Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

zamanaşımına uğramış senet'e karşı itirazın iptali davası

Yanıt
Old 30-03-2011, 12:01   #1
Av. Fatma B

 
Varsayılan zamanaşımına uğramış senet'e karşı itirazın iptali davası

Değerli meslektaşlar,
2004 yılına ait bir senet'e dayanılarak 2009 yılında İLAMSIZ TAKİP yapılıyor, borcun sebebi kısmına da senet bilgileri yazılıyor, borçlu borca itiraz ediyor, takip duruyor, bunun üzerine alacaklı İtirazın İptali davası açıyor açıklamasında da 42.000 $ 'ı nakden ödediğini ve karşılığında sened aldığını fakat sonrasında borçlunun ödememesi nedeniyle icra takibi başlattığını belirtmiş, Alacaklı da senetteki imzanın kendisine ait olduğunu taraflar arasında akrabalık ilişkisi olduğunu fakat alacaklı kısmının boş olduğunu aslında borçlu borcunun alacaklı görünen kişinin babasına olduğunu, bu borcunu alacaklı görünen kişinin babasına elden ödediğini akabinde bu kişinin öldüğünü ölürken de borcunun kalmadığını tamamının ödendiğini sözlü olarak söylediğini, sonrasında şahsın ölmesinden dolayı senedi alamadıklarını bu nedenle oğlundan defalarca istemelerine rağmen vermediğini ve zamanaşımının dolmasından 5 yıl sonrada ilamsız takiple işlem yaptığını belirtiyor(fakat borçlunun avukatı 3 yıllık zamanaşımına uğradığından mahkemede hiç bahsetmemiş), yerel mahkeme borçlunun borcunu ödemediğine kanaat getirmiş ve gerekçesinde de senetlerdeki imzaları inkar etmemiş, borcu ödediğine dair herhangi bir ödeme belgesi de ibraz etmemiştir demiş. Dosya Yargıtay'a intikal etmiş, şimdi borçlu benimle irtibata geçti borçlu lehine Yargıtay safhası için sizce yapılacak birşey varmı?
Menfi Tespit Davası açsam nasıl olur? Lehe Yargıtay Kararı olan varsa paylaşırsa sevinirim. Şimdiden Teşekkürler
Old 30-03-2011, 18:07   #2
jeny3435

 
Varsayılan

3 yıllık zamanaşımı süresi dolsa dahi bonolar, taraflar rasındaki temel borç ilişkisi açısından yazılı delil başlangıcı sayılır ve bu bağlamda genel hükümlere göre açılacak dava ve takiplerde zamanaşımı süresi on yıldır.

Ancak Yargıtay'ın bu gibi durumlarda sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği 1 yıllık sürede başvurulması gerektiği ile ilgili kararları da var.

" Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.02.2005 gün ve 2004/230 E-2005/14 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 24.01.2006 gün ve 2005/4699-2006/356 sayılı ilamı ile;
( ... Davacı vekili, müvekkilinin icra takibinin dayanağı bonoların yetkili hamili bulunduğunu, bonolar zamanaşımına uğradığı için genel haciz yolu ile takibe girişildiğini, TTK.nun 644. maddesi uyarınca davalı keşidecinin sorumluluğunun bulunduğunu, sebepsiz zenginleşmediğini davalının ispatlaması gerektiğini itirazın haksız olduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilince alınan ofset baskı makinesi karşılığında peşinat ve lehtarı dava dışı Salih Kuş olan dava konusu bonoların verildiğini, makine ayıplı çıktığı için bonoların dört yıl süre ile tahsile konulmadığını, zamanaşımına uğrayan bonoların birlikte çalıştıkları kötüniyetli davacıya ciro edilerek takibe girişilmesinin haksız olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, bonolarda da TTK.nun 644. maddesine dayanılarak davacı hamil tarafından davalı keşideci aleyhine sebepsiz iktisap davası açılabileceği, bonoların vade tarihleri ile takip tarihi arasında 3 yıllık süre dolduğu için hamilin kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybettiği ancak BK.nun 66. maddesinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinde takibe girişildiğinden davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı, dosya kapsamından davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı hususunun anlaşıldığı gerekçesi ile faiz talebi yönünden alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, takibin 1.483.000.000 TL. asıl alacak, 2.721.183.746 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.204.183.746 TL. üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte devamına, hükmolunan miktarın %40'ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

