Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

YARGITAY KARARI - işe iade sonrası kıdem tazminatı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-01-2012, 16:06   #1
SINIRSIZ

 
Varsayılan YARGITAY KARARI - işe iade sonrası kıdem tazminatı

Müvekkilim ocak 2006 da işten çıkarıldı. işe iade davası açmamızla mart 2008 de işe iade oldu. ve 2011 ağustosta ise haklı sebeple iş akdini feshetti. bizde yargıtayın işe iade ile iş akdinin kesintisiz devam edeceği görüşünde olduğunu bildiğimizden 2006 ocak 2011 ağustos arası kıdem tazminatı talepli davamızı açtık. öyle bir bilirkişi raporu geldi ki,işi öyle bir karıştırmış ki anlatamam.
İŞE İADE OLDUKTAN SONRA iş ilişkisinin kesintisiz devam etmiş olacağı, kıdem tazminatına esas hesabın kesintiye uğramayacağı yönünde yargıtay kararı lazım.

yardımcı olabilirseniz sevinirim. teşekkürler.iyi çalışmalar..
Old 06-01-2012, 16:12   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
Müvekkilim ocak 2006 da işten çıkarıldı. işe iade davası açmamızla mart 2008 de işe iade oldu. ve 2011 ağustosta ise haklı sebeple iş akdini feshetti. bizde yargıtayın işe iade ile iş akdinin kesintisiz devam edeceği görüşünde olduğunu bildiğimizden 2006 ocak 2011 ağustos arası kıdem tazminatı talepli davamızı açtık. öyle bir bilirkişi raporu geldi ki,işi öyle bir karıştırmış ki anlatamam.
İŞE İADE OLDUKTAN SONRA iş ilişkisinin kesintisiz devam etmiş olacağı, kıdem tazminatına esas hesabın kesintiye uğramayacağı yönünde yargıtay kararı lazım.

yardımcı olabilirseniz sevinirim. teşekkürler.iyi çalışmalar..


T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/27000
Karar: 2010/19572
Karar Tarihi: 21.06.2010


İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI - İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI İLE FAZLA MESAİ ÜCRETİ ALACAĞI VE YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞININ ÖDENMESİ İSTEMİ - YILLIK İZİN BELGELERİNİN TUTTURULMASININ VE TUTULDUĞUNUN DENETLENMESİNİN İŞVERENİN SORUMLULUĞUNDA OLMASI

ÖZET: Davacının yıllık izin belgelerinin tutturulması ve tutulduğunun denetlenmesi işverenin sorumluluğundadır. Davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığı davalı tarafça ispatlanamamıştır. Davacının yıllık izin ücreti isteğinin kabulüne karar vermek gerekir.

(1475 S. K. m. 14) (4857 S. K. m. 17, 27, 34, 41, 53, 54, 57, 59)

Dava: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti alacağı, yıllık ücretli izin alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi R. Taşdelen tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, diğer işçilik alacakları yanında hiç yıllık izin kullandırılmadığını iddia ederek yıllık izin ücreti alacağı isteğinde bulunmuştur.

Davalı, davacının yıllık izinlerini kullandığını, ancak izin kullandığına ilişkin hiçbir belge imzalamadığının işten ayrılmasından sonra öğrenildiğini, personel müdürü ve işveren vekili sıfatı ile çalışan davacının asli görevlerinden birinin çalışanların izin belgelerinin tutulması olmasına ve davacının izin kullanmasına rağmen buna ilişkin belge imzalamadığını ve bu tutumunun hakkaniyet ve iyi niyet kuralları içinde incelenmesi gerektiğini savunarak yıllık izin ücreti isteğinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece <... her ne kadar davacı taraf yıllık ücretli izin alacağı talebinde bulunmuş ise de, yıllık ücretli izin defteri tutulması kendi elinde bulunan genel müdür -personel müdürü gibi üst düzey yöneticilerin izinlerinin defterde gösterilmediği için yıllık ücretli izin parasına hak kazanamayacağı yerleşik Yargıtay uygulaması olduğundan ve davacının personel müdürü olarak görev yaptığı da dikkate alındığında, yıllık ücretli izin alacağı talep hakkı bulunmadığı anlaşılmıştır.> Gerekçesi ile yıllık izin ücreti isteğinin reddine hüküm kurulmuştur.

Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Taraflar arasında uyuşmazlık, davacı işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.

İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmelidir. Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalkmış olmakla ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesi uyarınca izin ücreti istenemez. İşçinin işe başvurusuna rağmen yasal bir aylık işe başlatma süresi içinde işe alınmaması halinde ise işe başlatmama anı fesih tarihi olarak kabul edildiğinden, izin alacağı bu tarihte muaccel olur.

Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir, işveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.

Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün olmaz. Ancak, önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri de aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan arta kalan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.

İş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde 17. maddede belirtilen yasal ya da arttırılmış bildirim önelleri ile 27. madde uyarınca işçiye verilmesi gereken iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe girmez. Kanundaki bu düzenleme karşısında işçi tarafından ihbar önelli fesih halinde bildirim öneli ile yıllık izin süresinin iç içe girebileceği kabul edilmelidir.

Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Sözleşmenin feshi anı, yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak Kanunda belirtilmiştir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir.

Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir (Yargıtay 9.HD. 24.10.2008 gün 2007/30158 E, 2008/28418 K.). O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır.

Sözleşmenin feshi üzerine ödenmesi gereken izin ücretinden taktiri indirim yapılması doğru değildir.

İşe iade davası sonunda işçinin işe başlatılmadığı tarihte iş sözleşmesi feshedilmiş sayıldığından izin ücreti hesabında işçinin işe başlatılmadığı tarihte alması gereken ücret dikkate alınmalıdır.

İşverenin işçiyi işe başlatması durumunda, iş ilişkisi kesintisiz devam ettiğinden, kullandırılmayan izin ücretine de hak kazanılması söz konusu olmaz. Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53. maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz.

Somut olayda, yasal düzenlemeler ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacının yıllık izin belgelerinin tutturulması ve tutulduğunun denetlenmesi işverenin sorumluluğundadır. Davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığı davalı tarafça ispatlanamamıştır. Bu nedenle davacının yıllık izin ücreti isteğinin kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 06-01-2012, 16:23   #3
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Öncelikle çok teşekkür ediyorum ilginiz için. Yıllık izin ücreti ile ilgili eklediğiniz bu karara benzer birçok karar buldum bende ve evet, karar aralarında iş ilişkisinin kesintisiz olduğu da geçiyor.

Fakat ben, varsa benim müvekkilim durumundaki gibi kıdemin işe ilk giriş tarihinden itibaren hesaplanması geretiğine dair bir karar istiyorum..yargıtayın görüşünün benim müvekkilimin alması gereken kıdem tazminatının 2006 ocak- 2011 ağustos arası olduğunu ispatlamak istiyorum çünkü..
Old 12-08-2015, 16:44   #4
urerhukuk

 
Varsayılan

Merhaba,

Acaba davanız sonuçlandı mı ya da aradığınız doğrultuda bir yargıtay kararı bulabildiniz mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
işe iade davası konusunun imkansız olması nedeniyle kıdem ihbar tazminatı istemi av.ertürkyıldız Meslektaşların Soruları 9 19-12-2012 22:54
işe iade- kıdem tazminatı SINIRSIZ Meslektaşların Soruları 3 14-08-2010 20:11
işe iade kararında kıdem ve ihbar tazminatı hesaplama sercio_31 Meslektaşların Soruları 5 26-03-2010 13:22
Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, Yıllık Ücretli İzin Alacakları, Genel Tatil.... Yönetmen Meslektaşların Soruları 6 12-09-2008 19:50
İşe iade davası - kıdem tazminatı farkı Mehtap Elbeyli Meslektaşların Soruları 3 06-12-2007 12:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05575800 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.