18-12-2006, 00:30 | #1 | |||||||||||||||||||
|
Kadından Şair Olmaz
Kadından Şair Olmaz"
--
BİA Haber Merkezi 16/12/2006 Yusuf ERADAM Tamamı için: http://www.bianet.org/2006/12/15/89083.htm |
19-12-2006, 12:04 | #2 |
|
Bazıları kadınların soyut düşünme yeteneğinin erkeklere oranla daha düşük olduğuna inanmaktadır da ondan. Bunu da hormonlara bağlamakta ve durumu ispat edilmiş saymaktadırlar. Hatta bu sitede de aldatmanın hormonlarla ilgili olduğuna ilişkin bir araştımanın haberi yayınlanmış ve üzerinde tartışmalar dahi yapılmıştı.
Şiir, soyut düşünme yeteneği gerektirdiği için de kadın şair olmaz demektedirler. Aynı durum kadın filozoflar için de geçerlidir. kadından filozof olmaz denmekte, olanlar da çdk özel örnekler olarak düşünülmektedir. |
19-12-2006, 13:37 | #3 |
|
Oysa kadınların erkeklerden daha soyut düşünme yeteneğine sahip olmadığını kim kanıtlayabilir? Keza, aksini.
Çoğu kez insan (kadın-erkek ayrımı yapmayarak) , küçük motiflere odaklanarak , büyük resmi kaçırır. Yaşam binbir deseniyle ve (bu motifler itibariyle) karmakarışık çıkar karşımıza. Her gün, -bu açıdan baktığınızda-, çok bilinmeyenli bir denklemdir. Gözünüzün hemen önünde ve elinizin hemen altında olan sorunları çözmeden ilerlemek olmaz. Bu çözümlemelerse, küçük denklemlerin çözümlemeleridir. Denklemin eşitliği, her zaman olumluluk veya yararlılık sunmaz. Oysa sonuçları her ne olursa olsun, küçük denklemi eşitlemekle büyük denklemi eşitlemek arasında sırrını hala çözemediğimiz (ve çözemeyeceğimizi de sandığım) şaşmaz bir denge vardır (en azından ben öyle olduğuna inanıyorum). İşte bu nedenledir ki büyük tabloyu kaçırdığınızda, küçük motiflerdeki kayıplar, olumsuzluklar karmakarışık olduğunu sandığımız yaşamımızı eni konu altüst eder. Elbet bireysel ve geçici olarak. Yani kadın ya da erkek olmanın, soyut düşünme yeteneği veya matematiksel zeka ile ilgili olduğu tezine katılmıyorum. Konuya yatkınlık vardır ya da yoktur. Kadından şair olmaz, bakın tüm ünlü şairler erkektir denir. Kadına şiir yazmak yakıştırılmamıştır. Dahası kadına yaşamak hakkı tanınmamıştır. daha doğru bir ifadeyle, insanca yaşamak hakkı tanınmamıştır. Furuğ aşağıdaki 3 mısrasında bunu en sade haliyle ne güzel vurgular: "budur benim payıma düşen benim payıma düşen bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür" Sosyal yaşamdan koparılıp, ev içlerine hapsedilen kadın, yegane aşkınlık olanağı olarak eşlik ve/veya hane "sözde" sahibeliğiyle kimlik edinmeye çalışır. Bu savaşımın normal sonucuysa zaten mağlubiyettir. Simone de Bevaoir, kadınlık sürecini üç ayrı ana bölüme ayırarak yazdığı ardışık üç kitabında, bu durumu acıklı birm parodi halinde betimler. Doğası gereği aşkınlığı gereksinen kadın, sabahtan akşama kadar abartılmış bir temizlik hastalığına duçar olur, en sık karşılaşılan haliyle. Sonra geri çekilir ve gururla evine bakar. Aşkınlığının somut delili olduğuna inandığı eşyaların pırıl pırıl parlamasıyla övünür. Oysa bu gerçek bir faaliyet değildir. Nitekim eve gelen eş ve çocukların ardından eserinin yokoluşunu, benliğinin tehdit edilişi olarak algılayarak izler. "Eser"i , acımasızca katledilmektedir. Nankör bir hal sözkonusudur. İran kadın şairlerini anlatan bir yazı okumuştum. Sayıları azımsanacak gibi değildi. Ama yazılanların ne kadarı günyüzüne çıkmış, çıkabilmiş, bunu kaçı göze alabilmiştir, bilmek mümkün mü? Belirttiğim son yazıda, bir kısım kadınınsa, hücre ev mantığını, bir rahim olarak algıladığını okumuştum. Doğum yapanlar, bugün isimlerini sayabildiklerimiz olmalı. Saygılarımla... |
19-12-2006, 19:12 | #4 |
|
Burda sorun şu, kadından elbette şair olur ama iyi şair olur mu?
