|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
04-10-2007, 20:32 | #1 |
|
Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olan bonoda faiz başlangıcı?
Merhaba ;
elimdeki bonoda tanzim tarihi ile vade tarihi karıştırılmış olup , tanzim tarihi 10.08.2007, vade tarihi ise 10.05.2007 olarak düzenlenmiştir.Bu durumda faizin başlangıç tarihi ne olmalıdır? İlginize şimdiden teşekkürler,İYİ ÇALIŞMALAR: . |
04-10-2007, 20:48 | #2 |
|
Borçlu tarafından düzeltme yapılarak paraf edilirse sorun kalmaz.Aksi takdirde, kambiyo senedi niteliğini yitirebileceğini düşünüyorum.
Örnek bir karar: T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 1994/10675 K. 1994/10950 T. 22.9.1994 • SENETTEKİ TARİHTE DÜZELTME ( Parafe Edilmemişse Geçerli Olmayacağı ) • PARAFE EDİLMEMİŞ DÜZELTME ( Senedin Vade Tarihinde ) •VADE TARİHİ TANZİM TARİHİNDEN ESKİ SENET ( Kambiyo Senedi Olamaması ) • KAMBİYO SENEDİ NİTELİĞİNDE OLMAMA ( Vade Tarihi Tanzim Tarihinden Eski Senet ) ÖZET : Takip dayanağı senet tarihindeki düzeltme borçlu tarafından parafe edilmediğinden ve düzeltmeden önceki duruma göre Vadevtarihinden önceki bir tarih olan senet kambiyo senedi niteliğinde olamayacağından sözkonusu senede dayanan takibin iptali gerekir. DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 2.8.1994 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR: Borçlu itiraz dilekçesinde takip dayanağı senedin 18.1.1992 vade tarihinin 18.1.1993 olarak tahrif edildiğini, bu duruma göre tanzim tarihinin vade tarihinden sonraki bir tarih olduğunu senedin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığını, borcu ödediğini ileri sürmüştür. Bilirkişi raporunda 18.1.1992 vade tarihinin 18.1.1993 olarak düzeltildiği kabul edilmiştir. Düzeltme borçlu tarafından parafe edilmediğinden bağlayıcı değildir. Düzeltmeden önceki duruma göre vade tarihi tanzim tarihinden önceki bir tarih olduğundan senet bono niteliğinde değildir. Borçlunun borcun tamamen veya kısmen kabulüne dair bir beyanı bulunmadığından İİK`nun 170/a maddesi gereğince itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK`nun 366. ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22.9.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi. Bu konuda bu sitede tartışılmış. Bkz. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=19032 |
05-10-2007, 11:16 | #3 |
|
senet bono vasfını yitirmiştir. adi takip yapacaksınız.
|
05-10-2007, 11:36 | #4 |
|
cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Evet senet bono vasfını yitirmiştir.Adi takip yapacağım.Ama benim asıl sorum faizle ilgili. Faizin başlangıç tarihi ne olmalıdır.Senette yazılan vadeden mi yoksa vade tarihi olması gerekirken tanzim tarihi olarak yazılan tanzim tarihinden mi? Şimdiden çok teşekkür ederim.
|
05-10-2007, 12:32 | #5 |
|
Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olan bonoda faiz başlangıcı?
İfadenizden taraflar arasındaki borcun 8. ayda ödeneceğine ilişkin bir anlaşmanın varlığı açıklıkla anlaşılıyor.
Bu durumda tanzim tarihinden itibaren faiz istenemeyeceği kanısındayım. Saygılar |
05-10-2007, 13:25 | #6 | |||||||||||||||||||
|
8. ayda ödeneceği, senet metninden anlaşılmıyorsa? Vade tarihi açıkça yazıldığınıda düşünürsek,başka bir sorunla karşı karşıyayız demektir. (Bilyorsunuz,İmzayı inkar etmezse, senet adi senet hükmündedir. Ve HUMK.m.299 uyarınca da senet içeriği de taraflar arasında kesin delil hükmündedir.) Böylece sorunumuzda,Kambiyo senedi alanından ispat hukukuna geçiş yapmış olduk. Yanlış yönlendirmek istemiyorum ama kendi kanaatimi söyleyeyim: Senetteki Vade tarihinde borçlu temerrüde düşmüştür. Aksini diğer kesin delillerle borçlu kanıtlamak zorundadır. |
07-10-2007, 02:06 | #7 |
|
Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olan bonoda faiz başlangıcı?