TTK.nun 690. maddesinde 644. madde yazılı olmadığından, poliçeler hakkında uygulanması gereken 644. maddenin bonolar hakkındaki dava ve takiplere uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacı ancak genel hükümler dairesinde haksız iktisap kurallarına göre dava açabilir. Mahkemece bu yönlerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, bonoya dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı; keşidecisi davalı olan 5 adet bononun hamili olduğunu, bonoların ibraz süresi geçtiğinden ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, kambiyo senedine dayalı olarak müracaat hakkını yitirdiğinden, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan alacaklı bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, sebepsiz zenginleşmediğini, senetlerin zamanaşımına uğradığını cevaben bildirmiştir.

Mahkemece; bonolarda zamanaşımı süresinin dolduğu, davacı-yetkili hamilin kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybettiği ancak, BK. m.66'da öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe giriştiğinden, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı, ayrıca süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı açıklanarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Özel Dairece; Poliçeler hakkında uygulanması gereken TTK. m.644'ün bonolar hakkında uygulanamayacağı, davacının ancak genel hükümlere ve haksız iktisap kurallarına göre dava açabileceği açıklanarak karar bozulmuş, mahkemece ilk hükümde direnilmiştir.

Uyuşmazlık; Türk Ticaret Kanununun poliçelere uygulanacak 644. maddesinin bonolarda uygulanacak hükümleri gösteren 690. maddesine atıf yapmamış olması karşısında; bu durumun bir unutma sonucu olup olmadığı, dolayısıyla bono hamilinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak üç yıldan sonraki bir yıl içerisinde keşideciye başvuru imkanının bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle belirtelim ki, icra takibine konu edilen bonolar, 15.06.2000 ila 15.01.2001 vade tarihlerini taşımakta olup, üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve icra takibinin üç yılı takip eden bir yıl içinde açıldığı konusunda yerel mahkeme ile Yüksek Daire arasında bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır.

Türk Ticaret Kanununun 644. maddesinin bonolarda da uygulanması gerekip gerekmediği konusunda öğretide; Prof.Dr.Hayri Domaniç bonolara uygulanacak poliçe hükümleri arasında TTK.nun 644. maddesine atıf yapılmamasının kanunumuzun bir noksanı ve haksızlık olduğunu, poliçe de ikinci derecede sorumlu bulunan keşidecinin haksız iktisap kurallarına dayanılarak dava edilebilmesi doğrultusunda, bononun asli borçlusu olan keşidecinin dava edilmesinin evleviyet icabı mümkün olduğunu, hamilin haklarını kaybetmesini haklı gösteren bir sebep düşünülemeyeceğini ve bu durumun kanunumuzun ve İsviçre Kanununun teknik bir hata ve noksanı olduğunu açıklamaktadır. ( Kıymetli Evrak Hukuk ve Uygulaması, TTK.Şerhi-IV, 1990 Bası, s:485-486 ).

Prof.Dr.Reha Poroy ve Prof.Dr.Ünal Tekinalp; bono düzenleyene karşı kambiyo talep hakkı zamanaşımına uğrarsa, haksız zenginleşme kuralları uyarınca müracaat etmesinin doğru olacağını, bu nedenle anılan hükümlerin bonolara da uygulanacağının kabul edildiğini ifade etmektedirler. ( Poroy/Tekinalp Kıymetli Evrak Hukuk Esasları 15 Bası s.238 ).

Prof.Dr.Yaşar Karayalçın TTK.nun 644. maddesinin bonolara da uygulanacağı görüşündedir. ( Ticari Senetler, s.348 ).

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; öğretideki baskın görüş, TTK.nun 644. maddesinin bonolara da uygulanması gerektiği, yönünde olup, Yargıtay'ın ağırlıklı uygulaması da aynı yöndedir.

Gerek mehaz İsviçre Kanununda, gerekse Türk Ticaret Kanununda bonolara uygulanmak üzere, poliçe hükümlerine atıf yapan 690. maddede sebepsiz iktisaba ilişkin 644. maddenin zikredilmemiş olmasının, bilinçli ve kasıtlı bir davranış olmayıp bir kanun tekniği noksanlığı, bir unutma sorunu olduğu kabul edilmek icap eder.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde olan Türk Ticaret Kanunu Tasarısında, mevcut kanundaki eksiklik giderilmiş ve poliçede sebepsiz zenginleşme hükümlerini gösteren 732 maddeye, 778/1-d bendinde gönderme yapılmış ve gerek öğreti, gerekse Yargıtay'daki baskın görüşü kanun maddesi olarak düzenlemiştir.

