Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
23.08. Takı Konusunda Önemli İçtihat Değişikliği - Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Haber Ekleyin

Yazan : avşeyda, Tarih : 20-05-2024 11:52
Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler. Müvekkil şirket ticaretle uğraşmakta, 2019 yılı için düzenlenmiş 8 adet çek icra dosyasına konu edilmiş ve müvekkil tarafından ödemeleri yapılmıştır. Ne var ki; banka sisteminde ilgili çekler halen iade edilmedi olarak görünmektedir. Müvekkil, çekleri bankaya iade edip etmediğini hatırlamamaktadır. İlgili çekler iade edilmiş görünmediği için kredi başvurularında sorun yaşamaktadır. Konu ile ilgili banka dava açılmasını ve mahkeme kararı ile durumu düzeltebileceklerini belirtmiştir. Hukuki olarak deneyebileceğimiz yollar nelerdir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8806, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : yusufyıldırım, Tarih : 19-05-2024 15:12
Merhaba meslektaşlarım, bir tane sorum olacak
1- Bir özel eğitim kurumu ile kursiyer arasında kurs kayıt ücret sözleşmesi imzalanıyor. Sözleşmede 3 taksit şeklinde ödeme kararlaştırılmış, toplam miktar da belli ancak 3 taksitin ödeme günleri boş bırakılmış, bu tarihlerin sonradan belirlenme şansı da yok bir yazılı anlaşma da yok. Sözleşmenin düzenlendiği tarih belli. Ben taksit günleri belli olmayan sözleşmeye dayanarak toplam borç için, “ifa zamanı belirlenmemişse her borç doğumu anında muaccel olur” düzenlenmesine binaen sözleşmenin düzenleme tarihini muaccelliyet tarihi kabul ederek icra takibine geçsem borçlu zaten temerrüde düşmüş olacak ödeme emriyle beraber, böyle yaparsam ihtar ve temerrüt konusunda sıkıntı yaşar mıyım ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8813, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Dursun KARACA, Tarih : 19-05-2024 11:44
Borçlu dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararında; kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde itiraz edilebileceği belirtilmiş. Oysa, ihtiyati haciz kararına itiraz; İİK 265/1 maddesinde "Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir." şeklinde düzenlenmiş. Bu durumda ihtiyati haciz kararında yer alan "tebliğden itibaren bir hafta içinde itiraz edilebileceği" ibaresi ne anlama geliyor? 265/1 hükmüne göre, ihtiyati haczin tatbiki kapsamında, taşınmaz haciz tutanağının (103 davetiyesinin) tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ihtiyati haciz kararına itiraz yapılamaz mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8910, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Aysu.E, Tarih : 17-05-2024 20:05
Avukatlar hakkında yapilan soruşturma için adalet bakanlığının izin verilmesi ya da verilmemesi hususunda cevabı ne kadar surede dönüyor?
Özellikle soruşturma açılması hususunda ne kadar süre geçiyor acaba
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8800, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : agdb, Tarih : 17-05-2024 14:19
Sayın meslektaşlarım,

ilk defa bir dosyam istinaf aşamasına geldiğinden size danışmak istediğim bir husus oluştu. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşmekte olan bir davada katılan vekili olarak yer almaktayım. Dosya şu an istinaf aşamasında ancak müvekkilden yalnızca ilk derece yargılaması için ücret tahsis ettim ve kendisi dosyanın istinaf aşamasında takipçisi olmak istemiyor. Yalnızca istinaf aşaması için vekillikten çekilmek mümkün mü? Mümkünse usulü nedir?

Yardımınız için teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8507, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : sailor1981, Tarih : 16-05-2024 20:17
Birden fazla icra dosyası için teki itirazın iptali davasi acilmistir.hukum her icra dosyası için ayri ayrı tesis edilmiş,5 davacı alacaklidan 4'u yönünden red biri yönünden kabul hükmü mevcut.

