Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Orman Kanunu Mu Kadastro Kanunu Mu?

Yanıt
Old 13-03-2008, 16:55   #1
TRINITY

 
Varsayılan Orman Kanunu Mu Kadastro Kanunu Mu?

Sayın Meslektaşlarım,
Bulunduğum şehrin bir köyünde orman kadastro çalışmaları kadastro idaresince yapılıyor ve 3402 sayılı kanun gereğince askı cetvelleri hazırlanıp asılıyor. Söz konusu köy 200 yıllık bir köy ve köylülerin elinde osmanlı tapuları var. Yıllardır fındıklık olarak kullandıkları tarlalar muhtemelen 1/25000 ölçekli fotoğraflarda orman göründüğü için neredeyse köyün tamamı orman sınırları içine alınıyor. Sormak istediğim orman kadastrosu kadastro idaresince yapıldığı için uygulanması gereken 6831 sayılı Orman Kanunu mu yoksa 3402 s.lı Kadastro kanunu mu? Orman kanununa göre 10 yıllık süre içinde sadece tapulu arazi sahipleri dava açabilirken, Kadastro kanununa göre tapulu, tapusuz ayrımı yapılmamaktadır. Bu konuda tecrübesi ve bilgisi olan meslektaşlarımın yardımını rica ederim.
Saygılar...
Old 13-03-2008, 20:08   #2
FYLOZOF

 
Varsayılan

Sayın TRINITY , ülkemizin çoğu yerinde ,henüz normal kadastro bile yapılamamışken,hala ülkenin topraklarının büyük bölümü tapusuz iken, Orman kadastrosu daha uzun süre yapılacağa benzemiyor.
Belirttiğiniz husus normal kadastro çalışmasıdır, askı süresinden itibaren 1 ay içinde kadastro mahkemesine tespite iitiraz etmeniz lazım.
Eğer 1 aylık tespite itiraz süresini kaçırırsanız, 10 yıl içinde gene mahkemelerde ( asliye yada sulh hukuk- değere göre) dava açablirisiniz.
Old 14-03-2008, 13:37   #3
qendal21

 
Varsayılan

Selamlar
Elinizde bulunan osmanlıdan kalma tapulara mahkemenin itibar edeceği kanaatindeyim. Tapulu arazi sahiplerinin kadasto idaresince taşınmazların orman olarak sınırlandırılmasına itaraz ve dava etme hakları mevcuttur. Elinde tapusu bulunmayanların ise zilyet oldukları taşınmazı olağanüstü zamanaşımı yolu ile kazandıklarını ispat ederek tapu tescili davası açmaları gerek. Değerli meslektaşım sizinde bildiğiniz üzere orman sınırları içinde kalan bir taşınmazın kazanılması (özel mülke konu olması) kural olarak mümkün değildir. Ancak zilyetler komşu köylerden getirecekleri tanık ve yerel bilirkişi ve uzman bilirkişiler ile taşınmazın tarıma elverişli olduğunu uzunca bir süreden beri (En az 20 yıl) zilyet tarafından(veya eklemeli zilyetlik yolu ile) taşınmazın kullanıldığını ispat edecektir. ancak bundan önce yapılması gereken taşınmazın bir vergi kaydına dayanıp dayanmadığıdır. Eğer dayanıyor ise vergi kaydında taşınmazın niteliği önem arzetmektedir. Eğer taşınmaz özel mülk yani tarım arazisi olarak belirtilmiş ise tanık, yerel bilirkişi ve uzman bilirkisi beyan ve raporları ile taşınmazın tescilini sağlamanız mümkündür. Eğer vergi kaydında taşınmaz orman veya kazanılmaya elverişli olmayan yerlerden biri( mera harman yeri su yatağı...) olarak belirtilmiş ise mahkeme tanık bilirkişi beyan ve raporlarına itibar etmez. Bu durumda söz konusu taşınmaza komşu taşınmazların tapu veya vergi kaydında sözkonusu taşınmazın yönüne bakılıp ne olarak belirtildiğine bakılması gerekir. Eğer komşu taşınmazların vergi veya tapu kayıtlarında da sözkonsu taşınmaz orman veya kazanılmaya elverişsiz yer olarak tespit edilmiş ise yapacak bir şey kalmaz. Ancak komşu taşınmaz kayıtlarında bir tutarsızlık mevcut ise örneğin komşu taşınmaz kayıtlarının hepsinde veya bazılarında sözkonusu taşınmaz tarım arazisi olarak belirtilmiş ise bu durumda mahkeme tanık ve bilirkişi beyan ve raporlarna itibar edecektir. Eğer elinizde bir vergi kaydı yok ise
(sözkonusu tapusuz taşınmazlar ile ilgili) ispat hukuku açısından işiniz oldukça zorlaşacaktır. Saygılarımla.
Old 14-03-2008, 13:47   #4
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın qendal21,
Kadastroya itiraz etmeden önce tüm bu dediklerinizi çok iyi araştırmak gerekiyor. Öyle ki, kadastro tutanağına itiraz eder ve karar hazine ve orman idaresinin lehine kesinleşirse, kesin hüküm söz konusu olduğu için ileride çıkması muhtemel 2B den köylü yararlanamayacaktır.
Dediğiniz gibi osmanlı tapusu önemli bir delil ayrıca buranın vergileri de ödenmiş. Ayrıca tarım kredi kooperatifinden kredi çekilen tarlalar var. Sanırım bunlar da lehimize önemli deliller. Açacağım davanın niteliğine henüz karar veremedim. Ya çıkması muhtemel 2B yasası için bir tespit davası ya da kesin ve önemli deliller elde ettikten sonra tapu iptal davası açacağım. Köylünün aleyhine bir durum yaratmamak adına araştırmaya devam ediyorum.
Saygılar...
Old 14-03-2008, 16:31   #5
Av.yeşilova