Buraya kadar yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere bonolarda uygulanacak poliçe hükümlerini gösteren maddede atıf yapılmamış olmasının, bilinçli ve kasıtlı bir davranış değil, unutma-sonucu olduğunun kabulü gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1. maddesinin 3.fıkrası uyarınca "hakim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır" aynı maddenin 2.fıkrasına göre ise "kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir", denmektedir. Bu hükme göre burada mevcut olan boşluğun doldurulması gerekir.

Poliçelerde, kabul eden ve keşidecinin sorumluluğu ile bonolardaki borçlu keşidecinin sorumlulukları aynı nitelikte sayılmaktadır. Çünkü, bonoyu düzenleyen tıpkı poliçede senedi kabul eden muhatap gibi sorumludur.

Yukarıda açıklanan bilimsel görüşler ile Yargıtay'ın ağırlıklı uygulaması birlikte düşünülerek yapılan değerlendirme sonunda; bono hamilinin BK.nun 61 vd. maddeleri uyarınca nedensiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edebileceğinin kabul edilmesi gerekir. Özellikle TTK.nun 690. maddesinde, 644. maddeye göndermede bulunulmamış olmasının makul bir izahının yapılması mümkün olmadığından, dava konusunu bonolarla ilgili olarak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve bir yıl içinde borçluya başvurması gerekir. Bu itibarla bonolara uygulanacak poliçe hükümlerinin arasında 644. maddenin yer almamasının, kanun koyucunun bilinçli bir tercihi değil bir unutma sonucu olduğu ve anılan maddenin bonolara da uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu konu, Yüksek Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2001 gün, E. 19-20, K. 310 kararıyla gündeme gelmiş ve bono hamilinin BK.nun 61 vd. maddeleri uyarınca nedensiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edebileceği kabul edilmekte ve özellikle doktrinde TTK.nun 690 maddesinde, 644 maddeye göndermede bulunulmamış olmasının makul bir izahının yapılamayacağının vurgulandığı belirtilerek, dava konusunu bonolarla ilgili olarak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve bir yıl içinde borçluya başvurması gerektiği belirtilerek aynı yöndeki doktrin ile uygulamadaki baskın görüş desteklenmiştir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.12.1969 gün ve 1966/T-1131-860 sayılı ilamı da aynı yöndedir. )

Hal böyle olunca, mahkemenin bonolarda üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak alacak davası açabileceğine ilişkin yerel mahkemenin direnme hükmü doğrudur. Ne var ki, mahkeme kararının esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin bonolarda sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak lehtarın keşideciye başvuru hakkının olduğu yönündeki direnme kararı doğru olmakla birlikte, işin esasına yönelik olan davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi. YHGK E. 2007/19-132 K. 2007/153 T. 21.3.2007



Umarım işinize yarar.saygılar.
Old 30-03-2011, 23:56   #3
BALDIRAN

 
Varsayılan

Kanımca, karar dada üstü örtülü olarak belirtildiği gibi, bonoya dayanarak sebepsiz zenginleşme davası açılması için 1 yıllık süre bonoya sonradan ciro yoluyla yetkili hamil olan kişiler için keşideci aleyhine açılacak davalarda geçerlidir.keşideci ile lehdar arasındaki temel ilişkiye dayanarak lehdar, bu temel ilişkinin tabi olduğu zaman aşımı süresi içinde her zaman dava açabilir.Sizin sorunuzda imza inkarı olmadığı için, imzası zımmen ikrar edilmiş bir adi senet söz konusudur.Keza, borç ikrar edilmiş ancak ödendiği ileri sürülmüştür. Bu gerekçeli ikrar olup, ödemeyi ispat külfetinin müvekkilinize ait olduğunu düşünüyorum.Menfi tespit davası açmak belki size ispat açısından (arada akrabalık ilişkisi var ise, belki tanıkla ispat söz konsu olabilir, hata/hile olgusu varsa tanıkla ispat olabilir)kolaylık sağlayabilir, tabi tazminat riskini de göz önünde bulundurmak gerek (diye düşünüyorum) saygılar
Old 01-04-2011, 11:32   #4
Av. Fatma B

