Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : hukuker158, Tarih : 14-05-2024 16:03
Görüş bildirecek herkese şimdiden çok teşekkürler

Malik olmayan kiraya veren tarafından imzalanmış bir kira sözleşmesinde (malik, kiraya verenin eşi) kira süresi 1 yıl ve kira başlangıç tarihi ise 02/06/2022 tarihidir.
İhtiyaç nedeni ile tahliye davası açmak istiyoruz.Normal şartlarda ihtar şartı yok 02/07/2024' e kadar davayı açabilirdim.Ancak ''Kontratın sona ermesinden 1 ay evvel taraflar yazılı olarak ihtarda bulunmadıkları sürece kontrat yenilenmiş kabul edilir.'' şartın dan*dolayı şuan*ihtarname göndersem dahi*1 aylık süreye uymadığımdan*kontratın yenilenmesini engelleyemiyorum. Aklıma şöyle bir çözüm geldi
Bu davayı kiraya veren adına değil de MALİK adına açsam. Yine ihtar çekmem gerekir mi? Yoksa 02/06/2024-02/07/2024 tarihi arasında arabulucuya başvurarak direkt malik adına dava*açabilir*miyim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :466, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : bettercallme, Tarih : 14-05-2024 14:46
Sayın meslektaşlarım merhaba,

Emeklilik sebebiyle işten ayrılan işçinin kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin ücreti ödenmiş, tüm alacakları tasfiye edilmiştir. İşçi, emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışmaya devam etmek istemiş ve işveren de bu talebi kabul etmiştir. Bildiğiniz üzere, kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin ücreti ödenerek emeklilik öncesi çalışma döneminin tamamen tasfiye edilmesi halinde, emeklilik öncesi çalışma dönemi tamamen sona ererek yeni bir iş sözleşmesi yapıldığı kabul edilmektedir. Peki, yeni çalışma döneminde hak kazanılan yıllık izin süresi nasıl hesaplanır? 10 yıldır aynı işyerinde çalışan işçinin yıllık izin hakkı 14 güne mi düşer?

Hukuk sitelerindeki çoğu görüş, İş Kanunu’nun 54. maddesinin: “Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır” düzenlemesine dayanarak yıllık ücretli izin süresi hesaplanırken önceki ve sonraki çalışma sürelerinin toplanacağını, sürelerin birleştirileceğini savunuyor. Yargıtay'ın da bu yönde kararları var.

Ancak, Yargıtay başka bir kararında "4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir." şeklinde hüküm kurmuştur. (7. HD., E. 2015/4478 K. 2015/6713 T. 9.4.2015)

Bu hususta değerli görüşlerinize ve varsa elinizdeki emsal kararlara ihtiyaç duymaktayım. Şimdiden çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :312, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Hukukçu1944, Tarih : 13-05-2024 21:44
A, müvekkil B'ye 100.000 TL banka havalesi ile açıklamada "borç" ibaresi yazılmak suretiyle para gönderiyor. Borcun gonderilmesinden 2.5 yıl sonra A icra takibi açıyor. Bu süreçte Tbk 392 gereği 6 haftalık bir süre de verilmiyor. Ön inceleme tutanağında dava konusu itirazın iptali-sebepsiz zenginlesme olarak giriliyor.
Zamanaşımı ne zaman doluyor
1.sebepsiz zenginlesme çercevesinde bakıp 2 yıl mi
2. ödünç-tuketim sözleşmesi olarak bakıp 6 ay mi
3. Genel zamanaşımı sebebiyle 10 yıl olarak mi bakacağız.
Özelikle elinde bu konuda bir Yargıtay kararı olan ve paylaşan olursa çok mutlu olurum
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :313, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : parezer3447, Tarih : 11-05-2024 12:08
Merhaba sayın meslektaşlarım, ilamsız takibe dayalı bir icra dosyası kapsamında vakti zamanında imza itirazı davası açmıştım. Fakat icra dosyasının takibi hususunda müvekkille aramda bir anlaşma olmadığı için icra dosyasına vekaletname sunmadım.

Alacaklı taraf icra hukuk mahkemesi dosyasından vekaletnamemi alıp icra dosyasına sunarak beni borçlu vekili olarak dosyaya ekletiyor. Akabinde bana tebligatlar geliyor.

Bana icradan gelen tebligatları iade ettim ve uyap kaydımın silinmesini istedim. Fakat müdür talebi reddediyor alacaklı vekilide borçlu vekilinin vekaletnamesini sunabilir diyor.

