Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşçilik alacağına ilişkin ilamsız ve ilamlı takip açılması mükerrer takip sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-06-2021, 16:19   #1
c.erdem

 
Varsayılan İşçilik alacağına ilişkin ilamsız ve ilamlı takip açılması mükerrer takip sorunu

Sayın meslektaşlarım merhaba,

Bir konuda görüşlerinizi bekliyorum. Müvekkil şirket aleyhine işçilik alacaklarından kaynaklı olarak iş mahkemesinde bir dava ikame ediliyor. (Davadan önce açılmış herhangi bir icra takibi yok) Dava ilk derece mahkemesinde devam ederken hesap bilirkişisinden rapor alınıyor ve karşı taraf dava karara bağlamadan iş mahkemesinden alınan bilirkişi raporunu dayanak yaparak örnek7 ilamsız takip açıyor. Müvekkil ilamsız takibe itiraz etmiyor ve takip kesinleşiyor.

Akabinde dava ilk derece mahkemesi tarafından karara bağlanıyor. Karşı taraf bu sefer gerekçeli karar yazıldıktan sonra ilama dayılı takip açıyor. Yani dava konusu işçilik alacakları için önce ilamsız sonrasında ise ilamlı takip yapıyor.


Tabii bu arada karşı taraf derdest takip olduğunun farkına vararak ilamsız icra takibinden feragat ediyor. Burada sormak istediğim sorular sudur;

1- Aynı işçilik alacaklarına dair hem ilamlı hem ilamsız icra takibi açılması usule uygun mudur? yoksa sonradan açılan ilamlı takip için mükerrerlik itirazı ya da menfi tespit açılabilir mi?
(Burada her iki takipteki alacak kalemleri aynı sadece ilamlı takibe ilam vekalet ücreti ve yargılama giderleri eklenmiş)

2- Her iki takipteki alacak kalemlerinin yani takip alacağının aynı olması nedeniyle ilamsız takipte yapılan feragat ilamlı takibi de etkilemez mi?


Şimdiden teşekkürler. İyi çalışmalar
Old 02-06-2021, 10:16   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

1- Meslektaşım; feragat davayı/takibi tek taraflı olarak sonlandıran işlemlerden biridir. Feragat ile takip ortadan kalktığından mükerrerlik itirazında bulunamazsınız, zira hukuki yararınız yok bence.

2- Takipten feragat edilmiştir diye düşünüyorum. Alacaktan feragat edildiğine dair açık bir beyan gerekir. Aksi yorum zorlayıcı olur kanaatindeyim
Old 02-06-2021, 12:55   #3
c.erdem

 
Varsayılan

Meslektaşım cevabınız için teşekkür ederim. Cevabınıza karşı bir kaç sorum olacak;

1- İlk açılan dosya ilamsız takip dosyası bunda sıkıntı yok. Sıralamaya bakarsak burada asıl mükerrer olan doysa sonradan açılan ilamlı takip dosyası değil midir? İlamsız icra takibinden feragat edilmesi ilamlı icra dosyasının mükerrerliğini ortadan kaldırır mı?

2- Feragat talebi:"feragat nedeniyle dosyanın kapatılması" şeklindedir. Sonuçta feragat dediğimiz olay dava/icra konusuna yönelik değil midir? İcra veya davada dosyasına yapılan feragat beyanının farkı olmadığı düşüncesindeyim. Nitekim bu feragat beyanının dava dosyasına sunulmuş olduğunu düşünün, buradaki cevabınız ne olurdu? Feragat edilen davadaki konuya ilişkin haklar tekrardan talep edilebilir miydi?

İyi çalışmalar.
Old 02-06-2021, 13:20   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Davadan feragat olsa idi; cevabım değişirdi. Ancak; yapılacak feragat içeriğinde haktan da açıkça feragat edildiğinin yazılması gerekmektedir.


T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/80 / K. 2011/834 / T. 25.1.2011

• ALACAK DAVASI ( Takipten Feragate Rağmen Esas Hak Hukuki Varlığını Korumaya Devam Ettiğinden Alacaklı Alacağının Tahsili İçin Dava veya Yeniden İcra Takibi Yoluna Başvurabileceği )

• FERAGAT ( Alacak Davası - Takipten Feragate Rağmen Esas Hak Hukuki Varlığını Korumaya Devam Ettiğinden Alacaklı Alacağının Tahsili İçin Dava veya Yeniden İcra Takibi Yoluna Başvurabileceği )

• İMZASI İNKAR EDİLMEYEN SENET ( Feragat Etmiş Olduğu Takipten Sonra Alacağının Tahsili İçin Bu Davanın Açıldığı - Mahkemece Davada Delil Olarak Dayanılan ve İmzası İnkar Edilmeyen Tanzim Tarihli Adi Senette Yazılı Olan Alacak Miktarının Davalıdan Tahsiline Karar Verilmesi Gerektiği )

1086/m.95

ÖZET: Mahkemece , "davalı hakkında daha önce başlatılan takipten feragat edilmiş olması" da, davanın reddini gerektiren bir diğer gerekçe olarak gösterilmiş ise de, davacı vekili icra Müdürlüğünde "takibimizden feragat ediyoruz, senet aslının tarafımıza tevdiini talep ederiz." Şeklinde beyanda bulunmuş olup, söz konusu bu beyan, hakkın özünden feragat niteliğinde değildir. Esas haktan feragatin açık bir şekilde yapılması gerekli olduğundan, hakkın özünden değil, sadece takipten feragat edildiği anlaşılmaktadır. Takipten feragate rağmen esas hak, hukuki varlığını korumaya devam ettiğinden, alacaklı, alacağının tahsili için dava veya yeniden icra takibi yoluna başvurabilir. Somut olayda da davacı , feragat etmiş olduğu takipten sonra alacağının tahsili için iş bu davayı açmış olup, mahkemece, davada delil olarak dayanılan ve imzası inkar edilmeyen, tanzim tarihli adi senette yazılı olan alacak miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükümün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalılardan A. P.`a ait, tapu kaydında dava dışı Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. lehine ipotek bulunan daireyi 30.10.2008 tarihinde satın aldığını, davalı A. P.`ın taşınmazı satarken ipotek borcunu kendisinin ödeyeceğini taahhüt ettiğini, ancak bu taahhüdünü yerine getirmediğini, dava dışı ipotek alacaklısının göndermiş olduğu ihtar üzerine, ipotekle temin edilen borcu 18.3.2009 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, bu ödeme sebebiyle davalı A. P.`ın , 18.3.2009 keşide ve 20.3.2009 vade tarihli bonoyu düzenleyerek kendisine verdiğini, ancak bonoda keşide yeri yazılı olmadığı gibi, davalı A. P.`ın, temsile yetkili olduğu diğer davalı Koçlar Limited Şirketinin kaşesini bononun arka yüzüne basmak suretiyle, kötüniyetli olarak bono silsilesinde kopukluk yarattığını, bono alacağının tahsili için daha önce kambiyo senetlerine özgü takip başlatmışsa da, davalılar tarafından, ciro silsilesi kopuk olan bononun, kambiyo senedi niteliğinde olmadığı belirtilerek. Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinde takibin iptali davası açıldığını, alacağını bu şekilde tahsil edemeyeceğini anlayınca söz konusu takipten feragat ederek iş bu davayı açtığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ödemiş olduğu 9.600,00 TL`nin, ödeme tarihi olan 18.3.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davacının ipotekle yükümlü olan daireyi satın aldığını, bu durumun resmi satış sözleşmesinde de açıkça belirtildiğini, davacının ipotek miktarını ödedikten sonra kendilerinden talep edemeyeceğini, kaldı ki ödemenin icra tehdidi altında yapılmadığı gibi, tahsili için başlatılan icra takibinden de davacı tarafından feragat edildiğini, davanın dayanağının kalmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davacının satın aldığı taşınmazdaki ipotek borcunu yükümlendiği, söz konusu borçtan davalıların sorumlu olduğuna ilişkin yazılı bir belge sunulamadığı, davacının davasını ispata yönelik yemin teklifinde de bulunmadığı, bononun, ödenen ipotek borcuna ilişkin olduğu kanıtlanamadığı gibi, yapılan takipten de feragat edildiği belirtilerek, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının davalılardan Koçlar. Limited Şirketine karşı açmış olduğu davada, tüm temyiz itirazlarının reddine,

2-)Davalılardan A. P.`a karşı açılan dava yönünden, hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:

Davacı, davalı A. P.`tan, ipotekle yükümlü bulunan taşınmazı satın aldığını, davalı ile aralarındaki anlaşmaya göre ipotek borcunu davalının ödemesi gerekirken, kendisinin ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, ödemiş olduğu ipotek bedelinin tahsili için eldeki davayı açmış, delil olarak da davalı tarafından verilen senede dayanmıştır. Dosyada mevcut olan ödeme dekontundan, davacı tarafından ipotek alacaklısı Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. `ne yapılan ödeme tarihi ile, davalı A. P. tarafından keşide edilen 18.3.2009 tanzim ve 20.3.2009 vade tarihli senedin düzenleme tarihi aynı tarihli olup, söz konusu senedin ödenen ipotek borcuna karşılık davacıya verildiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki davalı tarafından senedin başka bir borç sebebiyle verildiği de iddia ve ispat edilmemiştir. Her ne kadar senette keşide yeri mevcut olmadığı gibi, ciro silsilesi de kopuk olduğundan söz konusu senet, kambiyo senedi niteliğinde değilse de, imza davalı borçlu tarafından inkar edilmediğinden, davalının davacıya 9.600,00 borçlu olduğunu gösteren "adi senet" niteliğindedir. O halde mahkemenin, "davanın ispatı konusunda yazılı bir belgenin ibraz edilemediği"ne ilişkin kabulünde isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan mahkemece , "davalı hakkında daha önce başlatılan takipten feragat edilmiş olması" da, davanın reddini gerektiren bir diğer gerekçe olarak gösterilmiş ise de, davacı vekili İcra Müdürlüğünde 7.5.2009 tarihinde, "takibimizden feragat ediyoruz, senet aslının tarafımıza tevdiini talep ederiz." Şeklinde beyanda bulunmuş olup, söz konusu bu beyan, hakkın özünden feragat niteliğinde değildir. Esas haktan feragatin açık bir şekilde yapılması gerekli olduğundan, hakkın özünden değil, sadece takipten feragat edildiği anlaşılmaktadır. Takipten feragate rağmen esas hak, hukuki varlığını korumaya devam ettiğinden, alacaklı, alacağının tahsili için dava veya yeniden icra takibi yoluna başvurabilir. ( Bakınız. Aynı yönde HGK`nun 1995/12-814 esas. 1995/1010 karar sayılı 22.11.1995 tarihli kararı ) Somut olayda da davacı, feragat etmiş olduğu takipten sonra alacağının tahsili için iş bu davayı açmış olup, mahkemece, davada delil olarak dayanılan ve imzası inkâr edilmeyen, 18.3.2009 tanzim tarihli adi senette yazılı olan alacak miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ : 1. Bent gereğince, davalılardan K... ... Limited Şirketine karşı açılan dava yönünden tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. Bentte açıklanan nedenlerle, diğer davalı A. P.`a karşı açılan dava yönünden, temyiz edilen hükümün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 25.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-06-2021, 12:51   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Dava devam ederken ilamsız takip açılabilir.

İlamsız takip kesinleştikten sonra aynı alacağa bağlı ilamlı takip de yapılabilir.

Alacaklı ilamlı takibi yaparken tahsilde tekerrür olmama kaydını belirtmeliydi.

Bu kayıt yerine ilamsız takipten feragat edilmesi ile mükerrer takip önlenmiş olmaktadır.

Takip konusu kesinleşen ilamsız takip feragat edilmesi, aynı konuda olan diğer ilamlı takip alacağından feragat edildiği konusu soru işareti ile doludur. Uygulamada örneklerini hatırlıyorum.

Sayın TAÇYILDIZ'ın işaret ettiği kararda vurgulandığı gibi feragat beyanına dikkat etmek gerekir.

Kolay Gelsin...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tedbir nafakası ilamlı/ilamsız takip Köylühukuk Meslektaşların Soruları 2 22-03-2018 11:33
Alt İşverene Karşı ilamlı takip - Üst İşverene Karşı ilamsız takip - Mahkeme Vekalet Ücreti İstemi eser_29 Meslektaşların Soruları 4 15-07-2014 00:24
İşçilik alacakları ilamsız takip/mahkeme kararı ilamlı takip(Mükerrer) MARAHUKUK Meslektaşların Soruları 1 24-06-2013 12:04
Tahliye taahhüdüne dayalı ilamsız takip ile tahliye istemi, itiraz, takibin durması , Sulh Hukuk Mahkemesi tahliye kararı, yeni ilamlı takip Av. Ceyhun Doğan Küçükçil Meslektaşların Soruları 5 30-03-2012 15:47
ilamsız takip /ilamlı takip av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 1 10-02-2012 13:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03922200 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.