Mesajı Okuyun
Old 14-10-2010, 18:45   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın denizözcan;

1- İşveren vekili durumunda olan şahsın işçiye karşı hakaretamiz ve insanlık onuruna yakışmayacak tarzda davranışlar sergilemesi, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller kapsamındadır ve İş Kanunu 24/II-b'ye göre işçi yönünden haklı fesih nedenidir. Her ne kadar madde metninde "İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa..." şeklinde ahlak ve iyiniyete aykırı davranışı işverenin sergilemesi durumundan bahsedilse ve somut durumda işverenin eşi tarafından söz konusu davranışlar sergilense dahi, işveren işyerinde cereyan eden bu tarz olaylara müdahalede bulunmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğe aykırı hareket etmekle, işverenin açısından sorumluluk doğacağını düşünmekteyim.

2- Tanıklık yapabilecek durumda olup aynı işyerinde halen çalışmakta oldukları için tanıklık yapmayacağını düşündüğünüz şahıslarla ilgili olarak yine de girişimde bulunmanızda yarar olduğu kanaatindeyim. Sonuç alamamanız durumunda işçinin işi bırakır bırakmaz konuyu paylaştığı arkadaşının tanıklığının mahkeme nezdinde işçi lehine kanaat tesis etmesi de mümkün olabilir. Ancak 6 ay gibi bir zaman zarfında işverene ihtarname bile çekilmemesini ihmal olarak değerlendirmeliyiz. Ancak işçinin 5-6 ay işsiz kalmış olması, baskı sonucunda işinden ayrıldığı sonucuna bizi nasıl ulaştırır ki?

3- Sunduğum linki inceleyiniz. Özellikle, Sayın Adli Tip'in eklemiş olduğu karar size fikir verebilir. Yargıtay kararı somut olaya uyarlandığında işçinin 10 yıllık bir çalışma süresine rağmen işyerini keyfi olarak terk etmesinin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği ve bu nedenle işçinin feshinin haklı nedene dayandığına ilişkin bir saptama yapmak mümkün.

Saygılarımla..

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=46532