Soru; her icra dosyası için ayrı ayrı kabul ve red vekâlet ücreti tesis edilmesi gerekmez mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :9066, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.seymabasbug, Tarih : 16-05-2024 17:06
meslektaşlarım merhaba bir sorum olacak. bir dosyamızda 7/30 icra takibi yaptık ve borçlunun, alacaklıya borcum yoktur şeklindeki itirazı üzerine itirazın kaldırılması ve tahliye davası açtık. kira sözleşmesinde kira artış oranı yer almıyor fakat kiracı 9 yıllık kiracı ve her yıl belli bir miktar artış yaparak kiraları gönderiyor. kira artışına ilişkin taraflar arasında whatsapp konuşmaları da var ancak, dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporunda; kira sözleşmesinde kira artış oranı kararlaştırılmadığından kira sözleşmesinde yazan bedel kira bedelidir denildi ve haliyle kira 9 yıl boyunca aynı tutarda kaldı. bilirkişi raporunun aksi kanaatinde, sonuçta taraflar arasında bir kira artış iradesi olduğundan, yasal artış oranı ile kira artırımı istenilebileceğine dair elinde yargıtay kararı mevcut olan var mı meslektaşlarım?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8328, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avb, Tarih : 16-05-2024 15:03
Merhaba meslektaşlarım, müvekkilimime babasından miras kalan dairede kiracı oturuyor. Kiracısına ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açacağız. Babası vefat ettikten sonra müvekkilim gerekli sürelerde kiracısına ihtar göndermemiş ancak whatsapp yazışmalarında yeni ev sahibi olduğunu ve o eve ihtiyacı olduğunu, oturmak istediğini belirtiyor. Kiracı da kirasını aylardır müvekkilime ödüyor. Bu durumda whatsapp mesajlaşmaları ihtar niteliği taşır mı? (İhtarı ise 8 ay sonra göndermiş.)
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :9939, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : bvroll, Tarih : 16-05-2024 14:22
Merhabalar,

Müvekkilin bir inşaat işi var. İş makinesi satın alıyor. Para ödenmesine rağmen makine geç teslim ediliyor. Bu gecikme iki ay sürüyor. İşçilere boşu boşuna para ödeniyor, kullanılacak mallar için depo kiralanmak zorunda kalınıyor ve gecikmeden doğan diğer zararlar var. Genel olarak işlerin gecikmesi, itibar kaybı vs.