Olur mu diye soru sormak ise gelecekten haber vermek gibidir bunun cevabı muhaldir. O halde varmıdırı sormalıyız. Var mıdır? Kadın şair. Vardır. Hem de çok. internete girip tarayın görürsünüz. |
20-12-2006, 15:05 | #5 |
|
kadından tabi şair olmaz.....onlar adamı şair yaparlar
|
20-12-2006, 18:42 | #6 |
|
Kadınan iyi şair olur ama ünlü şair pek yok ....
|
20-12-2006, 22:27 | #7 |
|
'Kadından şair olmaz'' demek önyargılara esir olmakla mümkündür. Oysa kadın duygusal ve ince yapısıyla aslında erkekten çok daha uygundur şair olmaya. Kadın, hayatı özümserken duyguların hepsini yaşar.Şiir de zaten hayatı duygularla ifade edebilmek değilmidir.
Kadın şairleri erkeklerden daha az görüyorsak,tek sebebi günışığına çıkmayan nice kadın şairlerimiz olduğundandır. |
23-12-2006, 07:43 | #8 |
|
Acaba kadından şair olmaz , kadından şu olmaz, bu olmaz denilerek neyi kanıtlamak istiyorlar. Acınılacak bir durum kadın ve erkek diye insan neslini ayırmak. İnsan insandır. Ne kadın, ne erkek.Kadından iyi şair olur ama ünlü şair pek yok .... sevgili arkadaşım, neden acaba? ünlüleri diğer cins mi belirliyor. Ünlü olma koşulu nedir?
|
23-12-2006, 17:22 | #9 | |||||||||||||||||||
|
Dr. Christian Barnard dünyaca ünlü bir kalb cerrahıdır. Dünyaca ünlülüğünün sebebi 1967 yılında ilk kalb naklini yapmış olmasıdır. Ünlü bir cerrah olan Dr. Christian Barnad bu özelliğinden dolayı ünlü ve büyük bir adamdır. Ünlü ve büyük adamlar büyük sözler söylerler. Yıllar önce okuduğum için şimdi tam olarak aklımda olmayan büyük sözlerinden birisi aşağı yukarı şu anlama geliyor: 'Siyah ırk beyazlar tarafından yönetilmeye mahkumdur, çünkü siyahlar uzun süre beyazlar tarafından yönetilmiş ve bu yönetilme sonucunda da köleliğe alışmışlardır, kölelik kanlarına işlemiştir' Bu büyük adamın bu büyük sözünü ben ırkçı düşüncenin dışa vurması olarak nitelendiriyorum. 'Kadından şair olmaz' diye büyük bir söz söyleyen şairimizin sözü neyin dışa vuruşudur dersiniz? Şairimiz büyük mü bilmiyorum ama söylediği büyük söz haber olduğuna göre büyük olsa gerek. İnsanların en büyük zaaflarından birisi, belirli bir konuda ün yapmış kimselerin, diğer konularda da büyük olduğuna inanmalarıdır bence. Böyle olmasaydı iyi bir tıp doktoru olan Dr. Barnard'ın uğraşı alanı olmayan başka bir konuda söyledikleri haber olarak verilmezdi. Saygılarımla |
23-12-2006, 21:07 | #10 |
|
kadından şair olurmu olmaz mı sorusunun cevabına bakmadan önce kadından iyi yazar olurmu olmaz mı sorusuna bakmak gerekir kanımca . Niye kadın eserleri kütüphanesi var acaba bu bir ayrıcalık mı ,ayrımcılık mı yoksa bir zaafiyetin gostergesimidir ?
