 30 lira veren avukatın iç sesi; ‘’İyi ki taksiciye 20 lira ödeyip 65 liralık fatura almışım yoksa 30 lira cepten gidecekti.’’
Hep aynı tip polislerin görevlendirilmesi durumundan kıllanan cevval avukat bir an için kalp gözüyle emniyette görevlendirilmelerin nasıl yapıldığını görür; Polis merkez amirliğinde stajyer avukatın katılacağı haciz işlemi için ivedi toplantı yapılır. Toplantı salonunun kapısına siyah zemin üzerine kırmızı yazıyla çok gizli toplantı tabelası asılır ve iki polis kapı önünde çapraz bekler. - efendim gene aynı stajyer avukat polis talep etmiş. - gene mi? Neyse, emekliliği yaklaşmış göbekli sigara tiryakisi sohbeti seven birini görevlendirin. - ama efendim tüm bu özellikleri barındıran tek kişi var Niyazi oda izinde. Şu an diğer 3 özelliği olan ama şoförlerle sohbeti sevmeyen Bahattin var onu göndersek. - kesinlikle olmaz, Niyazi gidecek o kadar.
Siz zaten yanınıza polis memuru alamazsınız. İcra müdürlüğü talep eder.emniyet görevlendirme yapar.İcra müdürü veya memuru sizi yanına alır haciz alanına getirir. Haciz işleminden sorumlu icra müdürü yada memurudur. Haciz işleminde polislerin görevi sadece avukatların değil haciz işleminin güvenliğini sağlamaktır. http://www.adaletbiz.com/gundem/avuk...rdi-h8402.html Madem herkes her meslek hakkında tespit yapabiliyor bende avukatlık mesleği hakkında acizane şu tespitimi paylaşmak istiyorum. Malumunuz şu an 81 ilimizde üniversite mevcut ve toplamda da 170 civarında hukuk fakültesi var. Bu fakülte mezunlarından hakim ve savcı ile diğer kamu avukatlığını vs. çıkartırsak sayıları küçümsenmeyecek bir serbest avukatlar ordusu var. Ve bu ordunun arasından sıyrılıp isim yapabilmek çok zor. http://forum.memurlar.net/konu/260290/ ayrıca avukatlık yasası gereği reklam yasağından dolayı avukatların tek reklam alanlarının aldıkları davalar olduğundan kaybedilen davaların telafisi zor kötü reklam olarak görmelerinden dolayı davayı kazanmak için her yol mubahtır anlayışını getirmekte. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=56442 konuyla bağıntılarsak avukatlarımızın bastıramadıkları iş bitirici cengaver avukat olma istekleri iş işi getirir mantığıyla alacaklının gözüne gireyim derken borçlunun gözünü çıkarma güdüsü maalesef ki bu tarz olaylara mahal vermektedir. Avukatlarımız özellikle icra gibi karşı tarafla deplasmanda oldukları ortamlarda olaya biraz daha psikolojik yaklaşmalıdırlar. özellikle evden yapılacak hacizlerde. Ev sahibi bunun manevi değeri var dediğinde ben anlamam alırım denmemelidir. Eşdeğer farklı eşyalara yönelinmelidir. Ayrıca maalesef ki yukarıda saydığım nedenlerden oluşan rekabet ortamı avukatlarımızı agresifleştirmekte örneğin icra davasını alabilmek için alacaklıya ; -donuna kadar alırım -ben donunu da alırım - ben ölmüş babasının mezardaki altın dişini de alırım gibi taahhütlere girilmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak hepimizin insan olduğunun ve oynanan rollerin bu gerçeği değiştirmeyeceğinin bilincinde olarak bu tarz herkesin okuyabildiği ama sadece üye girişi olanların yazabildiği forum sitelerinde en azından savunma hakkına saygı göstererek kurumları töhmet altında bırakacak genelleme tarzı yorumlardan kaçınılarak sorunun tespiti ve çözüm yolları üzerine akılcı ve uygulanabilir tespitlerde bulunmanın daha doğru olacağı kanaatindeyim herkese saygılar |
