Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kısmi felç boşanma sebebi olur mu...!!!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-07-2007, 21:11   #1
er_han49

 
Mutsuz kısmi felç boşanma sebebi olur mu...!!!

öncelikle teşekkürlerimi sunmak istiyorum,
dün büroya bir bayan geldi evlilikten 1 sene sonra hamilelik yüzünden geçirdiği rahatsızlıktan dolayı kısmen sağ elini ve bacağını kullanamıyor ama yürüyebiliyor, tabi hastalığın ilk dönemlerinde daha kötü durumdaymış doğum yaptıktan bi zaman sonra düzelmeye başlamış şimdi de giderek düzeliyor, bayanın sağlık durumu bu şekilde.
olaya geleyim; eşi bu bayanı babasını evine tatil amaçlı göndermiş ardından şiddetli geçimsizlikten boşanma davası açmış ve tüm gerekçelerini hastalık etrafında toplamış. adamın haksız olduğu içten bile değil ama hakimlerimiz yargıtay kararlarına öyle bağlı ki YARGITAY YOĞURT SİYAH DESE ne yazık ki genel olarak HAKİMLERİMİZ DE SİYAH DİYOR bu nedenle yargıtay kararına ihtiyaçım var
tekrar teşekkür ederim..
Old 05-07-2007, 23:34   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Özellikle son kararda elverişsizlik hali anlatılıyor ve bazı örnekler veriliyor.. Durumun bu kadar ağır olmadığını, tedavi ile düzelebilecek bir hastalık söz konusu olduğunu ispatlamaya çalışacaksınız.. Kolay gelsin..

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1997/2-160
Karar: 1997/410
Karar Tarihi: 02.05.1997


(743 S. K. m. 134)
Dava: Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Pendik Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 1.11.1995 gün ve 1994/346-1995/528 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk dairesinin 11.3.1996 gün ve 1996/1640-2368 sayılı ilamı:
(..... Davalı kadının ev işlerini yapamamasının hastalığından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. İradi olmayan bu davranış ile hastalık, tek başına boşanma sebebi sayılamaz.
Medeni Kanunun 134/1-2. maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Medeni Kanunun 134/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yeralama sonunda: mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabul ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1997/2-642
Karar: 1997/820
Karar Tarihi: 15.10.1997
ÖZET: Sedef hastalığının tedavisinin doktor raporu ile mümkün olduğu belirlendiği gibi, bu hastalığın evlilik birliğini diğer taraf için çekilmez hale getirmediği de toplanan delillerle saptanmıştır. Kaldı ki sedef hastalığı sürekli gizlenebilecek ve gizlenmesi mümkün olan bir hastalık da değildir. Davanın reddine karar verilmesi gerekir.
(743 S. K. m. 134)
Dava: Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 12.11.1996 gün ve 1996/377 E-736 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 3.3.1997 gün ve 1997/1406-2285 sayılı ilamı:
(...Sedef hastalığının tedavisinin doktor raporu ile mümkün olduğu belirlendiği gibi, bu hastalığın evlilik birliğini diğer taraf için çekilmez hale getirmediği de toplanan delillerle saptanmıştır. Kaldı ki sedef hastalığı sürekli gizlenebilecek ve gizlenmesi mümkün olan bir hastalık da değildir. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü ve yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme ararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 15.10.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 1995/7117
Karar: 1995/9764
Karar Tarihi: 03.10.1995
ÖZET: Davacı koca, eşinin kusurlu davranışı sebebiyle cinsel ilişkiye giremediğini; davalı ve karşı davacı eş ise kocasının erken boşalması sonucu cinsel ilişkiye giremediklerinden söz ederek karşılıklı olarak boşanma isteğinde bulunmuşlardır. Taraflar genç yaşta olup 8 aylık evlidir. Alınan ve taraflar iddialarını doğrulayan raporla davalı kadının halen bakire olduğu anlaşılmaktadır. Evlilik iki ayrı cinsin bedensel ve ruhsal yönden bütünleşmesidir. Karı koca birbirine sadakat göstermeli, yardımcı olmalı, tasa ve kıvancı paylaşmalıdır. Ancak karı kocayı bedensel ve ruhsal yönden, bütünleştiren ana öğe uyumlu cinsel ilişkidir. Cinsel tatminsizlik daha önce var olan sevgi ve saygıyı nefrete veya en azından isteksizliğe dönüştürür. Bu hal eşlerin ruhsal bütünlüğünü bozar ve evlilik birliği temelinden sarsılır.