Sayın Korayad;
Burada bir ifade var. TANZİM TARİHİ İLE VADE TARİHİ KARIŞTIRILMIŞ. Sanırım beyin jimnastiği yapmak istiyorsunuz. İfadeniz doğru vade tarihi tanzim tarihinden önce olan bir senet adi senet hükmündedir. Diğer tartışmaları bir yana bırakıp doğrudan faiz meselesine geliyorum. Bir bono üzerinde iki tane tarih var. 5. ay ve 8. ay. Alacaklı bunu vade ve tanzim tarihlerinin karıştılrılmasından kaynaklandığını ifade ediyor. Bu 1 Gelelim senet metninden vadenin anlaşılamadığı gibi savunmanıza; Hatta senet metni üzerinde vadenin 5. ay olduğunun yazıldığı şeklindeki savunmanıza. Bu durumda tanzim tarihinin de 8. ay olarak kabulü gerekir. Bunu nasıl açıklayacaksınız? Biz bonoyu 8. ayda düzenledik ama borç 5. ayda doğmuştu. Bu nedenle (3 aylık faizin işlemesi için) bonoyu böyle düzenledik mi diyeceksiniz? Benim ispat hukukunda çok sevdiğim bir tanımlama vardır: Normal insan davranışı. Sizce kaç kişigeriye yönelik olarak faiz işlesin diye bono verir? Taraflar faiz miktarı konusunda anlaşarak bonboyu/adi senedi düzenleyerek verirler. Bu da bono/adi senet metninin içinde yer alır. Şimdi dönelim tartışma konusu bonoya; Bononun kambiyo senedi niteliğini yitirdiği konusunda ikimiz de aynı kanıdayız. Burada uzlaşmazlık yok. Bildiğimiz üzere bono gerçerk hayatta var olan bir hakkın üçüncü şahıslara devredilebilmesini sağlayan bir varaktır. Yani sizin benden bir alacağınız vardır ve bunun için bono düzenlenmiştir. Siz de bunu 3. kişiye ciro edersiniz. Burada illetten mücerretliknem kazanır. Ama bu bono değil ciro edemezsiniz ve etmemişsiniz. Adisenet olarak kabul ettiğimizde ya para alacağı olarak savunacağız, yada hizmet. Değişik biçimler de olabilir ama sonuç farklı olmayacaktır. Burada muacceliyet ile temerrüdün tartışmasına geleceğiz. Bildiğiniz üzere vadesi geçen her borç muacceldir. Pekivadesi geçen borcunu ödermeyen her borçlu mütemerrid midir? Sizin bakış açınızla baksak bile temerrüt oluşmadığı için 5. aydan itibaren faiz işletemezsiniz. aygılar |
07-10-2007, 11:07 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Muzaffererdoğan,
Çağrı mı doğru anlamışınız.Gerçekten bu konuyu tartışmak istiyorum.