Gecikmeden doğan bu zararın tazmini için hangi yolu önerirsiniz meslektaşlarım? Ben alacak davası düşünüyorum açıkçası.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8147, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : barış sancak, Tarih : 16-05-2024 13:35
Meslektaşlarım iyi günler , bir müvekkilim 6 ay süreyle Bmw marka araç kiraliyor. Araçta sorun çıkıyor bunun üzerine kiralama şirketi daha düşük bütçeli araç gönderiyor. Fakat bu araç da sorunlu çıkıyor. Müvekkilim kiralama şirketini arayıp aracı iade almalarını ve parasının iadesini talep ediyor. Şirket, muvekkili iade edeceğiz diyip oyalıyor bu durumda ne yapabiliriz ,teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8717, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.metehanaydın, Tarih : 15-05-2024 13:42
meslektaşlarım merhaba,
Müvekkil 2015 tarihinde "X" bir müteahhit ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde müteahhitin alacağı daire üzerinden temlik sözleşmesi imzalamış ve sözleşme uyarınca üzerine düşen ödemeler yapılmıştır fakat "X" müteahhit battığını iddia ederek sadece temel atıp bırakmıştır. İnşaat yakın zamanda "X" müteahhitin amcası ve kuzenlerinin inşaat şirketi tarafından bitirilmiş ve taşınmazlar satılmaya başlamıştır. Bildiğim kadarıyla inşaatı bitiren şirket ile alacaklı olduğumuz müteahhit arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin DEVRİ konusunda anlaşılmışsa yeni şirkette borçtan sorumlu oluyor ve müvekkile taşınmazı devretmek zorunda kalıyor ama ben "X" şirketi sözleşmeyi devir mi etti yoksa sözleşme feshedilip yeni bir sözleşme mi yapıldı nasıl öğrenebilirim? Tapu iptal tescil talebiyle arabuluculuğa başvurmayı düşünüyorum fakat karşı taraflar fesih veya devire ilişkin belgeleri getirir mi bilemiyorum. yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. İyi çalışmalar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8513, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 14-05-2024 17:43
Merhaba meslektaşlarım ,
Müvekkilm tarafından açılan boşanma davasının dava dilekçesinde velayet talep edilmiştir. Maddi vakıalara neredeyse hiç yer verilmemiş,deliller belirtilmemiştir.
Cevaba cevap dilekçesinde ise maddi vakıalara biraz olsun değinilmiş, tanık, delil vs bildirilmemiştir.Tazminat türü ve miktarı belirtilmeksizin tazminat ,nafaka ve velayet talep edilmiştir.
İlgili davayı ıslah etmeye yönelik hazırlık yapmaktayım. Ancak edindiğim bilgilere göre yerleşik görüş velayet,maddi manevi tazminat ve nafakadan feragata dair bir söylemde bulunulmadı ise ıslaha gerek olmadan her aşamada talep edilebildiği yönünde.
Boşanma sebebi konusunda bir sorunumuz bulunmamaktadır. Islah sebebim maddi vakıalara değinilmemesi tanık ve delil belirtilmemiş olmasıdır. Ve yukarıda bahsetmiş olduğum gibi tazminat türü ve miktarı da belirtilmemiştir.
-Hazırlayacağım ıslah dilekçesinde delillerimizi, tanıklarımızı ve maddi vakıaları ayrıntılıca açıkladıktan sonra velayet talebini, maddi manevi tazminat miktarlarını ve nafaka miktarını belirtmek mi mantıklı olan olur?
-Yoksa delillerimizi tanıklarımızı ve maddi vakıaları ayrıntılıca açıkladıktan sonra ayrı bir beyan dilekçesi ile velayet, maddi manevi tazminat ve nafaka taleplerini bildirmek mi? Şimdiden yardımcı olacak meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :7984, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 14-05-2024 17:16
Merhaba meslektaşlarım,
Davacı tarafı bulunduğum, basit yargılama usulüne tabii olan kira tespit davasında karşı taraf cevap dilekçesinde x tarihli bir kira sözleşmesi olduğunu ekli belge olarak dilekçeye eklediklerini belirtmektedir. Ancak ekli belge olarak eklenmiş bir belge yoktur. Delil dilekçesi için tensip zaptında verilen süre de geçmiştir. Davanın ilk duruşması henüz görülmedi. Karşı tarafın ilgili sözleşmeyi duruşma sırasında sunmak istemesi halinde benim kabul etmeme hakkım var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :7848, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : hukuker158, Tarih : 14-05-2024 16:03
Görüş bildirecek herkese şimdiden çok teşekkürler

Malik olmayan kiraya veren tarafından imzalanmış bir kira sözleşmesinde (malik, kiraya verenin eşi) kira süresi 1 yıl ve kira başlangıç tarihi ise 02/06/2022 tarihidir.
İhtiyaç nedeni ile tahliye davası açmak istiyoruz.Normal şartlarda ihtar şartı yok 02/07/2024' e kadar davayı açabilirdim.Ancak ''Kontratın sona ermesinden 1 ay evvel taraflar yazılı olarak ihtarda bulunmadıkları sürece kontrat yenilenmiş kabul edilir.'' şartın dan*dolayı şuan*ihtarname göndersem dahi*1 aylık süreye uymadığımdan*kontratın yenilenmesini engelleyemiyorum. Aklıma şöyle bir çözüm geldi
Bu davayı kiraya veren adına değil de MALİK adına açsam. Yine ihtar çekmem gerekir mi? Yoksa 02/06/2024-02/07/2024 tarihi arasında arabulucuya başvurarak direkt malik adına dava*açabilir*miyim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8363, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : bettercallme, Tarih : 14-05-2024 14:46
Sayın meslektaşlarım merhaba,