|
23-12-2006, 22:11 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Kadından ne olur ne olmaz
Sayın Işıl Yılmaz Erkeklerin Hormonları vs. bahane ederek kadınların erkeklerden zayıf yaratıklar gibi göstermeye çalışmaları tamamen safsatadan ibarettir, Ben erkek olmama rağmen kendimden çok daha yetenekli çok daha güçlü, çok daha akıllı, çok daha şair nice bayanlar biliyorum Bu tamemen kişinin içinde bulunduğu durumla alakalıdır, Kadın şiir yazar ama yayınlatma şansı yoktur, kocası, ağabeyi, babası veya bu şiiri bir şekilde eline geçirmiş bir başka kişi şiiri yayınlatır, şiiri yazan kadındır ama yayınlatan erkektir, Benim 19 yaşında kızım var çok güzel şiirler yazar, (babasına çekmiş) yani kadından şair olabilir, Filozof olabilir, Matematikçi olabilir, her şey olabilir, zira olanları doğuranlar kadındır, genler yoluyla bazı özellikler anneden yada babadan oğula yada kıza geçebilmektedir, bu da bilimsel bir gerçektir. demekki kadından şu olmaz bu olmaz diye tartışmanın bir anlamı yoktur. Belki fiziksel güç itibariyle kadınlar erkeklere oranla daha güçsüz olabilirler, ama bu onları ikinci sınıf insan durumuna getirmez, fiziksel güç olarak güçsüz erkekler de vardır, hasta, zayıf, zeka geriliği bulunan vs. erkeklerde toplumda mevcuttur, ama bunları göz önüne alarak hiç kimse erkeklerden şair olmaz diye bir (çok afedersiniz) dangalaklık yapmaz. Bu sözü söyleyen kişi de muhtemelen kadınları aşağılamaya hevesli bir kişidir ve böyle bir patavatsızlık yapmıştır, affedin, Affetmek büyüklüğün şanındandır. Saygılarımı sunarım |
24-12-2006, 01:48 | #12 |
|
şair
Şair olmaz,ama iyi bir ilham kaynağı olur.Gülle bülbülün aşkında olduğu gibi...
|
25-12-2006, 20:02 | #13 |
|
neden olmasınnnn...
Evet ilham kaynağı biziz adamı şair yapan da biziz ama bizim duymak istediğimizi biz daha iyi biliriz...Ya da yaşanılan acıları daha duygulu aktarabiliriz insanlara...dUYGUSALLIK BİZDE VAROLUR BİZ DE ÇOŞKUYA SELAM DURUR..,
Yazdıklarımız-yazdıklarınız bölümünde yağmurun dizelerine de göz atmanizi rica ederimmmmm |
25-12-2006, 22:50 | #14 |
|
Adamları biz şair yapmayız Yağmurdamlası. Adam şairse şairdir. Kadınlar için de aynısı geçerli
Saygılarımla. |
25-12-2006, 23:11 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Kadın cinsine haksızlık ettiğinizi ve size ezberletilen "kadın nasıl olmalı" yalanlarını savunduğunuzu düşünüyorum. |
26-12-2006, 09:13 | #16 |
|
Şair olmak sadece bir duygu derinliği ile ilgili değil bence. Şiir yazmak çok zor bir iş, iyi şiir yazmak ise ondan daha zor.
