Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Vekalet Süresi Kaç Yıl?

Yanıt
Old 03-09-2003, 11:04   #1
emirhan

 
Kitap Vekalet Süresi Kaç Yıl?

Merhaba arkadaşlar,
Benim bir sorum var, tabiki bu konuyu ben bir avukata danıştım, fakat o kadar farklı yerlerden farklı yorumlar geldi ki, ben de bu konuyu, hiç menfaatı olmayan belki benim için daha objektif olabilçek sizlerle paylaşmak istedim.
Olay şu;
Babamın ve annemin üzerine kayıtlı olan evin bulunduğu arsa için, dayımlar çok geniş kapsamlı ve süresiz ipotek alabilmek, annemlerin kaldığı yurt dışında bulunan konsoloslukta vekalet imzalatmışlar. Ancak bu vekalet metni Türkiye’deki bir Avukat tarafından hazırlanıp oradaki Konsolosluktaki vekalet formlara ilave edilmiştir.
Babam ve Annem ipoteğin çözülmesini istedikleri için dayımlara karşı dava açmış durumdalar. Vekaletin veriliş tarihi ocak.1990 olduğu için, Konsolosluktaki hukuk görevlilerine göre, bu vekaletin geçerliliği 5 yıl olup 1995 yılında sona ermiştir.
Ayrıca bu vekalete dayanarak 1998, 1999 ve 2003’de yükselttikleri ipotek bedeli geçersiz olup iptal edilmesi gerekmektedir. İpotek sadece vekaletin geçerlilik süresinde, yani 1995 yılına kadar verilen miktara kadar sorumludur.
Tabi bunu konsolosluktaki hukuk görevlileri söylüyor, buradaki Tapu dairesindeki görevliler böyle bir şey olmadığını söylüyorlar.
Benim sorum şu; tarih belirtilmeyen vekalet ne kadar geçerlidir?
Ve vekaletin geçerliliği sona erdikten sonra da kullanılmışsa, bundan kaynaklanan veya doğan yükümlülüklerden vekaleti veren kişiyi sorumlu tutulana bilinir mi?

Saygılarımla
Old 03-09-2003, 16:28   #2
AllMcBeal

 
İyi

bildiğim kadarı ile sorunuzu yanıtlamaya çalışayım.
İpotek işlemi, teminat amaçlı olarak mülkiyetin bir başkasına devridir.İpotek tesisi veya fekkini, "düzenleme şeklinde vekaletname" ye sahipseniz gerçekleştirebilirsiniz. Bu tip vek.yi bir süre ile sınırlandırmanıza engel hal yoktur. Vekil, müvekkilin tayin ettiği süre içinde işlem yapar. Ancak vek.de süre belirtilmemişse, BK'nın hükümleri uyarınca vek. geçerliliğini yitirir. Örn: Azil, istifa, ölüm v.s. BK.nın aradığı şartlar gerçekleşmemiş ve vek.de de bir süre sınırlaması yok ise vekillik ilişkisi devam eder.
Yanılmıyorsam; vek. ilişkisinde 5 yıllık bir süre var. Ancak bu süre zamanaşımı süresi. Yani vekalet sözleşmesinden doğan davalar Türk Hukukunda 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
valla bildiklerim bundan ibaret....
Old 09-09-2003, 08:54   #3
emirhan

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar,
Ben kendi sorumu kendim cevaplayım; Bu sorunun cevabını şimdiye kadar ne Savcı, bile bildi, ne avukat bile bildi, ne de Noter bile bildi, bu sorunun cevabını çok değerli bir Hakim söyledi. Vekaletin süresi, azil, ölüm vs. gibi olaylardan hariç beş yıldır, bu süre sonra vekalet ile yapılan işlemler yasal olmayıp vekaletini vereni de bağlamaz. Yani, benim verdiğim örnekte gibi, vekaletin veriliş tarihinden 5 yıl sonra yükseltilen ipotek bedeli geçersiz olup mahkeme tarafından iptal edilebilir. Eğer vekalette “süresiz” ibranamesi geçiyorsa, o zaman o vekaletin süresi 10 yıldır. Bu süre sonra vekaletin yenilenmesi gerekiyor. Süresi geçmiş vekaleti kullanan ve kabul eden suçlu duruma düşüyormuş. Ayrıca, azilde avukat ve noterlerin şu hususlara dikkat etmeleri gerekiyor; Azili mutlaka vekalette yazılan ve yazılmayan ama ilgili kurum ve kişilere göndermek gerekiyor: Buradaki örnekte; Vekaleti kullan kişi, vekalet ile ipoteğe karşı mal veren şirket ve en önemlisi de, ilgili Tapu dairesi. Av. AllMcBeal arkadaşa da, uğraşları için çok teşekkür ediyorum. Saygılar,
Old 10-09-2003, 16:18   #4
emirhan

