Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

komşu parsel sahibinin önalım hakkı

Yanıt
Old 27-07-2021, 09:47   #1
av. aee

 
Varsayılan komşu parsel sahibinin önalım hakkı

komşu parsel sahibinin önalım hakkına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında istinaf mahkemeleri davanın kanunun kaldırılması sebebiyle reddine karar verdiği, ancak yargıtay davanın kanunun kaldırılmasından önce açılması sebebiyle davanın görülmesi gerektiğini ifade eden kararları vardır. bu farklılıklara ilişkin güncel bir karar var mı? bu uyuşmazlıklarla ilgili verilen kararlarda içtihat birliği sağlandı mı? veya yargıtayın verdiği red kararı var mı? yardımcı olursanız sevinirim.
bir de önalım davası açan komşu parsel sahibinin kendi arazisinde 1/2 oranında malik olması önalım davası açabilmesine engel teşkil eder mi etmez mi?
saygılar...
Old 28-07-2021, 09:18   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1. Yargıtay'ın görüşü aşağıdaki kararda yazılı olduğu gibi "kanun değişikliğinin geçmişe etkili olamayacağı" şeklindedir. Bu görüşte herhangi bir değişiklik gözlenmemektedir.

2. Davacı taşınmazının paylı mülkiyet halinde olmasının , paydaşın dava hakkına enghel teşkil etmeyeceğini düşünüyorum.


14. HD., E. 2020/1387 K. 2020/7766 T. 25.11.2020

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil (sınırdaş parsel) davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 31.10.2019 gün ve 2016/10277 Esas- 2019/7265 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, sınırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili davacının 1332 parsel sayılı taşınmaza malik olduğunu, dava konusu 1331 parsel sayılı taşınmaz ile sınır komşusu olduğunu, taşınmazın K1adına kayıtlı iken sınır komşusu olmayan K2r'e 20/11/2014 tarihinde satıldığını, satılırken sınırdaş komşu olduğu halde davacıya sorulmadığını, 6537 sayılı Kanun ile değişik 8/İ maddesinde tanınan hak gereğince 1331 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

Davalı, 6537 sayılı Kanun kapsamında olur alındıktan sonra taşınmazı devir aldığını, davacının dava konusu taşınmazda hisse sahibi olmadığını, ön alım hakkı olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı vekilince temyizi üzerine hükmün, Dairemizin 31.10.2019 tarihli 2016/10277E. 2019/7265 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuş; ardından sunduğu ek dilekçeyle davacının dayandığı sınırdaş parsel malikinin ön alım hakkının kanun değişikliği ile kaldırıldığını belirterek onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

A- Öncelikle, uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken kanun hükümlerine göz atmak gerekecektir.

1) 30/4/2014 tarihli ve 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda değişiklik yapılmış ve Kanuna “Önalım hakkı” kenar başlıklı 8/İ maddesi eklenmiştir.

Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin önalım haklarını kullanamayacağı; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktaydı.

Sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 tarihli ve 29001 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiş; 28/10/2020 tarihli ve 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”un 20. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. 7255 sayılı Kanun 4 Kasım 2020 tarihli ve 31294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.

Bu tespitlere göre, sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kalmıştır.

Kanun değişikliğinin, taşınmazın resmi satış sözleşmesinden ve eldeki davadan sonra yürürlüğe girmiş olması nedeniyle somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı öncelikli olarak olarak çözülmesi gereken temel meseledir.

2) 3/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun;

“Geçmişe etkili olmama kuralı” kenar başlıklı 1. maddesi uyarınca, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre belirlenir. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara, Kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla, Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır.

