Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

CMK ve Asayişin Sağlanamamasındaki Rolü

Yanıt
Old 10-01-2007, 19:23   #1
orhanelif

 
Varsayılan CMK ve Asayişin Sağlanamamasındaki Rolü

Bilindiği üzere CMK'nın yenilenmesi ile ilgili olarak bir sürü olumlu/olumsuz görüşler öne sürüldü. Ben hukukçu değilim.Fakat mezun olduğum bölüm ve yaptığım iş nedeniyle hukukun içindeyim.
Asayiş olaylarındaki artışın en büyük sebeplerinden biri bence yeni CMK. Durun, şaşırmayın.Neden biliyor musunuz?CMK'nın getirdiği ve kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin SINIRLANDIRILDIĞI düşünülen maddelerinin olduğu geniş bir kesim tarafından özellikle polisler tarafından düşünülmektedir. Ve bu sebeple Polis Teşkilatı, güçsüz duruma düştüğünü, yetkilerinin elindenr alındığını ve artık bir sşey yapamadıklarını düşünmekteler.ESASINDA bu doğru değildir. CMK iyi incelendiğinde yetkilerinin elinden alınmadığı sadece adli bir olay ile karşılaşılması durumunda Savcıdan talimat alması gerektiği getirilmiştir.(Bence en önemli değişiklik bu olduğu için üzerinde duruyorum.)
Sonuç itibari ile şöyle bir düşünürsek, büyük şehirlerdeki asayış ekipleri günde en az 7-8 olayla karşılaştığını düşünürsek, her bir olayda ekip memurlarının her seferinde, "Sayın Savcım, Şurda şu saattte şöyle şöyle olay meydana geldi/gelmekte bu konudaki talimatınız nedir?" diye telefon açmaları veya yanına geittiklerini düşünebiliyor musunuz? Sizde takdir edersiniz ki hiç bir memur veya amir bu kadar sık savcı ile irtibata geçmez/geçmek istemez.İşte bütün mesele bu. Bu konunun hiç zaman kaybetmeden çözüme kavuşturulması gerekmektedir.yoksa durum çok daha vahim sonuçlar getirecektir.Saygılarımla...
Old 10-01-2007, 21:55   #2
Seyda

 
Varsayılan

Sevgili orhanelif,çok güzel belirtmişsiniz ancak aksaklıkların düzelmesi polise daha fazla yetki vermekle olmaz bana göre.Yeni CMK eksiklikleri olmakla birlikte başarılıdır.Adli olayların büyük çoğunda kamu yararı sarsılıyor ve olay mutlaka eninde sonunda savcıya intikal ediyor.Bu durumda polise veya zabıtaya veya diğer görevlilere fazla yetki vermektense savcılık teşkilatı içinde ona bağlı olan bir birim oluşturulmalıdır diye düşünüyorum.Ne kadar yetki o kadar da sorumluluk getirir.Düşüncelerimin daha iyi anlaşılması için anasayfada da yer alan Sayın Turan Bey'in yazısının okunmasını öneririm.Kendisi çok güzel çözümler önermiş.Umarım biran önce hayata geçirilebilir bunlar.Sevgiler.. (ayrıca TuranBey'e de teşekkürler )
Old 10-01-2007, 23:10   #3
orhanelif

 
Varsayılan Haklı olduğunuz yanlar var.

