Fiili Taksim ve Müdahalenin Meni

Sayın Meslektaşlarım,
Soracağım konuyla ilgili olarak gerek forumda daha önce yapılan tartışmaları gerekse bir çok Yargıtay kararını okudum. Ancak olayın çözümü bakımından ve davada izlenecek yol bakımından görüşlerinize ihtiyacım var.
Olay şu şekilde;
12 tane paydaş bir arazi üzerinde paylı mülkiyete sahiptir. Arazi üzerinde her bir paydaşın kendine ait işyeri binası bulunmaktadır. Davaya konu araziyi düz bir hat şeklinde olup, paydaşlara ait binalar da arada boşluk olmadan birbirine bitişik şekildedir. Bu paydaşların tümü, davaya konu araziyi ve binaları -yaklaşık 20 sene- bu şekilde kullanmaktadırlar. Bu 12 paydaştan biri olan A, icra yoluyla B ve C olan paydaşların payını satın almıştır. Fiili kullanıma göre icra yoluyla satın alınan B ve C ye ait paydaşların payına düşen arazi yanadır.Müvekkile ait arazide, A'nın satın aldığı arazinin hemen yanında bulunmaktadır.
Paydaş A, müvekkil M ve diğer paydaşlar olan E,F,G,H'ye müdahalenin meni davası açmıştır ve müvekkilin arazisinin kendisine teslimini talep etmektedir.
Dava konusu ise şu şekildedir: Paydaşlardan E (100 m2) ve F(300 m2)'nin davaya konu arazi üzerinde kullandıkları kısım, tapuda görünen paylarından fazladır ve E ve F'nin binaları düz bir hat şeklinde olan arazinin başında kaldığından, kendinden sonra gelen paydaşların kullandıkları payları oranındaki arazide onların kullanımına göre şekillenmiştir. Ancak E ve F dışındaki paydaşların paylarını aşar şekilde kullanımları mevcut değildir. Kaldı ki, müvekkil de E ve F'nin aşar şekilde kullanımından dolayı tapuda sahip olduğu pay oranına göre 70 m2 alandan mahrum kalmaktadır.
Müvekkil söz konusu payı satın aldığında, kendine düşen arsa payında daha önceki malikin inşa ettiği tek katlı bina mevcuttur. Daha sonra müvekkil kendisine gösterilen yerdeki bina üzerine yeni bir inşaata -3. katındadır- başlamıştır.
Sorularım:
1) Yargıtay içtihatlarında fiili kullanım varsa davanın buna göre çözülmesi gerektiğine hükmetmiştir. Müvekkil yıllardan beri herhangi bir itirazla karşılaşmadan davaya konu olan payına ilişkin araziyi kullanmaktadır. Bu kapsamda fiili kullanıma rağmen müvekkilin payının diğer paydaşa teslimi söz konusu olur mu?
2)Tüm paydaşların bitişik binaları olması sebebiyle, ilgili davanın kabulü halinde dört-beş tane binanın yıkılması gerekecektir ve bu da hakkaniyete aykırı olacaktır.Burada sadece payını aşkın kullanan paydaşlara TMK m. 693/2'ye göre bir düzenlemeye gidilmesini talep etmemiz mümkün müdür?
3)Ortaklığın Giderilmesi davası açılması mı daha yerinde olacaktır?
Biraz uzun oldu, cevap verecek meslektaşlara şimdiden teşekkürler.

Alıntı: Yazan tug.capar Sayın Meslektaşlarım, Soracağım konuyla ilgili olarak gerek forumda daha önce yapılan tartışmaları gerekse bir çok Yargıtay kararını okudum. Ancak olayın çözümü bakımından ve davada izlenecek yol bakımından görüşlerinize ihtiyacım var. Olay şu şekilde; 12 tane paydaş bir arazi üzerinde paylı mülkiyete sahiptir. Arazi üzerinde her bir paydaşın kendine ait işyeri binası bulunmaktadır. Davaya konu araziyi düz bir hat şeklinde olup, paydaşlara ait binalar da arada boşluk olmadan birbirine bitişik şekildedir. Bu paydaşların tümü, davaya konu araziyi ve binaları -yaklaşık 20 sene- bu şekilde kullanmaktadırlar. Bu 12 paydaştan biri olan A, icra yoluyla B ve C olan paydaşların payını satın almıştır. Fiili kullanıma göre icra yoluyla satın alınan B ve C ye ait paydaşların payına düşen arazi yanadır.Müvekkile ait arazide, A'nın satın aldığı arazinin hemen yanında bulunmaktadır. Paydaş A, müvekkil M ve diğer paydaşlar olan E,F,G,H'ye müdahalenin meni davası açmıştır ve müvekkilin arazisinin kendisine teslimini talep etmektedir. Dava konusu ise şu şekildedir: Paydaşlardan E (100 m2) ve F(300 m2)'nin davaya konu arazi üzerinde kullandıkları kısım, tapuda görünen paylarından fazladır ve E ve F'nin binaları düz bir hat şeklinde olan arazinin başında kaldığından, kendinden sonra gelen paydaşların kullandıkları payları oranındaki arazide onların kullanımına göre şekillenmiştir. Ancak E ve F dışındaki paydaşların paylarını aşar şekilde kullanımları mevcut değildir. Kaldı ki, müvekkil de E ve F'nin aşar şekilde kullanımından dolayı tapuda sahip olduğu pay oranına göre 70 m2 alandan mahrum kalmaktadır. Müvekkil söz konusu payı satın aldığında, kendine düşen arsa payında daha önceki malikin inşa ettiği tek katlı bina mevcuttur. Daha sonra müvekkil kendisine gösterilen yerdeki bina üzerine yeni bir inşaata -3. katındadır- başlamıştır. Sorularım: 1) Yargıtay içtihatlarında fiili kullanım varsa davanın buna göre çözülmesi gerektiğine hükmetmiştir. Müvekkil yıllardan beri herhangi bir itirazla karşılaşmadan davaya konu olan payına ilişkin araziyi kullanmaktadır. Bu kapsamda fiili kullanıma rağmen müvekkilin payının diğer paydaşa teslimi söz konusu olur mu? 2)Tüm paydaşların bitişik binaları olması sebebiyle, ilgili davanın kabulü halinde dört-beş tane binanın yıkılması gerekecektir ve bu da hakkaniyete aykırı olacaktır.Burada sadece payını aşkın kullanan paydaşlara TMK m. 693/2'ye göre bir düzenlemeye gidilmesini talep etmemiz mümkün müdür? 3)Ortaklığın Giderilmesi davası açılması mı daha yerinde olacaktır? Biraz uzun oldu, cevap verecek meslektaşlara şimdiden teşekkürler.

Sayın meslektaşım,
http://www.hukuksokagi.com/ictihatla...si-acabilmesi/
ve
http://www.hukuki.net/hukuk/index.php?article=3397
linklerindeki kararların işinize yarayacağını düşünüyorum.
Bunun haricinde müvekkilinizin hissesine düşen paydan zaten 70 m2 yeri kullanmadığını söylüyorsunuz. Bu doğrultuda müvekkilinizden bir hak talebi olamayacağını düşünüyorum.