Şiir sadece bir duyguyu anlatmakla yetinemez ki. Şiirin bir matematiği, bir dil ritmi vardır. Şiir öyle bir yazın türüdür ki biçim yanlışı anlatılan duygunun/ düşüncenin önemini silip süpürüverir. Aslında sanata ait herşey böyledir : önce biçim! Biçimin ardına anlamı koymak ise gerçek bir ustalıktır. İkisinden biri eksik oldu mu güdük kalır sanat. Biçimi görmek ve anlamak ise "duygulandım bi şiir yaziyim" fikrinden oldukça farklıdır. Onun için bu memleketin her üç kişisinden biri maalesef şairdir. ( Bunu Aziz Nesin mi söylemişti? ) Böyle bir duyguyu ve biçimi yakalamanın tek bir cinse özgüleneceğini düşünmüyorum. Ünlü ve önemli kadın şairler var. Sappho'dan, Slyvia Plath'ten Gülten Akın'a kadar birçok isim sayılabilir. Yusuf Eradam'ın sözünü de yanlış anlamamak gerek. kendisi, kadından şair olmaz lafını uygun bulmadığını belirtiyor aslında. Kadın, şiirin esin kaynağıdır deniyor. E, olsun. Bu durum kadının şiir yazamayacağını göstermez ki. Zira, şiirin tek esin kaynağı kadın değildir. birileri bir kadından esinlenip şiir yazmışsa ne ala, yazsın. İyi bir şiirse onu da okur, beğeniriz. Saygılar. |
26-12-2006, 12:00 | #17 |
|
dosdlar......"kadından şair olmaz onlar adamı şair yaparlar" demiştim en son...
gecen okuduğum bir bilimsel incelemeyi sizinle paylaşmak istedim....kadınların günlük işlerde daha paratik ve yaratıcı olduğunu bunuda ileriyi görmeyi engelleyici bir duruma yol açtığını bunun sebebininde beyin yapılarının farklılığından kaynaklandığını okudum" arkadaşlar farkındamısınız ne kadar gereksiz bir konuya kafa yoruyoruz, tam da halkın gözündeki entel okumuş takımı misali.. tek gerçek var insanız....ademi yaratanda havvayı yaratanda biziz, söz de biziz öz de biziz. |
26-12-2006, 12:06 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
dostum kadının ilham kaynağı olması konusunda.gülle bülbülün aşkını örnek göstermişsin de.bu ikileme de hangisi kadın hangisi erkek??erkek ya da kadın gül ayrımı mı var?konuyla alakalaı olarak söylemiyrum sdece örnek bana ilginç geldi de.. |
27-12-2006, 13:35 | #19 |
|
cümbür cemaat...
Sevgili Şehper Hanım,
Sevgili Ayşegül Hanım, Sevgili Işıl ablacımmmmmmmmmmmmmmm Şehper hanım haklısınız aslında ama ben şu bakımdan bir yorum yapmak isterim sizin yazdıklarınıza bayanlarda şair olabilir şehper hanımda erkeklerden şair daha çok çıkıyor...Kadınlar da şair olabilir bu duygu işidir.Duyguları kelimeler dökebiliyorsan o kelimeleri de kalemin siyah lekesinde hayata geçirebiliyorsan ve okuyucularında o şiiri yaşatabiliyorsa ne mutlu sana..... Sayın Ayşegül hanım biraz daha ayrıntılı şekilde yorumunuzu yapabilirseniz sevinirim.Yazılarımda ya da yorumlarımda bayanlara yönelik kalıpçı bir tarz mı izlediğimi düşünüyorsunuz anlamadım efendim... Sevgili Işıl ablacım sana hak veriyorum şiir öyle kolay iş değil.Hem yetenek lazım hem de kurallarına uymak |
28-12-2006, 22:24 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
buna katılmamak mümkün değil. Kimin neyi iyi yapacağını o kişinin karakteri, meziyeti, zekası veya fiziksel özellikleri belirler. Cinsiyeti değil. Ve insanlar neden hala kadınlar şöyle erkekler böyle diyor ki? Biz birbirimizi sevmiyor muyuz her koşulda.. |
26-01-2007, 05:43 | #21 |
|
Kadınları hayatın birçok alanında soyutladılar ama bari edebiyattan soyutlamaya kalkmasınlar.hissetmekten öte hissettiklerini en iyi şekilde dışa vurabilen kelimelerle resim çizebilen dizeleri dizmekle maharet göstermeyip onu güzel ve nizami bir şekilde insanlığa sunabilenlere şair diyoruz.ama bakın burada bir cinsiyet ya da belli bir sınıftan bahsedilmiyor.çünkü her insanın hissedişi algılayışı farklıdır belki kadınlar daha duygusal yaklaşıyor olabilirler belki daha hayalperest bakıyorlardır olaylara.ama bu demek değildir ki onlardan şair olamaz.kalemi kim daha güzel kullanıyorsa şairlik sıfatını o hak ediyordur.ister kadın olsun ister erkek olsun...
