Mesajı Okuyun
Old 16-01-2011, 15:28   #48
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
6- 818 S.K. m.13/2: “Hilâfı kanunda yazılı olmadıkça imzalı bir mektup veya aslî borcu üzerine alanlar tarafından imza edilmiş olan telgrafname tahriri şekil makamına kaim olur.”

YBK m.14/2: “Kanunda aksi öngörülmedikçe, imzalı bir mektup, asılları borç altına girenlerce imzalanmış telgraf, teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçları ya da güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinler de yazılı şekil yerine geçer.”

Gerekçesi: “…iletişim teknolojisinde ortaya çıkan yeni gelişmeler göz önünde tutularak, bunlara teyit edilmiş olmaları kaydıyla, faks veya buna benzer iletişim araçları ile güvenli elektronik imzayla gönderilip saklanabilen metinler de eklenmiş ve hükmün kapsamı genişletilmiştir. Ancak, söz konusu iletişim araçlarıyla gönderilen metinlerin yazılı şekil yerine geçmesi için, bunları alanlar tarafından teyit edilmiş olması şarttır. Güvenli elektronik imzayla gönderilen metinlerin ise, yazılı şekil yerine geçmesi için, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununa uygun olarak gönderilmesi ve alanlar tarafından bilgisayar ortamında kaydedilerek saklanabilmesi gerekir.


YBK m.14/2’ye göre “teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks“ yazılı şekil yerine geçmektedir. Örn: Bağışlama vaadinin geçerliliği yazılı şekle tabidir (818 S.K. m.238-YBK m.287/1). Faks ile bağışlama vaad edildiğinde "geçerlidir" diyebilmemiz için işbu faksın te’yidi “ne şekilde” yapılmış olmalıdır? Te’yitten kasıt, gerekçede açıklanmamıştır. Te’yitten anlaşılması gerekenin ne olduğuna ilişkin yapacağımız yorumlar neticesinde, kanuna bu şekilde bir ibare eklemenin gerekliliğini (?) ve/veya karmaşaya sebep olup olmayacağını tartışabiliriz (diye düşünüyorum)

Te’yit etmek, doğrulamaktır. Kanaatimce bir şeyin doğrulanması, yine onu yapan kişi tarafından yapılabilir. O halde A, (imzaladığı) bağış vaadini B’ye fakslar. Akabinde te’yidini yine A yapacaktır ve yine bu te’yit, A’nın imzasını ihtiva edecektir. Bu ahvalde burada amaçlanan (sadece) sözleşmenin in’ikadını belirlemek midir? Veya?

P.S: Örnekler çoğaltılabilir ve düzenlemenin, özellikle iki taraflı sözleşmelerde (yazılı şekle tabi olmayıp taraflarca yazılı şekilde yapılan sözleşmelerde yapılacak değişikliklerin de bu şekle itibarla yapılması gerektiği düşünüldüğünde) karmaşaya sebep olması kuvvetle muhtemeldir (diye düşünüyorum ). "Yeni gelişmelere" uygun olan bu düzenlemenin, "yazılı şekil" kavramı ve amaçladıkları ile bağdaşmayan bir düzenleme olduğu kanaatindeyim.

EK:

Alıntı:
Yazan Sinan Öztürk
...Faks iletişimi açısından ise durum biraz daha bulanıklaşmaktadır, zira teorik olarak faks metni bir imza ihtiva etmektedir. Ancak faks metni altındaki imzanın geçerli bir imza olarak tesbiti ciddi bir sorundur, zira

a) Faks teknolojisinin yapısı gereği bu imzanın orjinal metnin altında yer aldığından emin olmak imkansızdır (Örneğin bir başka metin altındaki imza fotokopi yoluyla gönderilmeden önce faks metni altına aktarılabilir)

b) Faks teknolojisinde irade beyanının beyan sahibi gözüken kişi tarafından göndermiş olup olmadığını anlamak çoğu kez mümkün değildir. (Faks makinelerinde zaman zaman gönderici numarası belirmekteyse de, bu numara göndericinin gerçek numarası olmayıp, yine gönderici tarafından belirlenen bir numaradır, dolayısıyla faks makinesini programlamayı bilen bir kişinin herhangi bir kişinin adı ve numarası ile faks göndermesi mümkündür)

c) Geleneksel bir yazılı metinden farklı olarak faks metni altındaki imzanın gerçekten göndericiye ait olup olmadığının bir uzman tarafından anlaşılması dahi çoğu kez mümkün olmayacaktır, zira bu araştırma faks/fotokopi metinlerde teknik olarak çok güçtür.

Dolayısıyla faks yoluyla gönderilen bir metnin de yazılı kabul edilmesinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir...

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=4962
adresindeki şerhten alıntıdır.

Saygılar...