Aslında soru sahibi tarafından Bunun sorulmasını bekliyordum.Zaten buradan çıkış yapacağız. Kanaatimce,Bonoda tanzim tarihi vade tarihinden sonra ise, bono geçersizdir, çünkü,Tanzim tarihi yazılmamış sayılır yani yazılan tanzim tarihi yok hükmündedir. Tanzim tarihi yazılmayan bono, adi senet hükmümde olacaktır. Adi senet, kıymetli evrak özelliği taşımadığı için, senediğin içeriği ancak ve ancak ispat hukuku açısından önem arz eder. Bu açıdan,Adi senetteki düzenleme tarihi olsa olsa sözleşmenin kuruluş zamanına karine teşkil eder diyebilirsiniz. Ki ben bu görüşe dahi katılmıyorum. Önemli olan adi senette vade tarihidir. Vade tarihi de taraflar arasında kesin delille aksi ispatlanıncaya kadar geçerliliğini korumaktadır.(Humk.m.299) Bu nedenlerle senetteki vade tarihi, ispat hukuku açıdan geçerliliğini korumaktadır. Senetteki vade tarihinde borçlu temerrüde düşmüştür.Temerrüde düşülen tarihten itibaren faiz istenebilir, diye düşünüyorum. Sizin dediğinizi kabul etmemiz durumunda ne 5. ayda ne de 8. ayda temerrüde düşürülmüş olur. Kesin bir vade söz konusu olmadığı için ancak ihtar ya da dava tarihinde faiz istenebilir, demek zorunda kalacağız. Saygılarımla.. |
07-10-2007, 17:05 | #9 |
|
Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olan bonoda faiz başlangıcı?
Sayın korayad;
Senet üzerinde iki farklı tarih var. Biri tanzim tarihi diğeri vade tarihi. Neden tanzim tarihini yazılmamış varsayıyorsunuz da vade tarihini değil? Senet üzerinde iki adet tarih vardır ve biz bunlardan birini yok sayamayız. Çünkü varlığı apaçık ortada duruyor. Tarihlerden birini yok sayacaksak vade tarihinin yok sayılması sissteme daha uygun olur. O zaman ibraz edildiğinde ödenecek senet niteliğini kazanır ki bu tarafların da gerçek iradelerine daha uygun. Saygılar |
07-10-2007, 17:09 | #10 |
|
evet senet üzerinde iki tarih var ama iki tane vade tarihi yok,bir tane vade tarihi var; önemli olanda vade tarihinin olması.
Saygılarımla.. |
07-10-2007, 22:19 | #11 |
|
merhaba,
bence adi senet üzerindeki vade gerçek vadeyi yansıtmadığı gibi tanzim tarihi de gerçeği yansıtmamaktadır.bu durumda faizi vadeden başlatmak da tanzim tarihinden başlatmakta yanlış olur.takibin açıldığı tarihten itibaren faizin yürütülmesi gerekir.saygılarımla. |
08-10-2007, 17:47 | #12 |
|
İlginç bir tartışma, Yargıtay, vade tarihi tanzim tarihinden önce olduğu takdirde, senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını belirtirken, TTK m.615/3 hükmüne aykırılığı sebep göstermiş. Yani vade, tanzim tarihinden belirli bir müddet sonra ödenmek üzere düzenlenmediği için ve bu durum vadeyi geçersiz kıldığından, senedi kambiyo niteliğinde saymamış. Bu hale göre, faizin takip tarihinden itibaren istenmesi gerekir.
