boşanma davası evin dvacı kadına tahsisi davalı kocanın eve girememesi sonucunu doğurur mu

Değerli Meslektaşlarım,
Bir boşanma davasında davalı/karşı davacı vekiliyim. Müvekkilim erkek eş ve evin mülkiyeti müvekkile ait. Ev dava süresince davacı kadın eşe ve çocuklara tahsis edildi. Herhangi bir koruma veya uzaklaştırma kararı yok. Davacı kadın eş müvekkile eve giremeyeceğini girmeye kalkarsa polisi arayacağını söylüyor. 3 küçük çocuk babalarını görmek istiyor. Bu durumda ben eve girmesine engel yok diye düşünüyorum, bazı meslektaşlar aksi görüşte. Yorumlarınız ve yapacağınız katkılar için şimdiden teşekkürler.

Evin kadına tahsisi mahkeme kararı mı bilemiyorum. Öyle bir kararı boşanma davasında verilemeyeceğini düşünüyorum. tabi uzaklaştırma kararı hariç.
Müvekkilinizin eve girmesinde ben de hukuken bir sıkıntı olmadığını düşünüyorum. Ancak eğer müvekkilinizin amacı çocuklarını görmek ise dava devam ederken baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisi talep edin

Değerli meslektaşım, öncelikle teşekkürler yanıtladığınız için. Evin davacı kadına tahsisi MK 169 gereği mahkemenin ara kararı. bahsettiğiniz baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesi de zaten ilk taleplerimiz arasında. ancak davacı ve vekili olan meslektaşımız ısrarla babanın istediği zaman eve giremeyeceği ve çocukları göremeyeceği fikrinde. Bu konuda açık bir yasal düzenleme de yok. yeni görüşler bekliyorum.

6284 sayılı yasaya göre alınmış evden uzaklaştırma veya koruma kararı yok ise eve gelmesinde sakınca yoktur.

Ben de davacı vekili gibi düşünüyorum.MK 169 bir tedbirdir.Ev kadının ve çocuklarının kullanımına özgülenmiştir. Davalı koca her istediği zaman eve giremeyecektir.Şu an evden uzaklaştırma kararı bulunmasa da, müvekkilinizin bu hareketi ile davacı 6284 e de başvuracaktır.Bu nedenle şahsi münasebet kararı verildiğinde buna göre çocukları ile görüşebilir.

evin kadına tahsis edilmesinin 6284 sayılı yasaya göre verilmiş bir tedbir kararı olduğunu düşünmüyorum.
6284 sayılı yasaya göre verilen tedbir kararında tedbirin konusu ve uyulmaması sonuçları açıkça yazılıyor. tedbirin ihlali halinde uygulanacak yaptırım açıkça yazılıp ilgili şahsa bizzat tebliğ edilmediyse kararı veren mahkemenin yaptırım kararını üst mahkeme itiraz aşamasında bozuyor.

ben hala müvekkilin eve girememesinin neye dayandığı konusunu çözümleyemedim. MK 169 bunu düzenlemiyor. dava sonuna kadar anne ve çocukların yaşamlarını sürdürmelerini sağlayan bir tahsis var. uzaklaştırma yok.

Şu an benzer bir durumla karsi karsiyayim, nasil bir sonuca ulasildi varsa Yargitay karari ile birlikte yazabilirmiydiniz acilen rica etsem?
Kisaca bilgi de vereyim: Tahsis edilen kisi davali es, cocuk yok, mal ortakligi rejimi var, davaci es tapuyu omur boyu birlikte yasayacagini dusundugu icin davali es uzerine cikarmis, davacinin odemelere 2/3 katkisi var, halen buyuk bir banka borcu var, davaci kefil, aile konutu serhi var, ayrica dava acilirken hakim daire uzerine tedbir de koydu, ustelik davali TAM KUSURLU, ustelik dava zina+fena muameleden acilmis, ustelik 3. kisi de ayni blokta ve ust katta yasiyor. Butun bunlara ve muvekkilim bu dunyada siddet uygulayacak en son kisi olmasina ragmen 4 defa uzaklastirmanin ardindan Avukati TAHSIS KARARI cikardi.