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Kanımca, karar dada üstü örtülü olarak belirtildiği gibi, bonoya dayanarak sebepsiz zenginleşme davası açılması için 1 yıllık süre bonoya sonradan ciro yoluyla yetkili hamil olan kişiler için keşideci aleyhine açılacak davalarda geçerlidir.keşideci ile lehdar arasındaki temel ilişkiye dayanarak lehdar, bu temel ilişkinin tabi olduğu zaman aşımı süresi içinde her zaman dava açabilir.Sizin sorunuzda imza inkarı olmadığı için, imzası zımmen ikrar edilmiş bir adi senet söz konusudur.Keza, borç ikrar edilmiş ancak ödendiği ileri sürülmüştür. Bu gerekçeli ikrar olup, ödemeyi ispat külfetinin müvekkilinize ait olduğunu düşünüyorum.Menfi tespit davası açmak belki size ispat açısından (arada akrabalık ilişkisi var ise, belki tanıkla ispat söz konsu olabilir, hata/hile olgusu varsa tanıkla ispat olabilir)kolaylık sağlayabilir, tabi tazminat riskini de göz önünde bulundurmak gerek (diye düşünüyorum) saygılar
1 yıllık zamanaşımı için ciro yoluyla yetkili hamil olan keşideciler için geçerli olduğuna emin misiniz?
Old 28-04-2011, 20:24   #5
Av. Fatma B

 
Varsayılan zamanaşımına uğrayan senede karşı menfi tespit davası

Cevap veren tüm arkadaşlara öncelikle teşekkür ederim. Arkadaşlar, zamanaşımına uğramış senede karşı menfi tespit davası açmak istiyorum. Alacaklı z.a. uğramış senedlere dayanarak ilamlı icra ile takip yaptı yerel mahkemede aleyhe karar vererek borçlu olduğumuza kanaat getirdi, dosya şu anda Yargıtayda, ben bu senedlere karşı borcumuz olmadığı senedlerin z.a. na uğramış senedler olduğunu ve bu nedenle takip yapılamayacağı hususuna dayanarak menfii tespit davası açsam hukuki bir engel yok herhalde değil mi? bu konuda Yargıtay Kararı olan, tecrübe ve bilgisi olan arkadaşlar varsa paylaşırsa sevinirim. Teşekkürler
Old 28-04-2011, 23:01   #6
BALDIRAN

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım.Öncelikle diz üstü bilgisayarımı eve giren hırsızlar alıp götürdüğü için 15 gündür siteye giremiyordum, o nedenle cevaplayamadım sorunuzu, kusura bakmayın.
,1) Sebepsiz zenginleşme davasının keşideci ile arasında temel ilişki olmayan hamil tarafından açılacağı konusunda ısrarlıyım. Süre 1 yıl.
2) Keşideci ile arasında temel ilişki bulunan lehdar ise, o temel ilişkinin tabi olduğu zaman aşımı süresinde ce o temel ilişkiye dayanarak alacak davası açacaktır ve senedi adi senet yada delil başlangıcı olarak gösterecektir.
3) İtirazın iptali davası aleyhinize neticelendi ise, menfi tespit davası açamazsınız zira o dava halen derdest şu anda. Yargıtay kararı onarsa yine açamazsınız kesin hüküm engeli sebebiyle.Kanımca Yargıtay'daki dosyaya asılmak ve bozdurmaya çalışmak daha mantıklı.
Düşüncelerim bu yönde, saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Zamanaşımına Uğramış Çek - İlamsız Takip - İtiraza Karşı Açılacak Dava pathem Meslektaşların Soruları 14 27-12-2011 15:52
zamanaşımına uğramış çek - ilamsız takip-itiraz iptali davası serkan atakan Meslektaşların Soruları 9 06-02-2011 23:39
zamanaşımına uğramış çek- itirazın iptali Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 4 28-12-2009 13:36
zamanaşımına uğramış çekte lehdarın itiraz etmesi ve itirazın iptali davası norm Meslektaşların Soruları 7 25-10-2009 12:25
Zamanaşımına Uğramış Çek hbelgin Meslektaşların Soruları 3 26-05-2008 10:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05597305 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.