Müvekkille iletişim yok, kalkıp masraf yapıp icra hukuk mahkemesinde dava açmak istemiyorum. Ücretini almadığı bir dosyayı da takip etmek istemiyorum.

Müdür hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundum, orda da takipsizlik aldım. Müdür savcılık ifadesinde icra hukuk dosyasında vekil olduğum için icra dosyasında bana tebligat yapılması yasal diyor. Yeterince usul hukuku bilmediğim için bu durumu bilmediğimi iddia etmiş bir de.

İcra müdürü ve alacaklı vekili el ele vermiş beni zorla vekil yapıyor.

İcra mahkemesinde vekâletim var diye icra dosyasını takip etmem gerektiğine dair bir içtihat var mı?


Bu durum karşısında ne yapmalı vekâlet sunmadığım dosyadan istifa mı edeyim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :484, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av. aee, Tarih : 10-05-2024 11:28
Merhabalar. Müvekkilin bulunduğu ada ve parsellerde yapılan kadastro yenileme çalışmalarında komşu parsel ile müvekkilin bulunduğu sınırda değişiklik olmuş ve komşu parsel sahibi yıllardır var olan sınıra bu değişiklik sebebiyle uymayarak kazık çakmak suretiyle sınırını genişletme çabası içerisine girmiştir. Zaten var olan ve yıllardır kullanılan bu eski sınırı belirleyen çitler, ağaçlar bulunmaktadır. Ancak komşu parsel sahibi yeni kadastro çalışmasını fırsat bilip 60 metrekare civarında bir sapmayı ileri sürerek sınırını müvekkil tarafına doğru büyütmeye çalışmaktadır. Bu durumda başvurulabilecek davanın niteliği ne olabilir? Değerli görüşlerinize ihtiyacım vardır. Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :426, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Kaan CENGİZ, Tarih : 08-05-2024 17:39
Merhabalar meslektaşlarım, müvekkil aleyhinde kambiyo takibine yönelik ödeme emri müvekkile 29.04.2024 tarihinde tebliğ edilmiş. Müvekkil 9 gün sonra tarafıma ulaştı. Doğal olarak yasal şikayet süresi geçmiş bulunuyor. İcra takibini incelediğimde takibe konu senedin arkasında " .... adresteki inşaatın pvc ve cam korkuluk bina giriş kapısı ve posta kutusu işlerinin tamamlanması için verilen teminat senedidir. faturaları kesilip teslim edildikten sonra geçersizdir. iş teslim tarihi 15.04.2024 son gündür" ifadesi yer almaktadır. müvekkil ile diğer kişi arasında tanzim edilen sözleşme metninde teminat olarak alınan işbu senet bilgileri yer almamaktadır. takibe konu senedin vade tarihi kısmına teminat ibaresi yazılmamıştır. Şu iki konuda yardımlarınızı bekliyorum;
1-sadece senedin arka sayfasında yukarıda belirtilen ifadenin yazılı olması senedin teminat senedi olarak kabulü için yeterli midir?

2- takibin kambiyo senedi vasfında olmayan teminat senedine yönelik yapılmış olması durumunda süresiz şikayet yoluna başvurabilir miyim ?

Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :563, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : norrinradd, Tarih : 08-05-2024 12:34
Meslektaşlarım merhaba müvekkil 3 aracın çarpıştığı trafik kazası gereği sanık olarak asliye ceza mahkemesinde yargılandı ve tali kusurlu bulunduğu için HAGB aldı. Ayrıca kendisine maddi manevi tazminat davası da açıldı ancak ceza mahkemesinde ATK raporunda asli kurulu olan diğer araç sahibine karşı tazminat isteminde bulunulması gerekmez miydi? Davalı olarak nasıl bir savunma yapabiliriz içtihat var mı bu konuda müvekkil tali kusurlu çünkü, teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :889, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : cakanha, Tarih : 07-05-2024 14:46
Herkese merhabalar,

Davacı olarak yer aldığımız bir belirsiz alacak davamızda Mahkeme tarafından bir bilirkişi raporu alındı. Mahkeme, rapora yönelik itirazları reddetti ve talep artırım için tarafımıza süre verdi. Talebimiz artırdık ve harcımı ödedik. Ancak bir sonraki duruşmaya kadar geçen süre içerisinde Mahkeme, bu dosyanın başka bir dosya ile çok benzer olduğunu, o dosya ile bu dosya arasında çelişki yaratacak bir sonuç ortaya çıkmasının yanlış olacağını düşündü ve birleştirme kararı verdi.

