Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : Avukatt2121, Tarih : Dün 16:22
Merhaba meslektaşlarım,
Kat maliklerinin çoğunluğunun yazılı rızası olduğu halde dış cephe boyasına izin vermeyen, yapılırken engel olan kiracı ve ev sahiplerinin eylemleri suç oluşturur mu? oluşturuyorsa TCK kapsamında hangi suça uygun düşmektedir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :31, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : alcayp, Tarih : Dün 14:38
Merhabalar,

Kira bedelinin kirayaverenin talimatı doğrultusunda üçüncü kişiye ödenmesi mümkün müdür? Bu hususta uygulamada nasıl bir yol izlenmelidir? Noter vasıtası ile kirayaverenden muvafakat mı alınmalı yahut yeni bir kira sözleşmesi mi düzenlenmelidir?

İlginiz için teşekkürler, iyi çalışmalar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :52, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : hukukçu077, Tarih : Dün 14:23
Herkese merhabalar,
Müvekkilim eşiyle boşanma aşamasında oluphenüz boşanma davası açılmamıştır. Ancak eşi motor ve arabayı yeğenine devrettiğini öğrenmiş olup tasarrufun iptali davası açmak istiyor. Davayı belirsiz olarak açıp (5.000 tl) daha sonra ıslah etsekbu sefer ihtiyati haciz talebimiz 5.000 tllik kısmı kabul edileceğini düşündüm. Doğru mu düşünüyorum. Bu davayla ilgili bildiklerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. İyi çalışmalar
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :52, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : Dün 14:01
Merhaba meslektaşlarım,
Örnek- 14 icra takibi sonucunda tahliye sırasında yediemine 6 aylık depo masrafı ödenerek bırakılan taşınırların satışını talep için bir süre sınırı var mıdır?
-Satılan eşyalar, satış masrafları da dahil olarak dosya borcunu karşılamayacaksa satış talebinde bulunmak mantıklı mıdır? Satış harçları yaklaşık olarak ne kadar tutmaktadır?
-Satış istemememiz durumunda dosyaya depo edilen 6 aylık depo masrafını geri alabilme şansımız var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :52, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : olcaykuş, Tarih : Dün 01:58
Meslektaşlarım merhaba, müvekkilin oturduğu evden alt banyoya ve bir kat daha alt banyoya su sızıntısı olmuş. Apartman görevlisi müvekkile bildirmiş ancak müvekkil ev sahibine söylemeyi unutmuş, bir hafta sonra söylemiş. Banyonun fayansları değiştirilmiş ancak alt kattakiler banyoda gelen zararın ödenmesini istemişler. Sanırım sigorta şirketinden isteyecekler sigorta şirketi rücu edecek. Bu durumda kiracının bir hafta geç bildirmesinden dolayı kusur sorumluluğu olur mu sizce?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :114, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : cmuk, Tarih : 20-05-2024 15:40
İyi çalışmalar, örnek 14 tahliye emrine süresinde itiraz edilmesi sonucu icra hukuk mahkemesinde açılacak olan itirazın kaldırılması ve tahliye davası için 15 günlük tahliye emrine itiraz süresinin sonunun beklenmesi gerekmekte midir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :147, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avşeyda, Tarih : 20-05-2024 11:52
Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler. Müvekkil şirket ticaretle uğraşmakta, 2019 yılı için düzenlenmiş 8 adet çek icra dosyasına konu edilmiş ve müvekkil tarafından ödemeleri yapılmıştır. Ne var ki; banka sisteminde ilgili çekler halen iade edilmedi olarak görünmektedir. Müvekkil, çekleri bankaya iade edip etmediğini hatırlamamaktadır. İlgili çekler iade edilmiş görünmediği için kredi başvurularında sorun yaşamaktadır. Konu ile ilgili banka dava açılmasını ve mahkeme kararı ile durumu düzeltebileceklerini belirtmiştir. Hukuki olarak deneyebileceğimiz yollar nelerdir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :131, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : yusufyıldırım, Tarih : 19-05-2024 15:12
Merhaba meslektaşlarım, bir tane sorum olacak
1- Bir özel eğitim kurumu ile kursiyer arasında kurs kayıt ücret sözleşmesi imzalanıyor. Sözleşmede 3 taksit şeklinde ödeme kararlaştırılmış, toplam miktar da belli ancak 3 taksitin ödeme günleri boş bırakılmış, bu tarihlerin sonradan belirlenme şansı da yok bir yazılı anlaşma da yok. Sözleşmenin düzenlendiği tarih belli. Ben taksit günleri belli olmayan sözleşmeye dayanarak toplam borç için, “ifa zamanı belirlenmemişse her borç doğumu anında muaccel olur” düzenlenmesine binaen sözleşmenin düzenleme tarihini muaccelliyet tarihi kabul ederek icra takibine geçsem borçlu zaten temerrüde düşmüş olacak ödeme emriyle beraber, böyle yaparsam ihtar ve temerrüt konusunda sıkıntı yaşar mıyım ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :200, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Dursun KARACA, Tarih : 19-05-2024 11:44
Borçlu dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararında; kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde itiraz edilebileceği belirtilmiş. Oysa, ihtiyati haciz kararına itiraz; İİK 265/1 maddesinde "Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir." şeklinde düzenlenmiş. Bu durumda ihtiyati haciz kararında yer alan "tebliğden itibaren bir hafta içinde itiraz edilebileceği" ibaresi ne anlama geliyor? 265/1 hükmüne göre, ihtiyati haczin tatbiki kapsamında, taşınmaz haciz tutanağının (103 davetiyesinin) tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ihtiyati haciz kararına itiraz yapılamaz mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :198, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Aysu.E, Tarih : 17-05-2024 20:05
Avukatlar hakkında yapilan soruşturma için adalet bakanlığının izin verilmesi ya da verilmemesi hususunda cevabı ne kadar surede dönüyor?
Özellikle soruşturma açılması hususunda ne kadar süre geçiyor acaba
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :327, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : agdb, Tarih : 17-05-2024 14:19
Sayın meslektaşlarım,