Saygılarımla. T.C. YARGITAY 12. Hukuk Dairesi Esas:2003/14712 Karar:2003/18685 Tarih : 29.09.2003 ÖZET : İcra takibinin dayanağı olan belgede vade tarihi tanzim gününden önceye ilişkin olduğu için bu belge, TTK.nun 615/3. maddesinde ön görülen koşulları taşımadığından kambiyo senedi vasfında değildir. Bu sebeple alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus özel yolla takibe konulması ve ciro yolu ile yetkili hamil olunması mümkün bulunmamakta ise de, mücerret borç ikrarını içerdiğinden lehtarın keşideciyi genel haciz yolu ile takip etmesine kanuni bir engel yoktur. (6762 sayılı TTK. m. 615/3) (2004 sayılı İİK. m. 68) KARAR METNİ : YARGITAY İLAMI Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İcra takibinin dayanağı olan belgede vade tarihi tanzim gününden önceye ilişkin olduğu için bu belge, TTK.nun 615/3. maddesinde ön görülen koşulları taşımadığından kambiyo senedi vasfında değildir. Bu sebeple alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus özel yolla takibe konulması ve ciro yolu ile yetkili hamil olunması mümkün bulunmamakta ise de, mücerret borç ikrarını içerdiğinden lehtarın keşideciyi genel haciz yolu ile takip etmesine kanuni bir engel yoktur. Alacaklının İİK.nun 68. maddesinde ön görülen nitelikleri taşıyan bu belgesine karşı, borçlu, aynı madde de yazılı bir ödeme belgesi sunamadığına göre, alacaklı isteğinin kabulüne, borçlunun itirazının kaldırılmasına ve tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesi yerine gerekçeye aykırı şekilde ve yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.09.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak : Corpus Arşiv |
08-10-2007, 18:03 | #13 |
|
Bir de şu içtihata bakın:
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2002/11809 K. 2002/12617 T. 13.6.2002 • TANZİM TARİHİNDEN EVVELKİ VADEYİ TAŞIYAN SENET ( Senedin Kambiyo Vasfının Bulunmaması ) • SENEDİN KAMBİYO VASFININ BULUNMAMASI ( Tanzim Tarihinden Evvelki Vadeyi Taşıyan Senette Tanzim Tarihinin Bulunmuyor Sayılması ) 2004/m.170/a 6762/m.688, 689 ÖZET : Tanzim tarihinden evvelki vadeyi taşıyan senette tanzim tarihinin bulunmadığının kabülü gerekeceğinden T.T.K.nun 688-689 maddeleri gereğince dayanak senedin kambiyo vasfı bulunmamaktadır. Bu yüzden takibin resen iptaline karar verilmesi gerekir. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : KARAR : Takip dayanağı senedin tanzim tarihi 26.1.2001 olup vade tarihi 25.1.2001 tarihini taşımaktadır. Tanzim tarihinden evvelki vadeyi taşıyan bu senette tanzim tarihinin bulunmadığının kabülü gerekeceğinden T.T.K.nun 688-689 maddeleri gereğince dayanak senedin kambiyo vasfı bulunmamaktadır. Mercice İİK 170/a maddesi hükmü uyarınca takibin re'sen iptaline karar verilmesi gerekirken itirazın esasının incelenerek yazılı şekilde takibin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
08-10-2007, 21:53 | #14 |
|
Eklediğiniz kararı görmüştüm. Daha öncede belirttiğim gibi ilginç bir tartışma,
Elimizde aynı dairenin iki farklı kararı var, eklediğiniz karar ise önceki tarihli, tespit edebildiğim kadarıyla, dairenin sonraki tarihli görüşünü yansıtmıştım. Ayrıca, bu konudaki Hukuk Genel Kurulu Kararını da aşağıya ekliyorum. Son durum şöyle galiba, 1993 tarihli YHGK kararına göre olaya konu hadisede, TTK m.615 nedeniyle vade yoktur. Eklediğiniz 13.06.2002 tarihli karara göre ise, TTK m.688-689 hükümleri uyarınca tanzim tarihi yoktur. Son olarak eklediğim 29.09.2003 tarihli karara göre ise TTK m.615 nedeniyle vade yoktur. Saygılarımla. T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 1992/12-679 Karar: 1993/17 Karar Tarihi: 27.01.1993 ÖZET: Takip dayanağı bononun tanzim tarihi 04/02/1991 vade tarihi ise 02/01/1991'dir. Takip dayanağı bonoda vade tarihi tanzim tarihinden önce olduğundan senet bono niteliğinde değildir. Merciice bu yön gözetilerek takibin iptaline karar verilmek gerekirken itirazın reddi isabetsizdir; gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (2004 S. K. m. 170/A) (6762 S. K. m. 615, 690) Dava: Taraflar arasındaki "itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mardin İcra Tetkik Mercii'nce davanın reddine dair verilen 29.03.1991 gün ve 1991/6-1991/4 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi'nin 13/04/1992 gün ve 1991/11206-1992/4769 sayılı ilamı: (.. Takip dayanağı bononun tanzim tarihi 04/02/1991 vade tarihi ise 02/01/1991'dir. TTK. 690. maddesi delaletiyle 615. maddesinde vadenin nasıl gösterileceği belirtilmiştir. Takip dayanağı bonoda vade tarihi tanzim tarihinden önce olduğundan senet bono niteliğinde değildir. Merciice bu yön gözetilerek İİK. 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmek, gerekirken itirazın reddi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: YARGITAY KARARI Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. Sonuç: Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 27.01.1993 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
10-10-2007, 02:17 | #15 |
|
Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olan bonoda faiz başlangıcı?