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TRINITY
Sayın Meslektaşlarım,
Bulunduğum şehrin bir köyünde orman kadastro çalışmaları kadastro idaresince yapılıyor ve 3402 sayılı kanun gereğince askı cetvelleri hazırlanıp asılıyor. Söz konusu köy 200 yıllık bir köy ve köylülerin elinde osmanlı tapuları var. Yıllardır fındıklık olarak kullandıkları tarlalar muhtemelen 1/25000 ölçekli fotoğraflarda orman göründüğü için neredeyse köyün tamamı orman sınırları içine alınıyor. Sormak istediğim orman kadastrosu kadastro idaresince yapıldığı için uygulanması gereken 6831 sayılı Orman Kanunu mu yoksa 3402 s.lı Kadastro kanunu mu? Orman kanununa göre 10 yıllık süre içinde sadece tapulu arazi sahipleri dava açabilirken, Kadastro kanununa göre tapulu, tapusuz ayrımı yapılmamaktadır. Bu konuda tecrübesi ve bilgisi olan meslektaşlarımın yardımını rica ederim.
Saygılar...
Sayın trinity
kadastro çalışmaları sırasında, orman olarak tespit edilen yerlerde özel mülkiyet iddiası, kadastro askı ilanını takip eden bir ay içerisinde kadastro mahkemesinde ileri sürülebilir. Kadastro mahkemesinde görülen bu tür tescil davasında her türlü delil ileri sürülebilmekte zilyetliğe dayalı hak iddiasında bulunulabilmektedir. Ancak bir aylık askı süresi geçtikten sonra açılacak davalarda ispat bakımından ancak eski tarihli tapuya itibar edilir (bkz orman kanunu m.11), ayrıca bu hususta bir çok yargıtay içtihadı mevcuttur.
Eğer orman arazilerinin tespiti bizzat Orman genel müdürlüğünce yapılıyorsa yani kadastro orman arazilerinin tespiti ile sınırlı ise burada K. Mahkemesinde dava açma süresi altı aydır.Ancak kadastro müdürlüğünce yürütülen ve genel kadastro çalışmaları sırasında orman olarak nitelenen araziler için dava açma süresi bir aydır.
KADASTRO ÇALIŞMA ALANI, İLAN VE İTİRAZ:
Madde 4 - Kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her biri, kadastro çalışma alanını teşkil eder.
Kadastro müdürü, kadastrosuna başlanacak mahalleyi veya köyü en az 15 gün önce bölge merkezi ile çalışma alanı ve komşu köy, mahalle ve belediyelerde alışılmış vasıtalarla duyurur. Bu duyuruda çalışma sınırlarının tespitine hangi gün ve saatte başlanacağı belirtilir.
(Değişik fıkra: : 22/02/2005 - 5304 S.K./3.mad) *1* Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re'sen devam ettirilir. Ormanla ilgili yapılan itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak ettirilmesi zorunludur. Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur.
Old 14-03-2008, 16:33   #6
Av.yeşilova

 
Varsayılan

Umarım açıklayıcı olmuştur aslnda gerçekten karmaşık gözüküyor ama yargıtayın internet sitesindeki bu konuda verilmiş emsal kararlara bakmanızı da tavsiye ederim,hoşçakalın)
Old 18-03-2008, 10:44   #7
qendal21

 
Varsayılan

Sayın TRINITY;
izleyeceğiniz yöntem müvekkilleriniz açısından daha lehe görünüyor. Sizin de belirttiğiniz üzere müvekkillerinizin hak kaybı yaşamaması açısından bence de bu şekilde bekleyiniz. Ancak kadastro mahkemesine açacağınız dava süresi olan 1 aylık süreyi eğer bu süreyi kaçırmış iseniz genel mahkemede açacağınız dava süresi olan 10 yıllık süreyi gözününde bulundurmanızı tafsiye ederim. Değerli meslektaşım konu ile ilgili bir gelişmeden bizleri haberdar edecek olursanız minnettar kalırım. Saygılarımla.
Old 18-03-2008, 12:10   #8
TRINITY

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C. YARGITAY
20.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1629
Karar: 2005/6141
Karar Tarihi: 12.05.2005

ÖZET: Dava, tapu iptal ve tescile ilişkindir. Somut olayda; davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanıp tapuya dayanmadığı gibi tutunduğu vergi kaydı kendisine 10 yıllık süre içinde dava açma hakkı vermez.

(3402 S. K. m. 4) (6831 S. K. m. 7, 11)

Dava: Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Yönetimler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı Remzi, 09.01.2004 tarihinde genel arazi kadastrosunda orman niteliğiyle Hazine adına tespiti kesinleşen Karabucak Köyü 128 ada 430 parsel sayılı 3574 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kendisine ait olduğu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parselin tapu kaydının iptali ve davacı gerçek kişi adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Yönetimler tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal ve tescile ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp dava tarihi itibariyle kesinleşmiştir.
Mahkemece; kesinleşmiş orman kadastro haritasının eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planının uygulamasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği, davacı yararına tespit gününe kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Ne var ki; hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporu ve rapora ekli orman sınır hattına irtibatlı krokisi ile çekişmeli parselin 3402 Sayılı Yasanın 4. madde hükümlerine göre yapılan tespitin orman kadastrosunda 247 ila 248 numaralı orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattının Güneyinde orman olarak sınırlandırıldığı bildirildiği halde, raporun sonuç kısmında taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış, mahkemece bilirkişinin teknik bulgusuna değil, hukuki görüşüne değer verilmiştir. Hakim, bilirkişinin hukuki saptaması ile bağlı olmayıp, teknik görüşünü serbestçe takdir eder.

Orman kadastrosunun kesinleştiği hallerde, bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve hukuki niteliği, orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanması suretiyle belirlenir. 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun sonuçları açısından, 6831 Sayılı Yasanın 7 ila 11. maddeleri gereğince yapılan orman kadastrosundan teknik ve hukuki olarak hiçbir fark yoktur. Fark, sadece sonuçlarının ilanı yönünden olup, 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosuna ilişkin tutanaklar ve haritası işin bitimi ile Kadastro Müdürlüğüne verilip arazi kadastrosuna ilişkin tutanaklar ile birlikte 30 günlük askı ilanına tabi tutulur. İlanın bitimi ile arazi kadastrosu ile birlikte orman kadastrosu da kesinleşir. 30 günlük bu süre hak düşürücü süredir. 3373 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince tapu sahibi gerçek ve tüzel kişilere 10 yıl içinde orman kadastrosuna itiraz davası açma hakkı tanınmıştır.

