Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Uluslararası Sözleşmenin Uygulama Önceliği-Yargıtay Kararı

Yanıt
Old 26-03-2004, 00:17   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Uluslararası Sözleşmenin Uygulama Önceliği-yargıtay Kararı

Uluslararası Sözleşmenin Uygulama Önceliği-Yargıtay Kararı



10.Hukuk Dairesi
Esas :2003/1898
Karar :2003/3807

......
Anayasanın 90.maddesinin son fıkrası hükmüne göre usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir.

Her ne kadar tahsis talep tarihi itibariyla yürürlükte bulunan 1479 sayıl Kanunun 24/II-b maddesi hükmüne göre Türk soylu olmayan davacının Bağ-Kur sigortalısı olması mümkün değilse de,Türkiye Büyük Millet Meclisince çıkarılan kanunla onaylanarak yürürlüğe giren ve böylece iç hukuk kuralı haline gelen "Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşmenin(R.G 05.09.1961 tarih ve 10898) 24.maddesinde mültecilere sosyal sigortaya(yaşlılık sigortası buna dahildir) ilişkin yasal hükümlerin aynen uygulanacağı,keza aynı doğrultudaki "Vatandaşlarle Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik KOnusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında 11.Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesinin(Resmi Gazete 10.08.1971-13922) 3. ve 10.maddelerinde mütekabiliyet şartı aranmaksızın mültecilere sosyal güvenlik hakkı tanınacağına dair hükümler karşısında aksi yönde düzenleme içeren 1479 Sayılı Kanunun 24/II -b maddesi hükmünün gözardı edilerek uygulama önceliği bulunan uluslararası sözleşme hükümlerinin davaya uygulanarak,mülteci olan davacıya 1479 Sayılı Kanunun 35.Maddesi şartları oluştuğunda yaşlılık aylığı bağlanması gerekir.

O halde mahkemenin davayı kabul gerekçesinin genel nitelikteki" hakkaniyet"kuralına değil,davacıya sosyal güvenlik hakkı ve yaşlılık aylığı tahsis imkanı sağlayan sözleşme hükümlerine dayanması gerektiğinden gerekçenin bu şekilde kabulu gerekir.
24.03.2003.
Old 26-03-2004, 16:07   #2
nursel citil

 
Varsayılan

Ben yargıtayın bu kararına katılmıyorum. 1479 sayılı Bağkur kanunu 1 -10 -1972 tarihi itibari ile uygulanmaya başlamış bir kanundur. Mültecilerin hukuki durumuna dair sözleşme 5-9- 1961 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Vatandaşlarla vatandaş olmayan kimselere sosyal güvenlik konusunda eşit muamele yapılması hakkında 11 sayılı uluslar arası çalışma sözleşmesi ise 10-8-1971 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Uluslar arası sözleşmeler ile Bağkur kanunu hükümleri birbiri ile çelişmektedir. Burada hangi kanunun uygulanacağı sorunu vardır. Uluslar arası sözleşmeler TBMM tarfından kabul edildiğinde kanunlar gibi uygulama alanı bulur. Ben uluslar arası sözleşmelerin uygulama önceliği olduğunu zannetmiyorum. Uluslar arası sözleşmeler kanun hükmünde oldukları için Kanunlarla aynı seviyede uygulanır. Dikkat edilirse uluslar arası sözleşmeler, Bağkur kanunundan önce yürürlüğe girmiştir. Bağkur kanunu diğerlerine göre daha yeni bir kanun olduğu için uluslar arası sözleşme hükümlerini zımnen yürürlükten kaldırmıştır. Mahkemenin genel nitelikli hakkaniyet kuralları gereği yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin kararına katılıyorum.
Old 26-03-2004, 19:08   #3
Gemici

 
Varsayılan

Sayın nursel citil,

mesajınızı daha yeni okudum ve üzerinde fazla düşünme fırsatı bulamadım. Buna rağmen yazdıklarınız benim hukuk mantığıma biraz uymadı. Şu bakımdan:
Benim düşünceme göre devletlet uluslar arası sözleşmelere uymak zorundadırlar ve bunuda o anlaşmaları imzalamakla garanti etmiş durumdadırlar. Böyle oluncada anlaşmaları imzaladıktan sonra o anlaşmalara uymayan kanun çıkaramazlar. Eğer her devlet imzaladığı anlaşmaya aykırı kanun çıkarırsa ve bu kanun sonradan çıkarıldı, onun için uluslararası sözleşmenin hükmü yoktur derse, uluslararası anlaşmaların ne anlamı kalır. AB kurallarına göre üye devletler kanunlarını AB hukukuna ayarlamak zorundadırlar. Bunun içinde çıkarılan her AB Yönergesinde Devletlerin hangi tarıhe kadar yönergeyi uygulamaya koyacakları belirtilir. Uygulamadıkları zaman ne gibi müeyyidelerin uygulanacağını bilmiyorum. Bildiğim kadarı ile devletler uygulama kanunlarını belirtilen süre içinde yerine getiriyorlar.

Saygılarımla
Old 28-03-2004, 23:43   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn Çitil,

Ben de size katılmıyorum.

Uluslararası Anlaşmalar uygulanmak için imzalanır .Bir devlet anlaşmanın bazı maddelerini uygun bulmuyor,erken buluyor gıbı gerekcelerı varsa buna eger ve anlasma metnının içeriği buna uygunsa çekince ile imzalayabılır.

Ama uluslararası anlasma imzalandıktan ve usulune uygun bıcımde yürürlüğe gırdıkten sonra,artık anlaşmaya uygun davranması zorunludur, aksı durumda uluslararası sorumluluk doğar.