 
Varsayılan

Arkadaşlar, şimdi ben bir bankanın hukuk biriminde çalışan ve bu konuda uzman olan avukata da bu soruyu danıştım, bana aynen şöyle cevap verdi;
Vekaletnamede, süre ve sınırlama olmadıkça, vekaletin süresi sınırsızdır. 5 yıl yada 10 yıl gibi zaman aşaması yok diyor.
Haydaaaaa... şimdi ne olacak??? Yani bu Türk hukuk sistemi gerçekten herkes istediği gibi istediği tarafa çekebilir mi??? Hani ekmek çalanı 20 yıl hapis, adam öldüren de (örneğin Aziz Yıldırımın babası) cezasız kalmak gibi. Türk adaletinde net ve açık bir şey yok mu? Bir vekaletnamenin süresi ne kadar olduğu bir yerde yazılı değil mi, bunlar kulaktan kulağa mı öğretiliyor? Kusura bakmayın ama kime sorsam farklı bir cevap veriyor.
Old 10-09-2003, 16:37   #5
AllMcBeal

 
İyi

Sn. Emirhan,
Bu konudaki uzman arkadaş da benimle aynı cevabı vermiş. Dediğim gibi vekaleti sınırlandırmak için bir süre koyabilirsiniz, sizin tayin ettiğiniz süre sonuna kadar vekillik ilişkisi devam eder. Yok eğer vekaletnamede bir süre tayin etmemişseniz ve BK'nın aradığı şartlar da gerçekleşmemişse vekillik ilişkisi devam eder.
Olay budur.
Saygılar
Old 10-09-2003, 17:08   #6
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Türk adaletinde net ve açık bir şey yok mu? Bir vekaletnamenin süresi ne kadar olduğu bir yerde yazılı değil mi, bunlar kulaktan kulağa mı öğretiliyor?

Bence vekalet için belirli bir geçerlilik süresi olduğunu söyleyenlere bu görüşlerine dayanak yaptıkları hukuki metni sorarsanız sorun çözülür.

Benim bildiğim kadarıyla vekaletin geçerlilk süresi için öngörülmüş genel bir kural yok. Ancak kıyıda köşede kalmış yönetmelik/tebliğ vb. düzenlemelerde çeşitli kurumlar için özel kurallar getirilmiş olabilir. Mesela Tapuda işlem yapmak istediğinizde Tapu size Genel Müdürlüğün bir genelgesine dayanarak vekaletname tarihinizin X yıldan yeni olma şartını aradığını söyleyebilir. Böyle bir genelge var demiyorum ancak varsa da şaşırmamak lazım zira hassasiyet gerektiren işlemlerde işlemi gerçekleştiren makamın vekaletin halen geçerli olup olmadığından emin olması açısından çeşitli idari düzenlemelerle bu tip sınırlamalar getirmesi olasıdır.

Ancak vekaletle bir dava açmaktan bahsediyorsanız henüz bir vekaletin X yıldan eski olduğu için Mahkemece kabul edilmediğini görmedim ve 20 hatta 30 yıldan eski vekaletnamelerle de işlem yapıldığına bizzat şahit oldum.
Old 10-09-2003, 19:39   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Admin' e tamamen katılıyorum. Vekaletler süreli ve süresiz olarak düzenlenebilirler. Süresiz tanzim edilen vekaletnamelerde adı da üzerinde olduğu üzere ''süre'' söz konusu değildir. vekaletin sona erme sebepleri yoksa vekalet geçerlidir. Ne var ki, bazı bankalar ve Tapu daireleri 5 yıllık bir süre icat ettiler! tamamen hukuk dışı bir yaklaşımdır. Çıkarılan tebliğ, genelge, sürküler her ne ise bu konuda benimsenen genel hukuk ilkelerine terstir.
Old 11-09-2003, 14:22   #8
emirhan

 
Varsayılan

Önce cevap verenler tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum,
Şimdiye kadar edindiğim bilgilere göre aklıma şöyle bir soru geldi,
Acaba Yurt dışında bulunan konsoloslukların verdiği tüm belgelerin geçerliliği 5 yıl mı acaba, aynı pasaport gibi???. Çünkü konsolosluktaki görevliler babama demişler ki, eğer sen kendin bizzat Türkiye’de vekalet verseydin o zaman bu geçerlilik süresinde bir kısıtlama olmayacaktı. Aslında benim sorum da şöyle olmalıydı; Yurt dışında bulunan Türk Konsoloslukların verdikleri vekaletin süresi ne kadardır.
Old 11-09-2003, 15:12   #9
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Aslında benim sorum da şöyle olmalıydı; Yurt dışında bulunan Türk Konsoloslukların verdikleri vekaletin süresi ne kadardır.

Aslında babanızın konsolosluğa sorusu şöyle olmalıydı:
"Hangi mevzuatın hangi maddesine dayanarak konsoloslukta tanzim edilen vekaletin süresinin Türkiye'de tanzim edilenden farklı olduğunu iddia ediyorsunuz?"

