Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Cep Telefonu Numarasının Televizyonda yayını - Rahatsız edilme -Maddi Manevi Tazminat

Yanıt
Old 24-01-2007, 11:23   #1
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan Cep Telefonu Numarasının Televizyonda yayını - Rahatsız edilme -Maddi Manevi Tazminat

merhabalar...
değerli arkadaşlar 08.01.2007 tarihinde Evli olup resmi nikahı olmayan A şahsının GSM numarası birileri tarafından Uydudan yayın yapan X tv nin alt yazılarında (22 yasındayım erkek arkadas arıyorum) şeklinde geçirilmiş. bunun üzerine gün boyu yapılan aramalarla A şahsı taciz edilmiş A şahsı eşi ilgili olarak problemler yaşamış intihara teşebbüs etmiş, aile içi şiddete maruz kalmıştır. bunun üzerine A şahsı eşi ile birlikte savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş. gerekli soruşturma halen devam etmektedir. bu konuya ilişkin olarak açacağımız maddi manevi tazminat davasına emsal olabilecek karar arıyorum. ilgilenen arkadaşlara şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum...
saygılar
</I>
Old 24-01-2007, 11:33   #2
ad-hoc

 
Varsayılan

Olaya tam uymasa da faydanılabilecek bir karar olduğu kanısındayım:
4. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/355

K. 2001/3597

T. 10.4.2001

• MANEVİ TAZMİNAT ( Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı )

• BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ( Basının Haber Verme Hakkının Gerçeklik Güncellik Kamu Yararı İle Sınırlı Olması )

• BASININ HABER VERME HAKKININ SINIRLARI ( Gerçeklik Güncellik Kamu Yararı Toplumsal İlgi Konu İle İrade Arasında Düşünsel Bağlılık Temel Kuralları İle Sınırlı Olması )

• GERÇEK VE GÜNCEL OLMASI ( Basının Haber Verme Hakkının Sınırları )

• KAMU YARARI VE TOPLUMSAL İLGİ OLMASI ( Basının Haber Verme Hakkının Sınırları )

• KONU İLE İRADE ARASINDA DÜŞÜNSEL BAĞLILIK OLMASI ( Basının Haber Verme Hakkının Sınırları )