(743 S. K. m. 134)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Karar: Kara Avrupası boşanma hukuku farklı esaslara dayalı olarak geliştirilmiştir.
3444 sayılı yasa ile değişik Medeni Kanunun madde 134 ile kusur esası terk edilmiş, boşanmada köklü sarsılma esası ön plana alınmıştır. Evliliğin temelden sarsılması çeşitli sebeplerle oluşur. Eşlerden birinin kusuru ile veya her ikisinin ortak kusuruyla oluşabileceği gibi eşlerin kusuru olmadan da oluşabilir. Ancak tam kusurlu eş, kendi kusuru ile yarattığı olaylara dayanarak boşanma elde edemez.
Davacı koca, eşinin kusurlu davranışı sebebiyle cinsel ilişkiye giremediğini; davalı ve karşı davacı eş ise kocasının erken boşalması sonucu cinsel ilişkiye giremediklerinden söz ederek karşılıklı olarak boşanma isteğinde bulunmuşlardır. Taraflar genç yaşta olup 8 aylık evlidir. Alınan ve taraflar iddialarını doğrulayan raporla davalı kadının halen bakire olduğu anlaşılmaktadır. Evlilik iki ayrı cinsin bedensel ve ruhsal yönden bütünleşmesidir. Karı koca birbirine sadakat göstermeli, yardımcı olmalı, tasa ve kıvancı paylaşmalıdır. Ancak karı kocayı bedensel ve ruhsal yönden, bütünleştiren ana öğe uyumlu cinsel ilişkidir. Cinsel tatminsizlik daha önce var olan sevgi ve saygıyı nefrete veya en azından isteksizliğe dönüştürür. Bu hal eşlerin ruhsal bütünlüğünü bozar ve evlilik birliği temelinden sarsılır. (YHGK. 14.5.1975 tarih 362 - 627 sayılı Y.2.HD’nin 24.5.1983 tarihli ve 4572 - 4689 sayılı kararları)
Açıklanan gerekçeler doğrultusunda temelinden sarsılan birliğin boşanma ile sona erdirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Sonuç: Temyize konu hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine bozmada oybirliği ile, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi. 03.10.1995
MUHALEFET ŞERHİ
Kara Avrupası boşanma hukuku farklı esaslara dayalı olarak geliştirilmiştir. Ancak tüm hukuk sistemleri değişik şekillerde aşağıdaki ilkeleri yasalaştırmışlardır. Öncelikle İspanya dışında kalan Avrupa ülkeleri serbest boşanma sistemini benimsemiş bulunmaktadır.
Belli başlı boşanma nedenleri:
a) Anlaşmalı boşanma; karı kocanın birlikte başvurmaları veya birinin davasının diğeri tarafından kabul edilmesi sonucu boşanmanın hükmen gerçekleşmesi.
b) Kusura dayanan boşanma: Eşlerden birinin (davalının) boşanmayı sağlayacak düzeyde ve ağırlıkta kusurlu olması ve bu kusurlu davranışları sonucu taraflar arasında şiddetli bir geçimsizliğin oluşması sonucu boşanmaya karar verilmesi,
c) Köklü sarsılma, evlilik birliğinin devamına olanak bırakmayan nesnel (objektif) bir nedenin varlığı ile kökünden sarsılması sonucu boşanmanın gerçekleşmesi, köklü sarsılma olayında kusur önemli bir öğe olmaktan çıkar. Taraflardan biri ve her ikisi de kusursuz oldukları halde, evlilik birliği temelinden sarsılabilir.