Emeklilik sebebiyle işten ayrılan işçinin kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin ücreti ödenmiş, tüm alacakları tasfiye edilmiştir. İşçi, emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışmaya devam etmek istemiş ve işveren de bu talebi kabul etmiştir. Bildiğiniz üzere, kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin ücreti ödenerek emeklilik öncesi çalışma döneminin tamamen tasfiye edilmesi halinde, emeklilik öncesi çalışma dönemi tamamen sona ererek yeni bir iş sözleşmesi yapıldığı kabul edilmektedir. Peki, yeni çalışma döneminde hak kazanılan yıllık izin süresi nasıl hesaplanır? 10 yıldır aynı işyerinde çalışan işçinin yıllık izin hakkı 14 güne mi düşer?

Hukuk sitelerindeki çoğu görüş, İş Kanunu’nun 54. maddesinin: “Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır” düzenlemesine dayanarak yıllık ücretli izin süresi hesaplanırken önceki ve sonraki çalışma sürelerinin toplanacağını, sürelerin birleştirileceğini savunuyor. Yargıtay'ın da bu yönde kararları var.

Ancak, Yargıtay başka bir kararında "4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir." şeklinde hüküm kurmuştur. (7. HD., E. 2015/4478 K. 2015/6713 T. 9.4.2015)

Bu hususta değerli görüşlerinize ve varsa elinizdeki emsal kararlara ihtiyaç duymaktayım. Şimdiden çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :7657, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : parezer3447, Tarih : 11-05-2024 12:08
Merhaba sayın meslektaşlarım, ilamsız takibe dayalı bir icra dosyası kapsamında vakti zamanında imza itirazı davası açmıştım. Fakat icra dosyasının takibi hususunda müvekkille aramda bir anlaşma olmadığı için icra dosyasına vekaletname sunmadım.

Alacaklı taraf icra hukuk mahkemesi dosyasından vekaletnamemi alıp icra dosyasına sunarak beni borçlu vekili olarak dosyaya ekletiyor. Akabinde bana tebligatlar geliyor.

Bana icradan gelen tebligatları iade ettim ve uyap kaydımın silinmesini istedim. Fakat müdür talebi reddediyor alacaklı vekilide borçlu vekilinin vekaletnamesini sunabilir diyor.

Müvekkille iletişim yok, kalkıp masraf yapıp icra hukuk mahkemesinde dava açmak istemiyorum. Ücretini almadığı bir dosyayı da takip etmek istemiyorum.

Müdür hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundum, orda da takipsizlik aldım. Müdür savcılık ifadesinde icra hukuk dosyasında vekil olduğum için icra dosyasında bana tebligat yapılması yasal diyor. Yeterince usul hukuku bilmediğim için bu durumu bilmediğimi iddia etmiş bir de.

İcra müdürü ve alacaklı vekili el ele vermiş beni zorla vekil yapıyor.

İcra mahkemesinde vekâletim var diye icra dosyasını takip etmem gerektiğine dair bir içtihat var mı?