29-03-2013, 09:33 | #11 |
|
Üyenin sadece benimle ilgili alıntıladığı kısma cevap veriyorum, gerisini okumadım bile...Gerek yok. 1-Bizler, nasıl diyeyim, hacze taksiyle gitmiyoruz.Savcılık aracıyla gidiyoruz. Üç-beşten yırtayım diye bir gayem olmadı.Bilip bilmeden yazmayalım... 2-İtham etmiyorum. Polis madem o parayı meşru görüyor, yazınızdan bu anlaşılıyor, neden stajyerken herkesin içinde parayı verdiğimde acemisiniz galiba deyip hızla uzaklaştı,şoför beni niye uyardı ulu orta o parayı almamaları gerek diye? 3-Siz bizim can güvenliğimizi sağlamak zorunda değil misiniz? Evet değil mi? Ne parası, ne kaprisi o zaman? Konunun bütünlüğü bozulmaya başladı. Biz Avukatlar Ne Kadar Güvendeyiz? |
29-03-2013, 12:14 | #12 |
|
burda yapılan hata olayların olgu gibi anlatılması.(aradaki farkı anlatacak değilim bilmeyenler açsın okusunlar) benim karşı olduğum; kişi olarak bir polisin yaptığı yada kişi olarak bir avukatın gördüğü olayların genelleme yapılarak olgulaştırılması. örneğin; polislerle alakalı sürekli olumsuz tarzda
-nedense hep -bir elin parmağını geçmez -herzamanki gibi tarzında genellemelerle 275000 kişilik teşkilatın zan altında bırakılması ahlaki değil. eğer kendinizi hukuk adamı olarak görüyorsanız bu tarz sitelerde genelleme yapmak yerine şu tarihte şu saatte şu yerde şu polis merkezinden şu polis bize buna benzer durum yaptı bizde hukuki olarak gereğini yaptık dersiniz.bizde sizi alkışlarız. yoksa genelleme içeren yakınışlarınız sadece sizi bağlar bizi değil. ayrıca beni nezakete davet eden katılımcı aşağıda misal olması açısından farazi olaylara sizinkilere benzer yorumlar yapacam bir anlamda bilinçaltınıza ayna tutacam farazi olaylar(her ne kadar başımdan geçmiş olmasada olmadıklarının ispatı da bi o kadar zor) 1.''organ mafyasına yapılan baskında çetenin avukatı suç delillerini yok etmek için böbrekleri çöpe attı'' benim yorumum: Bunlar hep böyle ben hiç atmayanını görmedim 2.''çocuk pornocularının meşhur avukatının evinde yapılan aramada çok sayıda cd ele geçirildi. benim yorumum: zaten çıkmayanı bir elin parmağını geçmez. bu örnekleri uzatırda uzatırım.önemli olan benim yorumlarım. şimdi eğer siz benim yorumlarımdan mesleki anlamda rahatsızlık duymadıysanız ben hepinizden özür dilerim. |
29-03-2013, 17:46 | #13 |
|
Soruya cevap vermek gerekirse hiç güvende değiliz. Çeşitli meslek gruplarının karşılaştığı riskleri düşünürsek en riskli meslek avukatlık değil ama karşılaştığı riske en az önem verilen meslek avukatlık. Borçlu, polis, hakim-savcı, kalemdeki memur hatta kendi müvekkilimiz avukatlık mesleğine saygı göstermiyor, güven duymuyor işte bu yüzden bu tarz sorunlarla sıklıkla karşılaşıyoruz.
Ortada cani bir adam, işini yapmayan polis memurları, avukatın durumuna sevinen vatandaşlar varken ve eleştirilmesi ve kınanması gereken de buyken tartışma neden başka eksenlere kaydı anlayabilmiş değilim. Boğazına bıçak sokulan avukat benim arkadaşım.Çok şükür sağlık durumu iyi fakat oracıkta ölebilirdi lütfen işin ciddiyetini sulandırmayalım. Bu olayda hayata kast eden kişi de işini layıkıyla yapmayan polis memurları da umarım hak ettikleri cezayı alırlar. "Avukat hak etmiştir oh olsun onlara" diyenleri de kendi vicdanları ile baş başa bırakmaktan başka çare yok sanırım. |
29-03-2013, 18:03 | #14 |
|
Staj dönemimden iki farklı deneyimi paylaşmak istiyorum.
