Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Harç iadesi - Kayıp harç makbuzu

Yanıt
Old 10-11-2008, 18:00   #1
BaharB

 
Varsayılan Harç iadesi - Kayıp harç makbuzu

Değerli meslektaşlarım;
Kesinleşen bir mahkeme kararı ile, dava açarken ödediğimiz bir miktar peşin harcın iadesini talep edebileceğiz. Ancak dava açarken bizde kalan harç makbuzunu bulamıyoruz. Diğer nüsha dava dosyasında mevcut. Nasıl bir yöntem izlememiz gerektiği hususunda düşüncelerinizi paylaşırsanız memnun olurum.
Saygılarımla...
Old 10-11-2008, 18:22   #2
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Sorunuzu biraz daha açık sorabilirseniz yardımcı olabilirim.
Old 10-11-2008, 18:33   #3
OLCAYK

 
Varsayılan

Davanın reddi halinde davacı tarafından yatırılan harcın iadesi ile ilgili ise sorunuz, harç makbuzunun nüshasının sizde olmasına gerek yok, zaten ilamda harcın istek halinde davacıya iadesine dair karar vardır. Mahkeme kararına kesinleşme şerhi alınıp, ilgili vergi dairesine hitaben harç iade müzekkeresi alındıktan sonra; kesinleşmiş karar aslı yada onaylı sureti, harç iade müzekkeresi, vekaletnamenin aslı yada onaylı sureti (baro pulu eklenerek), ilgilinin hesap numarasını belirten dilekçe ve avukat kimliğinizin fotokopisi ile ilgili vergi dairesine başvurduğunuzda ortalama dört ay gibi bir sürede harcınız hesaba yatırılır.
Old 10-11-2008, 18:34   #4
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ahmetyılmaz
Sorunuzu biraz daha açık sorabilirseniz yardımcı olabilirim.
Sayın ahmetyılmaz;
Harç iadesi talebinde bulunurken hem mahkeme, hem de vergi dairesi makbuz aslını (suretinin aslını ) istemektedir. Aksi halde iadeyi yapmamaktadır.
Old 10-11-2008, 18:36   #5
OLCAYK

 
Varsayılan

Sayın BaharB, herhangi bir vergi dairesi mahkeme tarafından iade edilmesi bildirilmiş bir harcı iade etmiyorsa ne demek lazım bilemiyorum.
Old 10-11-2008, 18:51   #6
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Kesinleşmiş mahkeme ilamı, harç makbuz fotokopisi ile birlikte harç iade müzekkeresini vergi dairesine bir dilekçe ile veriniz. Kabul görmediği reddedildiği takdirde idari dava açmanızı öneririm. Emsal teşkil etmesi açısından. Saygılar
Old 10-11-2008, 18:52   #7
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Bu arada mahkeme de makbuz aslını istiyor ise bunun bir dayanağı olmalı diye düşünüyorum...Saygılar
Old 10-11-2008, 18:53   #8
OLCAYK

 
Varsayılan

Açıkçası dayanağını çok merak ediyorum, Sayır BaharB öğrendiğinizde yazın lütfen.
Old 10-11-2008, 18:58   #9
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
İDARİ DAVA DAİRELERİ 1994 189 1993 789 08/04/1994

KARAR METNİ
SOSYAL SİGORTALAR KURUMUNDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE HÜKMEDİLEN
MİKTARIN, KURUMUN YASAYLA MUAF TUTULDUĞU HARÇ DEĞİL, DAVADA HAKSIZ ÇIK
MASI NEDENİYLE DAVACIYA ÖDEMEK DURUMUNDA BULUNDUĞU YARGILAMA GİDERİ
OLDUĞU HK.<
Sosyal Sigortalar Kurumu Ödemiş Dispanserinde Kadın Hastalıkları ve
Doğum Uzmanı olarak görev yapan davacıya, 1987 yılı 2.dönem ikramiyesi
nin %50 kesinti yapılarak ödenmesinin uygun görüldüğüne ilişkin işle-
min iptali istemiyle açılan davada İdare Mahkemesince verilen iptal ka
rarı, davalı idarenin temyiz istemi üzerine Danıştay Beşinci Dairesin-
ce incelenmiş ve kararın, dava konusu işlemin iptali ile ilgili kısmın
da usule ve hukuka aykırılık bulunmadığından bu kısmının onanmasına,
buna karşılık yargılama giderleri yönünden davalı idarenin temyiz iste
minin kabulü ile kararın bu noktaya ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendi uyarın-
ca bozulmasına karar verilmiştir.
Danıştay Beşinci Dairesinin bozma kararı üzerine dosyanın gönderildiği
İdare Mahkemesince dosyanın tekrar incelenmesi, yalnızca yargılama gi-
derlerine yönelik olarak yapılmış ve Mahkemece, bozma kararına uyulma-
yarak, yargılama giderleri yönünden ısrar edilmiş ve dava konusu işle-
min iptal edilmiş olma durumu dikkate alınarak yargılama giderlerinin
davalı idareden alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı idare bu kez İdare Mahkemesinin, yargılama giderleri yönünden
verdiği ısrar kararını temyiz etmekte ve idarelerinin, 4792 sayılı Sos
yal Sigortalar Kurumu Kanununun 2868 sayılı Kanun ile değişik 24.madde
sinin (c) fıkrası hükmü uyarınca yargılama giderlerinden muaf tutulma-
sı gerektiği iddiasıyla bozulmasını istemektedir.
Temyiz dosyasının incelenmesinden: Danıştay Beşinci Dairesince 4792 sa
yılı Kanunun 26.7.1983 günlü 2868 sayılı Kanun ile değişik 24.maddesi-
nin (c) fıkrasında Sosyal Sigortalar Kurumunca açılan ve Kurumun taraf
olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ile ilanların her türlü vergi,
resim ve harçtan muaf olduğunun hükme bağlanmış olduğu, buna göre Kuru
mun taraf olduğu davalarda her ne suretle olursa olsun harç ödemekle
yükümlü tutulmasına yasal olanak bulunmadığı; bu durum nedeniyle, Kuru
ma karşı açılan ve Kurum aleyhine sonuçlanan davada, önceden alınan
başvurma ve ilam harcının davada haklı çıkması nedeniyle davacı tarafa
iadesi gerekirken, yargılama gideri olarak davalı Kuruma yükletilmesin
de hukuki isabet görülmediği gerekçesyile, kararın yargılama giderleri
nin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine ilişkin kısmının bo-
zulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi ise; 492 sayılı Harçlar Kanununun 2.maddesinde, yargı
işlemlerinden, bu Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifede yazılı olanların,
yargı harçlarına tabi olduğu, 11.maddesinde, genel olarak yargı harçla
rını davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen ki-
şilerin ödemekle mükellef olduğu, 27.maddesinde, (1) sayılı Tarifede
yazılı maktu harçların ilgili bulunduğu işlemin yapılmasından önce pe-
şin olarak ödeneceği, 31.maddesinde, peşin alınan karar ve ilam harcı-
nın, işin hitamında ödenmesi gereenden fazla olduğunun anlaşılması ha-
linde istek üzerine geri verileceği, 123.maddesinde, özel kanunlarla
harçtan muaf tutulan kişilerle istisina edilen işlemlerden harç alınma
yacağı hükümlerinin yer aldığı; bu hükümler ile yargı harçlarının öden
mesi ve geri verilmesi ile ilgili usul ve esasların ayrıntılı olarak
açıklandığı; Kanunda, Özel Kanunlarla harçtan muaf tutulan kurumların
taraf olduğu davalarda, kurumun haksız çıkması halinde, davayı açanın
ödediği harçların, harç ödeyene iade edileceğine ilişkin herhangi bir
hükmün yer almadığı; davada, davalı idareden alınarak davacıya verilme
sine hükmedilen miktarın harç değil yargılama gideri olduğu ve 2577 sa
yılı Kanunun 31.maddesinin yollamada bulunduğu hukuk Usulü Muhakemele-
ri Kanununun 423.maddesine göre, Tarife gereğince alınan yargılama
harçlarının yargılama giderlerinden olduğu, 416.maddesinde, yargılama
giderlerinin, giderleri peşin ödeyen tarafın haklı çıkması halinde di-
ğer taraftan tahsil olacağı, 417.maddesinde, iki taraftan her birinin
kısmen haklı çıkması halinde mahkemenin yargılama giderlerini araların
da takdir ettiği suretle taksim edeceğinin belirtildiği; bu hükümler-
den de açıkça anlaşıldığı üzere, kararla hükmedilen miktarın, Sosyal
Sigortalar Kurumundan bir hizmet veya işlem nedeniyle alınan yargı har
cı değil, yargılama gideri olduğu ve davada haksız çıkan tarafın yargı
lama giderleri ile sorumlu tutulmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı
gerekçesi ile ısrar kararı vermiştir.
İdare Mahkemesi kararında da açıkca belirtildiği üzere, Sosyal Sigorta
lar Kurumundan alınarak davacıya verilmesine hükmedilen miktarın, Kuru
mun kanunla muaf tutulduğu harç değil, yine kanun gereği, davada hak-
sız çıkması nedeniyle davacıya ödemek durumunda bulunduğu yargılama
gideri olduğu; davacının, kanunen peşin ödemek zorunda olduğu ve yargı
lama gideri olduğu; davacının, kanunen peşin ödemek zorunda olduğu ve
yargılama nedeniyle kullanılan harcın, Danıştay Beşinci Daire kararın-
da sözü edildiği gibi davacı tarafa iadesinin söz konusu olamayacağı
zira Harçlar Kanununda iadenin yalnızca fazla olan ve kullanılmayan
harçlara özgü tutulduğu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Harçlar Ka
nunu ve Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu hükümlerinin birlikte değerlen
dirilmesi sonucunda idare mahkemesince verilen ısrar kararının mevzua-
ta uygun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin reddine, İzmir
1.İdare Mahkemesinin 10.9.1993 günlü 1993/591 sayılı ısrar kararının
onanmasına karar verildi.
KARŞI OY:
4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun, 26.7.1983 günlü 2868
sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 24.maddesinin (c) fıkrasında, Sos
yal Sigortalar Kurumu tarafından açılan ve Kurumun taraf olduğu dava-
lar ve icra kovuşturmaları ile ilanlarının her türlü vergi, resim ve
harçtan muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
Maddede yer alan muafiyet Kurum tarafından açılan davalarda ödenmesi
gereken harçları kapsadığı gibi; kurumun taraf olduğu, bir başka anla-
tımla davalı konumunda bulunduğu davalardaki harçları da kapsamakta ve
bu nedenle her ne suretle olursa olsun, Kurumun harç ödemekle yükümlü
tutulmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu durum nedeniyle, Sosyal Sigortalar Kurumuna karşı açılan ve Kurum
aleyhine sonuçlanan davada, önceden alınan başvurma ve ilam harcının
davada haklı çıkması nedeniyle davacı tarafa iadesi gerekirken, yargı-
lama gideri olarak davalı Kuruma yükletilmesinde hukuki isabet bulunma
maktadır.
Açıklanan nedenle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İdare
MAhkemesinin yargılama giderleri yönünden vermiş olduğu ısrar kararı-
nın, Danıştay Beşinci Dairesinin kararı doğrultusunda bozulması oyuy-
la, onanmasına ilişkin kararı karşıyız.