ilk defa bir dosyam istinaf aşamasına geldiğinden size danışmak istediğim bir husus oluştu. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşmekte olan bir davada katılan vekili olarak yer almaktayım. Dosya şu an istinaf aşamasında ancak müvekkilden yalnızca ilk derece yargılaması için ücret tahsis ettim ve kendisi dosyanın istinaf aşamasında takipçisi olmak istemiyor. Yalnızca istinaf aşaması için vekillikten çekilmek mümkün mü? Mümkünse usulü nedir?

Yardımınız için teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :189, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : sailor1981, Tarih : 16-05-2024 20:17
Birden fazla icra dosyası için teki itirazın iptali davasi acilmistir.hukum her icra dosyası için ayri ayrı tesis edilmiş,5 davacı alacaklidan 4'u yönünden red biri yönünden kabul hükmü mevcut.

Soru; her icra dosyası için ayrı ayrı kabul ve red vekâlet ücreti tesis edilmesi gerekmez mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :324, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.seymabasbug, Tarih : 16-05-2024 17:06
meslektaşlarım merhaba bir sorum olacak. bir dosyamızda 7/30 icra takibi yaptık ve borçlunun, alacaklıya borcum yoktur şeklindeki itirazı üzerine itirazın kaldırılması ve tahliye davası açtık. kira sözleşmesinde kira artış oranı yer almıyor fakat kiracı 9 yıllık kiracı ve her yıl belli bir miktar artış yaparak kiraları gönderiyor. kira artışına ilişkin taraflar arasında whatsapp konuşmaları da var ancak, dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporunda; kira sözleşmesinde kira artış oranı kararlaştırılmadığından kira sözleşmesinde yazan bedel kira bedelidir denildi ve haliyle kira 9 yıl boyunca aynı tutarda kaldı. bilirkişi raporunun aksi kanaatinde, sonuçta taraflar arasında bir kira artış iradesi olduğundan, yasal artış oranı ile kira artırımı istenilebileceğine dair elinde yargıtay kararı mevcut olan var mı meslektaşlarım?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :246, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : bvroll, Tarih : 16-05-2024 14:22
Merhabalar,

Müvekkilin bir inşaat işi var. İş makinesi satın alıyor. Para ödenmesine rağmen makine geç teslim ediliyor. Bu gecikme iki ay sürüyor. İşçilere boşu boşuna para ödeniyor, kullanılacak mallar için depo kiralanmak zorunda kalınıyor ve gecikmeden doğan diğer zararlar var. Genel olarak işlerin gecikmesi, itibar kaybı vs.