|
03-02-2007, 17:07 | #22 |
|
kadından şair olur.içindeki genlerin erkek genlerine yakınlığıyla doğru orantılı olarak ama.
Şiirler, cesaretli insanların kaleminden akar beyinlere. Şairlerin her cümlesi, bir doğum sancısıdır. Acılarla, olaylarla yüzleşmek kolay nane değildir. Birini çok seversin, şiir yazarsın. Ne kadar sevdiğini anlayınca gene bir korkuya kapılırsın. Sevgilinden ayrılırsın, şiir yazarsın. Uzaklara gidip, eğlencelerin arasında sevgilini unutmak dururken şiir yazman, intihar idmanı sayılır. Son noktayı koyduktan sonra şiirdeki kelimelere, yaşayıp yaşamayacağını kimse bilemez şairin. Zaten o şiiri yazdıktan sonra, ilaç dolu bir kutuyu ağzına atmıştır. Zehiri almıştır. Yaşasa bile, ölüm, yaşam kadar hızlanır. şair olmak ruhu riske atmaktır. kadınlar da yapı itibarıyla ruhu çok fazla riske atmazlar. atanlar gerçekten şair olabilirler. bana kadınların daha duygusal olduğunu söylemesin kimse(şiir yazanları ayrı tutuyorum). Ağlamak, duygusallık paralelinde değildir. En derişik gözyaşı şiir değil midir? erkekler gözyaşlarını kağıda, kadınlar selpak mendile dökerler. şiir duygu yoğunluğunun açık kanıtıdır. gözyaşları anlatmaz her şeyi. Kırlarda yaşayacaktık,bulutlarda ölecektik Üstüne her bastığımızda narin kır çiçeklerinin Daha çok açacaklardı Yüreğinin her çarpışında bulutlardan Semavi bir yağmur yağacaktı kurak yerlere Sen olacaktın hep en asil, en gri, en nazlı göklerde Sen demedikçe hiçbir sarmaşık hiçbir dala sarılmayacaktı Hiçbir yaprak gözlerinden yeşil olmayacaktı Hiçbir toprak kabul etmeyecekti hiçbir ölüyü sen istemedikçe Senin dokunmadığın hiçbir çiçek kokmayacaktı bahar gibi Ve sen olmayınca olmayacak bu tabiat, insanlar yaşayamayacak... Tanrı bir kuytuda,evrenin bir yerinde hıçkırıklara boğulacak Usul usul yıldız yağacak gökten ateşler içinde, çığlık gibi Sönecek tapınakların tüm ateşi sen olmayınca Hayvanlar her gün ağlayacak, kahrolacak Sana dünyanın en güzel duaları edilecek Her dilde, bütün evrende, aynı kutsallıkta. Senin mezarına diktiğim mor menekşeye imreneceğim En çok sen kokacak dipleri Kollarım olacak kökleri Toprağı yarıp inecek aşağı senin öylece uzandığın yere Saracak sımsıkı o soğuk vücudunu Sonra senin ılımış kanını çekecek içine O kanla beslenecek, büyüyecek Göklere ulaşacak mor menekşe Senin huzur içinde arp çaldığın cennete Tanrının yalnız ikimiz için hazırlamış olduğu yere. Ve ben başlayacağım tırmanmaya beş sene on beş sene… Koca bir ömür boyu geleceğim sana yılmadan, usanmadan Sonra ben de öleceğim yorgunluktan, en çok da sensizlikten Aşağı düşeceğim Bana biraz yer açmak için kenara çekileceksin mütevazı bir suskunlukla Senin kefenine sığdırmaya çalışacaklar ikimizi vasiyetin üzerine Biraz toprak da benim üstüme atacaklar küreklerce hiç ürkmeden Bedenlerimiz çürüdükçe, ruhlarımız ölümsüzleşecek Gene yan yana yatacağız, dizlerimiz bükük senle kabirde Ama ruhlarımız hep koşacak, hep koşacak Yukarılarda bir yerlerde…. Tayfun |