Hacizden önce borçlu ile yapılan görüşmelerde borçlunun sorun çıkartacağını tahmin ettiğimizden Polis desteği ile mahalle gittik. Tahminlerimiz doğru çıktı. Muhafaza yaptığımız esnada borçlu yakınları olan yaşlı teyzeler tarafıma sözlü ve fiili saldırıda bulunmaya başladılar. Polis memuru arkadaşlar hemen olaya müdahale ederek avukat hanım muhafaza bitene kadar siz bir memur arkadaşımızla birlikte bizim aracımızda bekleyin, bizler de buranın sakinleşmesi için gerekeni yapalım diyerek büyük bir özenle beni olay yerinden uzaklaştırdılar. Bu sayede haczin verdiği kızgınlıkla gerilen yaşlı teyzelerimiz karakolluk olmadığı gibi bende bir zarar görmeden haczimi tamamladım. Bir başka olay da ise , haciz yapacağımız evin merdivenlerinden çıkarken evin bahçesine birlikte girdiğimiz polis memurunun haciz mahalline bizimle girmediğini farkettim. Benim arkama baktığımı farkeden borçlu evin kapısını üzerimizden kilitledi. Bayan memur, ben, borçlu ve iki yakını bir müddet evde kilitli kaldık. Bu esnada ne kapıyı çalan oldu ne bizi arayıp soran. Sağ duyu ve sakinlik neticesinde herhangi bir zarar görmeden mahalden çıktığımızda polis memuru arkadaşı bahçedeki dut ağacında dut yer vaziyette buldum. Bizzat kendi hayatımda yaşadığım bu iki farklı tecrübe genellemelerin ne kadar yanlış olacağını gösterdi bana. |
29-03-2013, 19:01 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir örneği, bir olayı 3-4 türevi ile beraber "olgu" haline getiremezsiniz elbet ancak insanların inatla ve azimle aynı şeyleri söylemesinin altında yatan "olguları" da atlamamak lazım. Bu ülkede polisin iyi bir ünü yoktur ve bunun nedeni de polis teşkilatına kişisel garezi olan insanların uydurdukları hikayeler değil, bizzat yaşanmış ve şahit olunmuş olaylardır. Daha bundan 30 sene önce kendi vatandaşına sistemli işkence yapan, yerde yatan insanların üzerine araba süren, karakollarda insanları "kaybeden", silahla öldürdüğü insan için savunma olarak "kendisi silahımı çekti ve kendisini öldürdü" olan, yine başka bir olayda açıklama olarak vatandaşın "elindeki telsize kafa attığını" söyleyen ve tüm bunlar olurken de devlet tarafından sistematik olarak korunan, kılına dahi zarar gelmeyen bir teşkilatı herhangi bir nedenle müdafaa etmeden önce iki defa düşünmekte fayda vardır. Evet her meslek grubunda veya herhangi bir ortak payda ile toplanan grupta iyisi de vardır, kötüsü de ve bu kötülerden yola çıkarak genelleme yapılması yanlış olur ancak eğer ki mevzumuz polis teşkilatı ise yapılan genelleme savunmasından önce konuşulması gereken başka şeyler vardır. Ben burada tüm avukatları temsil etmediğim gibi, avukatlar aleyhine yapılan yorumları da üstüme almam, herkes kendi davranışından sorumludur nihayetinde ancak şunu da belirtmekte fayda var, avukatların meslek etiğine, kanunlara aykırı davranmaları halinde karşılaştıkları ağır yaptırımlar vardır, bakınız soruşturma izinlerini Adalet Bakanlığı evraka gül demetleri ekleyerek verecek neredeyse, o kadar kolay ve sorunsuz çıkıyor izinler, eğer yapılan yanlış ciddi ise barolar avukatları meslekten atıyorlar. Polislere ne oluyor peki benzer durumlarda? Genelde terfi ediyorlar. Veyahut da usulen bir soruşturma açılıyor ve bir yere varılamadan konu kapanıyor. Eğer ki polis teşkilatı kendi içindeki "çürük elmaları" temizlemek adına bu kadar isteksiz