BŞ/SE
Old 10-11-2008, 18:59   #10
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

T.C.

DANIŞTAY

İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU

Esas No:1996/1

K. 1997/1

T. 25.12.1997

• SSK'NUN TARAF OLDUĞU İDARİ DAVALAR ( Kurum Aleyhine Sonuçlanan Davalarda Önceden Alınan Başvurma ve İlam Harçlarının Davada Haklı Çıkan Davacı Tarafa İade Edilmesi )

• BAŞVURMA VE İLAM HARCI ( SSK Aleyhine Sonuçlanan Davalarda Önceden Alınan Harçların Haklı Çıkan Davacıya İade Edilmesi Gerektiği )

• SSK ALEYHİNE SONUÇLANAN DAVALAR ( Önceden Alınan Başvurma ve İlam Harçlarının Davada Haklı Çıkan Davacı Tarafa İade Edilmesi )

ÖZET : 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 2868 sayılı Kanun`la değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında yer alan, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ile ilanların, her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğuna ilişkin hükmün, yargılama gideri olarak, davada haklı çıkan tarafa ödenmesi gereken miktar içinde yer alan harcı da kapsadığına; bu nedenle Sosyal Sigortalar Kurumu`na karşı açılan ve kurum aleyhine sonuçlanan davalarda önceden alınan başvurma ve ilam harçlarının ( varsa yürütmenin durdurulması harcının ) davada haklı çıkan davacı tarafa iade edilmesi gerektiğine ve bu konudaki farklı içtihatların İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 13.10.1995 günlü ve E: 1994/51, K: 1995/710 sayılı kararı doğrultusunda birleştirilmesine 25.12.1997 gününde esasta ve gerekçede üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verildi.

İstemin Konusu: 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 26.7.1983 günlü ve 2868 sayılı Kanun`la değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında yeralan, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davaların harçtan muaf olduğuna ilişkin hüküm nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumu`na karşı açılan davalarda kurumun haksız çıkması halinde davacı tarafından peşin ödenen harç miktarının yargılama gideri olarak davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği yolundaki Danıştay Beşinci Dairesinin 18.6.1992 günlü ve E: 1991/205, K: 1992/1934 sayılı, 7.4.1993 günlü ve E: 1989/2618, K: 1993/1510 sayılı, Danıştay Onuncu Dairesinin 24.4.1995 günlü ve E: 1993/3090, K: 1995/2208 sayılı, 27.12.1995 günlü ve E: 1994/4794, K: 1995/6747 sayılı, 30.5.1995 günlü ve E: 1993/5388, K: 1995/2695 sayılı ve İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 8.4.1994 günlü ve E: 1993/789, K: 1994/189 sayılı kararları ile sözü edilen kuruma karşı açılan davalarda kurumun haksız çıkması sonucunda, davacının yatırmış olduğu başvurma ve karar harçlarının yargılama gideri olarak kuruma yükletilemeyeceğine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin 29.6.1993 günlü ve E: 1993/2024, K: 1993/2893 sayılı; Danıştay Onikinci Dairesinin 21.2.1995 günlü ve E: 1995/128, K: 1995/110 sayılı ve İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 13.10.1995 günlü ve E: 1994/51, K: 1995/710 sayılı kararları arasındaki içtihat aykırılığının giderilmesi istemidir.

