Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Silahlı Tehdit - Yaralama

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-05-2013, 07:41   #1
rcakmak

 
Varsayılan Silahlı Tehdit - Yaralama

Sanığın, mağdure A'nın karşısına çıkıp "seni vuracağım/öldüreceğim" dedikten hemen sonra av tüfeği ile mağdurenin ayaklarına ateş etme eyleminde..TCK 86/3-e de belirtilen kasten yaralamanın silahla gerçekleşmesinden başka gerçek içtima düşünülmek suretiyle ayrıca TCK 106/2-a hükmü uygulanabilir mi Bu hususta değerli görüşlerinizi ve Yargıtay kararı paylaşırsanız memnun olurum. Teşekkürler...
Old 17-05-2013, 08:29   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Sanığın, mağdure A'nın karşısına çıkıp "seni vuracağım/öldüreceğim" dedikten hemen sonra av tüfeği ile mağdurenin ayaklarına ateş etme eyleminde..TCK 86/3-e de belirtilen kasten yaralamanın silahla gerçekleşmesinden başka gerçek içtima düşünülmek suretiyle ayrıca TCK 106/2-a hükmü uygulanabilir mi Bu hususta değerli görüşlerinizi ve Yargıtay kararı paylaşırsanız memnun olurum. Teşekkürler...
Sayın rcakmak;

Kanaatimce sorunuzun yanıtı, TCK 106/1'deki, "...Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi..." cümlesindedir.

Somut durumda kasten yaralama fiiliyle birlikte kanunda ifade edilen saldırı gerçekleşmiştir. Bir başka deyişle, tehdit ile "öldürme" amacının kastedilmesi ve öldürme fiilinin gerçekleşmeyip yaralama ile yetinilmiş olunmasıyla, yaralama fiilinin aynı zamanda bir "tehdit" olduğu sonucuna varılamayacağı kanaatindeyim.

Herhangi bir karar araştırması yapmaksızın görüşümü paylaştım. Konuya ilişkin karar paylaşımı yapılırsa yeniden değerlendirebiliriz.

Saygılarımla..
Old 17-05-2013, 15:43   #3
Av.Kanbalı

 
Varsayılan

Tehdite konu sözlerin sarfedilmesiyle birlikte silahla ateş etme gerçekleştiğinden gerçek içtima uygulanmaz diye düşünmekteyim.İyi çalışmalar
Old 17-05-2013, 15:43   #4
av.ibrahim ayyıldız

 
Varsayılan Sayın meslektaşım;

Olayda "seni vuracağım" dedikten sonra fazla zaman geçmeden ve mağdurun korkmasına fırsat vermeden ateş etmişse sadece yaralama suçunun sözkonusu olacağı ancak belli bir süre geçmişse bu durumda hem silahla tehdit hem de yaralama suçunun oluşacağı kanaatindeyim.İyi çalışmalar.
Old 21-05-2013, 22:40   #5
thejustice

 
Varsayılan

Eğer dosya asliye ceza mahkemesinde devam etmekte ise, "kasten öldürmeye teşebbüs" suçunun oluşma ihtimali nazara alınarak görevsizlik kararı da verebileceğini düşünüyorum.
Old 25-05-2013, 14:27   #6
kadir güneş

 
Varsayılan

merhaba. müvekkilim 15 yaşında iken onunla aynı yaşta olan kız arkadaşını kaçırıyor. ardından 3 ay sonra imam nikahı ile evleniyorlar. ailelerin ilk başta rızası olmasa da sonrasında bu duruma razı olup düğünlerini yapıyorlar. müvekkilim eşi ile kızın ailesinin evinde tartışıyor ve o an kendini tutamayıp eşini bıçaklıyor. kız hastaneye kaldırılıp safra kesesi alınmış ve polis ifadesinde o sinir ile eşinin kendisini bıçakladığını ve onu zorla kaçırdığını sonucunda da eşinden şikayetçi olduğunu belirtmiş. şahitler de bu yönde ifade vermiş. ancak savcılıktaki ifadede kız eşinden şikayetçi olmadığını şuan durumunun iyi olduğunu ifade etmiş. aradan iki yıl geçtikten sonra müvekkilin talimatla ifadesi alınarak tutuklanıp ceza evini yollandı. ancak eşi bu olaydan sonra 2 yıl boyunca eşinin evinde kalmaya devam edip aralarında herhangi bir sıkıntıda bulunmayıp bir çocukları var ve şuan ikinci çocuklarını da bekliyorlar. müvekkilim ile ilgili hazırlanan iddianame de kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu ile suçlanmakta ve davası çocuk ağır ceza mahkemesinde açıldı. sorum şu : müvekkilin savunmasında kasten adam öldürmeye teşebbüs değilde yaralama üzerinden savunma yapsam etkili olur mu ? sonuçta eşi şikayetten vazgeçmiş ve müşterek çocukları ile birlikte yaşamaktadırlar.aynı zamanda görgü tanıkları da taraflar olaydan sonra birlikte yaşamaya devam etmelerinden dolayı lehimize tanıklık yapacaklarını belirttiler.. dolayısıyla bütün bu durumların savunmaya etkisi ne olur? teşekkür ederim..
Old 28-05-2013, 20:32   #7
thejustice