polise veya zabıtaya veya diğer görevlilere fazla yetki vermektense savcılık teşkilatı içinde ona bağlı olan bir birim oluşturulmalıdır diye düşünüyorum demişsiniz.Ben buna pek katılmıyorum.Belki de doğrusu budur.Ama bir gerçek var ki oda şudur; Savcı bir hukuk adamıdır.Gerçekleşen bir asayiş olayına, bazı durumlar hariç ancak kağıt üzeride vakıf olur.Dolayısıyla, Bir kolluk memuru kadar(tabi ki hepsi için değil) dahi, polislik bilgisi aldığı eğitim nedeniyle mümkün değildir. Sonuç itibari ile, savcıya bağlı bir birim kurmak, kesinlikle sonuç vermeyecektir.Yazdığım yazıda da belirttiğim gibi hiç bir kolluk, küçük iller hariç savcı ile günde belki on defa görüşmek istemez.Bu nedenle, karşılaştığı olayları ya görmemezlikten gelecektir, yada olaya filmlerde olduğu gibi sonrdan müdehale edecektir.Ayrıca, bir adli olayla karşılaşan kolluk, kendi amirine bilgi verecek sonra savcıya bilgi verilecek..Bence değil kolluk, her resmi kurumda çalışan bir devlet memuru bundan kaçacktır.Ve maalesef fatura vatandaşa çıkacaktır.Saygılarımla...
Alıntı:
Yazan Seyda
Sevgili orhanelif,çok güzel belirtmişsiniz ancak aksaklıkların düzelmesi polise daha fazla yetki vermekle olmaz bana göre.Yeni CMK eksiklikleri olmakla birlikte başarılıdır.Adli olayların büyük çoğunda kamu yararı sarsılıyor ve olay mutlaka eninde sonunda savcıya intikal ediyor.Bu durumda polise veya zabıtaya veya diğer görevlilere fazla yetki vermektense savcılık teşkilatı içinde ona bağlı olan bir birim oluşturulmalıdır diye düşünüyorum.Ne kadar yetki o kadar da sorumluluk getirir.Düşüncelerimin daha iyi anlaşılması için anasayfada da yer alan Sayın Turan Bey'in yazısının okunmasını öneririm.Kendisi çok güzel çözümler önermiş.Umarım biran önce hayata geçirilebilir bunlar.Sevgiler.. (ayrıca TuranBey'e de teşekkürler )
Old 11-01-2007, 13:55   #4
Kemal Yıldırım

 
Varsayılan

Sayın hemşehrim orhanelif;

Öncelikle çok önemli bir konuya dikkat çektiğinizi belirtmek isterim...

Her ne kadar CMK konusunda ayrıntılı bilgilere sahip olmsamda, kısa süre önce değindiğiniz konularla ilgili maddeleri okumuştum. Öncelikle birçok olaya müdahale edilenbilmesi için, birçok faaliyetin gerçekleştirilebilmesi için hakim kararı gerekiyor. Fakat durumun gereklerine göre gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, sadece c. Savcılığının emri de yeterli oluyor. Hatta öylek ki; bazı durumlarda, hakim veya c. savcılığının kararı veya da emri olmasa bile, devlet güçleri olaya müdahale edbiliyor. Fakat en kısa sürede de c.savcılığına bildiriliyor. Böyle bir durumda, hem vatandaşın mağdur olmaması açısından, hem de gerekli işlemlerin ve müdahalenin zamanında yapılabilmesi açısından, yerinde bir düzenleme olmuştur. Gerek polise veya diğer devlet güçlerine tam yetki verilmiş olması durumunda, gerekse bütün faaliyetlerin hakim kararına ya da c.savcılığının emrine bağlı olması durumunda birçok olumsuz durumla karşılaşılabilirdi. Bu nedenle yapılan düzenleme gerekli ihtiyaca cevap verecek düzeydedir..

Saygılar...
Old 11-01-2007, 19:59   #5
orhanelif

 
Varsayılan Yanlış anlaşıldım.

Elbette sizin de dediğiniz gibi, kolluk, bir olayla karşılaştığında müdehale ediyor.İşte problemde tam bu noktada başlıyor zaten.Olayın hemen akabinde şahsın/şahısların karakola götürülüp götürülmeyeci hususunda savcıdan talimat alınarak yapılıyor.Bu da, kolluğun iş yapmasını engelleyor.Bütün mesele bu.saygılar.
Old 15-01-2007, 18:45   #6
E_m_r_E

 
Varsayılan

Bir ceza kitabının önsözünden alıntıdır ;

Ne var ki bugünkü uygulama uyku kaçırtacak düzeydedir. Kanun iyi okunmamakta bu nedenle de içinde bulunan yeni müesseseler bilinmemekte ve uygulanmamaktadır.

Bu noktada baş sorumluluk avukatlardadır .Onların istemi ,gayreti olmadan ,yenilikler kolay kolay oturamaz.Avrupa ‘da yeni normların hayata geçirilmesinde daima avukatlar ön planda yer almıştır. Bizde bu trend bir türlü yakalanamıyor.Duruşmaya gelen avukat yeni CMK ‘ya göre örneğin,çapraz sorgu kapsamında bir savunma yapmak yerine,’’dilekçemdeki hususları tekrarlıyorum ‘’ veya ‘’hazırlanamadım süre istiyorum ‘’ gibi klişeleşmiş istemlerde bulunabiliyor.

Hakim ve savcılarımızda eski alışkanlıklardan kolay sıyrılamıyor. Örneğin yeni bir normun uygulanması söz konusu olduğunda genellikle elde bulunan kabarık dosya sayısı öne sürülerek bundan kaçınma cihetine gidilebiliyor.Oysa hukuk devletinde sanık bir insandır ,çabucak kapatılacak bir dosya değil.Bu anlayışla ülkemizde ne hayatlar yaşanıyor!!!

Burada sürekli yaptığım bir öneriyi tekrarlıyorum.Yasal bir düzenleme yapılmalı ve hukuk fakültesini bitiren her genç hukukçu bir gün süre ile tutukevinde tutulmalıdır.Bu suretle ,ileride ceza yargılamasına hakim ,savcı veya avukat olarak katıldığında verilebilecek muhtemel cezayı çekecek kişinin nereye gönderildiğini birebir görerek belki de adli hata yapmaktan korkar hale gelebilir.

Yukarıda da ifade edildiği üzere, Anayasanın 2. maddesinde Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu yazılıdır.bu nedenle , yeni CMK bir yandan sanığın ve mağdurun temel hak ve özgürlüklerini sağlam güvencelere bağlarken öte yandan soruşturma ve kovuşturma makamlarına, 19.yy anlayışını yansıtan eski CMK’ da bulunmayan ve delilden sanığa gitmeyi mümkün kılacak olan modern, bilimsel soruşturma teknik ve olanakları sunmaktadır. Adli kolluğun kurulmasının nedeni de budur. Öte yandan sav-savunma-yargılama biçiminde ortaya çıkan diyalektik ilişkide yargıcın, savcının ve avukatın konumu, bir hukuk devletinde olması gereken düzeye çıkarılmıştır. Yakalama, tutuklama,adli kontrol,arama,el koyma gibi klasik koruma ek olarak, gelişmiş ülkelerde yıllardır uygulanan iletişimin dinlenmesi ve tespiti,gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme tedbirleri ile vücudun muayenesi ve DNA analizi gibi etkili yollarla delil elde etme imkanı getirilmiştir. Amaç, ceza muhakemesi uygulamasına delilden sanığa gitme yöntemini yerleştirerek, insan hakları ihlallerine yol açmadan maddi gerçeğe ulaşmaktır. Başka bir ifade ile amaç, özgürlük içinde güvenli bir toplumsal yaşam yaratabilmektir.
Old 19-02-2007, 21:11   #7
Derebey06

 
Mutsuz Birtek bizde var CMK

Avrupa birliğine uyum yasaları çerçevesinde Türk hukuk sistemine yerleştirilen CMK; yani savcıyı kartakol komutanı haline getiren sistem ne yazık ki Avrpanın %90 ında uygulanan bir sistem değildir. birçok yerde Adliye ve Zabıta ayrı ayrı çalışmaktadır. Bence arama kararı vermek vb. işlemler için Bir karakol komutanının/amirinin tecrübesi yeterlidir. çünkü Karakol komutanlığı/amirliği yapan bir Astsubay 2 sene eğitiliyor, Karakol amirliği yapan bir Komiser 4 sene eğitiliyor. Adaletin terazisinin dengesini sağlayan hukukçular 6 sene eğitiliyor. buna karşın kimse bizden karar vermemizi beklemiyor. Bu şartlar altında bir takım işlemlerin yapılabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığına hukuki engelin olup olmayacağına bir karakol Komutaı/amiri karar verebilecek düzeydedir. hem ha diye kimse bu makama verilmiyor yüksek rütbeli amirler tarafından uygun olup olmadığı yapabilip yapamayacağı değerlendirilerek atanıyor. Hatırlatırım onbaşıların Komutanlık, Polis memurlarının amirlik yaptığı günler bayağı gerilerde kaldı. Şu anki sistemin bu şekilde olmasının sebebi de devletler arası siyasetin eseridir. Bu Siz değerli site sakinlerine ve mesleğime saygımdan dolayı açıklayamıyorum.


Saygılarımla
Old 21-03-2007, 06:35   #8
cesur_yürek

 
Varsayılan

Yeni sistemde kolluk suç şüphesini öğrendiği vakit bunu savcıya bildirmesi gerek ve savcının yapılacak işlemler için tek tek kolluğa emir vermesi gerek.Velhasıl kolluk kendiliğinden arama yapamaz,gözaltına alamaz,ifade alamaz vs.Savcıdan emir almadan yapılan her araştırma işlemi kanuna aykırı işlem olur.Soruşturma sonunda yeterli şüphe varsa savcı iddianame düzenler.Yeterli şüpheden kasıt ;%90mahkumiyet çıkabilir denilebiliyorsa,sağlam deliller,hukuka uygun deliller.Soruşturma evresi uzun, kovuşturma evresi kısa tutulmuştur yeni sistemde.Yani soruşturma evresi çok önemli.Arkadaşlar yeni kanunlar tam anlamıyla uygulanıyor mu? daha geçiş süreci yaşanıyor.Bekleyip,görmek gerek ..
Old 21-03-2007, 23:16   #9
Derebey06

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cesur_yürek
kolluk kendiliğinden arama yapamaz,gözaltına alamaz,ifade alamaz vs.Savcıdan emir almadan yapılan her araştırma işlemi kanuna aykırı işlem olur.Soruşturma sonunda yeterli şüphe varsa savcı iddianame düzenler.Yeterli şüpheden kasıt ;%90mahkumiyet çıkabilir denilebiliyorsa,sağlam deliller,hukuka uygun deliller.Yani soruşturma evresi çok önemli.Arkadaşlar yeni kanunlar tam anlamıyla uygulanıyor mu? daha geçiş süreci yaşanıyor.Bekleyip,görmek gerek ..
soruşturma evresi gerçekten çok önemli zaten kolluk tam olarak tahkikatı gönderirse savcıya sadece iddia name hazırlamak kalıyor. ancak her şey için kolluğun tek tek savcıyı araması durumu da pek uygulanamıyor. Hem Csavcısı zıvanadan çıkıyor ve 'gereğini yapın ' şeklinde yuvarlak bi cevap vermek zorunda kalıyor hemde kolluk için çok sıkıntı oluyor. HEPSİNDEN DAHA ÖNEMLİSİ KOLLUĞUN GÖRDÜĞÜ ŞEY FARKLI, ANLATMAYA ÇALIŞIPTA ANLATTIĞI ŞEY FARKLI, SAVCININ ANLADIĞI ŞEY FARKLI.. Gece yarısı kolluk savcıyı uykudan uyandırıp telefon ile görüşüyor. Uyku sersemi olan bir insan ne kadar doğru karar verme veya anlama kapasitesi ne kadardır.. Ayrıca Yanlış verilen bir karar karşısında C.Savcısı ben böyle bir emir vermedim derse ve C.Savcısı ile görüşme tutanağını imzamalazsa KOLLUĞUN GARANTİSİ NEDİR?bu sebeple kolluk Tahkikatı yasal prosedüre göre hazırlamalı ve soruşturmayı etkileyecek önemli bir eksik var ise C. savcısı kolluk hakkın görevi ihmalden cezai müeyyide uygulamalıdır. Artık kolluğun arama kararı verebilecek kadar eğitim düzeyi yükselmiştir.



saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05505204 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.