03-02-2007, 22:36 | #23 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Bektaş,
Güzel şiirinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Yorumlarınız da şiir tadında. Amma ve lakin, ilk cümleniz ve son bir kaç cümlenize katılmak ne mümkün Elbette kadının şair olabilme yeteneğini, genlerinde erkek geni bulunması koşuluna bağlamış olmanız eğer bir mecaz idiyse, bir önceki cümlemi geri almaya da hazırım. Şairin şiirinin doğumundan sonraki duygu durumunu yansıtan şu cümleniz ise, başlı başına bir şiir gibi :
Bir dize ile onlarca çağrışım. *
Bu cümlelerinize ise, -hatalar barındıran genellemeleri ayrık tutar isek- katılmadığımı belirtmeliyim. Ve yine hatalar barındıran ve dolayısıyla sizin de katılmama hakkınız olan, bir başka genellemeden sözetmeliyim: "Yazmak yaşamdan kaçmaktır bazen. Yaşamanın ağırlığındansa yazmayı yeğler yazar/şair. Yaşayamadıklarını, ancak yaşamayı düşlediklerini, ya da yaşayamadıklarının tortusunun isyanını kaleme döker. Yani yazmak her zaman cesaretin değil, bizatihi cesaretsizliğin de öyküsü olabilir" de denebilir kimi zaman. Ancak yine "genel anlamda" şiirin, yaşanmışlığın (ya da yaşanamamışlığın) gebeliğinde çekilen sancıların ürünü ve bu anlamda her şiirin (iyi ya da kötü), birer doğum olduğu çıkarsamasına, tümüyle katılmaktayım. Saygılarımla... |
04-02-2007, 16:12 | #24 | |||||||||||||||||||
|
Sevgili Şehper;
genel anlamda teşekkür ediyorum o ahu yorumlarınız için. "bir gen bir hipotez" izahımda kullanılan üslup, pekala mecaz-ı mürsel'dir yaratılış olarak daha önde olan unsurlar vardır kadın ve erkekte. bu, gün kadar açıktır. bu iki cins yalnızca hukuken eşittir. yiğidi öldürüp hakkını verme taraftarıyım. kadınların daha iyi olduğu konularda da,kadınları sonuna kadar hep savunan biriyimdir. ama bu şiir konusunda daha fazla kelama ne hacet. lütfen
o insanın en baştaki öyküsünde cesaretsizlik öyküsünü okuyabiliriz yaşamında fakat iş yazıya gelince, cesaretsizliğin -siz yapım ekini, elinde tuttuğu kalemin arkasındaki silgiyle siler. nöbet gecelerimin bir tanesinde, 4 duvar arasında kaldığımla ilgili düşünüp dururken bir anda şöyle bir şey gelmişti aklıma. aslında kimse 4 duvar arasında kalmaz. mutlaka bir de kapı vardır o odada. o anda şunları yazmıştım: Hey nowhere bana elini ver! 4 duvar değil 3 duvar bir kapı kimse kalamaz o kadar arada ama ben bir sigara yakarım orada arada sırada.. o odadan kaçıp kantinde hastabakıcı arkadaşlarla geyik yapmak dururken, ben kağıda bunları yazmaya uğraştım alt alta. en sonunda kabul etmiştim ve belki de zoraki(cesaretimle) girmiştim 4 duvar arasına.. saygılarımla.. |
15-02-2007, 22:20 | #25 |
|
Ah, başlarında erkekler ve çocuklar olmasa ... neler olur neler
Sn.Katılımcılar,