Yukarıda da belirtildiği üzere ben böyle bir ayrım duymadım ancak kıyıda köşede kalmış bir genelge/yönetmelik vb. bir idari tasarrufla (hatta kanunla!) böyle bir kısıtlama getirilmişse onu bilmiyorum.. Soruyu kısıtlama olduğunu söyleyene yöneltmek gerekir..
Old 22-09-2003, 14:41   #10
emirhan

 
Karar

Evet arkadaşlar, en sonunda vekaletnamenin geçerlilik süresini de öğrenmiş bulunuyorum.
Vekaletnamenin geçerlilik süresi Noterlilik düzenlemesinde yazılıymış, Noterlilik mevzuatı tüm Noterlere ve yurt dışında bulunan T.C. Konsolosluklarına gönderiliyormuş. Yani Türkiye’deki Noterler ile Konsolosluklar aynı mevzuata tabi tutuluyormuş. Yurt dışındaki konsolosluğun neden babama, vekaletin süresi 5 yıl olduğunu söylediğini burada açıklamak istemiyorum. Çünkü bu siteye ve bana karşı herhangi olumsuz bir şey gelmesini istemiyorum.
Neyse, gelelim konuya; Aslında vekalet, bazı arkadaşların dediği gibi süresiz (aslında) olup, Azil gibi nedenlerden sonlandırılana bilinir. Burada da iki vekalet varmış biri tüzel biri genel vekalet. Genel vekaletin süresi Yargıtay tarafından 10 yıl ile sınırlandırılmıştır. Bu sınırlama ile ilgili Yargıtay kesin karar bile çıkarmış. Ancak, Tapu dairesi gibi kurumlar, vekalet yıpranmış gibi nedenlerden dolayı süreyi 5 yıla kadar sınırlama yetkisi de varmış. Bu geçerlilik süresi, değişik mercilerden kısıtlanabilinir yada kısıtlanmayabilir de. Türkiye’de gerçek şu ki, bazı arkadaşların dediği gibi; çoğu kurumlar 30 yıllık vekaletname bile kabul ediyorlar. Hatta çok önemli görevlere üstlenen Tapu dairesi bile bu 10 yıllık süre kısıtlamasından habersiz. Anlaşılan şu ki, Türk hukuk sistemi acil reforma ihtiyacı var, hem de kökten reforma. Zaten, Tayip Erdoğan’ın siyasi yasağı kalkıp kalkmadığı hakkında yapılan yorumlar bunu da gösteriyor. Neydi o yaaaaa, biri çıkıyor diyordu ki, “siyasi yasağı yok”, biri “bal gibi var” ve her kafadan farklı yorumlar geliyordu ve hepsi de bu konuda uzman kişiler, yani eski Anayasa Mahkemesinde Üye olanlar yada Üniversitede Hukuk Proflardı. Halen Tayip Erdoğan’ın siyasi yasağı o zaman var mıydı yok muydu anlamış değilim.
Old 02-10-2003, 22:19   #11
HERITAGE

 
Varsayılan

Bir soru da ben sorayım; 10 yıldan eski vekaletnamelerle yapılan işlemler hukukça geçersiz mi?
Old 09-10-2003, 09:52   #12
emirhan

 
İnceleme

Ben avukat değilim, benim edindiğim bilgilere göre; 10 yıldan eski vekaletname ile yapılan işlemler hem geçersiz olup hem de iki taraf suç işlemiş oluyor. Yani hem o vekaleti kullanan hem de vekaleti kabul eden. Ancak Türkiye’de ki gerçekler çok farklı, yani bu 10 yıl kısıtlamaya ne Devlet kurumları, ne Avukatlar, ne de ticari kuruluşlar uyuyor. Herkes kendi kafasına göre takılıyor.
Old 09-10-2003, 11:37   #13
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: emirhan
Ben avukat değilim, benim edindiğim bilgilere göre; 10 yıldan eski vekaletname ile yapılan işlemler hem geçersiz olup hem de iki taraf suç işlemiş oluyor. Yani hem o vekaleti kullanan hem de vekaleti kabul eden. Ancak Türkiye’de ki gerçekler çok farklı, yani bu 10 yıl kısıtlamaya ne Devlet kurumları, ne Avukatlar, ne de ticari kuruluşlar uyuyor. Herkes kendi kafasına göre takılıyor.

Bence böyle keskin bir yorum yapmadan önce 10 yıldan eski vekaletnameleri geçersiz kabul eden veya bunları kullanmayı suç sayan mevzuat hükmünü de açık olarak ortaya koymanız gerekir. (X nolu Kanunun Y nolu maddesi gibi) Noterlik Kanununa baktım ve böyle bir hükme rastlayamadım. Bir "suç" ancak kanunla düzenlenebileceğinden böyle bir mevzuat veya suçun varlığından şüpheliyim.