Uluslarası anlaşma imzalandıktan sonra yapılması gereken şey,ulusal iç hukuku anlaşmaya uygun hale getirmektir.Fakat bu yönün bizde ihmal edıldığıni düşünüyorum.Doğrudan uluslararası sözleşmelerin uygulandığı yargılama süreçleri de öyle.

İmzalanan ve iç hukuk normu hale gelmiş ,anayasaya aykırılığı ileri sürülemeyen bir anlaşmaya ( kimse duymadan,sözleşmeyi fesetmeden,tek taraflı olarak )aykırı yasa yapmak ise galiba anlaşmaya karşı hile kavramını da aşan bir durum.

Bu nedenle yargıtay kararını doğru buluyor ve sonradan çıkarılan yasanın sözleşmeyi zımnen yürürlükten kaldırdığı yönündeki görüşünüze katılmıyorum.

Saygılar
Old 29-03-2004, 09:32   #5
nursel citil

 
Varsayılan

İmzalanan uluslar arası anlaşmalar meclis tarafından onaylandıktan sonra kanun hükmünde olduğundan uygulanması zorunludur. Olması gereken açısından düşüncelerinize katılıyorum. Ama ortada bir gerçek var. Birbiri ile çelişen ve kanun niteliğinde olan anlaşmalar ve bağkur kanunu hükümleri var. Bağkur kanunu anlaşma hükümleri ile çatışmaktadır ve yürürlüktedir. Meclis anlaşmalara aykırı bir kanun çıkarmış ve bu kanun iptal edilmemiştir. Kanunlar sadece anayasaya aykırılık nedeni ile iptal edilebilir.Anlaşmalara aykırı iç hukuk hükümlerinin akibeti konusunda kanun hükmü bildiğim kadarı ile yok, bu konuda boşluk vardır. Kanunlar arası çatışmalara ilişkin genel hükümler uygulanır ve bu nedenle yeni kanun eski kanun hükümlerini zımnen yürürlükten kaldırır düşüncesindeyim. Ancak Yargıtay Genel Kurulu bu konuda içtihadı birleştirme kararı alırsa, o zaman uluslar arası sözleşmelerin uygulama önceliği olabilir. Henüz böyle bir karar mevcut değildir.
Old 29-03-2004, 11:43   #6
Gemici

 
Varsayılan

Sayın nursel citil,

hiç bir devlet uluslararası herhangi bir anlaşmayı imzalamak zorunda değildir. Egemen devletler kendi iradeleri sonucunda uluslararası bir anlaşmayı imazalarlar. İmzaladıkları zamanda iç hukuklarını bu anlaşmalara uydurmak zorundadırlar. Uluslararası bir anlaşmaya uymak istemiyorum diyen bir devletin bu anlaşmadan dönme hakkı vardır. Anlaşmadan dönmediği sürece o anlaşmayı uygulamaması ve iç hukukunu anlaşmaya aykırı bir şekilde düzenlemesi diye bir seçeneği yoktur bence. Devletlerarası anlaşmalar rafa kaldırılsın diye imzalanmaz.

Devletlerarası bir anlaşmayı imzalıyan bir devlet, zımnen veya açık olarak kendi iç hukukunun bu anlaşmaya aykırı olmıyacağını anlaşmayı imzaladığı andan itibaren garanti etmiş oluyor bence.

Saygılarımla
Old 29-03-2004, 15:11   #7
nursel citil

 
Varsayılan

Ülkemizin Avrupa Birliğine girmesi halinde bu duruma benzer pek çok sorun yaşayacağız demektir. Avrupa birliğine uyum yasaları çıkarılıyor. Bunların pek çoğu iç hukuk kuralları ile çatışma halinde olabilir. Bu sorunların aşılması için iç hukukta düzenleme yapılması zorunluluğu açıkça görülüyor. Aydınlatıcı yanıtlarınızdan çok yararlanıyorum, herkese teşekkürler. Ben biliyorum bazen fazla aykırı düşünceler ileri sürüyorum,bu açıkça söyleyemediğim fikirlerimi buradan sizinle paylaşmak istememden kaynaklanıyor.Umarım mazur görürsünüz.
Old 29-03-2004, 23:50   #8
Çaba

 
Varsayılan

Sayın nursel citil,
Yargıtayın kararına bende katılıyorum.Aslında sizin belirtmiş olduğunuz kanunlar ve yürürlükleriyle ilgili açıklamalarada katılıyorum bir tek farkla.O da uluslararası sözleşmeler.
Bugüne kadar ki meslek hayatımda hakimlerin bir çok boşluğu hakkaniyet gereği doldurduğunu gördüm o nedenle düşüncelerinizde haklısınız.
Ancak AB ne üyelik sürecinde uyum yasaları ve Anayasada yapılacak değişiklerle bu sorun yakında giderilecektir.Bu düzenlemelerden sonra İç hukuk kurallarındaki temelinde egemenlik anlayışına dayalı tüm hükümlerin uluslararası sözleşmelere aykırılığı oranında kendiliğinden geçersiz olacağı açıktır.Yargıtayda verdiği bu karar ve özellikle gerekçesiyle iç hukuk normlarının değil uluslararası sözleşmelerin uygulanacağını duyurmaktadır.Bundan sonra sanıyorum sözleşmeleri iyice öğrenip ezberlemekte yarar var.
Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayıplı Mal (Yargıtay Kararı) Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 8 10-03-2012 21:23
Tanınmış Marka/Yargıtay Kararı Av.Ceylan Pala Karadağ Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 1 15-02-2007 14:32
Bir Yargıtay Kararı arıyorum Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 3 09-12-2006 16:33
Bir Yargıtay Kararı arıyorum Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 3 29-11-2006 18:08
Bir Yargıtay Kararı arıyorum... nephilis Meslektaşların Soruları 2 08-09-2006 21:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04186392 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.