Danıştay Başsavcısı`nın Düşüncesi: 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 26.7.1983 gün ve 2868 sayılı Kanun`un 2 nci maddesiyle değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında kurum tarafından açılan davalar ile kurumun taraf olduğu davaların her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu yolunda yer alan hükmün, kurum aleyhine dava açanların haklı çıkmaları halinde kurumdan alınarak yargılama gideri olarak bunlara ödenecek miktar içindeki harcı da kapsayıp kapsamadığı; başka anlatımla, kurumun haksız çıktığı davalarda karşı tarafa yargılama gideri olarak ödenecek miktara, karşı tarafın ödediği harcın da dahil olup olmadığı hususunda, Danıştay`ın Beşinci, Onuncu ve Onikinci Daireleri ile İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun kendi kararları ve ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında aykırılık bulunduğu gerekçesiyle Danıştay Başkanı`nın istemi üzerine açılan ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun 39 uncu maddesi gereğince düşünce alınmak üzere başsavcılığımıza gönderilen dosya incelendi:

Danıştay Beşinci, Onuncu ve Onikinci Daireleri ile İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun dosyada örnekleri bulunan ve bu daireler tarafından ilk derece mahkemesi ve temyiz mercii, genel kurul tarafından da temyiz mercii olarak verilen kararlarda; Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü`nün haksız çıktığı davalar dolayısıyla davacı tarafından peşin ödenen harcın yargılama gideri olarak adıgeçen idareden alınıp davacıya ödenip ödenmeyeceği konusunda iki farklı içtihatta bulunulmuştur.

Adı geçen dairelerden Danıştay Beşinci Dairesi, 18.6.1992 günlü ve E: 1991/205, K: 1992/1934 ve 7.4.1993 günlü ve E: 1989/2618, K: 1993/1510 sayılı kararında: Danıştay Onuncu Dairesi de, 24.4.1995 günlü ve E: 1993/3090, K: 1995/2208, 30.5.1995 günlü ve E: 1993/5388, K: 1995/2695 ve 27.12.1995 günlü ve E: 1994/4794, K: 1995/6747 sayılı kararlarında, davacı tarafından peşin ödenen harç miktarının yargılama gideri olarak davalı Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü`nden alınarak davacıya verilmesine hükmetmek suretiyle, davacının peşin ödediği harcın yargılama gideri olarak adı geçen kuruma yükletilebileceğini kapalı şekilde kabul etmiştir. Danıştay Beşinci Dairesinin söz konusu kararları ile Danıştay Onuncu Dairesinin kararlarından ilki, kurumun temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından, temyiz istemi reddedilmek suretiyle, aynen onanmıştır.

Danıştay Beşinci Dairesi, 29.6.1993 günlü ve E: 1993/2024, K: 1993/2893 sayılı kararında, aksi görüşle, idare mahkemesi kararının davacı tarafından peşin ödenen başvurma ve karar harcı miktarını yargılama gideri olarak haksız çıkan Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü`ne yükleten hüküm fıkrasını bozmuş ve adı geçen kurumca açılan ve kurumun taraf olduğu davaların her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olması sebebiyle aleyhine sonuçlanan davada başvurma ve karar harçlarının yargılama gideri olarak kuruma yükletilemeyeceği içtihadında bulunmuştur. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 8.4.1994 günlü ve E: 1993/788, K: 1994/188, 8.4.1994 günlü ve E: 1993/789, K: 1994/189, 30.9.1994 günlü ve E: 1993/797, K: 1994/561 ve 13.10.1995 günlü ve E: 1994/51, K: 1995/710 sayılı kararlarının incelenmesinden; adı geçen dairenin 2.4.1992 günlü ve E: 1991/3621, K: 1992/844, 8.2.1993 günlü ve E: 1990/3384, K: 1993/486, 16.2.1993 günlü ve E: 1992/2259, K: 1993/624 ve 19.4.1993 günlü ve E: 1993/1857, K: 1993/1667 sayılı kararlarının da bu yolda oldukları anlaşılmaktadır. Danıştay Onikinci Dairesinin 21.2.1995 günlü ve E: 1995/128, K: 1995/110 sayılı kararında ortaya konulan görüş de, Danıştay Beşinci Dairesinin bu içtihadı doğrultusundadır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, yukarıda tarih ve sayıları veriler kararlarından ilk üçünde, kararla hükmedilen miktarın Sosyal Sigortalar Kurumu`ndan bir hizmet veya işlem nedeniyle alınan yargı harcı değil, yargılama gideri olduğu ve davada haksız çıkan kurumun yargılama giderleri ile sorumlu tutulmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Danıştay Beşinci Dairesince verilen bozma kararına idare mahkemesince vaki ısrarı isabetli bularak, temyiz istemlerinin reddine karar verdiği halde, son kararında görüş değiştirmiştir. Genel Kurul`un 13.10.1995 günlü ve E: 1994/51, K: 1995/710 sayılı kararına göre; 4792 sayılı Kanun`un 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında öngörülen muafiyet, kurum tarafından açılan davalarda ödenmesi gereken harçlar yanında Kurumun davalı konumunda bulunduğu davalardaki harçları da kapsadığından, her ne suretle olursa olsun, kurumun harç ödemekle yükümlü tutulmasına ve davasında haklı çıkan davacıya iadesi gereken başvurma ve karar harcının yargılama gideri olarak kuruma yükletilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

Tüm bu açıklamalar; Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü`nün taraf olduğu idari davalarda davayı kazanan, yani haklı çıkan davacının peşin ödemiş olduğu yargı harçlarının yargılama gideri olarak adı geçen kuruma yükletilip yükletilemeyeceği konusunda, Danıştay`ın Beşinci, Onuncu ve Onikinci Daireleri ile Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun kendi kararları ve ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında aykırılık bulunduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, içtihatların birleştirilmesi gerekmektedir.

Aykırı içtihatların hangi yönde birleştirilmesi gerektiği sorununun incelenmesine gelince;

4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 26.7.1983 gün ve 2868 sayılı Kanun`un 2 nci maddesiyle değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında; kurum tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ile ilanlarının, ithalde alınan vergi ve resimler dahil her türlü vergi, resim ve harçtan muaf oldukları açıklanmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu`nun "Yargı Harçları"ile ilgili ikinci kısmında yer alan "Mevzuu" başlıklı 2 nci maddesinde de, yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı ( 1 ) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harcına tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Ayrıca; aynı kanunun 123 üncü maddesi, özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağını öngörmüştür.

4792 sayılı Kanun`da ve 492 sayılı Harçlar Kanunu`nda yer alan bu düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; bizzat açtığı veya tarafı olduğu davalarda Sosyal Sigortalar Kurumu`nun muaf tutulduğu yargı harçlarının, 492 sayılı Harçlar Kanununun ( 1 ) sayılı Tarifesinde yazılı yargısal işlemlere ait harçlar olduğu anlaşılmaktadır. Kurum, bu yargısal işlemlerden yalnızca bizzat açtığı davalarda değil, davalı mevkiinde taraf olduğu davalarda yapılanlar dolayısıyla da yargı harcının mükellefi değildir. 4792 sayılı Kanun`un değişik 24 üncü maddesinin söz konusu ( c ) fıkrasında, "kurum tarafından açılan" ibaresinden sonra "... ve kurumun taraf olduğu..." ibaresinin kullanılmış olması, bunu göstermektedir. Kanun koyucu, anılan düzenleme ile, gelirlerinin büyük bölümü işçilere sağlanan sosyal güvenlik karşılığı tahsil edilen primlerden oluşan Sosyal Sigortalar Kurumu`nu, hangi sıfatla olursa olsun, tarafı bulunduğu davalar dolayısıyla yargı harcından bağışık tutmak istemiştir.

Kanunun bu açık hükmüne karşın, Danıştay Onuncu Dairesinin kararları ile Danıştay Beşinci Dairesinin kimi kararlarında, davacılar tarafından peşin ödenen yargı harçları, yargılama gideri olarak haksız çıkan davalı Sosyal Sigortalar Kurumu`na yükletilmiştir. Kararlarda, yargı harçlarının hangi nedenle diğer yargılama giderleri ile birlikte kuruma yükletildiği konusunda açıklayıcı bir gerekçe yoktur. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun önceki kararlarında ise, bunun sebebi; Sosyal Sigortalar Kurumu`ndan alınarak davacıya verilmesine hükmedilen miktarın, harç değil, kurumun davada haksız çıkması sebebiyle kanun gereği yüklenmek zorunda kaldığı yargılama gideri olduğu; aksine uygulamanın, davasında haklı çıkan davacıya peşin ödediği yargı harçlarının iadesini gerektirdiği; oysa, Harçlar Kanunu`nda fazla olan ve kullanılmayanlar dışında harç iadesine olanak veren bir düzenleme bulunmadığı şeklinde açıklanmıştır.

Gerçekten; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 2577 sayılı Kanunun 31 inci maddesinin ilk fıkrası ile yapılan gönderme dolayısıyla idari yargılama usulünde de uygulanan 423 üncü maddesinde, yargı harçları yargılama giderleri arasında gösterilmiş; aynı kanunun 416 ncı maddesinde de yargılama giderlerini peşin ödeyen tarafın haklı çıkması halinde bu masrafların diğer tarafa yükletilmesi öngörülmüştür. Ancak; "yargılama gideri" kavramı, çerçeve bir adlandırmadır. Bu çerçeveye dahil olmaları yargı harçlarının, posta pulu, vekalet ücreti, bilirkişi ücreti, keşif masrafı v.s. gibi diğer harcamalarla globalleşip gerçek niteliklerini kaybetmelerine neden olmaz. Yargılama gideri olarak adlandırılmalarına karşın bu harcamaların her biri, harç, posta pulu ve ücret olma özelliğini korur. Dolayısıyla; salt, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 423 üncü maddesi uyarınca yargılama giderleri içerisinde mütalaa edilecek olmaları, davasında haklı çıkan tarafın peşin ödediği yargı harçlarının, tarafı olduğu davalardaki yargısal işlemler bakımından yargı harcından muaf bulunan Sosyal Sigortalar Kurumu`na yükletilmesini gerektirmez.

Aksine anlayış ve uygulama, adı geçen kurumu, kanunen bağışık tutulduğu yargı harcının yargılama giderleri yoluyla dolaylı şekilde mükellefi haline getireceğinden; kanun koyucunun yukarıda açıklanan amacıyla bağdaştırılamaz. Kurumun dolaylı da olsa yeniden yargı harcının mükellefi haline getirilmesi, Harçlar Kanunu`nda fazla olan ve kullanılmayanlar dışında harç iadesine olanak veren bir düzenlemenin bulunmamasıyla da açıklanabilecek nitelikte değildir.

Açıklanan bu nedenlerle, taraf olduğu davalarda haksız çıkan Sosyal Sigortala Kurumu`ndan, yargılama gideri adı altında da olsa yargı harcı alınamayacağından; aykırı içtihatların, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 13.10.1995 günlü ve E: 1994/51, K: 1995/710 sayılı kararı yönünde birleştirilmesi gerektiği düşünülmektedir.

İnceleme ve Çözümleme: Danıştay Beşinci ve Onuncu Daireleri ile İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 2868 sayılı Kanunla değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında yeralan, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davaların "harçtan muaf olduğu"na ilişkin hüküm nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumu`na karşı açılan davalarda, kurumun haksız çıkması halinde davacı tarafından peşin ödenen harç miktarının yargılama gideri olarak davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği yolundaki kararları ile adı geçen kuruma karşı açılan davalarda kurumun haksız çıkması sonucunda, davacının yatırmış olduğu başvurma ve karar harçlarının yargılama gideri olarak kuruma yükletilemeyeceğine ilişkin kararları arasındaki aykırılığın, 2575 sayılı Danıştay Kanunu`nun 39 uncu maddesine göre içtihadın birleştirilmesi yolu ile giderilmesinin Danıştay Başkanlığınca istenilmesi üzerine, Danıştay Başsavcısı`nın düşüncesi alındıktan sonra raportör üyenin raporu, konu ile ilgili kararlar ile ilgili mevzuat incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR: 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 26.7.1983 gün ve 2868 sayılı Kanun`un 2. maddesiyle değişik 24. maddesinin ( c ) fıkrasında: "kurum tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ile ilanlarının" ithalde alınan vergi ve resimler dahil her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

492 sayılı Harçlar Kanunu`nun "Yargı Harçları" ile ilgili birinci kısmında yer alan "Mevzuu" başlıklı 2 nci maddesinde de, yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı ( 1 ) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harcına tabi olduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 123 üncü maddesi, "özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz" hükmünü getirmiştir.

Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Harçlar Kanunu`nda yer alan bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; Sosyal Sigortalar Kurumu`nun, bizzat açtığı veya tarafı olduğu davalarda muaf tutulduğu yargı harçlarının, 492 sayılı Harçlar Kanunu`nun ( 1 ) sayılı tarifesinde yazılı yargısal işlemlere ait harçlar olduğu anlaşılmaktadır. Kurum, bu yargısal işlemlerden sadece bizzat açtığı davalarda değil, davalı mevkiinde taraf olduğu davalarda da dolaylı olarak yargı harcının mükellefi değildir. Nitekim 4792 sayılı Kanun`un değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında "Kurum tarafından açılan" ibaresinden sonra "... ve kurumun taraf olduğu ..." ibaresinin kullanılmış olması bunu göstermektedir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 13.10.1995 günlü ve E: 1994/51, K: 1995/710 sayılı kararında bu gerekçe ile davada haklı çıkan davacıya peşin olarak yatırdığı harç miktarı iade edilmesi hükme bağlanmıştır.

Danıştay Onuncu Dairesinin kararları ile Beşinci Dairesinin bazı kararlarında, davacılar tarafından peşin ödenen yargı harçları, yargılama gideri olarak haksız çıkan davalı Sosyal Sigortalar Kurumu`na yükletilmiştir.