d) Elverişsizlik: Eşlerden birinin bedeni veya ruhsal bozukluğundan ötürü evlilik görevlerini gereği gibi yapamaması ve bu nedenle aile birliğinin devamının olanaksız hale gelmiş olmasıdır. (kısırlık, iktidarsızlık, cinsi sapıklık, neslin devamını tehdit eden hastalık, cinsel ilişkiyi engelleyen kalça çıkığı, cinsel uyumsuzluk gibi) Elverişsizlik olayında taraflar arasında bir geçimsizlik bulunmamaktadır. Aksine evlilik birliğinin amacına uygun olarak devamı arzu edildiği halde elde olmayan elverişsizlik nedeniyle evliliği yürütme olanağı bulunmamaktadır.
Yargıtay, uygulamalarında elverişsizlik nedeniyle evlilik birliğinin yürüyemez hale gelmesini boşanma nedeni olarak kabul etmiştir. (Yargıtay HGK. 11.3.1964 gün 655/200 sayılı kararı ile ruhsal anlaşmazlığı 23.1.1969 gün 75/3 sayılı kararı ile kadının cinsel ilişkiyi gerçekleştirecek yapıda olmamasını, Y.2.HD. 23.3.1976 gün 770/668 sayılı kararıyla cinsel uyumsuzluğu yine 1.3.1994 gün 308 - 2191 sayılı kararı ile cinsel ilişkiyi zorlaştıran kadındaki kalça çıkığını boşanma nedenleri olarak kabul etmişlerdir).
3444 sayılı yasa ile değişik Medeni Kanunun md. 134 ile kusur esası terk edilmiş, boşanmada köklü sarsılma esası ön plana alınmıştır. Elverişsizlik, tarafların arzu ve iradesi dışında oluşan ve evliliği temelinden sarsan bir olgudur. Evliliğin temelden sarsılması çeşitli şekillerde oluşabilir. Eşlerden birinin kusuru ile her ikisinin ortak kusuruyla oluşabileceği gibi eşlerin kusuru olmadan da oluşabilir.
Tarafların kusuru olmaksızın oluşan ve evlilik birliğini temelden sarsan olaya hukuk dilinde elverişsizlik denilmektedir.
Somut olayda; Kocası eşinin cinsel ilişkiye yanaşmadığını karı ise kocanın erken boşalma sonucu ilişkiye giremediklerini belirtmektedir. Bu nedenle ne olursa olsun taraflar cinsel ilişkiyi gerçekleştirmemektedirler.
Cinsel ilişkiden doktor tarafından yasaklanan kadının bu özrü koca yönünden evlilik birliğini temelinden sarsan bir olay olarak kabul edilmiştir (2.HD. 10.04.1980 gün 2909/3132).
Açıklanılmasına çalışılan elverişsizlik aslında evliliğin temelinden sarsılması olayının bir öğesidir. Temelden sarsılma olayında iki tarafında kusuru söz konusu değildir. Ancak bu olaydan karı kocanın her biri ayrı ayrı nedenlerle zarar görmektedir. Bu olumsuzluğun boşanma ile ortadan kaldırılması en uygun çözümdür. Ne var ki kusursuz eşin de mağdur edilmemesi hakkaniyet ilkesi gereğidir. Bunun için, kusursuz eşe koşulları varsa yoksulluk nafakası maddi manevi ödence verilerek hayatını devam ettirme olanağı sağlanmalıdır.
Hükmün bu gerekçelerle bozulması gerekir. Sayın çoğunluğun bozma kararında gösterdikleri gerekçelere bu nedenle katılmıyorum. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 06-07-2007, 08:20   #3
er_han49