Yukarıda belirttiğim görüşlerim değişmedi: Vekalet işlemi Borçlar Kanununda düzenlenmiştir ve bu kanunda da süresiz vekaletler için öngörülen bir geçerlilik süresi yoktur (adı üstünde süresiz vekalet diye bir kavram var). Uygulamada da Mahkemeler de dahil olmak üzere hemen her yerde eski vekaletnamelerle işlem yapılabilmektedir. Ancak çeşitli kamu kurumları kendi iç düzenlemelerine (genelge, talimat vb.) dayanarak bazı işlemlerde eski vekaletnameleri kabul etmiyor olabilirler, bu X yıldan eski vekaletnameler hukuken geçersiz demek değildir, sadece o kamu kuruluşu daha yeni vekaletname istiyor demektir.

Bunun aksini ispat etmek için soyut yorumlar veya kim tarafından verildiği belli olmayan kulaktan dolma bilgilere dayanmak yerine doğrudan doğruya eski vekaletnameleri geçersiz kılan ve hatta kullanımını suç saydığını iddia ettiğiniz yasal düzenlemeye atıf yaparsanız konu bilimsel bir temele dayanır diye düşünüyorum.
Old 09-10-2003, 12:11   #14
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

İki önemli sonuç.

1) Avukat olmadığını belirten ve muhtemelen Hukukçu' da asla olmayan değerli bir konuğumuz, '' Tokmak'' işaretini de indirerek son noktayı koyuyor: 10 yılı aşkın vekaletler geçersizdir' Tebrikler.

2) Yetmiyor, mühendis meslekli diğer bir değerli katılımcımız, '' Bir soru da ben ekleyeyim'' diyor. Eminim bir basamak sonra, bir '' tokmak'' ta o alanda inecektir.

Hukuk her sözü alanın 'tokmak' indirdiği bir meslek haline geldi.

Hukukçu' nun çok olduğu yerde, Hazerfen mi olduk?
Old 09-10-2003, 18:59   #15
Gemici

 
Varsayılan

Bir tokmakta benden,

Birkac sefer tekrarlandi ya birde ben tekrarliyayim.
Bence herseyden önce vekaletnamenin icerigine bakmak gerekir. Vekalet konusu olan hukuki iliski bir seferlik özel bir hukuki islem mi (belirli bir ev veya belirli bir arsa alim satiminda oldugu gibi), yoksa belirli bir konuda veya degisik konularda verilen genel bir vekaletnamemi? Birinci durumda söz konusu islem bittikten sonra vekalet iliskisi de isin tabiati geregi kendiliginden ortadan kalkar(Alman Medeni Kanununda özel olarak belirtilmis)

Ikinci durumda sitedeki hukukcu arkadaslarimizin da belirttigi gibi vekaletnamenin gecerliligini sinirlayan belirli bir süre yoktur. Bu da su anlama geliyor; vekaletnamenin gecerliligini yitirmasi sadece BK Hükümleri cercevesinde olur.

Vekaletnaminin gecerliligini belirli bir süreye baglamak, benim düsünceme göre kaununun iceriginede ters düser. Vekalet anlasmasi kisilerin kendi özerk iradelerine dayanarak gerceklestridikleri karsilikli bir anlasmadir. Kanunun kisilerin bu hakkina sinir koymasi bence biraz abes olur ve kanunun özüne ters düser. Olayin adaletle adaletsizlikle hicbir alakasi yok bence. Nasilki ben bir ev sahibi ile Kira anlasmasi yaparken, evde bir senemi yoksa süresiz olarak mi oturacagimi ev sahibiyle anlasarak, kendim belirlemek istiyorsam, vekalet verirkende süreyi kendim belirlemek istiyorum. Eger böyle olmamis olsaydi benim süresiz bir kira anlsamasini belirli sürelerle yenilemem gerekirdi. Ayni durum bence vekalet anlasmasinda da var. Yoksa birkac senede bir "Vekaletname Yenilemek" gerekirdi. Ben simdiye kadar herhangi bir kimsenin vekaletname tazeledigini duymadim.

Forumdaki "Vekaletnamenin gecerlilik süresi konusundaki acik artirma" yi görünce, bu konuda Federal Almanya Medeni Kanunu(Bürgerliches Gesetzbuch) ve bizim Borclar Kanunumuzun Kaynagini olusturan Isvicre Borclar Kanunu(Obligationenrecht) ne diyor , merak ettim. Hicbirisinde vekaletname su kadar süre gecerlidir diye bir hüküm yok. Olmamasi da belirttigim gibi, bu iki Hukuk Sisteminin ve bizim Hukukumuzun Sistematigine uygun.

Benim de Forum Katilimcilarindan ricam, acik artirmaya cikarken, lütfen teklifinizi hangi kistaslara, hangi kaununun hangi maddesine ve hangi mahkemenin hangi kararina dayanarak belirliyorsunuz bildirin. Özellile sordugunuz soruyu kendinz cevaplandirdiginiz da.