İdari Dava Daireleri Genel Kurulu son kararından önce verdiği 8.4.1994 günlü ve E: 1993/788, K: 1994/188; 8.4.1994 günlü ve E: 1993/789, K: 1994/189 ve 30.9.1994 günlü ve E: 1993/797, K: 1994/561 sayılı kararlarında buna uygun olarak "Sosyal Sigortalar Kurumundan alınarak davacıya verilmesine hükmedilen miktarın, kurumun kanunla muaf tutulduğu harç değil, yine kanun gereği, davada haksız çıkması nedeniyle davacıya ödemek durumunda bulunduğu yargılama gideri olduğu; davacının, kanunen peşin ödemek zorunda olduğu ve yargılama nedeniyle kullanılan harcın, ... davacı tarafa iadesinin söz konusu olamayacağı, zira Harçlar Kanununda iadenin yalnızca fazla olan ve kullanılmayan harçlaa özgü tutulduğu" şeklinde gerekçeye bağlanmıştır. Her ne kadar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 31 inci maddesinin görderme yaptığı Hukuk Usulü Muhakemeleri kanununun 423 üncü maddesinde, yargı harçları yargılama giderleri arasında gösterilmiş; aynı kanunun 416 ncı maddesinde de yargılama giderlerini peşin ödeyen tarafın haklı çıkması halinde bu masrafların diğer tarafa yükletilmesi öngörülmüş ise de, "yargılama gideri" kavramı, bu çerçeve içinde yer alan yargı harçları, posta pulu, vekalet ücreti, keşif masrafı, bilirkişi ücreti v.b. giderlerin ayrı ayrı nitelik ve özelliğini ortadan kaldırmaz.

Bu nedenle, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 423 üncü maddesinin yargılama giderleri içinde saydığı ve açtığı davada haklı çıkan tarafın peşin ödediği yargı harçlarının, özel yasa gereği harçtan muaf bulunan Sosyal Sigortalar Kurumu`na yükletilmesi mümkün değildir.

Bunun aksini düşünmek yasanın açıkça yargı harçlarından muaf tuttuğu kurumu dolaylı olarak harç mükellefi haline getirir. Harçlar Kanunu`nun 31 inci maddesindeki "Peşin alınan karar ve ilam harcı, işin hitamında ödenmesi gerekenden fazla olduğu anlaşılırsa, fazlalık istek üzerine geri verilir" hükmünden hareketle harçtan muaf olan kuruma karşı açtığı davada haklı çıkan davacıyı, kendisine yasa gereği iadesi zorunlu bulunan mahkeme harçlarından yoksun bırakan bir sonuca ulaşılamaz. Kaldı ki, açtığı davayı kazanan ve davalı idareye yükletilemeyen peşin harcın tamamı, davacının yaptığı fazladan ödeme niteliğindedir.

Nitekim adli yargılamada içtihat aynı doğrultudadır. Şöyle ki:

Sosyal Sigortalar Kurumu`na karşı açılmış ve kurum aleyhine sonuçlanan davada Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 7.10.1986 günlü ve E: 1986/4648, K: 1986/4936 sayılı kararıyla:

"1 - ...

2 - Davalı Kurumun 2868 sayılı Kanun`un 2 nci maddesi ile değiştirilen 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 24/c maddesi hükümlerine göre, kurum tarafından açılan ve taraf olduğu davalardan harçtan bağışık olup, bu bağışıklık yargı harçlarını dahi kapsadığı gözönünde tutulmadan harçla sorumlu kılınması da usul ve yasaya aykırı olup ... davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, temyiz edilen hükmün bu nedenlerle bozulmasına oybirliği ile" karar verilmiştir.

Yine aynı konuda ... İkinci İş Mahkemesinin 25.12.1996 günlü ve E: 1996/712, K: 1996/1524 sayılı kararında.

"1 - ...

2 - Davalı kurum harçtan muaf olduğundan, hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde 248.000 TL. harç masrafının davacıya iadesine,

3 - Davacı tarafından yapılan 2.100.000 TL. mahkeme masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" hükmedilmiş, bu karar Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesinin 20.3.1997 günlü ve E: 1997/2275, K: 1997/2179 sayılı kararıyla oybirliğiyle onanmıştır.

SONUÇ: 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 2868 sayılı Kanun`la değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında yer alan, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ile ilanların, her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğuna ilişkin hükmün, yargılama gideri olarak, davada haklı çıkan tarafa ödenmesi gereken miktar içinde yer alan harcı da kapsadığına; bu nedenle Sosyal Sigortalar Kurumu`na karşı açılan ve kurum aleyhine sonuçlanan davalarda önceden alınan başvurma ve ilam harçlarının ( varsa yürütmenin durdurulması harcının ) davada haklı çıkan davacı tarafa iade edilmesi gerektiğine ve bu konudaki farklı içtihatların İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 13.10.1995 günlü ve E: 1994/51, K: 1995/710 sayılı kararı doğrultusunda birleştirilmesine 25.12.1997 gününde esasta ve gerekçede üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY

X - Danıştay Beşinci, Onuncu ve Onikinci Daireleri ile İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun kendi kararları ve ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında, 4792 sayılı Sosyal Sigortalar urumu Kanunu`nun 2868 sayılı Kanunla değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında yer alan "Kurumu tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ve ilanlar"ın her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu yolundaki düzenlemenin şahıslar tarafından kuruma karşı açılan davalarda, davanın davacı lehine sonuçlanması halinde davalı taraf olarak adı geçen kuruma yükletilen yargılama giderleri içinde yer alan harçları da kapsayıp kapsamadığı konusunda aykırılık bulunmaktadır.

Sözü edilen kanunda 2868 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin genel gerekçesinde, 24 üncü maddenin ( c ) fıkrasına getirilen yeni düzenlemenin, bir sosyal güvenlik kuruluşu olan Sosyal Sigortalar Kurumuna, vergi muafiyetleri yanında prim alacaklarının tahsili için açacağı dava ve icra kovuşturmalarında da diğer kamu kuruluşlarına verildiği gibi bir harç muafiyetinin sağlanmasının gerekli görüldüğü açıklanmıştır. Maddenin Danışma Meclisindeki müzakereleri sırasında maddede yer alan "davalı taraf" ibaresi üzerinde durulmuş, muafiyetin davalara tanınmadığı, sadece kuruma tanındığı belirtilerek, kurumun davalı olduğu ahvalde dahi, bazı harçların kurum tarafından yatırılmasının gerekli olabileceği, bu nedenle istenebilecek harçlardan da muafiyetin sağlanması için "kurumun taraf olduğu davalar" ibaresinin kullanıldığı açıklanmış ve 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrası düzenlendiği şekilde kabul edilmiştir.

Görüldüğü gibi kanun koyucunun bu düzenleme ile sağlamak istediği amaç kurumun davalı olarak da ödemek zorunda kalabileceği oturum harcı, temyiz harcı gibi mali yüklerden kurtarılması ve bu yükler nedeniyle davanın takibinin güçleştirilmemesidir.