 
Varsayılan av. can bey'e terşekkür

sayın avukatım göndermiş olduğunuz kararlar için teşekkür ederim. mesleğe yeni atıldım ve bu mesleğin mazlumların ezilmesini önleyici gibi ulvi bir yanının olduğunu yeni yeni öğreniyorum...
Old 06-07-2007, 10:52   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Eşler iyi günlerde olduğu gibi kötü günlerde de birbirine sadakat yardım etme zorunluğundadır. Hasta eşe bu yüzden kusur yükleme olanağı bulunmamaktadır.Sağlıklı eş bakım görevlerini üstlenmek durumundadır. Felç tek başına boşanma nedeni sayılamaz.

TMK Madde 185 " ...Eşler bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla ...yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak , birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. "

Saygılarımla.

Sayın Doğanel'e ek olarak ;

T.C.
YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/5912

K. 2000/7461

T. 5.6.2000

• BOŞANMA DAVASI ( Kadının Felçli Olması )

• KARI KOCANIN YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Birbirlerine Sadakat ve Müzaharetle Görevli Olmaları )

• FELÇLİ OLMAK ( Tek Başına Felçin Boşanma Nedeni Olmaması )

743/m.134,151

ÖZET : Karı koca birbirlerine sadakat ve müzaharetle görevli olup, tek başına felç boşanma nedeni sayılamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece yerilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle karı-koca birbirlerine sadakat ve müzaharetle görevli olup ( MK. 151/3 ) tek başına felç boşanma nedeni olamayacağına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanıma uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine peşin harcın mahsubuna oyçokluğuyla karar verildi. 5.6.2000
MUHALEFET ŞERHİ
Davalının yatalak olduğu, iyileşmenin tıbben mümkün olmadığı, felçli olan davacıyla cinsel ilişkiye girme olanağının bulunmadığı da ilmen ( Rapor ) gerçekleşmiştir. Tanıklar davacının 7 yıldır davalıya iyileştirmek üzere büyük bir çaba içinde olduğunu da açıklamışlardır.
Karı-koca arasında cinsel ilişki ortak yaşamın çok önemli bir öğesidir. Bu durumda kocanın yasa dışı cinsel ilişkiye girmesi büyük bir olasılıktır. Davalı kusurlu olmamakla beraber sevgi bağı koca yönünden nefrete dönüşmüştür. Kocayı ömrünün sonuna kadar yatalak bir eşe bağımlı tutmanın insani ve hukuki bir dayanağı yoktur.
Karı-koca arasında evlilik birliği elverişsiz hale gelmiştir. Elverişsizlik evlilik birliğini temelden sarsan madde olaylardandır. Kusursuz eşin kendisine bakıcı tutması ve geçimini sağlayacak miktarda yoksulluk nafakası kocanın desteğinden yoksun kalması nedeniyle yeterli miktarda maddi ödence verilmesi karı-koca arasındaki dengelerin bu şekilde düzenlenmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle boşanm
aya karar verilmesi gerekir.
Sayın çoğunluğun görüşlerine bu nedenlerle katılmıyorum.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1983/3313

K. 1983/3372

T. 18.4.1983

• BOŞANMA ( Davalının Felç Olması )

743/m.134

ÖZET : Evlilik birliği devam ederken davalının felç olup cinsel ilişkide bulunamayacak ve ev hizmeti yapamayacak duruma gelmesi, boşanma sebebi sayılamaz.
DAVA VE KARAR : Hayrettin ile Emine arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karı-koca, tasada ve kıvançta bir birinin duygusunu paylaşmak ve gerektiğinde yardımcı olmak zorundadır. Evlilik birliği devam ederken davalının felç olup cinsel ilişkide bulunamayacak ve ev hizmeti yapamayacak duruma gelmiş olması, boşanma sebebi sayılamaz. Öyle ise davanın reddi gerekirken az önce açıklanan yönler gözetilmeden delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu boşanmaya karar verilmiş olması Usul ve Kanu
n’a aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi. (KAZANCI)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma davasında yetkili mahkeme ve boşanma sebebi ile takıların iadesi askeri hakim Meslektaşların Soruları 18 03-05-2011 12:17
Platonik Aldatma Boşanma Sebebi Midir? seyitsonmez Meslektaşların Soruları 25 25-04-2007 20:50
Boşanmanın Kesinleşmesi Işlemleri Nasıl Olur? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 17-04-2007 13:49
boşanma tazminatı için gayrımenkul talep edilirse durum ne olur. barisugan Meslektaşların Soruları 10 10-04-2007 22:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06012511 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.