Sayın Korayad;
Kambiyo vasfından çıktık. Bazı arkadaşlarım beniYargıtay kararlarını sevmemekle belirlemişlerdi; Evet Yargıtay kararlarını sevmiyorum: Gerekçeler açık ve net değil; Kuşkusuzki onlarda somut olaya göre karar vermek zorundalar. Her somut olayı genelleştirmek hakkımız ne kadar? Bu nedenle Yargıtay kararlarını ve Yargıtay'ın karar veriş biçimini sevmiyorum: Yargıtay; kendi yasası gereğince temyiz nedenlerini tek tek yanıtlamak zorunda, usul ve yasaya uygun hükmün onanmasına dediğinde karar düzeltmeye gittiğinizde bir de caza yersiniz. Yüksek mahkeme olarak kararları kamu çıkarına verilmiş, kamunun yararlanması için açık olmak zorunda, siz kararlara ne kadar ulaşabiliyorsunuz? Ulaşabildiğimiz kararlar genel olarak çok önemli olmayan kararlar. Önemli kararlara onların yazdığı kitaplarda ulaşabiliyoruz. Sonuçta tartışmayı farklı bir yere taşıdım. Özür dilerim. Avukatlığımın ilk yıllarında tanzim tarihsiz bir senet nedeni ile tartışma oluştu. Önüme iki karar koydular orada tedavül (eldeğiştirme) tartışılıyordu. Benim sorunum farklı idi. Bence Yargıtay'ın her dediğine inanma Gerekçelerini (onların ışığında) kendin koy Saygılar |
10-10-2007, 02:33 | #16 |
|
Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olan bonoda faiz başlangıcı?
Bu durumda tarihleri yok sayacağız ama senedi yok sayamayacağız.
Bence adi senet olarak da kabul etsek; Bu tarihte aldım, bu tarihte vereceğim demiyorsa vade ve muacceliyet oluşmaz. Ben bir yorumla bunların birini adi senedin düzenleme diğerini vade tarihi olarak yorumlamıştım. Banca açıklanması en kolay yol Sonuçta iki tarih varsa bunlar açıklanmak zorunda (isticvap) bakalım ne olacak Saygılar |
10-10-2007, 06:48 | #17 |
|
Sayın Erdoğan,
Bende Yargıtay kararlarını sevmiyorum. Ama kafadan sallamayı da sevmiyorum. Yargıtay kararlarına inanma, "Yargıtay kararsız da kalma |
10-10-2007, 16:28 | #18 |
|
Tanzim tarihinden muayyen bir müddet sonra ödenmek üzere tanzim edilmeyen bono batıl sayılınca, batıl saymanın gerektirici sebebine göre, senet üzerindeki vadenin geçerli bir vade olarak kabulü mümkün değildir.