Kurumun tesis ettiği bir işlem nedeniyle kişiler tarafından açılan davalarda herhangi bir harç muafiyetinin bulunmadığı ise açıktır. Davacı açtığı davada haksız bulunursa bu dava nedeniyle yaptığı harcamalar üstünde kalacaktır. Ama yargı yerince kendisi hakkında tesis edilen işlemin hukuka aykırılığı saptanarak iptal edilmesi halinde, kişinin işlemin hukuka aykırılığının saptanması için yaptığı tüm giderler, uygulamada "yargılama gideri" olarak ifade edilen bir meblağın hakim tarafından takdir ve hükmolunmasıyla telafi edilmektedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 413 ve müteakip maddelerinde düzenlenen yargılama giderleri, artık tek tek yapılan harcama kalemlerinden ayrı, hakimin davanın haklılığına göre tayin edeceği ve hükmedeceği bir meblağ olup, hukuka aykırı bir işleme maruz bırakılan kişinin hakkını yargı yoluyla sağlamak için yaptığı tüm harcamaları karşılamak üzere telafi edici maddi bir karşılığı ifade eder. Bu meblağın içinde yer alan harçlar, bu aşamada artık harç olma vasfını kaybederek yargılama gideri vasfını kazanmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu`nun 123 üncü maddesindeki "Özel Kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz" hükmü ile 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 2868 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasındaki, "Kurum tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ile ilanlarının" her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu yolundaki hükmün, bir hukuki bütünü ifade eden "yargılama gideri"nin, hakimin taktir hakkı dışında bölünmesi sonucunu doğurabilecek ve her bir harcama kaleminin ayrı vasıfları olduğunun kabul edilerek bölünülmesine olanak sağlayacak biçimde uygulanması hukuka uygun olamaz. Zira yapılan çeşitli harcamaların davada kullanılan kısmı kendi işlevlerini görürler ve bu konudaki sorumluluk biter. Örneğin muaf olmayan taraftan harç alınmakla mükellefiyet bitmiştir, hizmet görülmüştür, bunun iadesi söz konusu olamaz. Ancak bu giderleri yapan kişi davasında haklı çıkarsa, hakim tarafından davadaki haklılığı oranında hükmedilen bir meblağın diğer taraftan alınarak kendisine tazminen verilmesi yargı kararı ile sağlanır. Bu nedenle de Harçlar Kanununda, ancak peşin alınan karar ve ilam harcının, işin htamında ödenmesi gerekenden fazla olduğunun anlaşılması halinde istek üzerine geri verileceği hükme bağlanmıştır. Bunun dışında bir geri verme söz konusu olamaz. Yargılama yolu ile tarafa verilen meblağ, karşılığında bir hizmet alınmış olan harç ve diğer giderlerin geri verilmesi değil, "yargılama gideri" adı altında yaptığı giderin haklılığı oranında telafi edilmesidir. Aksi uygulama davacının da harçtan muaf tutulması sonucunu doğurur ki, bu da açıkça Harçlar Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil eder.

Bu nedenlerle içtihadın Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun 8.04.1994 günlü ve 1994/188, 30.9.1994 günlü ve 1994/561 sayılı kararları doğrultusunda, "kararla hükmedilen miktarın Sosyal Sigortalar Kurumu`ndan bir hizmet veya işlem nedeniyle alınan yargı harcı değil, yargılama gideri olduğu ve davada haksız çıkan kurumun yargılama giderleri ile sorumlu tutulmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı yolunda birleştirilmesi gerektiği" oyu ile karara karşıyız.

XX - Danıştay Beşinci, Onuncu ve Onikinci Daireleri ile Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu`nun kendi kararları ve ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında varlığı ileri sürülen aykırılık, 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 2686 sayılı Kanun`la değişik 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasında, adı geçen kuruma yargı harçlarından dolayı muafiyet tanındığı yolundaki "önkabul"den kaynaklanmaktadır.

Anılan fıkra, "Kurum tarafından açılan ve kurumun taraf olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ile ilanları"nın her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu yolunda düzenleme içermektedir. Görüldüğü üzere, düzenlemede, muafiyet, Sosyal Sigortalar Kurumuna değil;

- Kurum tarafından açılan veya kurumun taraf olduğu davalara,

- Kurumun icra kovuşturmalarına,

- VEsas No:Kurumun ilanlarına,

tanınmaktadır.

Vergi hukuku`nda, muafiyet, bir verginin mükellefi olan gerçek veya tüzel kişinin, bu verginin kapsamı dışına çıkarılmasıdır. Başka anlatımla; muafiyet hükmü ile verginin kapsamı dışına çıkarılan, verginin konusu değil, mükellefidir. Vergi kanunlarında, muafiyet müessesesinin ifadelendirilmesi, söz konusu ( c ) fıkrasınınkinden farklı yapılmaktadır. Buna, harçlar bakımından genel kanun olan 492 sayılı Harçlar Kanunu`nun "Harçtan muaf olanlar" başlıklı 14 üncü maddesi örnek olarak verilebilir. Madde, aynen, "erler ve ihtiyaçları devlet tarafından deruhde ve temin olunan onbaşı ve çavuşlar adliye işlemlerinden ötürü harçtan muaftırlar." düzenlemesini içermektedir. Muafiyet müessesesinin ifadelendirilmesine, bir başka örnek de, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu`nun "Küçük Çiftçi Muaflığı" başlığını taşıyan 10 uncu maddesinin ilk fıkrasının, "küçük çiftçi gelir vergisinden muaftır." düzenlemesinden verilebilir.

Bu iki düzenlemede de, "muaf olmak", "muaf sayılmak" eylemlerinin öznesi, Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu`nun 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasındakinden farklı olarak, "davalar", "icra kovuşturmaları" ve "ilanlar" değil; yaptıkları adliye işlemleri veya kazanç getirici faaliyetlerinden dolayı, harcın ve gelir vergisinin mükellefi olması gereken, kişilerdir.

Bu yüzden; anılan ( c ) fıkrasının ifadelendirilmesi; içinde "muaf" sözcüğü geçmesine karşın, "muafiyet müessesi"nin açıklanan teknik anlamıyla uyuşmamaktadır. Bu anlatım, daha çok, Harçlar Kanunu`nun 13 üncü maddesinin ilk fıkrasının ( i ) ve ( j ) bentlerinin anlatımıyla uyuşmaktadır. Bu bentlerden ilki, "Kamu adına C. Savcıları tarafından hukuk mahkemelerine açılan davalar"; ikincisi ise, "Genel Bütçeye dahil idarelerin bu Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemleri" düzenlenmesini içermektedir.

Bu iki düzenleme, küçük ayrıntılar dışında, 4792 sayılı Kanun`un 24 üncü maddesinin ( c ) fıkrasındaki düzenlemeyle aynıdır. Her iki düzenlemede de, harç kapsamı dışına çıkarılan, harcın mükellefi olması gereken kişiler değil; bunlar tarafından açılan davalar veya yapılan yargısal işlemlerdir. ( c ) fıkrasındaki düzenlemele olan benzerliklerine karşın; anılan düzenlemelerde, birer muafiyet hükmü değil; istisna hükmü öngörülmektedir. Esasen; Harçlar Kanunu`nun, bu düzenlemelerin yer aldığı, 13 üncü maddesi, "Harçtan müstesna işlemler" başlığını taşımakta olup; ilk fıkrasında da "Aşağıda yazılı mevzular harçtan müstesnadır." denilmiştir.

Harçlar Kanunu`nun 2 ve 52 nci maddelerine göre; yargı harcının mevzuu, ( 1 ) ve ( 3 ) sayılı tarifelerde yazılı yargı işlemleridir. Bu işlemler, kanunda, kimi zaman 13 üncü maddenin ilk fıkrasının yukarıda değinilen ( i ) bendinde olduğu gibi, "dava" sözüyle de ifade edilebilmektedir. O halde; "dava", yargı harcının mevzuudur. Kimi davaların yargı harcı kapsamı dışına çıkarılması da, harç mevzuunun kapsam dışına çıkarılması demek olan harç istisnasıdır.
Old 10-11-2008, 19:01   #11
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Madde 31 - Peşin alınan Karar ve İlam Harcı işin hitamında ödenmesi gerekenden fazla olduğu anlaşılırsa fazlalık istek üzerine geri verilir
Old 10-11-2008, 19:02   #12
OLCAYK

 
Varsayılan

Sanırım makbuz aslının gerekmediği konusunda hemfikiriz.
Old 10-11-2008, 19:05   #13
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Kesinleşmiş mahkeme ilamının yeterli olacağını düşünüyorum. Aksi hal , pek çok mağduriyete sebep verecektir.
Old 10-11-2008, 19:09   #14
OLCAYK

 
Varsayılan

Şimdi aklıma geldi yıllar önce yaşamıştık, gerek yok diye ısrar etmem bundanmış sanırım bizdende istemişlerdi aynı ısrarla dilekçeyi kayıttan geçirince iadeyi almıştık. Hadi vergi dairesini anlayalım ancak mahkeme neden istiyor, dosyada zaten makbuz vardır, kayıp mı ettiler acaba )
Old 10-11-2008, 20:12   #15
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan OLCAYK
Açıkçası dayanağını çok merak ediyorum, Sayır BaharB öğrendiğinizde yazın lütfen.

Sanıyorum makbuz aslı şu iç genelge gereğince talep ediliyor.
Alıntı:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü

SAYI : B.07.0.GEL.0.71/7100-107



UYGULAMA İÇ GENELGESİ

SERİ NO : 2004/7

........................ VALİLİĞİ
(Defterdarlık : Gelir Müdürlüğüne)



Bilindiği üzere, 02.01.2004 tarih ve 25334 Mükerrer Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5035 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanunu’nun Birinci Kitabının Altıncı Kısmının "Vergi Hatalarını Düzeltme" başlıklı üçüncü bölümünün başlığı "Vergi Hatalarını Düzeltme ve Reddiyat" olarak değiştirilmiş ve aynı kanunla Vergi Usul Kanunu’nun 120’nci maddesine eklenen fıkra ile nakden veya mahsuben tahsil edilen ancak fazla veya yersiz olarak tahsil edildiği anlaşılan vergilerde ve kanunları gereğince mükelleflere yapılacak iade ve mahsup işlemlerinde düzeltmeye dayanak teşkil edecek belgeler ile bu işlemlere ait usul ve esasların Maliye Bakanlığı’nca belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 5035 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanunu’nun 121’inci ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 44’üncü maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29’uncu ve 32’nci maddelerine göre yapılacak mahsup, ret ve iadeler hususunda değişiklikler yapılmıştır.
1/1/2004 tarihinden itibaren uygulamaya konulan Genel Bütçeye Dahil Daireler ve Katma Bütçeli İdareler Muhasebe Yönetmeliğinin 306 ncı maddesinde de, bütçe gelirlerinden yapılacak ret ve iadelerin Bakanlıkça (Gelirler Genel Müdürlüğü) belirlenecek usul ve esaslara göre, Saymanlık İşlem Fişi düzenlenmek suretiyle yapılacağı belirtilmiştir.
Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinde Ek ve Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 06/03/2004 tarihli ve 25394 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, bu değişiklikle “Geri Verilecek Paralar” başlıklı 52’nci madde kaldırılmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 120’nci maddesinin son fıkrası ile Bakanlığımıza verilen yetkiye göre fazla veya yersiz olarak tahsil edilen paraların geri verilmesi veya kanunları gereğince mükelleflere yapılacak iade ve mahsup işlemlerinin aşağıda belirtildiği şekilde yapılması uygun görülmüştür.
1- Kanunları gereğince yapılacak mahsup, ret ve iadeler;
- İlgili kanunlarında yapılan düzenlemelere,
- Bu kanunlarla ilgili genel tebliğ ve genelgelerde belirlenen esaslara,
göre yerine getirilecektir.
Yapılacak mahsup, ret ve iadelerde Saymanlık İşlem Fişine; düzeltme fişi ile birlikte, bu vergilerin iade veya mahsubu ile ilgili düzenlemelerde yer alan belgeler eklenecektir.
2- İlgili kanunlarında veya bu kanunlarla ilgili olarak çıkarılan genel tebliğ ve genelgelerde fazla veya yersiz tahsil edilen vergi, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin ret ve iadesi ile ilgili düzenleme bulunmaması halinde, bunlardan yapılacak ret ve iadelerde düzeltme fişi ile birlikte;
- Tahsilinde alındı verilen paraların kısmen veya tamamen geri verilmesi durumunda, alındının aslı veya vergi dairesince onaylanmış örneği,
- Daire ve kurumlarca sorumlu sıfatıyla mükellef adına yatırılan paraların iadesinde, daire veya kurumun yatırılan paralara ait bilgileri içeren yazısı,
- Ret ve iade konusu işlemin iptal edilmesi veya işlemden vazgeçilmesi nedenleriyle vergiyi doğuran olayın ortadan kalkmış olması durumunda hataya, işlemin iptaline, işlemden vazgeçildiğine ilişkin olarak ibraz edilen belgeler,
Saymanlık İşlem Fişine bağlanacaktır.
3- Saymanlık İşlem Fişi;
a) Ankara, İstanbul ve İzmir ilerinde;
- 100 milyar liraya kadar vergi dairesi müdürleri/vergi müdürleri,
- 20 milyar liraya kadar Malmüdürleri (bağlı vergi daireleri),
b) Adana, Antalya, Bursa, Kocaeli ve Mersin illerinde;
- 50 milyar liraya kadar vergi dairesi müdürleri/vergi müdürleri,
- 20 milyar liraya kadar Malmüdürleri (bağlı vergi daireleri),
c) Diğer illerde;
- 25 milyar liraya kadar vergi dairesi müdürleri,
- 15 milyar liraya kadar Malmüdürleri (bağlı vergi daireleri),
tarafından imzalanacaktır.
d) Yukarıdaki bendlerde belirlenen tutarları aşan iadelerde saymanlık işlem fişi; vergi dairesi başkanlıklarında vergi dairesi başkanları, diğer yerlerde ise Defterdarlar tarafından ayrıca imzalanacaktır. Defterdarlar tarafından uygun görülmesi halinde Saymanlık İşlem Fişleri Defterdar Yardımcıları tarafından imzalanabilecektir.
4- Emanette yer alan tutarlardan yapılacak ret ve iadelerde düzeltme fişi kullanılmayacaktır.
5- Vergi daireleri dışındaki diğer saymanlıklarca yapılan fazla ve yersiz tahsilat nedeniyle bütçe gelirlerinden yapılacak ret ve iadeler, tahsilatı yapan saymanlıkça, tahsilatın başka saymanlık adına yapılmış olması durumunda ise adına işlem yapılan saymanlıkça yerine getirilecektir. Diğer saymanlıklarca yapılacak ret ve iadelerde, Muhasebat Genel Müdürlüğünce yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar Düzeltme ve İade Belgesi (Örnek :29) kullanılacaktır.
6- Vergi dairelerince henüz sonuçlandırılmamış olan ret ve iadelere ilişkin işlemler de bu genelgede belirtilen esaslara göre sonuçlandırılacaktır.
7- 2004/2 Seri No’lu Uygulama İç Genelgesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.





Kemal UNAKITAN
Maliye Bakanı














Fakat sayın OLCAYK iade alabildiğine göre bizde gardımızı alıp bir dayanalım bakalım vergi dairesinin kapısına. Fakat önce "yassah hemşerim" tavrıyla karşı çıkan kalem müdiresini aşmamız gerekiyor.