Somut olayda; davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanıp tapuya dayanmadığı gibi tutunduğu vergi kaydı kendisine 10 yıllık süre içinde dava açma hakkı vermez.


O halde; kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı saptanan taşınmaza ilişkin zilyetliğe dayalı olarak yapılan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Yönetimlerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 12.05.2005 günü oybirliği ile karar verildi.(¤¤)


Sayın Meslektaşlarım,
Yukarıdaki karar ve benzer Yargıtay içtihatlarından da görüleceği üzere orman kadastrosunun genel arazi kadastro ekibince yapılması halinde de, 6831 s.kanun md.11/1 ancak tapulu arazi maliklerine 10 yıllık süre içinde dava açma hakkı verir. Yani tapusuz zilyetler ancak 30 gün içinde kadastro tutanağına itiraz ederlerse hak elde edebilirler.
Önemli bir detay olduğu için paylaşmak istedim.
Saygılar...
Old 31-12-2012, 16:48   #9
akrd61

 
Varsayılan Memleket haritasına orman sayılmayan taşınmaz

Değerli meslektaşlarım, Öncelikle tüm meslektaşlarımın yeni yılını kutlar.Yeni yılın sağlık,mutluluk,huzur ve bol kazanç getrimesini temenni ederim.

A ya ait yıllardan beri tarla olarak kullandığı tapuya kayıtlı taşınmazına ait parselin Orman Genel müdürlüğü tarafından kadastro tespitinin iptali ve 6831 sayılı yasa kapsamında yapılan Orman Kadastro dosyası ve haritalarına göre taşınmazın orman vasfı ile hazine adına tespit ve tescili istenmiş. Blirkişilerin raporuna göre;
-->Dava konusu taşınmazın toprak yapısının orman toprağının özelliklerini göstermediği belirtilmiş
-->Taşınmazın bir kısmının(mahkemece sonradan orman sayılan kısım)
-Memleket haritasına
göre orman sayılmıyor.
-Orman Kadstro Haritasına göre orman sınırları içerisinde olmasına rağğmen öncesi ve hali hazır durumu orman sayılamayan yerler içerisinde kalmakta ise de kesinleşen orman kadastro harita ve tutnaklarında önce orman tahdit sınırları içerine alınmış daha sonra 2/B uygulaması yapılarak tapu malikleri tarafından yasal askı ilan süresi içerisinde itiraz edilmediği için orman tahdit sınırı dışına çıkarılmıştır.
-->Bilirkişi sonuç olarak dava konusu taşınmazın bir kısmının ORMAN SAYILAN YERLERDEN OLDUĞU kanaatine varmış.

Mahkeme bilirkişilerin(Orman Yüksek Mühendisi- Harita Mühendisi) verdiği raporlar ve krokilere göre dava konusu taşınmazın ilikin parselin bir kısmının orman ve orman ve orman toprağı sayılan yerler olduğu kannatiyle davanın kısmen kabulune karar vermiş.

Taşınmaz maliki A bize geldi ve kaarı temyiz etmek istediğini belirtti .

Dava konusu taşınmazın tamamının öncesi ve hali hazır durumunun orman olmadığını yıllardan beri tarla olarak kullandığını zaten memleket haritasındada orman sayılmadığını ,yukarıda izah ettğimiz üzere dava konusu taşınmazın bir kısmının orman sınırları dışına çıkarılmasınınn önceden beri ve hali hazır durumuna göre orman sayılmayan yer olduğunun gösregesi olduğu gerekçeleriyle temyiz edersek olumu sonuç alabilirmiyi?.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hangi Orman Kanunu Geçerliymiş! Av.Suat Ergin Hukuk Haberleri 28 21-07-2009 13:28
orman kanunu av.muhammet.kaya Meslektaşların Soruları 3 17-10-2007 09:57
3402 sayılı kadastro kanunu 14. ve 17. maddeleri Av.gözdegörgün Meslektaşların Soruları 2 10-09-2007 08:50
Orman Kanunu... Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 2 11-05-2002 07:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06015205 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.