Zannederim bu konuda tecrube edinmis 2 Meslektasim Siteye baglanmiyor. Baska bilgisi olan Sayin Meslektasim varmi acaba, Habibe Hanim, Admindeki degerli Hukukcularimiz?

Alıntı: Yazan 1881-Ebediyen Zannederim bu konuda tecrube edinmis 2 Meslektasim Siteye baglanmiyor. Baska bilgisi olan Sayin Meslektasim varmi acaba, Habibe Hanim, Admindeki degerli Hukukcularimiz?

Umarım geç değildir ama.
Boşanma davası açılmakla eşler ayrı yaşama hakkı kazanır. Dolayısıyla "TMK 169 a göre tedbir eve yaklaşmayı engellemez" fikrinin hukuki dayanağı yoktur. Hatta eş iyi niyet ve acıma hisleriyle bile olsa da diğer eşi evine alır ve aynı çatı altında yaşarsa dava dava konusu olayları affettiği karinesi sonucunu doğurur ve davası bu sebeple reddolur.
Kanaatimce TMK 169'a göre bile verilse konut eşlerden birine tahsis edildiyse diğeri o konuta kalmak için gitmemeli. Aksine mütalaa bu mütalaayı vereni sıkıntıya sokar.

Cok tesekkur ederim Ali Yasar Bey,
kalamaz demekle neyi kast ediyorsunuz, elbette surekli kalamaz, ama hicmi gidemez, ornegin evde kalan diplomasini dami almaya gidemez?
Saygilarimla.

Kısaca "evet" ama örnek eşi vereceğini söylediyse sorun yok. Aradaki gerilimi bilemem. Ama hukuki olarak şunu söylerim konut "tahsis" ile eşlerden birinn kullanımına tahsisi edilmiş veya özgülenmiştir. Bura artık tahsis edilen eşin kullanımına özgülenmiş konutudur.
Kanaatimce şartlar oluşursa özelde 6284 sayılı kanuna muhalefet veya genelde konut dokunulmazlığını ihlal suçunun oluşması söz konusudur.

Ozur dilerim gecenin bu saatinde uzattigim icin ama ustadim, kusurlu olan taraf ayri yasasama talebinde bulunamaz diye muteaddit Yargitay kararlari var, buna ragmen Hakim Hanim itirazimizi red etti, bu durumda hemen Temyize gidilebilirmi, yoksa bu hukuk disi uygulama kararla birlikte mi temyiz edilecek? Saygilarimla, iyi geceler diliyorum.

Yaniti buldum Ustadim, cok tesekkur ederim ilginize. Saygilarimi sunuyorum.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2013/126 Esas 2013/2406 Karar
Türk Medeni Kanununun 169. maddesi çerçevesinde alacağı geçici önlemlere veya önlem alınması isteğinin reddedilmesine ilişkin kararlar, esas hükümle birlikte temyizi kabil olup, dava sırasında verilen bu çerçevedeki ara kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir.

Bahsettiğiniz "ayrılık" kararı. Yani kusur sorumluluğu boşanmada olduğu gibi ayrılıkta az kusurlu veya kusursuz olması aranmakta. Oysa yazıştığımız husus ayrılıkla ilgili değil. Konut tahsisi. Ayrılık boşanma davasıyla bir hak olarak doğmakta zaten. Konut tahsisin de ise kusurun hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Aşağıya Hukuk Genel Kurulu kararı özeti koydum.
Temyiz ise başka bir konu. Ve dediğiniz katılıyorum. Kararla birlikte temyiz kabil.
Kolay gelsin.

T. C.
Y A R G I T A Y
HUKUK GENEL KURULU
ESAS : 2004/2-8
KARAR : 2004/27
TARİH : 28.01.2004
ÖZET : Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re´sen alır. Söz konusu tedbirlerin alınması bakımından kusursuzluğun gerektiği yönünde bir düzenleme getirilmemiştir.