Gecikmeden doğan bu zararın tazmini için hangi yolu önerirsiniz meslektaşlarım? Ben alacak davası düşünüyorum açıkçası.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :187, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avukatoki, Tarih : 16-05-2024 12:21
İyi günler meslektaşlarım.
2023 yılında anlaşmamama ile sonuçlanan arabuluculuk tutanağına dayanarak sehven icra hukukta tahliye davası açtım.

Dava usülden reddedildi(Görevsizlik kararı verilmiyor icra hukukta) Şimdi yine aynı gerekçeler yeni bir ihtar çekip sulh hukukta davayı açacağım lakin tekrardan arabuluculuğa başvurmam gerekir mi?

Reddolunan davaya sunduğum arabuluculuk tutanağı ile yeni davamı açabilir miyim? Yeni bir ihtar çekmiş olmam bu durumu etkiler mi (İhtarın içeriği aynı sadece tarih kısımları farklı olacak haliyle). Yardımcı olursanız çok memnun olurum.
İyi çalımlar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :174, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.metehanaydın, Tarih : 15-05-2024 13:42
meslektaşlarım merhaba,
Müvekkil 2015 tarihinde "X" bir müteahhit ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde müteahhitin alacağı daire üzerinden temlik sözleşmesi imzalamış ve sözleşme uyarınca üzerine düşen ödemeler yapılmıştır fakat "X" müteahhit battığını iddia ederek sadece temel atıp bırakmıştır. İnşaat yakın zamanda "X" müteahhitin amcası ve kuzenlerinin inşaat şirketi tarafından bitirilmiş ve taşınmazlar satılmaya başlamıştır. Bildiğim kadarıyla inşaatı bitiren şirket ile alacaklı olduğumuz müteahhit arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin DEVRİ konusunda anlaşılmışsa yeni şirkette borçtan sorumlu oluyor ve müvekkile taşınmazı devretmek zorunda kalıyor ama ben "X" şirketi sözleşmeyi devir mi etti yoksa sözleşme feshedilip yeni bir sözleşme mi yapıldı nasıl öğrenebilirim? Tapu iptal tescil talebiyle arabuluculuğa başvurmayı düşünüyorum fakat karşı taraflar fesih veya devire ilişkin belgeleri getirir mi bilemiyorum. yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. İyi çalışmalar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :435, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 14-05-2024 17:43
Merhaba meslektaşlarım ,
Müvekkilm tarafından açılan boşanma davasının dava dilekçesinde velayet talep edilmiştir. Maddi vakıalara neredeyse hiç yer verilmemiş,deliller belirtilmemiştir.
Cevaba cevap dilekçesinde ise maddi vakıalara biraz olsun değinilmiş, tanık, delil vs bildirilmemiştir.Tazminat türü ve miktarı belirtilmeksizin tazminat ,nafaka ve velayet talep edilmiştir.
İlgili davayı ıslah etmeye yönelik hazırlık yapmaktayım. Ancak edindiğim bilgilere göre yerleşik görüş velayet,maddi manevi tazminat ve nafakadan feragata dair bir söylemde bulunulmadı ise ıslaha gerek olmadan her aşamada talep edilebildiği yönünde.
Boşanma sebebi konusunda bir sorunumuz bulunmamaktadır. Islah sebebim maddi vakıalara değinilmemesi tanık ve delil belirtilmemiş olmasıdır. Ve yukarıda bahsetmiş olduğum gibi tazminat türü ve miktarı da belirtilmemiştir.
-Hazırlayacağım ıslah dilekçesinde delillerimizi, tanıklarımızı ve maddi vakıaları ayrıntılıca açıkladıktan sonra velayet talebini, maddi manevi tazminat miktarlarını ve nafaka miktarını belirtmek mi mantıklı olan olur?
-Yoksa delillerimizi tanıklarımızı ve maddi vakıaları ayrıntılıca açıkladıktan sonra ayrı bir beyan dilekçesi ile velayet, maddi manevi tazminat ve nafaka taleplerini bildirmek mi? Şimdiden yardımcı olacak meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :276, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 14-05-2024 17:16
Merhaba meslektaşlarım,
Davacı tarafı bulunduğum, basit yargılama usulüne tabii olan kira tespit davasında karşı taraf cevap dilekçesinde x tarihli bir kira sözleşmesi olduğunu ekli belge olarak dilekçeye eklediklerini belirtmektedir. Ancak ekli belge olarak eklenmiş bir belge yoktur. Delil dilekçesi için tensip zaptında verilen süre de geçmiştir. Davanın ilk duruşması henüz görülmedi. Karşı tarafın ilgili sözleşmeyi duruşma sırasında sunmak istemesi halinde benim kabul etmeme hakkım var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :271, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : hukuker158, Tarih : 14-05-2024 16:03
Görüş bildirecek herkese şimdiden çok teşekkürler