Bu takdirde, senet üzerindeki tarihler mutlaka isticvab yoluyla açıklanmak zorunda mıdır ? Borçlar Kanunu m.74 uyarınca, “ecel meşrut olmadığı ya da işin mahiyetinden anlaşılmadığı takdirde, borcun hemen ifa ve derhal icrası talep olunabilir.” durumdadır. Ayrıca, Yargıtay'da, vade tarihi tanzim gününden önceye ilişkin olduğu için, TTK m.615/3 maddesinde ön görülen koşulları taşımayan, kambiyo senedi vasfında olmayan senedin, genel haciz yolu ile takibinin mümkün olduğunu belirtmiş. Karar eklidir. Saygılarımla. T.C. YARGITAY 12. Hukuk Dairesi Esas : 2003/14712 Karar : 2003/18685 Tarih : 29.09.2003 ÖZET : İcra takibinin dayanağı olan belgede vade tarihi tanzim gününden önceye ilişkin olduğu için bu belge, TTK.nun 615/3. maddesinde ön görülen koşulları taşımadığından kambiyo senedi vasfında değildir. Bu sebeple alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus özel yolla takibe konulması ve ciro yolu ile yetkili hamil olunması mümkün bulunmamakta ise de, mücerret borç ikrarını içerdiğinden lehtarın keşideciyi genel haciz yolu ile takip etmesine kanuni bir engel yoktur. (6762 sayılı TTK. m. 615/3) (2004 sayılı İİK. m. 68) KARAR METNİ : YARGITAY İLAMI Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İcra takibinin dayanağı olan belgede vade tarihi tanzim gününden önceye ilişkin olduğu için bu belge, TTK.nun 615/3. maddesinde ön görülen koşulları taşımadığından kambiyo senedi vasfında değildir. Bu sebeple alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus özel yolla takibe konulması ve ciro yolu ile yetkili hamil olunması mümkün bulunmamakta ise de, mücerret borç ikrarını içerdiğinden lehtarın keşideciyi genel haciz yolu ile takip etmesine kanuni bir engel yoktur. Alacaklının İİK.nun 68. maddesinde ön görülen nitelikleri taşıyan bu belgesine karşı, borçlu, aynı madde de yazılı bir ödeme belgesi sunamadığına göre, alacaklı isteğinin kabulüne, borçlunun itirazının kaldırılmasına ve tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesi yerine gerekçeye aykırı şekilde ve yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.09.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kaynak : Corpus Arşiv |
10-10-2007, 20:41 | #19 |
|
Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olan bonoda faiz başlangıcı?
Sn Yavuz benim oradaki ifadem Sn. Korayad'ın tanzim taihini geçersiz sayıp vade tarihine geçerlik tanımasından kaynaklanan bir ifade idi. Yoksa iki tarihin de ortada olduğunu ifade etmiştim.
Saygılar. |
29-03-2008, 17:07 | #20 |
|
Konu ile ilgili olarak benim de bir sorum olacak :
Müvekkil hakkında yapılmış bir takip var senedin birinde tanzim tarihi 28.11. 2007 iken 28. 01. 2007 yapılmış ayrıca vade tarihi 28.03.2007 olduğundan t. tarihi vade tarihinden sonraki bi tarih oluyor. Fakat müvekkil itirazında bu konuyu ileri sürmemiş gözden kaçırmış. İİK 170/a bendi İİK 168. madde 3. fıkrasına atıf yapmış ve senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı taktirde 5 gün içerisinde merciye itiraz hakkı tanımış . Fakat olayda 5 günlük itiraz geçmiş durumda. Söz konusu senedin iptali için başka ne gibi bir yol önerirsiniz. Teşekkürler |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Bonoda çift keşideci, tanzim yerinin birden fazla olması... | Av.Mehmet Saim Dikici | Meslektaşların Soruları | 48 | 09-05-2013 14:11 |
Bono - Vade Tarihinin Keşide Tarihinden Önce Olması | sulzu | Meslektaşların Soruları | 11 | 07-12-2011 17:34 |
Bonoda iki farklı vade? | Av.Hakkı Yıldırım | Hukuk Soruları | 10 | 03-11-2008 09:08 |
çek vade tarihinden sonra icra takibinden önce yapılan devir işlemleri | ahmetyılmaz | Meslektaşların Soruları | 2 | 01-10-2007 10:33 |
tanzim tarihi olmayan senet | Desarac | Meslektaşların Soruları | 3 | 21-03-2006 16:15 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |