Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

delil sözleşmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-04-2006, 21:56   #1
yaşar

 
Varsayılan delil sözleşmesi

İki şirketin aralarında yaptığı sözleşme içerisinde DELİL başlığı altındaki maddede "taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıklarda .x...şirketinin defter ve kayıtları yegane delil olacaktır" şeklinde bir ifade vardır.Bu geçerli bir delil sözleşmesi olarak addedilebilir mi?
Old 14-04-2006, 08:36   #2
Fatma Çınar

 
Varsayılan

Sözleşmeler, tarafların özgür iradesi ile hazırlanmış metinler olarak düşünülür. O yüzden de sözleşmede böyle bir maddenin var olması halinde geçerli de olacağı kanaatindeyim.
Old 14-04-2006, 08:43   #3
abkahraman

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Ben de aynı dertten muzdaribim şu sıralar ama okuduğum kaynaklar ve Yargıtay kararları doğrultusunda, delil sözleşmesinin bu maddesinin geçersiz olacağını sözyleyebilirim. Çünkü eğer geçerli kabul edersek, yargıda tarafların eşitliği ilkesi zedelenir. Ancak bu maddenin geçersizliği tabi ki diğer maddelerin ve tabi ki sözleşmenin geçerliliğini etkilemeyecektir.

Umarım az da olsa faydası olmuştur, saygılarımla
Old 14-04-2006, 10:38   #4
Fatma Çınar

 
Varsayılan

Bu konuda bulduğum bir Yargıtay Kararı var. Bu kararda, bankalarla imzalanan kredi kartı sözleşmelerinde bahsi geçen, banka kayıtlarının doğru olduğunun kabulünü içeren delil sözleşmesi doğrultusunda, banka kayıtlarına dayanılacağı hususu karar altına alınmış. Sanırım size yardımcı olmaz ama az önceki fikrimi doğrular nitelikte olduğu için paylaşmak istedim. Belki karar içerisinde, sizin de işinize yarayan kısımları bulabilirsiniz. İyi Çalışmalar. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ 1996/3275 E., 1996/9735 K. ve 6.11.1996 tarihli ilamı.
Old 14-04-2006, 11:14   #5
abkahraman

 
Varsayılan

Sayın Fatma Çınar,

Sizin bahsettiğiniz durumda, Banka kayıtlarının doğruluğunun kabulünü içeren sözleşme elbette mümkün ve geçerli.
Ancak meslektaşımız yukarıdaki sorusunda, iki tarafın da tacir olduğu bir sözleşmede; taraflardan yalnızca birinin ticari defterlerinin ve kayıtlarının delil olarak gösterilebileceği ve davanın bu şekilde ispatlanacağını iddia eden bir sözleşme maddesinin geçerli olup olmayacağını dile getirdi.
Bu durumda eğer tacirlerden birinin ticari defterlerinin delil olarak kabul edileceği düşünülürse, o zaman Ticaret Kanunu'nun, ilgili "tacirlerin ticari defter tutma mükellefiyeti ve ticari davalarda, tutulan bu ticari defterlerin, lehe ve aleyhe delil olma... vs." hükümlerinin hiçbir anlamı kalmaz. Zira kanunun lafzına bakarak da, tacirin ilk yükümlülüklerinden birisi olan "ticari defter tutma" mükellefiyetinin de bir amacı kalmaz.
Ve meslektaşımın sorduğu sözleşmeyi geçerli addedersek, defterlerin birbirleriyle lehe ya da aleyhe karşılaştırılması ile ilgili TTK hükmü geçersiz olur. Hiçbir sözleşme kanuna aykırı düzenlenemez, düzenlenirse de geçersiz olur.
Old 15-04-2006, 23:31   #7
Ramazan NARİN

 
Varsayılan

Bu konuda farklı uygulamalar olduğu kesin. Bizimde muzdarip olduğumuz bir konu. Biz ltd şti olarak bir A.Ş. 'i ile bir iş sözleşmesi imzaladık.BU SÖZLEŞMEDE DE BİR MADDE;
"Taraflar arasında bir ihtilaf olması durumunda A,Ş.defter ve kayıtlarının esas olduğu " şeklinde.
Fakat, bilirkişiler bu şirkete gittiğinde, önlerine sadece şirketin YEVMİYE-KEBİR gibi defterleri konuluyor. Bu defterler tabii ki ihtilaf noktasında bir bilgi vermiyor.Talebe esas olacak, (gemi tonajlarına ait belgeler,kantar raporları,satış raporları v.s gibi) belgeler asla sunulmuyor.Bu defter ve kayıtların dışındaki incelemelere muvafakat etmiyorlar.
Gerekçe olarak ta; iki taraf arasında imzalanmış delil sözleşmesi vardır diyorlar.

HUKUK bunu nasıl çözecek doğrusu ben de merak ediyorum.
Old 16-04-2006, 12:26   #8
irfan AYDIN

 
Varsayılan

Sayın Ramazan Narin;
Bütün yazılarınızı ilgiyle okudum. Allah size sabır versin. Çok zor durumda olduğunuz malum. Eğer İstanbul'a gelmeyi düşünürseniz. Bu konuları enine boyuna inceleriz. Maddi durumunuz nedeniyle hiç bir ücret talebimiz olmayacaktır.
Old 16-04-2006, 14:04   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar,

Delil sözleşmesi veya bir sözleşme içinde "delil şartı" hükmü düzenlemek, sözleşme serbestisi dahilinde mümkün ve geçerlidir. Yapılan sözleşme ile bir tarafın Ticari defterlerine münhasır delil niteliği tanınmış olması, ancak o tarafın TTK.76-86. maddeler arasında düzenlenen ticari defterlerin delil olarak kullanılabilmesi şartlarına uygun olması halinde geçerlidir. Başka bir ifade ile, açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olması ile deftere işlenmeleri ve müstenidatlarının deftere uygun olması halinde delil sözleşmesine bağlı olarak değerlendirilebilir. Yoksa, ticari defterler usulsüz düzenlenmiş, ekleri ve dayanakları olmadan deftere işlenmiş olmaları halinde, TTK. nın ticari defterlere ilişkin hükümleri dairesinde ancak sahibi aleyhine delil olabilir.

Bankaların bir tacir ya da şahısla olan sözleşmeleri ile iki tacir arasındaki sözleşmelerin veya bir tacirle bir şahıs arasındaki sözleşmenin delil şartı noktasında farklılık taşıması söz konusu değildir. Bilinmektedir ki bankalar da tacirdir ve TTK nın A.Ş. lere ilişkin hükümleri ile TTK nın genel hükümlerine, Bankacılık kanunu 2. madde son fıkra hükmü temelinde tabidir.

Saygı ve selamlar.
Old 16-04-2006, 15:16   #10
av.cgoksen

 
Varsayılan

Delil sözleşmesi belli bir hususun belli bir delil ile ispat edileceği hakkında yapıloan sözleşmeye verilen isimdir.Hukukumuzda delil sözleşmesinin geçerli olduğu HUMK m.287'de açıkça düzenlenmiştir.Delil sözleşmesinin konusu her türlü delil olabilir.
Delil sözleşmesinin şekli konusuna gelince;
Yazılı şekilde yapılabilir.Adi yazılı şekil yeterlidir.Ancak bu yazılı şekil geçerlilik şartı olmayıp,sadece ispat şartıdır.İspat şartı olduğundan sözlü olarak yapılmış olan bir delil sözleşmesinin varlığı mahkemede ikrar edilebilir.
Kanun,delil sözleşmesinin yapılması bakımından yazılı şekil şartı aramadığından dolayı taraflar arasında yapılan bir sözleşmeye delil hükmü konulduğu takdirde bu hükmün delil sözleşmesi niteliği taşıyacağı kanısındayım.
saygılar..
Old 25-09-2007, 00:48   #11
kağanulaş

 
Varsayılan

Bu konuda benim hukuk mantığıma ters olan nokta şu:
Tarafların, aralarında çıkması muhtemel bir ihtilafla ilgili delilleri belirlemeleri ya da sınırlamaları sözleşme serbestisi ilkesi ile açıklanabilir. Ancak delil sözleşmesinin belirli bir tür belge ve/veya delil için (örneğin ticari defterler) kanunun öngördüğü geçerlilik ve ispat gücü kurallarını değiştirmesi bu kapsamda kabul edilemez. (şahsi kanaatimdir)


Dolayısıyla konu ile ilgili sorunları örnek üzerinden şu şekilde sıralamak mümkündür:

Örneğin TTK ticari defterlerin karşılıklı birbirini teyit etmesi halinde sahibi lehine delil olabilmesini öngörmektedir. Bu durumda sadece bir tarafın defterlerinin delil kabul edilmesini sağlayan delil sözleşmesi(ya da şartı) ile bu ispat kuralının ortadan kaldırılması TTK hükümlerinin varlık amacıyla ne kadar uyuşmaktadır? Bunun sınırı nedir? Ticari defterlerle ilgili ispat kuralları delil sözleşmesi ile değiştirilebilirken taşınmazlarla ilgili ispat kuralı (tapu kayıtlarının geçerliliği) neden değiştirilememektedir? Taşınmazlara ait ispat kurallarının kamu düzenine ilişkin sayılmasını sağlayan nedir? Ticari defterlere ilişkin ispat kuralı neden kamu düzenine ilişkin değildir? Kamu düzenini ilişkin olma konusunda Yargıtay'ın objektif kriterleri var mıdır?
Old 31-07-2017, 10:18   #12
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Konunun açılmasının üzerinden çok uzun süre geçmiş de olsa, elime geçen Yargıtay kararını, benzer konuda araştırma yapan bir meslektaşımızın işine yarayacağı düşüncesiyle paylaşıyorum.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/6268
K. 2012/17422
T. 21.11.2012
• TAZMİNAT DAVASI ( Taraflar Arasındaki Sözleşmede Yeralan ve Taraflardan Birinin İspat Hakkının Kullanımını İmkansız Kılan veya Fevkalade Güçleştiren Delil Sözleşmelerinin Geçersiz Olacağı - Davacının Evrak Bordro Rapor Defter vs Kayıtlarının Muteber Olacağından Bunlara Hiçbir Sebeple İtiraz Hakkı Bulunmadığını Belirten Delil Sözleşmesinin Geçerli Kabul Edilemeyeceği )
• BAYİLİK SÖZLEŞMESİ ( İçerisinde Yeralan ve Taraflardan Birinin İspat Hakkının Kullanımını İmkansız Kılan veya Fevkalade Güçleştiren Delil Sözleşmelerinin Geçersiz Olacağı - Tazminat Davası )
• DELİL SÖZLEŞMESİ ( Taraflar Arasındaki Sözleşmede Yeralan ve Taraflardan Birinin İspat Hakkının Kullanımını İmkansız Kılıyorsa veya Fevkalade Güçleştiriyorsa Geçersiz Olacağı - Tazminat Davası )
6100/m.193
ÖZET : Dava, tazminat davasına ilişkindir. Davacı, davalı bayide bulunan tüplerin bedellerinin tahsilini talep etmiş, buna ilişkin bir liste sunmuş, mahkemece listede belirtilen tüplerin taraflar arasındaki sözleşmeye göre teslim alındığı kabul edilerek alacağın tahsiline hükmedilmiş ise de, davacı bu hususta davalının imzasını taşıyan bir belge sunamadığı gibi, mahkemece dayanılan delil sözleşmesi de geçerli kabul edilemez. Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersiz olup, davacının evrak, bordro, rapor, defter vs. kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraklara hiçbir sebeple itiraz hakkı bulunmadığını belirten delil sözleşmesi geçerli kabul edilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi hükümlerine davalı yanca aykırı davranılması sonucunda müvekkilince akdin feshedildiğini, sözleşmenin ilgili maddeleri uyarınca cezai şart, kâr mahrumiyeti alacaklarının yanı sıra cari hesap alacağının da bulunduğundan bahisle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6500 TL'nin ihtarname tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sürerken davasını ıslah ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 61.500 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda bayilik sözleşmesinin davacı yanca haklı şekilde feshedildiği bunun neticesinde 45.527.84 TL kâr mahrumiyeti 107.446.50 TL cezai şart alacağı tutarında davacı alacağının oluştuğu cezai şart miktarının davalının ekonomik yönden mahvına yol açacağından dolayı takdiren %25 oranında indirim uygulanarak neticeten 80.584.88 TL cezai şart alacağına hükmedilmesi gerekir ise de davacı isteminin bu miktarın altında olduğu gözetilerek davanın kabulüyle 15.000 TL kâr mahrumiyeti, 38.000 TL cezai şart ve 8500 TL tüp bedelinden kaynaklanan tazminat tutarı 61.500 TL'nin davalıdan tahsiline, bu bedelin 6500 TL'sine 10.01.2007 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, davacının fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Davacı taraf davalı bayide bulunan tüplerin bedellerinin tahsilini talep etmiş ve dosyaya buna dair bir liste sunmuştur. Mahkemece listede belirtilen tüplerin taraflar arasındaki sözleşmenin 14/9 maddesine göre teslim alındığı kabul edilerek alacağın tahsiline hükmedilmiştir. Somut olayda davacının öncelikle listede yer alan tüplerin davalıya teslim edildiğini kanıtlaması gerekmektedir. Davacı bu hususta davalının imzasını taşıyan bir belge sunamadığı gibi, mahkemenin gerekçesinde dayandığı sözleşmenin 14/9 maddesindeki delil sözleşmesi de geçerli kabul edilemez. Zira sözleşmenin bu maddesinde dağıtıcının ( davacı ) evrak, bordro, rapor, defter vs. kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraklara hiçbir sebeple itiraz hakkı bulunmadığı belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 193/2. maddesinde "Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersizdir." denilmekte olup davalıya itiraz hakkı tanımayan delil sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilemez.

Mahkemece bu yönler gözetilerek tüp bedellerinin tahsiline yönelik istemin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hukuka Aykırı Delil glossator Hukuk Sohbetleri 31 12-06-2015 12:17
Eser Sözleşmesi /Hizmet Sözleşmesi Fatma KAPUÇAM Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 14 19-10-2011 10:54
yazılı delil başlangıcı Av.mdogan Meslektaşların Soruları 2 12-10-2006 23:06
Delil Sözleşmesi OKoseoglu Meslektaşların Soruları 5 17-05-2004 07:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04169798 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.