743/m.24

</IMG>
ÖZET : Basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Eğer bir haber ya da yazı bu temel kurallardan birisine ters düşerse bu takdirde hakkın hukuka uygunluğundan söz edilmesi olanağı yoktur.
DAVA : Davacı Cevat Ayhan vekili Avukat Mehmet Atasoy tarafından, davalı Aydın Doğan ve diğerleri aleyhine 29.2.2000 gününde verilen dilekçe ile basın yolu ile kişilik haklarına saldın nedeniyle 10 milyar lira manevi tazminatın istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 8.11.2000 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı Cevat Ayhan vekili Avukat Mehmet Atasoy tarafından süresi içinde istenilmiş ve temyiz cevap dilekçesinde de davalılar vekili tarafından da duruşma istenilmesi üzerine daha önceden belirlenen 10.4.2001 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Gazi Özcan ile karşı taraftan davalılar vekili Avukat Mutluhan Karagözoğlu geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR : Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı "Radikal" gazetesinin 17.12.1999 tarihli nüshasında "İşte kendilerine kıyak emeklilik ve yüksek maaş çıkaranlar-kıyakçı kırklar. Çeşitli partilerden 40 üyesi olan plan ve bütçe komisyonu el altından sunulan teklifi 15 dakikada onayladı. Kendilerine kıyak yaparken, 9. kez iptal edilmesin diye yargıya da rüşvet teklif eden komisyona tepkinizi dile getirin" başlıklı haberin altına TBMM plan ve bütçe komisyon üyesi 40 kişinin resmi ve telefon numarası da verilerek yapılan yayında kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu; kendisinin kamuoyunda kıyak emeklilik olarak bilinen yasa teklifinin plan ve bütçe komisyonunda görüşüldüğü gün toplantılara katılmadığını ve TBMM Genel Kurulunda aleyhte görüş bildirdiğim belirterek manevi tazminat istemiştir.
Davalılar vekili ise cevabında, yazıda; davacının da aralarında bulunduğu 40 kişi için, bu kişilerin TBMM plan ve bütçe komisyon üyesi olduğu, kıyak emeklilik olarak adlandırılan yasanın bu komisyonda kabul edildiği, teklifin kabulü yönünde komisyon üyelerine halkın ve seçmenlerin tepkilerim iletebileceklerinin ifade edildiği, yazının eleştiri amacı ile kaleme alındığım savunmuştur.
Mahkemece, yazının genelinde güdülen amacın ve fotoğrafların altına konu ile ilgili etkin konumda bulunan milletvekillerinin telefonlarına da yer verilmek suretiyle bu konuda daha önce defalarca yargıdan dönen özlük haklarına dair girişimin tekrarlanmaması maksadıyla okuyucu kitlesinin tepkisini dile getirmesi olduğu, siyasi kimlikli kişilerin eleştiriye daha tahammüllü olması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği gibi basının başlıca görevlerinden birisi ve en önemlisi, zamanında ve gereken ayrıntıları ile ve doğru olarak, kamu yararı bulunan haberleri toplayarak halka, topluma ulaştırmak, böylece toplumun düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve neticede kamuoyunun serbestçe oluşumunu sağlayarak toplumun denetimine aracı olmaktır. Dolayısıyla Anayasal bir değer taşıyan basın yolu ile düşünce açıklama hakkı bu hakkın sınırlan içinde kalındığı sürece hukuka uygun sayılacak ve böyle bir hakkın kullanılmasından kişiler olumsuz yönde etkilense dahi haber ya da yazı hukuka aykırı sayılmayacaktır. Bu durumda verilen bir haberin ya da yazılan bir yazının hangi hallerde hukuka uygun sayılacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Çünkü basın yoluyla düşünce açıklamak hakkı ile kişilik haklarının sınırlarının belirlenmesi, sorunun çözümüne bağlı olmaktadır.
Basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yaran, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Eğer bir haber ya da yazı bu temel kurallardan birisine ters düşerse bu takdirde hakkın hukuka uygunluğundan söz edilmesi olanağı olmayacaktır.
Somut olayda yazıya konu edilen ve "kıyak emeklilik" olarak bilinen yasa tasarısının TBMM plan ve bütçe komisyonunda tartışıldığı gün davacı görüşmelere katılmamış, TBMM Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında da aleyhinde görüş bildirmiştir. Bu durum, Plan ve Bütçe Komisyonunun cevabi yazısı ve TBMM tutanakları ile sabittir. Bu bağlamda davacının topluma hedef gösterilmesi doğru değildir, kişilik haklarına saldın bulunulmuştur.
Anılan yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı yararına takdir edilen 65.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve peşin alman harcın istek halinde geri verilmesine 10.4.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.
yarx
Old 24-01-2007, 11:34   #3
ad-hoc

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2002/4-423

K. 2002/430

T. 22.5.2002

• BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ( Haberde Hukuka Uygunluk Sınırının Aşılması-Manevi Tazminat )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı )

• HABERDE HUKUKA UYGUNLUK SINIRININ AŞILMASI ( Manevi Tazminat )

818/m.49

ÖZET : Anayasal bir değer taşıyan basın yolu ile düşünce açıklama hakkı bu hakkın sınırları içinde kalındığı sürece hukuka uygun sayılacak ve böyle bir hakkın kullanılmasından kişiler olumsuz yönde etkilense dahi haber ya da yazı hukuka aykırı sayılmayacaktır. Bu durumda verilen bir haberin ya da yazılan bir yazının hangi hallerde hukuka uygun sayılacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Çünkü basın yoluyla düşünce açıklamak hakkı ile kişilik haklarının sınırlarının belirlenmesi, sorunun çözümüne bağlı olmaktadır.
Basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Eğer bir haber ya da yazı bu temel kurallardan birisine ters düşerse bu takdirde hakkın hukuka uygunluğundan söz edilmesi olanağı olmayacaktır.
DAVA : Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 20.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8/11/2000 gün ve 2000/135-684 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 10/4/2001 gün ve 2001/355-3597 sayılı ilamı ile; ( ...Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı Radikal gazetesinin 17.12.1999 tarihli nüshasında İşte kendilerine kıyak emeklilik ve yüksek maaş çıkaranlar-kıyakçı kırklar. Çeşitli partilerden 40 üyesi olan plan ve bütçe komisyonu el altından sunulan teklifi 15 dakikada onayladı. Kendilerine kıyak yaparken, 9. kez iptal edilmesin diye yargıya da rüşvet teklif eden komisyona tepkinizi dile getirin başlıklı haberin altına TBMM plan ve bütçe komisyon üyesi 40 kişinin resmi ve telefon numarası da verilerek yapılan yayında kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu; kendisinin kamuoyunda kıyak emeklilik olarak bilinen yasa teklifinin plan ve bütçe komisyonunda görüşüldüğü gün toplantılara katılmadığını ve TBMM Genel Kurulunda aleyhte görüş bildirdiğini belirterek manevi tazminat istemiştir.
Davalılar vekili ise cevabında, yazıda; davacının da aralarında bulunduğu 40 kişi için, bu kişilerin TBMM plan ve bütçe komisyon üyesi olduğu, kıyak emeklilik olarak adlandırılan yasanın bu komisyonda kabul edildiği, teklifin kabulü yönünde komisyon üyelerine halkın ve seçmenlerin tepkilerini iletebileceklerinin ifade edildiği, yazının eleştiri amacı ile kaleme alındığını savunmuştur.
Mahkemece, yazının genelinde güdülen amacın ve fotoğrafların altına konu ile ilgili etkin konumda bulunan milletvekillerinin telefonlarına da yer verilmek suretiyle bu konuda daha önce defalarca yargıdan dönen özlük haklarına dair girişimin tekrarlanmaması maksadıyla okuyucu kitlesinin tepkisini dile getirmesi olduğu, siyasi kimlikli kişilerin eleştiriye daha tahammüllü olması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği gibi basının başlıca görevlerinden birisi ve en önemlisi, zamanında ve gereken ayrıntıları ile ve doğru olarak, kamu yararı bulunan haberleri toplayarak halka, topluma ulaştırmak, böylece toplumun düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve neticede kamuoyunun serbestçe oluşumunu sağlayarak toplumun denetimine aracı olmaktır. Dolayısıyla Anayasal bir değer taşıyan basın yolu ile düşünce açıklama hakkı bu hakkın sınırları içinde kalındığı sürece hukuka uygun sayılacak ve böyle bir hakkın kullanılmasından kişiler olumsuz yönde etkilense dahi haber ya da yazı hukuka aykırı sayılmayacaktır. Bu durumda verilen bir haberin ya da yazılan bir yazının hangi hallerde hukuka uygun sayılacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Çünkü basın yoluyla düşünce açıklamak hakkı ile kişilik haklarının sınırlarının belirlenmesi, sorunun çözümüne bağlı olmaktadır.
Basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Eğer bir haber ya da yazı bu temel kurallardan birisine ters düşerse bu takdirde hakkın hukuka uygunluğundan söz edilmesi olanağı olmayacaktır.
Somut olayda yazıya konu edilen ve kıyak emeklilik olarak bilinen yasa tasarısının TBMM plan ve bütçe komisyonunda tartışıldığı gün davacı görüşmelere katılmamış, TBMM Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında da aleyhinde görüş bildirmiştir. Bu durum, Plan ve Bütçe Komisyonunun cevabi yazısı ve TBMM tutanakları ile sabittir. Bu bağlamda davacının topluma hedef gösterilmesi doğru değildir, kişilik haklarına saldırı bulunulmuştur.
Anılan yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca'ncaincelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca'ncada benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22/5/2002 gününde, oybirliği ile karar verildi.
yarx
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İŞ KAZALARI ve maddi manevi tazminat davaları tunca07 İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Çalışma Grubu 13 26-12-2014 18:50
boşanma maddi ve manevi tazminat av.asen öznur Meslektaşların Soruları 2 28-02-2009 18:21
maddi-manevi tazminat olcsvl Meslektaşların Soruları 5 14-05-2007 13:56
Boşanmada Maddi Ve Manevi Tazminat sumru Hukuk Soruları Arşivi 4 17-10-2003 11:00
Maddi Ve Manevi Tazminat Davası kamilserdar Hukuk Soruları Arşivi 1 17-02-2002 01:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06019306 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.