ve nihavent davranıyorsa, o genellemeleri de sineye çekecekler, hiç kusura bakılmasın. Polis teşkilatını herhangi bir nedenle savunmadan önce, buraya yazdığımdan daha fazla olan bu "olguları", olayları araştırmak ve insanların kafasındaki "polis" algısı için onları suçlamak yerine, bu algının bizzat o teşkilat tarafından yıllardan beri süregelen davranışları eliyle oluşturulduğunun kabul edilerek, ona göre bir duruş benimsemek daha faydalı olur kanaatindeyim. Hacze giden meslektaşların yaşadıkları ve buna istinaden yaptıkları değerlendirmeler de bu var olan toplumsal algıdan bağımsız düşünülemez. Ben hiçbir ortamda yanımda polis varken kendimi güvende hissetmiyorum ve bunun sorumlusu da, bu algıyı değiştirmesi gereken de bir vatandaş veya avukat olarak ben değilim. Bunu değiştirmek için gösterilen çabalar var şüphesiz, bazı şeyler de ister istemez değişiyor ancak bu zaman alacak bir şeydir ve bu süreçte de sabır göstermesi gereken taraf vatandaş değil, polis teşkilatıdır. |
29-03-2013, 19:21 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
http://www.aktifhaber.com/80-polis-m...di-718255h.htm haberin kısaca özeti: İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, meslekten men edilen polis memuru sayısını açıkladı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 2002'den bu yana zor kullanma yetkisine ilişkin sınırların aşılması suçundan 80 personele memuriyetten men, 128 personele de hapis cezası verildiğini bildirdi. -------------------------------------------------------------------------------------- Ben çalıştığım kısım itibariyle hiç haciz işlemine gitmedim ve gitmeyeceğimde. Ama bu yazılanları okuyan hacize gidecek polis arkadaşlar olursa avukatlarımızın sizlerden beklentilerinden anladığım kadarıyla haciz işlemlerinde nasıl davranmanız gerektiğini kısaca anlatayım. Kesinlikle haciz işlemlerinde avukat, haciz memuru ve borçlunun duracakları yere siz karar vereceksiniz. Aralarındaki mesafeyi ortalama 2 metre altına düşürmemek için gerekirse zor kullanın. Yine avukat, haciz memuru ya da borçlunun karşılıklıkonuşmalarından kavga çıkacağını sezinlerseniz direkt olaya müdahil olun ve ses tonlarına gereken ayarı verin Her ne kadar mahkeme kararınız olmasa bile siz ne olur neolmaz haciz mahallinde çaktırmadan kesici delici alet ya da ateşli silah aramasıyapın. Hiç bir şey yapamıyorsanız gidin karanlık bir köşede meditasyon yaparak ileriyi görmeye çalışın. Yoksa anlık meydana gelen bir olayda dahi refleksleriniz saliselerle ifade edilebilecek bir hızda değilse olayı sonlandırmanız ve failleri yakalamanız dahi , sizi işe yaramaz, lakayit insan görünümünden kurtarmaya yetmeyecektir. |
29-03-2013, 20:59 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın hızır hafiye, açıp okumaya çalıştım ama yanlış sayfayı açtım herhalde: 1. 'hata olayla' 'hata olmayan olay' arasındaki farkı anlatırsanız memnun olurum. 2. olay nasıl yapılır? 3. biryerlere (,) koyacaktım unuttum derseniz, nereye? Saygılarımla |