Saygilarimla
Old 14-10-2003, 22:51   #16
HERITAGE

 
Varsayılan

Sorduğum soruyu ' acaba istemeden kinayeli bir laf mı ettim diye ' defalarca düzünden, tersinden okudum ama sayın Tikici'nin neden alındığını hala çözemedim.
Old 04-12-2003, 16:48   #17
Zeki SERİNKAN

 
Varsayılan

Merhaba,
Biraz geç oldu ama, bu konuda aşağıdaki bilgileri verebilirim.

Uygulamada , bazı yerlerde düzenlenmesinin üzerinden belli bir süre geçmiş vekaletnameler geçerli kabul edilmemektedir. Bu durum , Borçlar Kanununun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresinin , hatalı olarak vekalet işlemlerine uygulanmasından kaynaklanmaktadır.

Bunda, Yargıtay’ın bir kararının etkisi olmuştur. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin, 14.1.1988 tarih ve 9971/ 153 sayılı kararına konu olan olayda, taraflardan birisi diğer taraf vekilinin ibraz ettiği vekaletnamenin on yıldan fazla bir zaman önce düzenlendiği, bu nedenle davada tarafı temsil edemeyeceğini ileri sürmüş, mahkemede bunu yerinde görerek, taraf vekilini duruşmadan çıkarmıştır. Mahkemenin kararı bu yönden temyiz edilerek Yargıtay’a gitmiş, ancak , yukarıda sayıları verilen Yargıtay kararı ile yerel mahkemenin kararı uygun bulunmuştur. Dolayısıyla vekaletnamelerin on yıllık zamanaşımına tabi olduğu gibi bir düşünce uyanmıştır. Ancak bu karar hatalıdır. Zira kanunlarımızın hiçbirinde vekaletnamelerin geçerlilik süresini sınırlayan herhangi bir düzenleme yoktur. (Yargıtay kararı ile ilgili bilgileri Doç.Dr.Süha Tanrıver’e ait Noterlik Açısından Vekalet isimli kitabından aldım.)

Borçlar Kanunun 125.maddesinde ,genel olarak dava ve talep hakları için getirilen on yıllık zamanaşımı süresi , tek taraflı bir hukuki işlem olan vekaletnameye uygulanamaz. Zira vekaletname tanzimi , temsilci yada vekil olacak olan kişiye bir takım yetkiler verilmektedir, herhangi bir alacak ya da talep hakkının yaratılması sözkonusu değildir. Talep haklarıyla ilgili bir zamanaşımı süresinin, kendisinden hiçbir hak ve yükümlülüğün doğmadığı vekaletnameye uygulanması doğru değildir.

Burada , iki tarafın karşılıklı rızalarıyla meydana gelen ve taraflara bir takım hak ve yükümlülükler getiren vekalet sözleşmesi ile tek tarafın irade beyanı ile gerçekleşen ve hiçbir hak ve yükümlülüğün doğmasına neden olmayan vekalet yetkisi verilmesi yani vekaletname tanzimi işlemlerini birbirinden ayırt etmek gerekir.
Çeşitli yerlerde uygulandığı söylenen beş yıllık, on yıllık gibi sürelerin hiçbirinin yasal dayanağı yoktur. Uygulamadaki sıkıntı, vekaletin geçerliliğini etkileyen ölüm ve azil gibi durumlar nedeniyle , vekalet veren kişinin vekil etme arzusunun devam edip etmediğinin sağlıklı bir şekilde tesbit edilemeyeceği korkusundan kaynaklanmaktadır. Ben de bu konunun uygulayıcılarından birisi olarak zaman zaman güven telkin etmeyen vekaletnamelerle karşılaştığımda bu sıkıntıyı yaşadığım olmuştur.
Selam ve saygılarımla
Old 30-12-2003, 15:45   #18
emirhan

 
Yeni Fikir

Sayın Zeki Serinkan, vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederim, sizin vermiş olduğunuz bilgiler sayesinde neden bu kadar farklı kişilerden farklı yorumlar geldiğini şimdi anlıyorum. Ancak burada bir sorum var. Eğer Yargıtay’ın böyle bir kararı var ise(hatalı matalı olsa da) bunu emsal göstererek aynı şekilde bende bu karardan yararlanma hakkına sahip miyim? Yoksa, yok bu karar zaten hatalıydı, o yüzden bana sen bu karardan yararlanamazsın mı derler? Yardımınız için tekrar çok teşekkür ediyorum. Saygılar,
Old 20-12-2005, 13:28   #19
av.bilal

 
Varsayılan

Öğretmenimiz bizi hukuk konusunda sıvava tabi tutuyor. Ben şimdiden sınıfta kaldım o zaman.Çünki cevaplamayacağım. Ama keşke öğretmenimizde hukukçu olsaydı.
Old 25-03-2006, 12:42   #20
Ramazan NARİN

 
Varsayılan

vEKALETNAME İLE İLGİLİ SÜRE KONUSUNDA Çok yakında bir ilmi içtihat oluşacak.

