Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : tutkamun, Tarih : 01-12-2025 14:54
Meslektaşlarım, üstadlarım merhaba,bir kira tespit davası açtım fakat davaya konu kira sözleşmesinin başlangıç tarihi eylül ayı, kira artış ayı haziran ayı olarak düzenlenmiş. Karşı tarafın bir itirazı olmamasına rağmen kira başlangıcıyla ilgili açıklama yapmak için hakim süre verdi. Ben davayı sözleşme başlangıç tarihine göre açtım. Kira başlangıcını haziran olarak kabul edip davayı reddetmesinden ya da bir sonraki sene için tespit yapmasıyla ilgili çekincelerim var. Tespitin, artış ayından itibaren değil sözleşme tarihinden itibaren olması gerektiğiyle ilgili elinde karar olan veya daha önce böyle bir durumla karşılaşmış olan var mı? Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :320, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Nuriye Değer, Tarih : 30-11-2025 17:46
Sayın meslektaşlarım;
Dava muris muvazaası nedeni ile tapu iptali. Müvekkilin babası oğluna tapuda satış yoluyla birkaç parsel tarla satmış, Baba ölmüş kardeşleri dava açıyor. Davalılar ; müvekkil (x) ve müvekkilin çocukları. Müvekkil satın aldığı parsellerden iki tanesini çocuklarına satmış. Müvekkilin çocukları da bana vekalet vermek istedi. Hem davalı x in hem de x den tarla satın alan x in çocukları y ve z nin vekili olabilirmiyim . Menfaat çatışması var mı?.
Acele bir iş müsait olanlar cevap verebilir mi?
Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :374, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Mehmet2007, Tarih : 30-11-2025 15:23
Meslektaşlarım merhaba.

Tüketici tarafından noterden düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesi ile satın alınmış taşınmazın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle tüketici mahkemesinde müteahhittin taşınmazı teslim ve tescil etmediği iddiasıyla dava ikame ediliyor, dava süresince taşınmaz kaydına da ihtiyati tedbir şerhi tesisi talep ediliyor, taşınmazda kat irtifakı tesis edilmediğinden dolayı da tapu kaydına ihtiyati tedbir şerhi tesis edilemiyor. Akabinde ödenen tutar miktarı kadar ihtiyati haciz talep ediliyor ve mahkeme tarafından ihtiyati haciz kararı kabul ediliyor, icraya konu edilip icra dosyasına müteahhit tarafından teminat depo edilmiştir. Yargılama sonunda tapu iptali tescil talebinin reddine sözleşmeden dönme nedeniyle taşınmazın güncel değerinin tahsiline karar veriliyor.
Tüketici tarafından ilama dayalı yeni bir icra takibimi yapılması gerekmektedir. İhtiyati haciz dosyasından ek takip talebiyle icra emrimi çıkarılmalıdır?
İhtiyati haciz dosyasından ek takip talebi ile icra emri düzenlettirilmesi durumunda icra emrinin iptali ile karşı karşıya kalınır mı?
Görüşlerinize ihtiyacım bulunmaktadır.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :381, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 30-11-2025 13:37
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkilimiz (Kadın) ile karşı taraf (Erkek), nişan töreni yapılmaksızın yaklaşık 2 yıl süreli bir duygusal ilişki yaşamışlardır. Müvekkil (Kadın), ilişki süresince erkeğe düzenli olarak yüksek miktarlarda para transferi yapmış, ayrıca telefon, araç ve motor gibi yüksek değerli eşyaların bedelini ödemiştir.

Nişan Vaadi (TMK m. 118) : WhatsApp yazışmalarında; "SULTANIM", "Efendim kocacım buyur", "Bir ömür geçireceğim seninle" ' sen varsan her şeye razıyım bırakma beni yeter ki şu sıkıntılar bitsin yanına geleceğim' gibi ifadeler ve erkeğin;müvekkilimizin verdiği paradan sonra kadına yüzük aldığına yönelik beyanlar mevcuttur.Devamlı olarak vermezsen ayrılırız başka kadınlar bulurum şeklinde ifadeler ve ben seni sevdim seninle uzatmadan evleneceğim şeklinde ses kaydı mevcuttur. Bu ifadeler, taraflar arasında evlenme vaadi (nişanlanma) olduğu yönünde yeterli delil oluşturmakta mıdır? Araştırmalarıma göre Yargıtay uygulamalarında fiili birliktelik ve bu tür yazışmalar, nişanlanmanın varlığına karine teşkil edebilmektedir.