 
Varsayılan

T.C
Y A R G I T A Y
BİRİNCİ CEZA DAİRESİ Y A R G I T A Y İ L A M I

ESAS NO : 2011/4961
KARAR NO : 2011/7639
TEBLİĞNAME : 1-B/2011/158164

(C.T.)'ü kasten öldürmeye teşebbüsten ve izinsiz silah taşımaktan sanık (H.K.)'in yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (GAZİANTEP) Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27/01/2011 gün ve 406/34 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı ile sanık müdafii taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten insan öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sübutu kabul, oluşa ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçunun niteliği tayin, cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafiinin eksik incelemeye, suç niteliğine, sübuta, haksız tahrik indiriminin miktarına, sanığa yüklenen zorunlu müdafiilik ücretine, teşebbüs hükümlerinin teşdiden uygulanmasına; Cumhuriyet Savcısının sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
1) Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükmün ONANMASINA,
2) Sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hüküm yönünden;
a) Sanığın mağdur katılanı bıçak ile batın sol alt kadranda yaklaşık 1 cm. genişliğinde ve 10 cm.derinliğinde, sol meme üst kısmında yüzeysel kesi oluşturacak şekilde, büyük damar ve iç organ lezyonuna ve yaşamsal tehlikeye yol açmaksızın, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı olayda; mağdur-katılalnın sol göğsünden yüzeysel kesi oluşacak şekilde yaralanmasının kavganın hareketli ortamında mazur görülebilir olması ve yara yerinin, özellikle öldürücü bölgenin hedef alındığını göstermemesi, sanık ile mağdur-katılan arasında daha öncesine dayanan ve öldürmeye gerektiren bir husumetin bulunmaması, sanığın eylemine engel hal olmaksızın son vermesi ve yaralanmanın mağdur-katılanın yaşamını tehlikeye sokmaması karşısında, sanık hakkında silahla kasten yaralamak suçundan TCK.nun 86/1, 3-e fıkraları uyarınca hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde kasten insan öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,
b) Sanığın, mağdur-katılanı bıçakladığı eylem öncesinde, mağdur-katılanın kardeşi tanık (G)'ın, sanığın olay yerinden ailesi ile birlikte geçmekte olan kardeşi tanık (A)'ye hakaret etmesi üzerine, tanık (A) ve (G) arasında tartışma olduğu, tanık (G)'ın evine gitmesi üzerine tanık (A)'nin de arkasından evin kapısına yürüdüğü, bu sırada evden çıkan katılan-mağdur (C)'nın, tanık (G)'ın evden getirdiği camlı percere çerçevesini eline aldığı, tanık (A) ile mağdur-katılanın tartışmaya başladığı ve sanığın sokağın yukarısından gelerek kardeşi tanık (A) ile mağdur-katılanın arasına girdiği, mağdur-katılanın sanığa elindeki camlı pencere çerçevesi ile vurmaya çalıştığı, ancak sanığın kaçması üzerine vuramadığı, bu haliyle sanığın, bizatihi kendisine yönelmeyen, ancak kardeşi tanık (A)'ye yönelen haksız eylemler karşısında tahrik altında kaldığı olayda, 1/4 ila 3/4 oranında indirim öngören TCK.nun 29.maddesi uyarınca verilen ceza üzerinden makul oranda indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde 1/3 oranında indirim yapılarak eksik ceza tayinine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye kısmen aykırı olarak (BOZULMASINA), tutuklulukta geçen süre ve bozma nedenine göre sanık Hüseyin Keklik'in tahliye talebinin kabulü ile başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu değilse derhal tahliyesine, 09/12/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M.Yalçın Ş.İste M.N.Öztürk D.Kahveci H.Kırca

Başkan
Mehmet Yalçın

Karara Uygundur,
Yazı İşleri Müdürü
Mustafa Karacan. V/T
Old 28-05-2013, 21:23   #8
manolimato_06

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rcakmak
Sanığın, mağdure A'nın karşısına çıkıp "seni vuracağım/öldüreceğim" dedikten hemen sonra av tüfeği ile mağdurenin ayaklarına ateş etme eyleminde..TCK 86/3-e de belirtilen kasten yaralamanın silahla gerçekleşmesinden başka gerçek içtima düşünülmek suretiyle ayrıca TCK 106/2-a hükmü uygulanabilir mi Bu hususta değerli görüşlerinizi ve Yargıtay kararı paylaşırsanız memnun olurum. Teşekkürler...

Öncelikle TCK 43/3'e göre kasten yaralama suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz bununla birlikte kasten yaralama ve tehdit suçu 42/1 de belirtilen şekilde biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturan suçlar değildir. Bunun gibi "değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumu" da somut olayda söz konusu değildir.
O yüzden içtima hükümlerinin uygulanmayacağı, her iki suçtan da ayrı ayrı ceza verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tek Bir Silahlı Yaralama Eyleminden Ötürü İki Sanığa Birden Ayrı Ayrı Ceza Verilmesi. blackripe Meslektaşların Soruları 0 04-01-2012 12:41
basit yaralama, hakaret, tehdit. Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 02-06-2010 11:21
kurusıkı tabanca silahlı tehdit oluştururmu Av.Serkan Küçükkuru Meslektaşların Soruları 3 05-12-2007 18:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04868102 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.