BK 14 neyin yazılı şekil olduğunu belirliyor. Adi epostanın da bu madde kapsamında yazılılık şartını yerine getirdiği kabul edilebilir (BKZ.
Elektronik Sözleşmelerde Yazılılık Sorunu (Faks, Email, İnternet Sözleşmelerinde Yazılılık). Ancak adi epostayı yazılı kabul etseniz dahi ikrar olmadığı veya KEP gibi bir sistemle gönderilmediği sürece epostanın içeriğinden alıcının haberdar olduğu tarihi (bkz
öğrenme teorisi) ispat etmeniz teknik olarak mümkün değil. O yüzden de epostanın yazılı şekile girip girmediğinin bir önemi kalmıyor, irade beyanının alıcı tarafından öğrenildiği tarihi ispatlayamayacağınızdan bunu mahkemede delil olarak kullanma şansınız da kalmıyor.
Bu nedenlerle
adi eposta söz konusuysa anlattığınız olayda BK yönünden değilse de, ispat hukuku yönünden fesih bildiriminin yapıldığını kabul etmek mümkün olmayacak. Adi epostayı adi mektup gibi düşünebilirsiniz: Teorik olarak yazılıdır ama ispat hukuku yönünden çoğu zaman değersizdir.
Ancak bu teorik tartışma bir yana, pratikte müvekkilinizin mecuru tahliye etmek isteyen kiracıyı niçin zorla kiracı tutmaya çalıştığını anlamak kolay değil.
BK md 325 gereğince bir talebiniz olacaksa bu anlaşılabilir ancak bunun ötesinde kiracıyı zorla orada tutmanız bence ne sizin, ne onun menfaatine uygun olur, haksız fesih nedeniyle zararınızı ödeyip tahliye etmesine izin verin bence.