Para Transferlerinin Amacı: Paranın önemli bir kısmı, erkeğin mevcut ceza dosyaları, borçları evine klima alması ve kişisel harcamaları için, erkeğin yoğun talepleri üzerine gönderilmiştir. Bu harcamaların büyük kısmı evlilik amacına matuf değildir.

Yüksek Değerli Eşyalar: Müvekkil tarafından bedeli ödenen telefon, araç ve motor gibi eşyalar mevcuttur. Erkek, bu eşyaları kendi isteğiyle aldığını ve parayı müvekkilin gönüllü olarak verdiğini iddia etmektedir.Aracın müvekkilime ait olduğuna yönelik karşı tarafın mesajıda bulunmaktadır.

İlişkinin Sona Ermesi: İlişki, erkeğin başka kadınlarla görüşmesi gibi sadakatsizlik içeren davranışları nedeniyle sona ermiştir. Bu durum, ilişkinin bozulmasında erkeğin kusurlu olduğunu güçlü şekilde göstermektedir.Buna ilişkin whatsapp mesajları da mevcuttur.
Bu durum karşısında, müvekkilimiz Kadın'ın Western uniondan gönderdiği paralar ve alınan eşyaların iadesi için en güçlü hukuki yol ve strateji ne olmalıdır?
-"Kocacım", "bir ömür geçireceğim" gibi ifadeler, nişan yüzüğü takılmaması ve resmi bir tören yapılmaması durumunda dahi, TMK anlamında "nişanlanmanın" varlığını ispatlamak için Yargıtay nezdinde yeterli bir karine oluşturur mu? Bu karinenin aksini ispat yükü kime düşecektir?
- Davayı Aile Mahkemesi'nde açarak TMK hükümlerinin uygulanmasını sağlamak (özellikle TMK m. 122 ile hediyelerin iadesini kolaylaştırmak) mı, yoksa doğrudan TBK'ya mı dayanmak daha az risk taşır?
-Erkeğin kişisel borçları ve ceza dosyaları için gönderilen paralar, müvekkilin evlenme vaadi ve geleceğe güven duyması sebebiyle yapılmış olsa bile, "evlenme amacıyla yapılan harcama" (TMK m. 120) sayılabilir mi? Sayılamayacaksa, en güçlü dayanağımız Sebepsiz Zenginleşme (TBK m. 77) olmalı mıdır?
-Müvekkilin, sürekli para isteyen erkeğe, evlilik beklentisinin devamı için parayı gönderdiğini, yani bir 'lütuf' (bağış) değil, şartlı bir edim gerçekleştirdiğini ispatlamak için hangi ek delillere ihtiyaç vardır? Mesajlaşmalarda göndermezsen ayrılırız şeklinde beyanlar yer almaktadır. Tanık yoktur.
-TMK 122 Kapsamı: Müvekkil tarafından bedeli ödenen ve erkeğin adına tescil edilen araç ve motor, nişanlanmanın ispatlanması halinde, doğrudan "alışılmışın dışındaki hediye" olarak aynen iade edilebilir mi? Yoksa bedelin (zenginleşme oranında güncel değeri) mi talep edilmesi gerekir?

Davayı Terditli olarak açmak mı, yoksa olayın maddi transfer yoğunluğu nedeniyle doğrudan Sebepsiz Zenginleşme yolunu mu tercih etmek daha kesin sonuç verir? Benzer dosyası olan meslektaşlarım deneyimlerini paylaşabilirlerse çok sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :372, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Sinan Ağören, Tarih : 29-11-2025 16:24
Müvekkil 17 Şubat 2021 tarihinde yapı kullanım belgesi alınan insaatten 2 Mart 2021 tarihinde arsa sahibinden taşınmaz satın alınıyor. Müteahhit veya arsa sahibine karşı yazılı bir ihbar yapılmamış ancak sözlü olarak ikisinden de ayıpların giderilmesi için talepte bulunulmuş. Bu durumda dava müteahhite karşı mı açılmalı yoksa arsa sahibine karşı mı? Ayrıca zamanaşımı tespiti nasıl yapılmalı? Şimdiden teşekkür ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :431, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : berkberk98, Tarih : 28-11-2025 10:45
Değerli üstatlarım merhabalar.
Müvekkilin eşi vefat ediyor ve alt soyları ile üst soyları bulunmuyor. Yalnızca kardeş ve kuzenler hayatta. Bu durumda saklı paylı mirasçı da eş haricinde haliyle bulunmuyor. Vefat eden kimsenin ise tüm malvarlığını eşine bıraktığına dair notere tevdi edilmiş vasiyetnamesi mevcut.

Bu durumda mirasçılık belgesi alınması durumunda tüm mirasçılar belgede yer alacak. Ancak murisin iradesi bu yönde değil. Vasiyetnamenin okunması davası beklendiğinde de intikal için olan süre geçecek. Ne yapılmasını önerirsiniz? Önce vasiyetnamenin okunması için dava açıp aynı anda veraset ilamı için mi başvurmak gerekir? Saygılarımla.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :602, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AVUKAT2549, Tarih : 27-11-2025 15:54
Sayın meslektaşlarım,

Elimizde bir kira sözleşmesi var. Mecura konu evde aile oturmaktadır. Sözleşmede kiracı sıfatına haiz olan kocadır. Fakat sözleşmede el yazısı ile yazılan şöyle ''Evi (kocanın ismi) ailesi tutmuş bulunamaktadır.'' şeklinde ifade geçmektedir. Bu ifade halinde diğer eş kira sözleşmesinde taraf sıfatına sahip olur mu ? 10 uzama yılından kaynaklı ihtar çekilecek fakat bu durum kafamızı karıştırdı. Sadece kocaya çeksek problem çıkar mı ? Ayrıca kadının sözleşmede herhangi bir imzası bulunmamaktadır. Bilgisi ve tecrübesi olan meslektaşlarımdan desteğinizi rica ediyorum. Saygılarımla, iyi çalışmalar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :580, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato0206, Tarih : 27-11-2025 13:21
Sayın meslektaşlar, tevkil kapsamında düzenlenen bir yetki belgesi ve bu şekilde duruşmaya iştirak eden bir avukatın, örneğin söz konusu asil taraf bakımından istinaf süresinin kaçırılması, delil süresinin kaçırılması vb yani hukuki veya cezai sorumluluğunu doğuran uyuşmazlıklarda sorumluluğu doğar mı? o halde tevkil için girilecek duruşma öncesi sunulacak yetki belgesinin kapsamı yalnızca duruşmaya katılım şeklinde sınırlandırılsa sizce bu uygun bir yetki belgesi olur mu ve tevkil yapan avukatı korur mu? veya tevkil yapanın dosyaya çekilme dilekçesi mi sunması gerekir? öneriniz veya tecrübeniz varsa paylaşabilir misiniz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :560, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avbeste, Tarih : 27-11-2025 10:36
Meslektaşlarım merhaba. Müvekkilim murisin eşi. Diğer yasal mirasçılar ise murisin kardeşleri. Muris vasiyetname yaparak tüm malvarlığını müvekkile bırakıyor. Yani müvekkil hem yasal hem atanmış mirasçı. Vasiyetname açılıp okundu ve kesinleşti.Ancak müvekkil tapuya gidip intikal yapmak istediğinde diğer mirasçıların vasiyetnameye itiraz etmediğine ilişkin ispat olarak Vasiyetnamenin tenfizi davası açmadan intikal yapılamayacağı söylenmiş kendisine. Ben daha önce bu davayı hiç açmadım ancak araştırdığımda atanmış mirasçının bu davayı açmasında hukuki yarar olmadığından davanın reddine dair Yargıtay kararları olduğunu gördüm. Tapu dairesi ısrarla sorun çıkartıyor. Bu durumda miras intikalini nasıl sağlayabilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :526, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.ukat, Tarih : 26-11-2025 15:11
"Kiracı kontrat bitiminde kira bedelini anlaşmaya göre %.........oranında artırmayı kabul eder."