Bu durum karşısında ne yapmalı vekâlet sunmadığım dosyadan istifa mı edeyim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8081, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av. aee, Tarih : 10-05-2024 11:28
Merhabalar. Müvekkilin bulunduğu ada ve parsellerde yapılan kadastro yenileme çalışmalarında komşu parsel ile müvekkilin bulunduğu sınırda değişiklik olmuş ve komşu parsel sahibi yıllardır var olan sınıra bu değişiklik sebebiyle uymayarak kazık çakmak suretiyle sınırını genişletme çabası içerisine girmiştir. Zaten var olan ve yıllardır kullanılan bu eski sınırı belirleyen çitler, ağaçlar bulunmaktadır. Ancak komşu parsel sahibi yeni kadastro çalışmasını fırsat bilip 60 metrekare civarında bir sapmayı ileri sürerek sınırını müvekkil tarafına doğru büyütmeye çalışmaktadır. Bu durumda başvurulabilecek davanın niteliği ne olabilir? Değerli görüşlerinize ihtiyacım vardır. Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :7870, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Kaan CENGİZ, Tarih : 08-05-2024 17:39
Merhabalar meslektaşlarım, müvekkil aleyhinde kambiyo takibine yönelik ödeme emri müvekkile 29.04.2024 tarihinde tebliğ edilmiş. Müvekkil 9 gün sonra tarafıma ulaştı. Doğal olarak yasal şikayet süresi geçmiş bulunuyor. İcra takibini incelediğimde takibe konu senedin arkasında " .... adresteki inşaatın pvc ve cam korkuluk bina giriş kapısı ve posta kutusu işlerinin tamamlanması için verilen teminat senedidir. faturaları kesilip teslim edildikten sonra geçersizdir. iş teslim tarihi 15.04.2024 son gündür" ifadesi yer almaktadır. müvekkil ile diğer kişi arasında tanzim edilen sözleşme metninde teminat olarak alınan işbu senet bilgileri yer almamaktadır. takibe konu senedin vade tarihi kısmına teminat ibaresi yazılmamıştır. Şu iki konuda yardımlarınızı bekliyorum;
1-sadece senedin arka sayfasında yukarıda belirtilen ifadenin yazılı olması senedin teminat senedi olarak kabulü için yeterli midir?

2- takibin kambiyo senedi vasfında olmayan teminat senedine yönelik yapılmış olması durumunda süresiz şikayet yoluna başvurabilir miyim ?

Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8248, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : norrinradd, Tarih : 08-05-2024 12:34
Meslektaşlarım merhaba müvekkil 3 aracın çarpıştığı trafik kazası gereği sanık olarak asliye ceza mahkemesinde yargılandı ve tali kusurlu bulunduğu için HAGB aldı. Ayrıca kendisine maddi manevi tazminat davası da açıldı ancak ceza mahkemesinde ATK raporunda asli kurulu olan diğer araç sahibine karşı tazminat isteminde bulunulması gerekmez miydi? Davalı olarak nasıl bir savunma yapabiliriz içtihat var mı bu konuda müvekkil tali kusurlu çünkü, teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8895, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : cakanha, Tarih : 07-05-2024 14:46
Herkese merhabalar,

Davacı olarak yer aldığımız bir belirsiz alacak davamızda Mahkeme tarafından bir bilirkişi raporu alındı. Mahkeme, rapora yönelik itirazları reddetti ve talep artırım için tarafımıza süre verdi. Talebimiz artırdık ve harcımı ödedik. Ancak bir sonraki duruşmaya kadar geçen süre içerisinde Mahkeme, bu dosyanın başka bir dosya ile çok benzer olduğunu, o dosya ile bu dosya arasında çelişki yaratacak bir sonuç ortaya çıkmasının yanlış olacağını düşündü ve birleştirme kararı verdi.

Mahkeme, çelişki yaşanmaması adına iki uyuşmazlığı da kapsayan yeni bir bilirkişi raporu alınmasını istedi. Yeni rapor da lehe olacak şekilde hazırlandı. Ancak talep ettiğimiz tutar ile arasında yaklaşık 300k tutarında bir fark mevcut. Mahkeme süre verdiği için talebimizi arttırdık. Ancak Mahkemenin sonraki işlemleri nedeniyle böyle bir pozisyonda kaldık.

Kısmen ret kısmen kabul kararı almamak için yapabileceğimiz bir yöntem var mıdır? İkinci talep artırım (talebi azaltarak) dilekçesi verilebilir mi?

Değerli görüşlerinizi rica ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :8196, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05816102 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.