Malik olmayan kiraya veren tarafından imzalanmış bir kira sözleşmesinde (malik, kiraya verenin eşi) kira süresi 1 yıl ve kira başlangıç tarihi ise 02/06/2022 tarihidir.
İhtiyaç nedeni ile tahliye davası açmak istiyoruz.Normal şartlarda ihtar şartı yok 02/07/2024' e kadar davayı açabilirdim.Ancak ''Kontratın sona ermesinden 1 ay evvel taraflar yazılı olarak ihtarda bulunmadıkları sürece kontrat yenilenmiş kabul edilir.'' şartın dan*dolayı şuan*ihtarname göndersem dahi*1 aylık süreye uymadığımdan*kontratın yenilenmesini engelleyemiyorum. Aklıma şöyle bir çözüm geldi
Bu davayı kiraya veren adına değil de MALİK adına açsam. Yine ihtar çekmem gerekir mi? Yoksa 02/06/2024-02/07/2024 tarihi arasında arabulucuya başvurarak direkt malik adına dava*açabilir*miyim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :420, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : bettercallme, Tarih : 14-05-2024 14:46
Sayın meslektaşlarım merhaba,

Emeklilik sebebiyle işten ayrılan işçinin kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin ücreti ödenmiş, tüm alacakları tasfiye edilmiştir. İşçi, emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışmaya devam etmek istemiş ve işveren de bu talebi kabul etmiştir. Bildiğiniz üzere, kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin ücreti ödenerek emeklilik öncesi çalışma döneminin tamamen tasfiye edilmesi halinde, emeklilik öncesi çalışma dönemi tamamen sona ererek yeni bir iş sözleşmesi yapıldığı kabul edilmektedir. Peki, yeni çalışma döneminde hak kazanılan yıllık izin süresi nasıl hesaplanır? 10 yıldır aynı işyerinde çalışan işçinin yıllık izin hakkı 14 güne mi düşer?

Hukuk sitelerindeki çoğu görüş, İş Kanunu’nun 54. maddesinin: “Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır” düzenlemesine dayanarak yıllık ücretli izin süresi hesaplanırken önceki ve sonraki çalışma sürelerinin toplanacağını, sürelerin birleştirileceğini savunuyor. Yargıtay'ın da bu yönde kararları var.

Ancak, Yargıtay başka bir kararında "4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir." şeklinde hüküm kurmuştur. (7. HD., E. 2015/4478 K. 2015/6713 T. 9.4.2015)

Bu hususta değerli görüşlerinize ve varsa elinizdeki emsal kararlara ihtiyaç duymaktayım. Şimdiden çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :270, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05716205 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.