Aslında kadın hakları forumuna yazmak istemiyorum, çünkü insan hakkından öte bir hak, hele de cinsiyete dayalı farklılaştırılmış bir hak benim görüşlerime aykırı; ama buradaki hareketlilik beni cezbediyor. Forum yöneticisinin maharetinden midir, katılımcıların canlı ve hararetli kişiliklerinden midir, bilemiyorum. Biraz da arada bizim foruma (Fikri haklar ve bilişim) uğrasanız diyorum. Meslekdaşım Sn.Bektaş ile aynı düşünceleri paylaşmıyoruz muhtemelen, ama aynı sonuca yol açan şeyler söyleyeceğim. Yani şu 'erkek geni' meselesine değineceğim; daha doğrusu o terimin aslında neyi ifade ettiğine. Kadınlarla erkeklerin soyut / somut şeyleri algılama yeteneklerinde bir fark olmadığı kanıtlanmıştır. En basitinden, çocuklarına cinsiyetlerine göre farklı muamele etmekten kaçınan entellektüel ailelerin kız ve erkek çocuklarının sınav sonuçları bunu göstermektedir. Üstelik, kız çocukları daha erken konuşur, daha erken yürür, konuşmaları daha önce düzelir, erkeklerden çok daha önce gelişirler. Fakat, kadınlarla erkeklerin arasında ortaya çıkan o garip farkların; yani daha az şair, roman yazarı, matematikçi, filozof vs çıkması da bir gerçektir. Bilim bu konuyu araştırmış ve şu sonuca varmış: Kadınlar eş zamanlı olarak birden fazla işle uğraşmakta, en azından ilgilenmektedir; bunun yanında birbirinden de çok farklı nitelikte, ufak tefek fakat çok fazla sayıda işin sorumluluğunu almaktadırlar. Erkekler ise genellikle bir işe gitmek ve oradaki sınırlı sayıda, birbirine çok yakın niteliklerde görevi yerine getirmektedirler. Bu yaşam biçimi, kadınların bir konu üzerinde kesintisiz olarak uzun süre odaklanmasına olanak tanımamaktadır. Bu nedenle, kadınların böylesi odaklanma gerektiren konularda kendilerini geliştirme fırsatları olamamaktadır. Örneğin, bilgisayar programcısı kadın sayısı erkeklerin yarısından da azdır; ama o kadınlar her zaman en az diğer kadınlar kadar temiz, düzenli ve güzel olmaya zaman ayırmaktadırlar. Evleri de daima temiz, düzenli ve iç açıcı görünümdedir. Öte yandan, erkekler herşeyi boşverecek kadar bir konu üzerinde odaklanabilmekte, traş olmadan, saçını taramadan, pantolonunu ütülemeden, hatta dişini bile fırçalamadan ortalarda gezmekte sakınca görmemektedirler. Evlerinin neye benzeyebileceğini de siz hayal edin artık. Kısacası, toplumun kadına verdiği rol, özellikle de çocuk doğurma ve hem çocuğa, hem erkeğe, hem de eve sahiplenme duygusu, onları odaklanma isteyen birçok işte geri bırakmaktadır. Aslında ileri filan gitmek yerine başka işler yapmayı istedikleri içindir bu sonuç. İstedikleri taktirde, ileri gidebilmelerinin önünde hiçbir engel yoktur. Çocuklar ve erkeklerden başka ... (desek mi acaba?) Saygılarımla, Not: bu arada, 'kadından şair olmaz' lafını kim söylemiş bilmiyorum, ama sözün mutlaka önü ve ardı vardır, yalnız o parçadan ibaret olamaz; hele de söyleyen kendini şair olarak nitelendiriyorsa, asla! |
19-02-2007, 20:44 | #26 |
|
kadından çok şeyin iyisi olmadığı söylenir hep.sanırım bizden iyi eş ve anne olur mu demek gerekir.