Merhaba meslektaşlarım. Kira sözleşmesinde tam olarak yukarıdaki madde bulunmakta. Bu durumda yeni dönem için kira tespit davası mı açmalıyız yoksa TÜFE oranında artış yapabilir miyiz?
(kiracı borcunu ödemediği için icra takibi yapacağım, yanlış miktar üzerinden gitmek istemiyorum)
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :606, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Rümm, Tarih : 25-11-2025 11:23
Meslektaşlarım merhabalar.

Açmış olduğumuz ortaklığın giderilmesi davasında tapu hissedarlarından birinin ölmesi sebebiyle mahkemece verilen yetki ile sulh hukukta ayrı bir dava açarak murise ilişkin veraset ilamını aldım.

Veraset ilamını asıl dava olan ortaklığın giderilmesi davasına sunarak mirasçıları davaya dahil edeceğim. Fakat veraset ilamında belirli oranda payın devlet hazinesine bırakıldığı belirtilmiş. Zira murisin mirasçısı da vefat etmiş ve yasal mirasçısı da kalmadığından devlet hazinesine bırakılmasına karar verilmiş.

Bu halde biz davaya hazine ve maliye bakanlığını mı dahil edeceğiz? bilgisi olan meslektaşlarım yardımcı olursa çok seviniriz.

Birde dahili dava dilekçesini sunarken "ekte sunulu veraset lamı doğrultusunda .... kimlik numaralı kişilerin davaya dahil edilmesini talep ediyoruz" demek yeterli olur değil mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :688, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat Ergun, Tarih : 24-11-2025 14:25
Elbirliği mülkiyetine konu olan bir taşınmazda maliklerden birinin ihtiyacı sebebiyle 5 malik adına ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açtım. Yargıtay kararları uyarınca elbirliği mülkiyetinin olduğu durumlarda malikler davayı beraber açabilecekleri gibi muvafakat ile de devam ettirebilirler. Ben de bu sebeple 5 malik adına 1 malikin ihtiyacı için davayı açtım. Bilindiği üzere ihtiyaç sebebiyle tahliye davalarında davacının başka taşınmazı olup olmadığı araştırılmaktadır. Ön inceleme duruşmasında ise tüm davacıların ve eşlerinin tapu kayıtlarının araştırılmasına karar verildi. Öncelikle sormak istediğim husus şu ki benim ihtiyacı olan müvekkilimin tek taşınmazı tahliyeye konu taşınmazdır fakat diğer davacıların taşınmazları vardır. Burada muvafakati alınarak da devam ettirilebilecek bir dava iken sırf usul ekonomisi açısından ortakların tamamını davacı olarak davayı açtım diye hakimin tüm davacıların taşınmazlarını araştırması doğru mu? eğer diğer davacıların taşınmazı var ise bunun davaya etkisi var mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :591, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Rümm, Tarih : 22-11-2025 13:29
Merhabalar.
Müvekkil, ticari aracı ile trafik kazasına karıştı ve %100 karşı taraf kusurlu. kaza sonrası aracın ön kısmı ayrı; arka kasa kısmı ayrı çekici ile servise götürüldü. araç perte ayrıldı.

Gelinen aşamada araç sürücüsü ve malike karşı ticari kazanç kaybı davası açacağız. Fakat müvekkilce ödenen çekici bellerini de talep etmek istiyoruz.

Kaskodan mı karşı yanın sigortasından mı yoksa malik ve sürücüden mi istemeliyiz? Eğer malik ve sürücüden müşterek müteselsil talep ediliyorsa icra takibi başlatmaktansa ticari kazanç kaybı davasında ayrı bir kalem olarak talep edeceğiz. bu durumda direkt tam alacak olarak mı talep edilmeli? Fatura var delil olarak.

Çekici bedeli konusunda bilgisi olan meslektaşlarımız emsal karar vs bilgilerini paylaşırsa çok seviniriz.
Kolaylıklar dileriz.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :579, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Nagehan Çubuk, Tarih : 21-11-2025 10:45
Merhabalar,
1999 yılı öncesi için açılacak hizmet tespit davasında hak düşürücü süreye tabi olmamak için istisnalardan biri olan aynı iş yerinde kesintisiz çalışmak maddesinden faydalqnmak istiyorum fakat işçi calisirken askere gidip gelmiş sonrasında yine aynı yerde çalışmış hiç sigortası yapılmamış daha sonra sigortası başlatılmış. Var olan durumda kesintisiz çalıştığı kabul edilir mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :704, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : YAZICIOGLU, Tarih : 20-11-2025 14:42
Tüketici mahkemesinde açtığım bir dava var.Asıl deava dilekçesinde acemilikle taleplerimi eksik yazmışım.Dahili dava dilekçesinde tüm taleplerimi eksiksiz yazmışım
Hakim karar verirken sadece Asıl Dava dilekçesindeki taleplerimimi esas alı yoksa dahili dava dilekçesinde belirttiğim taleplerimide dikkate alarak karar verir.
İlgilendiğiniz için cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.İyi günler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :603, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : büşra şahin, Tarih : 20-11-2025 12:55
Merhaba değerli meslektaşlarım,
Müvekkilim ev sahibi olup kiracısı bundan bir kaç ay önce demirbaşı masraf yaptım diyerek kirayı eksik ödemiştir. Müvekkilimde masrafı kendisine bilgi vermesi, kendisinin ödeme yapacağını söylemiş kiradan düşmemesini istemiştir. Bu ay yine kiraya veren eksik ödemiş ve sadece mesajda demirbaş masrafı yaptım kiradan düştüm demiştir. Masraf yapılmış olabilir ancak bunun kiraya verene bilgi verilmeden yapılması durumunda icra takibi başlatırsak lehimize sonuç alabilir miyiz?
Yani gerçekten bir demirbaş masrafı için ödeme yapıldıysa kiraya verene bilgi vermeden bunu kiradan düşebilir mi ?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :611, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : pati, Tarih : 19-11-2025 11:17
Meslektaşlarım merhaba,
Ödenmeyen kira borcu sebebiyle kiracı aleyhine genel haciz yoluyla (örnek 7) icra takibi başlattım. Borçlu hem imzaya hem de borca itiraz edince, bu kez sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açtım. Bu süreçte tahliye istemimiz olmamıştı. Ancak şimdi Müvekkil borçlunun tahliyesini de talep etmemi istiyor. Mevcut itirazın iptali davasında ıslah ile tahliye de isteyebilir miyim? ya da tahliye için nasıl bir yol izlemem gerekiyor? Teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :566, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Savaş, Tarih : 18-11-2025 16:45
Merhabalar meslektaşlarım.

Nitelikli dolandırıcılık suçunda mağdurun şikayetten vazgeçmesi ve zararının soruşturma aşamasında müvekkilin uhdesine geçen tutar kadar giderilmesi hâlinde, şüpheli hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kaldırılmasına ilişkin bir sonuç doğup doğmayacağı konusunda görüşlerinizi rica ediyorum.

Dosyamda birden fazla şüpheli var. Dolandırılan tutar 300.000 TL kadar. Şüphelilerden biri olarak müvekkilin banka hesabına aktarılan 30.000 TL dolandırıcılık parasını ve yasal faizini müştekinin hesabına zararın giderilmesi amacıyla gönderdik. Müşteki, müvekkilin giderdiği zarardan daha fazla olacak şekilde ek 100.000 TL talep etmekte ve bunun karşılığında şikayetten vazgeçeceğini beyan etmekte. Müvekkil hâlen tutuklu. Eğer zararın karşılanmasının tutukluluğun kaldırılmasına yönelik bir ihtimal oluşturacağını düşünürseniz, ödeme yapılmasını sağlayacağım.

Bu durumda daha önce benzer bir tecrübesi olan var mı? Görüşlerinizi paylaşırsanız memnun olurum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :733, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Kardelen888, Tarih : 17-11-2025 18:49
Merhaba, dedeme ait taşınmazın tapusu 1992 yılında 136 m² olarak kayıtlıdır. O zamanlarki imar durumlarından tapu müdürlüğüne başvurmuş; düzeltme işlemi yapılmış ve bu işlem için hem tapu kayıtlarında hem de dedemde bulunan makbuz karşılığı 1991 ve 1992 yıllarında ödeme yapılmıştır. Bu işlem sonrasında tapu 124 m² olarak düzenlenmiştir.

Ancak 1993 yılında “H*** T**” isimli üçüncü bir kişi tapu müdürlüğüne giderek “bu tapu bana ait değil, H*** Ç*** [yani dedeme) ait” şeklinde beyanla yeniden düzeltme talep etmiştir. Bu başvuru üzerine yapılan işlemle taşınmazın yüzölçümü ve imar uygulamasındaki konumu yeniden değerlendirilmiş; bu düzenlemeden dedemin haberi olmamıştır.

Bu işlem sonucunda belediye kayıtlarında 108 m²’ye düşürülmüş sonra imar uygulaması kapsamında arsa alanı ise 124 m² olarak belirlenmiştir. Belediye, bu düzenleme nedeniyle 1993 sonrası arsada 16 m² hak geçtiğini kabul etmiş; ancak bu 16 m²’lik artış için “rayiç değer farkının ödenmediğini” ileri sürerek taşınmaz üzerinde tesis ettiği ipoteğin kaldırılmasını reddetmektedir. Borç olarak webtapuda 1368 ETL gözükmektedir şu an 108 bin Tl olarak borç çıkardı belediye, bu miktar belediyenin fonuna ödeniyormuş.

Oysa ortada 1992’de dedem tarafından yapılmış ve bedeli ödenmiş bir düzeltme vardır; 1993’te üçüncü kişi tarafından yapılan düzeltme ise dedeme tebliğ edilmemiş, hak kaybı yaratmış ve mülkiyet hakkını doğrudan etkilemiştir. Bu durumda: dedeme tebliğ edilmeyen bu işlemin bağlayıcılığı nedir belediye tebliğ zorunluluğu yoktu dedi.
16 m² için belediyenin yeniden bedel talep edip edemeyeceği ve buna bağlı olarak ipoteğin devamının hukuken mümkün olup olmadığı konularında görüşlerinizi rica ederiz. Dava açmam mantıklı mıdır?

Baktığım yargıtay kararlarında ETL cinsinden ilk derece mahkemeleri ödemeyi kabul etmiş ama sonra davalı belediyenin temyiziyle “ taşınmazın değerindeki ipoteğin konulduğu tarihten bugüne kadar olan artış gözetilerek dava tarihi itibari ile rayiç bedel depo ettirmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir”Yargıtay 14 HD E.2018/2137

Bir başka kararda da dava konusu ipotek Karz ipoteğidir ipotek kaydında vade ve faiz mevcut değildir miktar taraflarca kararlaştırılan kesin ipoteği paranın değer Kaybettiğinde bahisle güncellenmesi mümkün değildir ipotek kaydında vade faiz bulunmamaktadır bu durumda davacının alınan ipotek bedeli için ayrıca geçmiş gün ya da gecikme faizi ödemesi de gerekmez 5083 sayılı yasa 1. maddesi gereği bugünkü TL’den ödetilmesi gerekeceğinden bedel bugünkü TL’ye çevrildiğinde ipotek bedelinin 0,45 TL olduğu anlaşılmakta olup 1 TL’nin altında olan işbu değerinden bedel deposu gerekmeyeceğinden davacının bedel depo etmesine gerek olmaksızın ipoteğin fekkine karar verilmesi doğrudur”” İzmir BAM 14 HD E. 2021/1187 K.2021/1123
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :695, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Carsambali.av, Tarih : 17-11-2025 15:59
Merhabalar Üstatlar,

Bir Müvekkil (Erkek) ve ailesi , eşine düğünde takılanlar ve sonradan alınanlar olarak toplam 500 gr altın almışlar. Daha sonradan evlilik devam ederken eşi bu altınları satıp annesinin üzerine farklı bir ilden ev almış. Boşanmak istemiyoruz sadece bu evin en azından eşinin üzerine tescil edilmesi için bir dava açabilir miyiz

saygılar
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :617, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04945207 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.