Mahkeme, çelişki yaşanmaması adına iki uyuşmazlığı da kapsayan yeni bir bilirkişi raporu alınmasını istedi. Yeni rapor da lehe olacak şekilde hazırlandı. Ancak talep ettiğimiz tutar ile arasında yaklaşık 300k tutarında bir fark mevcut. Mahkeme süre verdiği için talebimizi arttırdık. Ancak Mahkemenin sonraki işlemleri nedeniyle böyle bir pozisyonda kaldık.

Kısmen ret kısmen kabul kararı almamak için yapabileceğimiz bir yöntem var mıdır? İkinci talep artırım (talebi azaltarak) dilekçesi verilebilir mi?

Değerli görüşlerinizi rica ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :461, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : kaan_oz, Tarih : 07-05-2024 10:55
Değerli meslektaşlarım, meslek büyüklerim hepinize selamlar,

Kısa ve öz bir şekilde sorumdan bahsedeceğim, fikri ve tecrübesi olan değerleri meslektaşlarımın cevaplarını heyecan ile bekliyor olacağım.

Mülga olan 6570 sayılı kanuna gönderme yaparak tanzim edilen tahliye taahhüdünün hukuki geçerliliği ne durumdadır? Tahliyesi taahhüt edilen taşınmaz bir meskendir.

Saygılarımla.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :458, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : rosinante, Tarih : 03-05-2024 14:16
Merhaba, Müvekkil imam nikahlı olarak biri ile evli ve çocuğu var. İmam nikahlı eşi çocuğu nüfusuna almış çocuğun soyadı babanın soyadı ancak baba resmi nikahlı olarak başkası ile evli olduğu için müvekkil kendi soyadını kullanmakta. Müvekkilin ailesi müvekkile çok kötü davrandığı için soyadını müvekkil değiştirmek istiyor. İmam nikahlı eşinin soyadını alabilir mi? Yardımcı olursanız sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :683, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 02-05-2024 17:05
Merhaba meslektaşlarım,
Muhatabımız dükkanı kiralayan kiracı, Örnek 13- tahliye talepli icra takibi başlatmayı düşünmekteyim. Ancak ödeme emrinin yapılacağı adres konusunda kararsızım .Ödeme emrini dükkana tebliğ ettirmeyi düşünüyorum. Ancak kira sözleşmesinde kiracının ikametgah adresi başka bir adres görünmektedir. Muhtemelen tebligat kiracıya ulaşmayacaktır. Devamında da 21/2 den tebligat talep etmeyi düşünmekteyim. Tebligatı dükkana çıkartmam durumunda tahliye davası aşamasına gelindiğinde tebligat dükkana çıkartılmış olduğu için usulsüz sayılır mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :637, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avsenayilmz, Tarih : 02-05-2024 10:50
Değerli meslektaşlarım merhaba,

Müvekkil, klima tamiri için gittiği binanın çatısının çökmesi sonucu hayatını kaybediyor. Eser sözleşmesi kapsamında iş sahiplerinin söz konusu kazadan sorumlu tutulamayacağına ilişkin birçok Yargıtay kararı okudum.

Acaba, yapı malikinin sorumluluğuna gidilebilir mi? Müvekkilin olayında bina sahipleri (eser sözleşmesi kapsamında iş sahibi), aynı zamanda binanın maliki konumundadır. Bu itibarla sorumluluklarına gitmek mümkün müdür?

Şimdiden ilginize teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :591, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AVUKAT2549, Tarih : 28-04-2024 20:00
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

Tarafımızca Örnek 14 icra takibi ikame edilmiştir. Takip açıldıktan 2 gün sonra kiracı evi tahliye etmiştir. İcra dairesi tebligatı kiracının adresine göndermiş ve iade dönmüştür. Tahliye edildiği için memnunuz fakat dosyadaki takip masrafları ve vekalet ücretinin tahsilatını nasıl yapacağız ? İzlenmesi gereken yol nedir ?

Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1482, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat9444, Tarih : 26-04-2024 12:37
Herkese merhaba,

Kira sözleşmesini malik olan müvekkilin kayınpederi yapmış kiracı ile. Şimdi kira tespit ve tahliye davası açacağız. Bende maliğin vekaletnamesi var. Bu durumda kiralayan olmayan malik bu davaları açabilir mi? Yoksa öncesinde kendisinin veya kayınpederinin ihtarname ile bilgilendirmede mi bulunması gerekir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1721, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : hukukçu077, Tarih : 25-04-2024 15:33
Herkese merhabalar,
Kambiyo senedi icra takibi başlatılmış olup borçluya ödeme emri senetteki adresine tebliğ edilecekken sehven mernis adresine tebliğ edilmiştir. Tebligat muhtara tebliğ edilmiş ödeme süresi geçmeden senetteki adresine de tebligat çıkmıştır. Bu aşamada ne yapmamız gerekiyor? Bu durumda herhangi bir sıkıntı var mı? Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2563, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Buğra YILDIZ, Tarih : 25-04-2024 12:31
Merhaba arkadaşlar;

Trafik kazası neticesinde ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talepli bir dava açtık. Sigorta şirketi tarafından mantıklı bir teklif yapıldı. Bizim sigorta şirketi ile dava içinde sulh olmamız durumunda diğer davalılar (araç sahibi ve araç sürücüsü) yönünden davaya devam edebilir miyiz? Dava dilekçemizin netice-i talep kısmında "müştereken ve müteselsilen davalı sigorta şirketinden, davalı araç sürücüsünden ve araç sahibinden müştereken ve müteselsilen tahsiline" karar verilmesini talep etmiştik.

Yanlızca sigorta şirketi ile sulh olsak, sigorta şirketi teminatının üstünde kalan miktar için diğer davalılara karşı davamız devam eder mi? Davamızın devam etmesi için sigorta şirketi ile sulh olursak bunu mahkeme önünde feragat olarak mı belirtmek gerekir?

Bilgi verirseniz sevinirim. Teşekkür ediyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1560, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AVUKAT2549, Tarih : 24-04-2024 21:18
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,
Kiracıya örnek 14 icra takibi yapıldı. Kiracının ev adresine değil de kiralamış olduğu dükkana tebligat yapılmıştır. Yerleşim yerine yapılmamasında bir mahsur var mıdır ? Dükkana yapılan bu tebligat geçerli midir ?

Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1472, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Sonay, Tarih : 24-04-2024 19:44
Merhabalar. Borçlu şirketin kasap deposuna fili hacze gittik. Orada bulunan 3. şahıs istihkak iddiasında bulundu. İcra memerunca İİK 96-97 'ye göre işlem yapıldı ve 3. şahıs tarafından istihkak davası açıldı. Açılan davada haczedilen malların muhafaza altına alınmasının ve satışını ile paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını talep etti. Mahkeme tedbir talebini reddetti. İcra hukuk mahkemesi 3. kişi tarafından istihkak davası açılmadan önce istihkaka konu mallar yönünden takibin devamına karar verdi.

Sorular
1-3.Kişinin açmış olduğu istihkak davası devam ederken haczedilen hayvanların satışı istenebilir mi?

2-İlk defa satış isteyeceğim ve usulü ve sıralamayı pek bilmiyorum pratikte. Satış aşamasında ne yapılması gerekiyor. Hangi talepler gönderiliyor. Yerinde satış nasıl uygulanıyor.

Şimdiden çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar
.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1524, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Burçin Yılmaz, Tarih : 24-04-2024 14:49
Müvekkilimin yakınlarına ait motosiklet 6 şubat 2023 depreminde enkaz altında kalmış. Motosikletin sahibi ve mirasçıları da depremde hayatını kaybetmiş. Bu yıl müvekkilim adına enkaz altında yok olan motosiklet için vergi tahakkuk etmiş. Bu motosikletin trafikten terkini için nasıl bir yol izlemek gerekir ? Benzeri olay ile karşılaşan meslektaşlarımın bilgi ve önerilerini bekliyorum...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2327, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Enes Talha, Tarih : 21-04-2024 15:40
Herkese iyi günler dilerim,
Müvekkil yurt dışında boşanmış olup, ilgili kararda türkiyedeki mallar üzerinde de bir paylaşım yapılmıştır. Boşanma kararı, eski eş ile birlikte başvurularak konsolosluk tarafından tanınmış vaziyettedir. Sadece mevcut mal paylaşımı için ilgili kararın tenfizini talep etmek yeterli olacaktır diye düşünüyorum, ancak boşanma kararının mahkemece tanınmadığı için doğrudan tenfizine geçilemeyeceğine dair bir kaç söylenti kafamda soru işareti oluşturmaktadır. Bu konuda nasıl bir yol izleyebilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1427, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04650807 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.