iyi şairi tanımlayan arkadaş sanırım bunu demek istemedi bize.şiirim diye ortada dolaşan okadar çok şiirimsi şeyler varken.varsın bizden iyi şair çıkmasın. kadın ne zaman herşey de iyi olacak sizce. bana göre erkekle aynı dili kullanmaya başladığında..yani bir duyguyu anlatmak için onlarca duyguyu süzgeçten geçirmediğinde.( gerçi bu halde kadının daha güzel yazdığını belgeliyor, tekdüzeliği aşabiliyor olduğu için ) elbette iyi şiir tanımı sadece kadın için değil, erkek içinde kullanmak gerekiyor..kelimeleri seviyorsanız, onlarda sizi sevecek ve okuyucuya iyi şiir olarak çıkacak. bir mısra geldi aklıma' bir sevişmek gelmişti aklıma'( tabi bunu yazan bir kadın değil.işte o şiiri bir kadın yazsaydı eminim iyi bir kadın şair olacaktı..( yazamazdı çünkü kadındı ) kapısı aşınırdı sonra..ama bir gün yazacak emin olabilirsiniz. |
19-02-2007, 22:24 | #27 |
|
Ne Kadar Adİl
Herşeyi ayırıyoruz kadınını erkeğini bir tarafa sıralıyoruz...bu kadının bu da erkeğin başarısı diyoruz kadından ne olur ne olmaz bilmiyorum aklımda bazen ciddi anlamda soru işaretleri kalıyor.Acaba biz kadınlar kadının haklarını savunurken farkında olmadan kadın erkek ayrımını keskinleştiriyor,daha büyük bir çatışma mı yaratıyoruz. ama yine de geçmişe dönüp baktığımda aklımdaki en büyük soru erkekler kadınlardan bu kadar mı korktu oluyor.aslında yazacak çok şey var ama ben hep aynı şeyleri söylemekten sıkıldım.AMA BU BİR YARIŞSA GERÇEKTEN BU BİR MÜCADELEYSE GERİYE DÖNÜP BAKMAK GEREKİYOR KADINLA ERKEK AYNI ÇİZGİDEN BAŞLAMADI BU YARIŞA...
|
19-02-2007, 23:21 | #28 |
|
Ne kadar doğru bir saptama
Sn.Gulan,
'Kadın hakları' denen şeyin ve öyle bir şeyi savunanların kadın erkek ayrımını keskinleştirdikleri görüşünüze üzülerek katılıyorum. İlahi (yüce) adalet duygusu ve oradan hareketle insan hakları aslında herşeyi çözmeye yeter. Tek önkoşul, insanlara bunların öğretilmesi, anlamalarının sağlanması ve özümsemeleri. Ancak ondan sonra; önyargısız, önkoşulsuz, dengeli ve sağlıklı bir topluma erişebiliriz. Diğer seçeneklerse sürekli çatışma, hayal kırıklığı ve hüzün getirir; dengeli veya dengesiz. Umarım birgün bu hayale erişilebilir demekle yetineceğim. Saygılarımla, |
23-02-2007, 20:58 | #29 |
|
Sayın Üyeler
Kadın şair tartışmasına ben katılmayacağım ama aşağıdaki adresi vereceğim. Haberde adı geçen Sayın Şair Şehper Ferda Demirel sitemizin üyesidir. http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/ha...haberno=501792 Saygılarımla |
23-02-2007, 21:38 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Şehper'le gurur duyuyorum!
Nasıl sevindim, nasıl! Daha yazının tamamını bile okumadım ama buraya hemen bir şeyler yazmalıyım dedim. Sevgili Şehper, Beğenide Murathan Mungan'la aynı cümlede yer almak nasıl bir duygu? Sayın forum takipçileri; aşağıdaki yazıda sayılan şair ve şiirler, seçkiden seçkidir biline!
Kadından şair olmazmış!?! Hıh! Şair Şehper'i tekrar tebrik ediyorum! |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Şair Hukukçular Antolojisi | Av. Adil Giray ÇELİK | Site Lokali | 25 | 23-08-2006 16:23 |
İranlı Kadın Şair Furuğ Ferruhzad | n.okyay | Site Lokali | 0 | 13-01-2004 13:22 |
Medeni Kanun Kadından Yana mı? | sumru | Hukuk Soruları Arşivi | 5 | 04-05-2002 02:33 |
Kadından Mal Kaçırma | Erdal | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 12-02-2002 01:34 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |