Mesajı Okuyun
Old 21-12-2011, 16:07   #2
Admin

 
Varsayılan

1- Anlattığınız olayda bildirim süresinin 1 ya da 3 ay olmasının önemi kalmamış gözüküyor, zira hangisini geçerli kılarsanız kılın süreye uyulmuş değil. Bu madde ile ilgili sorun yaşayan evsahibine söylenebilecek olan tek şey de bir daha kendi kafasına göre birbiriyle çelişkili maddeler içeren ve içinden çıkılması güç kira sözleşmeleri yapmak yerine, bir avukattan işin başında yardım istemesini önermek olabilir.

2- Gönderilen Eposta "adi" nitelikteyse, sözleşmedeki yazılı fesih şartı yerine gelmemiştir. Elektronik imza ile imzalanmış bir eposta ise şart yerine gelmiştir. Gerekçe ve detaylı bilgi için bakınız:
a) http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=4962
b) http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=9269
c) http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=3276

Anahtarın teslim alınması ise -ihtirazi kayıt ileri sürülmeden alınmışsa- bence yanıtı değiştirir. Evsahibi kira bedelini talep edecekse, anahtarı teslim almamalı (veya ihtirazi kayıt ileri sürerek almalı) ve mecurun zilyedliğinin kiracıda kalmasını sağlamalıydı. Anahtarı teslim alması akdin feshini kabul ettiğinin kuvvetli bir işareti, bu durumda akitten kaynaklı edimi (kira bedeli) talep etme şansını zora sokuyor diye düşünüyorum.

3- Teorik olarak kiracı haksız, zira depozitonun kira borcuna mahsup edilemeyeceği sözleşmede açık olduğu gibi, esasında sözleşmede bu madde olmasa dahi, bu sonuç hukuki ilişkinin doğası gereğidir: Depozito, mecur kontrol edilip, kiracının su, elektrik, aidat vs. borçları olmadığı teyit edildikten sonra geri verilir, ödenmeyen kira ise muaccel olmuştur.

Ancak teorik bu haklılık üzerine konuşmanın gelinen noktada pratik açıdan önemi kalmamış gözüküyor. Mecur teslim alınmış, kiracının verdiği bir zarar olup olmadığı tesbit edilmiş olmalı, aynı şekilde aidat borcu vs.'de yoksa, takas/mahsup yapılmasında bir sakınca gözükmüyor.

Hukuki özet bu olmakla, bir de kişisel yorum ekleyeyim: Kiracının feshinin usulsüz olduğu görüşündeyseniz, anahtarı almayıp, sözleşme ile bağlılığınızı devam ettirmeli ve sözleşmeden kaynaklanan alacaklarınızı istemeliydiniz. Tahliyeye cevaz verip, mecurun zilyetliğini aldıktan sonra -ihtirazi kaydınız vs. de olmadıysa- artık eski kiracı ile uğraşmaya çalışmanın çok anlamı kalmamış diye düşünüyorum, yeni bir kişiye kiraya verin ve eski hatalardan ders çıkarıp, en azından sözleşmeyi düzgün yapın. Kiracı çekip gittikten siz mecuru teslim aldıktan sonra halen akdin fesh edilmediği, onun kiracı olduğu iddiasıyla hukuki işlemlere girişmek -haklılık payınız olsa bile- pek uğraşılacak bir iş değil bence.