Benim yaptığım itirazlardan sonra mahkeme, 20 yıllık tevkil vekaletnamesinin 1136 s.y. Av.Kanunu Yönetmeliğinin 18.maddesine aykırı olduğunu kabul ederek, vekaletnamenin yenilenmesini istedi.Ha, bir başka mahkeme de, vekaletin usule ve yasaya uygun olduğuna dair ara karar verdi.Yani, iki farklı mahkemede iki farklı karar çıktı.

Yenilenmesini isteyen mahkeme ,Gelecek celseye kadar da süre verdi. Celse;30.03.2006'da. Bakacağız.Sonucu siteye yazacağım.

SONUCU elbet hukuk belirleyecek fakat, benim şahsi kanaatim vekalette süre olması gerektiği şeklindedir.20-30 yıllık vekaletnameler herşeyden önve vergi ziyaıına yol açacak bir şekilde kullanılıyor.Avukatların, vergi kaçırma gibi bir lüksü olmasa gerek değil mi efendim....
Old 25-03-2006, 15:59   #21
AV.NECİP

 
Varsayılan

Tartışmalı konu hakkında ekleyeceğim pek bir şey yok mevzuat ve kararlar ortada. Ancak tartışmanın, eski vekaletnamelerin geçersiz olduğu ve bunların kullanılması durumunda suç oluşacağı kısmına katılmak pek mümkün değil.Görüşüm bu tür durumlarda vekaletsiz iş görme hükümleri uygulanır. Konusu suç teşkil etmeyen ve daha sonra vekalet veren tarafından cevaz gösterilen durumlarda suçun varlığından sözetmek mümkün olmayacaktır.
Old 25-03-2006, 22:11   #22
mkdep

 
Varsayılan

Bende bu tartışmalara bir nokta koyacak bişeyler bulup buraya yazabilir ve herkesi susuturabilirmiyim acaba diye düşünüyordum. Tabi ki herkesi susturmak işin şakası. Hukukta asla susmak diye bir kavram yoktur ve hukuk konuşma, tartışma ve araştırmalarla gelişir.
Birisi buraya çıkıp site hukukçularına adeta tavır alıp, sorgulama yapıyor, diğeri ona katılmak uğruna yine fazladan lafa laf katııyor, başka bir arkadaşımız kendini savunmak zorunda kalmışçasına cevap vermek zorunda kalıyor, soruyu soran ise halen kendi düşüncesini etrafa duyurmaya çalışıyor..

Hukukçular, hukukçu olmayanların görüşlerine asla itibar etmezler ve bu görüşleri kendilerine kaynak olarak kullanmazlar. ille de bir hukuçu görüşü arar bulurlar ve bu görüşten yola çıkarak sonuca giderler. (Bu böyle değil midir?)
Old 26-03-2006, 00:23   #23
Ramazan NARİN

 
Varsayılan Mekteplİ...

Noktanız iyi olmamış.Geçmişte, mektepli ve alaylı diye bir kavram vardı. Bugünde var ve olması gerekir.

Hukukçu olmayanların,hukuki görüş serdedemeyeceklerine dair görüşünüze katılmıyorum.Kaldı ki, siz her gün biliyorum ki ekonomist olmadığınız halde, memleket ekonomisinin nereye gittiği hakkında çevrenizdekilere bir çok görüşlerinizi serdediyorsunuzdur.

Veya siyasetçi olmadığınız halde, siyasi görüşlerde serdediyorsunuzdur.Serd ettikleriniz bu mantığa göre, karşıdakiler tarafından kaale alınmaması gerekiyor öyle değil mi?

Hani bir söz vardır. ÇOK GEZEN Mİ, ÇOK OKUYAN MI BİLİR ? diye...Bir olayı gerçekten yaşayanlar, okuyanlardan daha iyi teşhisi koyabilirler.Siz yaşamadığınız bir konu hakkında nasıl ahkam kesemezseniz, yüzeysel bilgilerle bir konuda KESİN AHKAM da kesemezsiniz. Özür dilerim ama böyle...

Ben elbette, bir hasta için doktorun,eğitim için öğretmenin,hukuk için hukukçunun görüşüne başvururum.Ama aldıklarımın hepsinin tam doğru olduğunu kim ileri sürebilir ki...

Ben ne hukukçular gördüm ki; Muvazaanın iptali için açtığım Asliye Hukuk Mahkemesinde, MUVAZAA KONUSUNDA VEYA BUNUN SUÇ OLDUĞU KONUSUNDA hangi yasa maddesine dayandığımı bana sordu.Şimdi ben, bu kişiyi hukuk bilmemekle elbet suçlamıyorum.Bu arkadaşımız, bu konuda bir olay yaşamamış.Yaşayınca İİK daki B.K. DAKİ TCK daki maddeleri ve içtihatları elbette bulacak.
Old 26-03-2006, 16:59   #24
mkdep