Bu düzenlemeye göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa yönelik uygulamalarda derhal uygulama ilkesi benimsenmiş olup bu ilke, hukuk güvenliğinin daha genel anlamda hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Özel hukuk alanında ve özellikle medeni hukuk kurallarının uygulanmasında, kural olarak her kanun, eğer tersini öngören bir hüküm taşımıyorsa, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir.
4722 sayılı Kanunla, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak amaçlandığı için, kendi bünyesinde farklı bir uygulama tarihi içermeyen bir kanunun kural olarak geriye yürümeyeceği (geçmişe etkili olamayacağı) esası kabul edilmiştir.

Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnaları da vardır. 4722 sayıl Kanunun 2, 3 ve 4. maddelerinde bunlar sayılmış olup bu hallerin gerçekleşmesi durumunda kanunların geriye yürümesi söz konusu olabilecektir.

3- 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”un 20. maddesiyle sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılırken bu değişikliğin geçmişe etkili olacağına dair, anılan Kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi; olayda 4722 sayıl Kanunun 2, 3 ve 4. maddelerinde sayılan istisnalardan herhangi birinin söz konusu olmadığı da açıktır.

B- Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı; tarım arazisi satışlarında ise sınırdaş parsel malikine satışa konu tarım arazisini öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır.

Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir.

Kural olarak önalım bedeli, dava konusu payın tapudaki satış bedeli ile davalının bu satım sebebiyle ödediği tapu harç ve masraflar toplamından ibarettir.

Dava konusu 1331 parsel sayılı taşınmazın 20.11.2014 tarihinde davalıya satış yoluyla devredildiği, davacının 1332 parsel sayılı taşınmazın tam hisse ile maliki olduğu ve dosya içerisinde yer alan davacıya ait taşınmaz ile komşu parselleri gösterir pafta ve kroki örneğine göre, davacıya ait 1332 parsel sayılı taşınmaz ile davalı tarafından satın alınan 1331 parsel sayılı taşınmazın sınırdaş olduğu anlaşılmaktadır.

Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde: Dava konusu tarım arazisi 20.11.2014 tarihli resmi satış sözleşmesiyle davalı tarafından satın alınmış ve bu satış işlemiyle doğan önalım hakkı 28.11.2014 tarihinde açılan bu dava ile davacı tarafından kullanılmıştır. Önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılması geçmişe etkili olamayacağından davalının temyiz talepleri kabul edilmemiş; mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunarak, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır.

Yukarıda bahsedilen gerekçeler karşısında, kanun değişikliği geçmişe etkili olamayacağından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HUMK’nun 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 25.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.( Lexpera)
Old 28-07-2021, 11:30   #3
av. aee

 
Varsayılan

teşekkürler, saygılar...
peki üstadım kanunların geriye yürümeme kuralının da istisnaları vardır. bunlardan biri de genel ahlak kurallarına aykırılıktır. somut olayda, 1/2 oranında malik olan davacı komşu parsel sahiplerinin devreden kişiye uzun zamandır yeri kendilerine ucuz bir fiyata satmak noktasında baskı yapmaları, bunun üzerine taşınmazı devreden kişinin istediği fiyata davacıların bu yeri satın almak istememeleri ve bunun üzerine devredenin bu taşınmazı yeğenine devretmesi, bu devirden 2 gün sonra davanın açılması kötüniyet barındırmaz mı ve bu durumlar genel ahlak kurallarına aykırılık kabul edilemez mi? ne diyorsunuz? bunu bu şekliyle yorumlamak geniş bir yorum mu olur?
Old 28-07-2021, 14:47   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kanunların geriye yürümezliği kuralının istisnası olarak belirtilen " genel ahlak kurallarına aykırılık" durumu ,kişilerin davranışı ile ilgili olmayıp, (varsa) eski kanunun "genel ahlak kurallarına aykırı" düşen hükümlerinin uygulanmayacağı anlamındadır. (4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m.2) Somut olayda eski kanunun genel ahlak kurallarına aykırı hükümler taşıdığı söylenemez.