Old 10-11-2008, 20:18   #16
OLCAYK

 
Varsayılan

) Mahkemede de yoksa alamayaksınız gibi İç genelgenin bizi hiç ilgilendirmediğini düşünüyorum. Artık sorununuz yassah hemşerim diyen müdire hanımla, ama şunu demek gerekiyor sanırım 'hadi biz tesadüfen bu davayı açtık, harç yatırın falan diyen olmadı, ne bizde ne sizde makbuz var, dolayısıyla harç yatmış sayılmaz, karara niye harcın iadesine diye yazdınız anlayamadık, taleplerimiz dolayısıyla özür dileriz..."
Old 10-11-2008, 20:21   #17
BaharB

 
Varsayılan

Mahkeme dosyasında var harç makbuzu, kapı gibi.
Ona rağmen yassah...
Old 10-11-2008, 20:23   #18
OLCAYK

 
Varsayılan

)) O zaman sizde tüm dosyanın aslı gibidir onaylı suretini alın, tek başına makbuzu isterseniz belki anlar ) makbuzu isteyince onu sunun... Yassah amma siz onayladınız işte diye, yada bunları boş verin mahkeme hakimi ile görüşün.İşin şakası sayın BaharB trajikomik bir durum. Umarım olumlu sonuç alırsınız.
Old 10-11-2008, 20:25   #19
OLCAYK

 
Varsayılan

Yada müdire kim yatırdıysa harcı o gelsin mi diyor acaba?
Old 10-11-2008, 20:30   #20
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bu biraz "Çamura yatma" gibi bir şey... Böyle bir saçmalık olur mu? Kime iadesi gerektiği mahkeme ilamı ile sabitse, neyin makbuzunu istiyorlar.
Old 10-11-2008, 20:36   #21
OLCAYK

 
Varsayılan

Gerçekten duyduğum en saçma şeylerden biride bu...
Old 10-11-2008, 20:39   #22
OLCAYK

 
Varsayılan

Konunun hatırlattığı bir hususu anlatmadan geçemeyeceğim, adres tespiti için Avukatlık Kanununa dayanarak gittiğim ANKARA' daki bir muhtarlıkta, sayın muhtar bana kaymakamdan izin almamı söylemişti, gülme krizine girince dayanamayıp adresi vermişti. Sanırım bu kadar ciddiye aldığım işimin karşılığında böyle şeylerle karşılaşınca işi dalgaya vermek hem kendi sinir sistemim hemde işin devamı bakımından faydalı Kolay gelsin....
Old 10-11-2008, 20:42   #23
Admin

 
Varsayılan

Yazılı başvurup makbuzun aslı dosyanın içindedir derseniz, bu talebi reddetmeye cesaret edebileceklerini sanmıyorum.
Old 10-11-2008, 20:47   #24
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan OLCAYK
Konunun hatırlattığı bir hususu anlatmadan geçemeyeceğim, adres tespiti için Avukatlık Kanununa dayanarak gittiğim ANKARA' daki bir muhtarlıkta, sayın muhtar bana kaymakamdan izin almamı söylemişti, gülme krizine girince dayanamayıp adresi vermişti. Sanırım bu kadar ciddiye aldığım işimin karşılığında böyle şeylerle karşılaşınca işi dalgaya vermek hem kendi sinir sistemim hemde işin devamı bakımından faydalı Kolay gelsin....

Sizin karşınızda Kaymakam varmış. Bizim karşımızda Kemal Unakıtan var. Öyle kolay mı?
İşin latifesi bir tarafa, ben de Sayın Admin gibi düşünüyorum.
Old 10-11-2008, 20:48   #25
OLCAYK

 
Varsayılan

) Ben adını anmaya bile cesaret edemem neme lazım incelerler falan
Old 10-11-2008, 20:56   #26
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan OLCAYK
) Ben adını anmaya bile cesaret edemem neme lazım incelerler falan
İşte o yüzden ben "mahkeme kararı dururken iç genelge beni ilgilendirmez" falan diyemem. Bu tür mevzuata Anayasa hükmünden ziyade ehemmiyet addederim.
Old 10-11-2008, 21:59   #28
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Mahkemenin(aslında kalem personeli demeliyim) de harç makbuzunu istemesi gerçekten anlamsız. Dava aşamasında her türlü evrakın bir suretinin dosyada saklanmasının anlamını sormak gerekiyor sanırım. Mahkemece herhangi bir evrakın "asli gibidir" yapılması onu gerçekten(şaka yapmıyor hukuk! ) aslı gibi yapar. Buna rağmen birileri bu şekilde suret vermiyor; güç bela alınan bu sureti de yine birileri kabul etmiyorsa meslektaşlarım bu konuda gülme krizine girmeleri gayet doğal! Şaka gibidir!

Sayın BaharB, sayın Admin'in önerisine katılmak gerekiyor sanırım.
Old 11-11-2008, 12:49   #29
Av.Ertan Uzunoğlu

 
Varsayılan

Benim şahsi fikrim de harcın iadesi içinkesinleşmiş kararla başvurmak yeterli, ama maalesef Vergi Dairesi makbuz aslı olmadan harcı iade etmiyor. Eğer harç dekontunun sizde kalan aslını kaybetmiş iseniz tek çözüm mahkemedeki suretindeki bilgilere dayanarak "Makbuz aslını kaybettim " diye gazeteye kayıp ilanı vermenizdir.
Benim başıma geldi de ondan.Detayları iade idecek Vergi Dairesinden öğrenmekte fayda var.
Old 11-11-2008, 13:17   #30
AV.HANİFE

 
Varsayılan

sevgili meslektaşım eğer bu şekilde alamayacak iseniz bu duurmda harç miktarı kadar müvekkilinizi borçlandırın.İcra takibi yapın.İcra takibinde bu Mhakeme kararını göstererk şimdiki müvekkiliniz ,icra takibindeki borçlunuzun bu mahkeme kararı gereği har iade alacağı olduğundan bahisle maliyeye mahkeme karraı ve harç fotokopisini ekleyerek haciz müzekkeresi yazın.Onlar incelemeyi yapıp icra dairesine parayı gönderiyor.Ama tahsil harcı 7.2 olarak kesiliyor.
Tabi tüm bunları eğer meblağınız çok yüksekse deneyebilrisiniz.Aksi takdirde tüm para arada harçlara gider.Ya aslında bu konuda bir kaç kez çok sorun yaşadım.Hatta üstte size anlattığım şekilde davalı taraf vekili olarak vekalet ücreti alacağım için Harç iadesine haciz koyduğumda bile benden makbuz aslını istediler.Bende bunun fiilen imkansız olduğunu uzun bir şekilde anlatınca icra dosyasına parayı gönderdiler.Mahkeme tek cümleyle iade ediyor ama devletin kasasına ardına kadar açık kapğılardan giren para ancak iğne deliğinden geçerek tekrara vatandaşa dönebiliyor.Ne diyelim kolay gelsin artık size
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icrada harç iadesi ekimekim Meslektaşların Soruları 30 26-02-2024 17:35
teminat mektubunun iadesi halinde harç alınır mı? Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 20 13-05-2015 10:18
HarÇ avukat1980 Meslektaşların Soruları 3 18-06-2008 12:50
harç-pul-geçersizlik. seyitsonmez Meslektaşların Soruları 1 26-09-2007 15:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08337808 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.