 
Varsayılan

hukuk bilmek ve hukukçu olmak ayrı ayrı kavramlardır. Hukuk kitaplarda yazanlardan veya kalıplaşmış mevzuatlardan oluşan bir bütün değildir ve hukuk asla durağan bir kavram değildir. hukuk dinamiktir ve gelişmelere açıktır. kaldı ki hukuk mezunu olan herkesin hukukçu olduğunu söylemek ya da söyleyebilmek dahi doğru olmayabilirken, burada hukuk mezunu olmayan birinin uzantılıı bir ayrıntıdan yola çıkarak hukukçulara karşı itibarsızlık yaratacak sözler sarfetmesi son derece tehlikeli ve yararsızdır.
Hukuk her zaman tartışılabilir hukukçular da keza öyle. Ama seviyesizliğin hukuta ve hukukçularda yeri yoktur.
Old 26-03-2006, 19:17   #25
Ramazan NARİN

 
Varsayılan Cevaba-cevap

Sn. Mkdep,
Hukuk'UN DURAĞAN BİR KAVRAM OLMADIĞINI, tartışılabilir bir kavram olduğunu kabul etmişsiniz. Güzel. Ancak, bu sitede bir seviye tespit sınavı yapılmıyor.Seviyesizlik ithamlarınızı üzülerek okudum.

Ben bir ayrıntıdan HUKUK İCAT ETMİYORUM.HADDİME DE DÜŞMEMİŞ.

Yasalar,birilerinin uyması için çıkartılır.Avukatların vekaletnamelerinde veren ve alanın vergi numaralarının olması bir yasa gereğidir. Vekaletnamenin yasadan önceki bir tarihte alınmış olması, yasanın üstünde görülemez.

Bir avukat, yasadan önce büyük bir şirketin tevkilini elde etmiş ise, bu şirketin her yıl yüzlerce davası oluyorsa, bu davaları takip eden avukatın gelirini kim nasıl denetleyecek?Avukat,karşı taraftan adına hükmedilen vekalet ücretlerini de mahkeme kararları ve icraen tahsil ederken bir belge de kullanmıyorsa, bu kaçak nasıl önlenecek. Kaldı ki; V.U.K. 356 no'lu genelge ile, avukatların karşı taraftan tahsil ettikleri vekalet ücretleri için bundan böyle icra dairelerinde çift nüsha makbuz düzenleyip,birini ödemeye mahkum olan kişinin alması sağlanacak. Bu genelgede bu kaçağı önlemek adına çıkarıldı. Şimdi, bu genelgeyi de YOK SAYACAK avukat uygulamaları olabilecektir.(Yok, vekaletname tarihi,dava tarihi,gibi)

Kusura bakmayın ama;ben bir 1985 yılına ait tevkille hareket eden avukatın uygulamalarından mağdur olmuş biri olarak, bir HAK arayışı içerisindeyim.Yoksa, hukukta ahkam kesmek gibi bir düşüncem asla yoktur.

Yasalara göre haklı çıkarım veya çıkmam. Çıkmasam, bu benim haksız olduğumu göstermez.Sadece usul hükümlerine göre haksız sayılırım.

Bir mahkeme, işbu 25 yıllık tevkilin yeni yasaya uygun olarak (AV.Yasası Yönetmeliğinin 18.maddesi) yenilenmesini istedi. Bir başka mahkeme, vekaleti geçerli saydı.İki mahkeme kararı arasında FARK oluştu. Tıpkı, sizinle benim aramdaki fark gibi.

Hangi mahkemenin haklı olduğuna, sanıyorum yüksek mahkemeler karar verecek.

Siz beni SEVİYE yönünden test etmiş olsanızda, ben katılımınız için teşekkür ediyorum.Konuşarak veya yazışarak bazı sorunların üstesinden gelebiliriz ümidini taşıyorum.Tüm hukukçu arkadaşlarımı saygıyla selamlıyorum.
Old 26-03-2006, 19:42   #26
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Bir avukat, yasadan önce büyük bir şirketin tevkilini elde etmiş ise, bu şirketin her yıl yüzlerce davası oluyorsa, bu davaları takip eden avukatın gelirini kim nasıl denetleyecek?
Lütfen unutmayınız: Burada tartışılan vekaletin süresi olup olmadığı konusu Borçlar Kanunu içinde düzenlenir ve bu tartışma da bu kanuna göre yapılabilir. Bu tartışmanın avukatların vergi kaçırma ihtimallerine kadar uzatılmasını hukuken son derece alakasız buluyorum. Kaldı ki borçlar kanununda sözü edilen vekaletname aslında genel anlamda bir vekaletname olup sadece avukatlara verilen dava vekaletini de kapsamamaktadır. Ben boş bir kağıda "Ramazan Narin'i benim adıma 5000-YTL alacağımı tahsil etmek için vekil ediyorum" diye yazsam bu da borçlar kanununu anlamında bir vekalettir ama bunun için ne sizin avukat olmanız gerekir, ne de konunun vergi mevzuatı ile bir ilgisi vardır. Oysa burada sözü edilen süre tartışması bu vekalete de teşmil edecektir.