Davacının taşınmazı talep edilen fiyatla satın almak istememesi (önalım hakkından vazgeçmesi) ise yazılı belge ile ispat edildiğinde değer kazanabilir. Diye düşünüyorum.
Old 28-07-2021, 15:22   #5
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
1. Yargıtay'ın görüşü aşağıdaki kararda yazılı olduğu gibi "kanun değişikliğinin geçmişe etkili olamayacağı" şeklindedir. Bu görüşte herhangi bir değişiklik gözlenmemektedir.

2. Davacı taşınmazının paylı mülkiyet halinde olmasının , paydaşın dava hakkına enghel teşkil etmeyeceğini düşünüyorum.


14. HD., E. 2020/1387 K. 2020/7766 T. 25.11.2020

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil (sınırdaş parsel) davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 31.10.2019 gün ve 2016/10277 Esas- 2019/7265 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, sınırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili davacının 1332 parsel sayılı taşınmaza malik olduğunu, dava konusu 1331 parsel sayılı taşınmaz ile sınır komşusu olduğunu, taşınmazın K1adına kayıtlı iken sınır komşusu olmayan K2r'e 20/11/2014 tarihinde satıldığını, satılırken sınırdaş komşu olduğu halde davacıya sorulmadığını, 6537 sayılı Kanun ile değişik 8/İ maddesinde tanınan hak gereğince 1331 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

Davalı, 6537 sayılı Kanun kapsamında olur alındıktan sonra taşınmazı devir aldığını, davacının dava konusu taşınmazda hisse sahibi olmadığını, ön alım hakkı olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı vekilince temyizi üzerine hükmün, Dairemizin 31.10.2019 tarihli 2016/10277E. 2019/7265 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuş; ardından sunduğu ek dilekçeyle davacının dayandığı sınırdaş parsel malikinin ön alım hakkının kanun değişikliği ile kaldırıldığını belirterek onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

A- Öncelikle, uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken kanun hükümlerine göz atmak gerekecektir.

1) 30/4/2014 tarihli ve 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda değişiklik yapılmış ve Kanuna “Önalım hakkı” kenar başlıklı 8/İ maddesi eklenmiştir.

Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin önalım haklarını kullanamayacağı; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktaydı.

Sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 tarihli ve 29001 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiş; 28/10/2020 tarihli ve 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”un 20. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. 7255 sayılı Kanun 4 Kasım 2020 tarihli ve 31294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.

Bu tespitlere göre, sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kalmıştır.

Kanun değişikliğinin, taşınmazın resmi satış sözleşmesinden ve eldeki davadan sonra yürürlüğe girmiş olması nedeniyle somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı öncelikli olarak olarak çözülmesi gereken temel meseledir.

2) 3/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun;

“Geçmişe etkili olmama kuralı” kenar başlıklı 1. maddesi uyarınca, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre belirlenir. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara, Kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla, Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır.

Bu düzenlemeye göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa yönelik uygulamalarda derhal uygulama ilkesi benimsenmiş olup bu ilke, hukuk güvenliğinin daha genel anlamda hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Özel hukuk alanında ve özellikle medeni hukuk kurallarının uygulanmasında, kural olarak her kanun, eğer tersini öngören bir hüküm taşımıyorsa, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir.
4722 sayılı Kanunla, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak amaçlandığı için, kendi bünyesinde farklı bir uygulama tarihi içermeyen bir kanunun kural olarak geriye yürümeyeceği (geçmişe etkili olamayacağı) esası kabul edilmiştir.

Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnaları da vardır. 4722 sayıl Kanunun 2, 3 ve 4. maddelerinde bunlar sayılmış olup bu hallerin gerçekleşmesi durumunda kanunların geriye yürümesi söz konusu olabilecektir.

3- 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”un 20. maddesiyle sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılırken bu değişikliğin geçmişe etkili olacağına dair, anılan Kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi; olayda 4722 sayıl Kanunun 2, 3 ve 4. maddelerinde sayılan istisnalardan herhangi birinin söz konusu olmadığı da açıktır.

B- Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı; tarım arazisi satışlarında ise sınırdaş parsel malikine satışa konu tarım arazisini öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır.

Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir.

Kural olarak önalım bedeli, dava konusu payın tapudaki satış bedeli ile davalının bu satım sebebiyle ödediği tapu harç ve masraflar toplamından ibarettir.

Dava konusu 1331 parsel sayılı taşınmazın 20.11.2014 tarihinde davalıya satış yoluyla devredildiği, davacının 1332 parsel sayılı taşınmazın tam hisse ile maliki olduğu ve dosya içerisinde yer alan davacıya ait taşınmaz ile komşu parselleri gösterir pafta ve kroki örneğine göre, davacıya ait 1332 parsel sayılı taşınmaz ile davalı tarafından satın alınan 1331 parsel sayılı taşınmazın sınırdaş olduğu anlaşılmaktadır.

Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde: Dava konusu tarım arazisi 20.11.2014 tarihli resmi satış sözleşmesiyle davalı tarafından satın alınmış ve bu satış işlemiyle doğan önalım hakkı 28.11.2014 tarihinde açılan bu dava ile davacı tarafından kullanılmıştır. Önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılması geçmişe etkili olamayacağından davalının temyiz talepleri kabul edilmemiş; mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunarak, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır.

Yukarıda bahsedilen gerekçeler karşısında, kanun değişikliği geçmişe etkili olamayacağından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HUMK’nun 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 25.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.( Lexpera)
(...Sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kalmıştır...).
Hâl böyle olunca, 4Kasım 2020 den önce, sözgelimi, 10 Ekim 2020 de satış yapılmış,mevcut önalım hakkı ancak o zaman
kullanılabilir hale gelmiş ve fakat tam dâva açılacakken, 4 Kasım 2020 de madde 8/İ yürürlükten kaldırılmış ise,ne yapılacaktır. Saygılarımla.
Old 28-07-2021, 18:41   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Cumhur Okyay
(...Sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kalmıştır...).
Hâl böyle olunca, 4Kasım 2020 den önce, sözgelimi, 10 Ekim 2020 de satış yapılmış,mevcut önalım hakkı ancak o zaman
kullanılabilir hale gelmiş ve fakat tam dâva açılacakken, 4 Kasım 2020 de madde 8/İ yürürlükten kaldırılmış ise,ne yapılacaktır. Saygılarımla.

Soruda geçen olayda önalım hakkı satışın yapıldığı 10.Ekim.2020 doğmuştur. Bu tarihte sınırdaş tarım arazi malikine önalım hakkı veren kanun hükmü yürürlüktedir.

4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun; 1. maddesi "Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre belirlenir. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara, Kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla, Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır." demek sureti ile olayın gerçekleştiği ( önalım hakkının doğduğu) tarihi esas almıştır.

Bu durumda bana göre ;10.Ekim.2020 tarihinde gerçekleşen satış işleminde,sınırdaş parsel maliki (kanunun yürürlükten kaldırıldığı 04.Kasım.2920 tarihinden sonrasında dahi) yürürlükten kalkan kanuna dayalı olarak önalım davasını açabilmelidir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yan parsel sahibinin Önalın hakkı av. aee Meslektaşların Soruları 4 22-06-2021 13:50
komşu parsel sahibinin kanuni önalım hakkı... av. aee Meslektaşların Soruları 0 07-12-2020 10:18
Yan parsel sahibinin ön alım hakkı (5403 sk. m.8/1-i f.2'nin kaldırılması) av. aee Meslektaşların Soruları 9 07-11-2020 11:21
Komşu parselin hisseli satışı; önalım hakkı Avukat Kaya Meslektaşların Soruları 3 31-08-2020 08:59
tapuda satış işlemine imza veren pay sahibinin önalım hakkı olabilir mi? ayse1728 Meslektaşların Soruları 7 02-04-2012 10:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05483389 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.