Mesajı Okuyun
Old 01-09-2010, 15:50   #3
meltem2007

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.sertacugur
Borçlar Kanunu m. 405/1, tellalın ücrete hak kazanabilmesi için iş sahibi (müvekkil) ile üçüncü kişi arasında, tellalın faaliyeti sonucunda bir sözleşmenin kurulması şartını ifade etmektedir. Buna göre “Yaptığı hazırlık veya icra eylediği tavassut akdin icrasına müncer olunca, tellal ücrete müstahak olur.”
Yargıtayın bir kararında "tellalın ücretini talep hakkı, tellallık sözleşmesinin kurulmasıyla değil, esas sözleşmenin kurulmasıyla doğmaktadır " denilmiştir.

Müvekkil yurtdışında yaşamakta olup TÜrkiye'de mülk edinmik amacıyla bir tellal ile anlaşır.Tellal aracılığı ile bulunan üçüncü kişi ile "satış vaadi sözleşmesi " imzalar.Ancak satılması vaad edilen yer üzerinde birçok haciz mevcut olup bu sebeple tapuda devir yapılamamıştır.Bu durumu bilen tellal müvekkilin Türkiye'deki uygulamayı bilmemesinden faydalanıp prosedürün bu şekilde olduğuna ikna etmiştir.Satılması vaad edilen yer cebri icra ile satılmıştır.3.kişi ile ilgili alacak davası açılmıştır.Sormak istediğim tellalın ücrete hak kazanıp kazanmadığıdır."satış Vaadi Sözleşmesi " esas sözleşme olarak kabul edilebilir mi ? Yoksa Yargıtayın kastı tapuda devrin yapılması mıdır? Tellala yüklü bir miktarda ücret ödenmiş olup bu ücretin iadesi için dava açmamız halinde nasıl sonuç alınır.Görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim.İyi Çalışmalar
BK'nun 405/1 maddesinde yer adlığı üzere gayrimenkul telallık ücretine hak kazanılabilmesi için illaki taşınmazın tapuda devri aranmamaktadır.Taşınmaz devredilmemiş olsa bile tellalın (aracının) satış işlemi için yasada yeraldığı üzere yerine getirdiği hazırlık işlemleri ve uğraşısı bu ücrete hak kazanmak için yeterlidir.Ancak BK'nun 404/son maddesinde açıkça belirtildiği üzere tellalık sözleşmesinin yazılı olması ve taraflarca imzalanması gerekmektedir.
Sorunuzdan anlaşıldığı üzere taraflar arasında bir tellallık sözleşmesi bulunmamaktadır.Bu durumda tellallık ücretine yasal olarak hak kazanıldığından bahsedilemez.