Zaten meslektaşlarımın altını çizmeye çalıştığı hassas nokta da işte budur: Hukukçu değilseniz ve bu nedenle Borçlar Kanunu kapsamında "vekaletin tanımı"na dahi hakim değilseniz, vekaletin geçerliliği konusunda hukuki yorumlarınızın ne kadar sağlıklı olacağı oldukça tartışmalıdır.

Saygılarımla,
Old 27-03-2006, 08:03   #27
mkdep

 
Varsayılan

İşte budur..
Hukukçudan esinlenmek ve hukukçu düşüncesini kavramaya çalışmak.
Bir nokta ya da virgülün ya da bir harfin ne amaçla ve ne için kullanıldığının, oraya ne için konduğunun farkına varmak bile bir aşama kaydetmektir.(Farkına varılmış ki cevapta tüm harfler doğru yazılarak kullanıcı adı doğru yansıtılmış )
Bu da hukukçular adına sevindirici bir gelişmedir.
Bir harfin veya harfler bütününün yaptığı çağrışımdan yola çıkarak yorum yapmak ve kıyas yoluna giderek -" bak işte bu aynen böyledir, eskiden de bu vardı ve böyledi halen de böyle" gibi aslında hukukun asla konusu olmayacak kavramlar üreterek, hukukçuları sahneden çekmek gayretinde olanlar onlardan yararlanmanın yollarına bakacakları yerde onları adeta yönlendirme çabası içerisindedirler.
Old 27-03-2006, 11:57   #28
amd_athlon

 
Varsayılan

Vekalet verenin ciddi biriş yaptığı konusunda bilinçli olması ve vekalet ilişkisi bulunmasını gerektirecek durum ortadan kalktığında da verdiği vekaleti ortadan kaldırması yerinde olur. Yoksa böyle sorunlar olur. Ama hukukçu ve avukat olmama rağmen henüz konuya hukuki bir açıklama getirecek bilgiye sahip değilim. Bende okuyarak bir şeyler öğrenmeye çalışacağım.
Old 06-04-2006, 14:24   #29
hsc22

 
Varsayılan

Bu işte bir yanlışlık var genel vekaletnamelerde eğer temsili süre belirtilmemişse veya vekil eden vekilini azletmediyse kişi sağ olduğu müddetçe geçerlidir, nitekim benim 12 yıl önce vekalet verdiğim kişiiler her zaman tüm işlemlerimi takip ederler şimdiye kadar bir engelle karşılaşmadım.
Old 13-04-2006, 21:35   #30
erdemlig

 
Varsayılan

Ben bir hukukçu değilim. Ancak şu basit konuda bazı hukukçuların takındıkları tutuma tanık olunca, hukukçular adına üzüldüğümü de belirtmek isterim. Nihayetinde konuyu bilmeyen bir insan, masumane bir soru sormuş; ancak net soruya rağmen aldığı bazı dolambaçlı cevaplar karşısında da değişik hukukçulardan aldığı değişik cevapları da öğrendikçe ilave etmeye çalışmış. Ne var bunda! Vay efendim, hukukçu olmayanlar hukuk adına konuşuyormuş, yok efendim hukuk ne hallere düşmüşmüş, vay efendim birisi tokmak işareti koymuş vs. vs.
Arkadaşlar, hukukun bir hallere düştüğü yok ama bazı hukukçuların ne hallere düştüğü şu basit diyalog ile ortaya çıkmıştır. Elbette her meslek grubuna olduğu gibi hukuka ve hukukçulara da saygı esastır ve şu diyalogda da bir saygısızlık, tekrar tekrar incelememe rağmen bulamadım.
Bazılarının buluttan nem kaparcasına alınganlığına anlam vermekte zorlanıyorum. Bu alınganlıklar saygıyı getirmez; aksine olandan da bir şeyler götürür. Bu alınganlık gösterisini yapacağına bazı hukukçu arkadaşlarımızın yaptığı gibi, lafı evirip çevirmeye gerek görmeden cevabı net bir şekilde verirsin; bilmiyorsan da susarsın. Bu kadar basit.
Diyalogun tamamını incelediğimde doğrusu çok üzüldüm. Bu üzüntü ile kaba sayılabilecek bazı ifadeler kullandıysam da mesleğinin erbabı arkadaşlardan özür dilerim. Diğerlerine diyecek bir sözüm yoktur. Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu? avzehra Meslektaşların Soruları 135 24-08-2017 14:14
Karşı Vekalet Ücretinin Takibinde İcra Vekalet Ücreti Sorunu mslmklvz Meslektaşların Soruları 13 06-01-2017 01:43
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı Av. Tuncer Öztürk Meslektaşların Soruları 17 02-10-2015 16:18
'Vekalet Süresi Kaç Yıl' ve Düşündürdükleri Gemici Hukuk Sohbetleri 6 26-04-2006 09:14
Tasviye Süresi Bilge Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 23:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08084393 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.