29-03-2013, 22:22 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın gemici Aslında yazdıklarımın başlangıç kısmı vardı fakat sayınadmin tarafından gerekçesi gönderilen özel mesajla açıklanarak mesajımın ilk bölümüyayımlanmadı. Benim yazdığım sizin tırnak içine aldığınız‘’hata olayla ‘’ şeklinde tamlama değil burada yapılan hata,(virgül) olayların olgu gibi anlatılması.yani hata olayın sıfatı değildi. Örnek üzerinden gidersek; canlıların üremesiolgudur. Fakat Mehmet’in üremesi olaydır. Yağmur yağması olgudur. İstanbul’dayağmur yağması olaydır. konuyla alakalı polisin güvenliği sağlama görevi olgudur. PolisAhmet’in bunu savsaklaması olaydır. Ben yukarıda da üzerinde durduğum, katılımcılarınkullandığı bazı kelimelerin olayların olgu gibi anlaşılmasına mahalvereceğinden sürekli itiraz ettim. Mesela ‘’hep’’ kelimesi. Siz bu kelimeyizaman anlamında kullanıyorsanız 1 saliseyi bile bunun dışında tutamazsınız. yine‘’hiç’’ kelimesini kullanırsanız bir tek özneyi bile bunun içine sokamazsınız. Buşekil lafı uzatmamak için yazmadığım kelimelerin genelde, polislik mesleğiniicra eden insanları ya olayın içine tamamen soktuğu yada tamamen dışladığıtarzda kullanılmasının yanlış olacağını belirttim. Şimdi sayın Av.Özge Çavuş un yazdığı; ‘’Ben hiçbir ortamda yanımda polis varken kendimi güvendehissetmiyorum’’ Cümlesini analiz edersek; üzerindedurulması gereken ‘’hiçbir ortam’’ kelimesi; bu kelimenin içine 1 cm2 lik biralan dahi sokamazsınız. ve artık bu kelimenin ardından sıralayacaklarınız olaydeğil olgudur. çünkü olgu olayın içine girmez. Olay olgunun içine girer. Cümleyidüz mantıkla irdelersek.275000 kişiden kim bu cümlenin sahibi kişinin yanınagelirse şahıs kendini güvensiz hissedecek. İki şık var. Ya 275000 kişi (bir tekkişi dahi dışarıda kalmadan) güven duygusunu zedeleyen tavır içinde olacak. Yadacümle sahibi suç mekanizması içinde yer alıp polisin olduğu yerde kendinigüvensiz hissedecek. Şimdi akla yatkın olanı hangisi? karar vermek benim vazifemdeğil. Sayın gemici saygılar.. |
30-03-2013, 15:15 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Hızır hafiye, Yukarıdaki mesajımda sizin rahatsız olduğunuz bu genellemelerin nedeninin toplumsal algı olduğunu ve öncelikle bunun düzeltilmesi gerektiğini anlatmaya çalıştım. Ancak siz tüm tartışmayı olgu-olay farkına indirgemeye çalışıyorsunuz. Olgu-olay farkınının sizin anlattığınız kadarki kısmını herkes bilir sayın hızır hafiye, bunlar tartışmanın asli unsuru değil. |
01-04-2013, 09:43 | #20 |
|
Forum konusu olayda polisin etkin olarak yapabileceği ne olabilirdi? Üzerine düşeni yapmadığını nereden biliyoruz ki bu olayın üzerine eleştirilerimiz polislere yönelttik? Okuduğum kadarıyla haciz esnasında ki polisler meslektaşımızın hayatını kurtarmış...
Oysa şundan hiç bahsetmiyoruz, benim, stajerimin, birlikte çalıştığım sigortalı avukatın ve daha çok katibemin, istisnai durumlar hariç, haciz mahalinde bulunma zaruriyeti nereden kaynaklanmaktadır? Haciz mahalinde bulunma lüzumu ve zorunluluğu olmasaydı bunları konuşmamış olurduk. |
02-04-2013, 16:42 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukatlar Günü | Av. Hulusi Metin | Hukuk Sohbetleri | 5 | 05-04-2020 13:41 |
Avukatlar Sendikası | Av. Hacı Ali Özhan | Hukuk Sohbetleri | 18 | 05-04-2010 17:04 |
KAV - Katılımcı Avukatlar | Engin Özoğul | Adliye Duvarı | 2 | 17-01-2009 07:18 |
Ne kadar gerçekçiyiz ,ne kadar hayalci ? | yağmurdamlası | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 6 | 16-04-2008 09:39 |
İmarzede Avukatlar | Av.Ertan Uzunoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 13-11-2007 22:19 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |