Mesajı Okuyun
Old 20-07-2011, 16:06   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Görüş

Sayın meslektaşım,

"Kapı çalana açılır"
Kişisel olarak "Yargı Yolları" ayrılığına karşıyım..!
Tedbir alınabilmeli...
Fakat uygulama...

"Yargı Yolları" konulu tartışmalar için:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=16585
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=8531
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=2124

Adlî Yargı'da tedbir:
HUMK.m.101 vd.
HUMK.nun 519. maddesi hükmü uyarınca mahkemenin görevsizliğine ve dava dilekçesinin reddine ilişkin verilen karar, mahiyeti itibariyle davayı esastan halletmeyip usul yönünden ve belli prosedür gerçekleştirilerek hakem mahkemesinde davanın devamına imkan sağlayan niteliktedir. Bu itibarla belirtilen koşullar tamamlanıncaya kadar mahkemece daha önce alınmış bulunan ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmiş olmasında usule aykırı bir husus bulunmaktadır.
(HGK.E. 1995/11-870,K. 1995/1053,T. 29.11.1995)

İdari Yargı'da Yürütmenin durdurulması:
2577/ m.9, 27
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesine göre ancak idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, E. 2010/852, T. 23.9.2010

Görüş:
1."Görev" bilindiği gibi kamu düzenine ilişkindir.
2.Her dava, ait olduğu usul yasasına göre…

Senaryo:
1.İ.tedbir talebi- dava dilekçesi ile birlikte adli yargı’ya sunulursa >>>
2.Yalnızca i.tedbir kararı talep edilirse>>>>

Saygılarımla