Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

nafakanın tanınması ve tenfizinde zamanaşımı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-12-2020, 14:46   #1
htchtc

 
Varsayılan nafakanın tanınması ve tenfizinde zamanaşımı

değerli meslektaşlar, yabancı mahkeme kararının tenfizinden sonra birikmiş nafakanın icrası ile alakalı araştırma yapmaktayım. müvekkil aleyhine ABD Virginia Fairfax Eyalet Mahkemesi tarafından verilen boşanma ve nafaka karar tarihi 01.06.2006 dır. Tenfiz davası Bursa Aile mahkemesinde 2013 te başlamış, 2016 da yargıtaydan onanarak kesinleşmiştir. 14.12.2020 tarihinde ise ilamlı icra ile birikmiş nafaka alacakları müvekkilden talep edilmektedir. Haziran 2006 dan itibaren müşterek çocuk için her ay 1300 $ ve 2007 Hazirandan itibaren 3 yıllık süre ile davacı eş için 823 $ nafakaya hükmedilmiş olup Bursa 3. Aile Mahkemesi tarafından aynen tanınmış, Yargıtay tarafından da onanmıştır.
tüm bu bilgilere istinaden çocuk için hükmedilen iştirak nafakasında ve davacı eş için hükmedilen yoksulluk nafakasında zamanaşımı durumları nedir, zamanaşımı itirazını yapmamız mümkün müdür?
mevzunun aciliyetine istinaden yardım isteme durumum hasıl olmuştur.

şimdiden teşekkürler...
Old 17-12-2020, 19:10   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Mahkeme ilamına bağlı nafaka alacağında zamanaşımı süresi TBK.m.156/2'ye göre 10. yıldır. Bu süre genel olarak mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten başlar. Ancak yabancı mahkeme ilamının tanıma ve tenfizine karar verilmedikçe o ilamdaki alacağın Türkiye'de takip konusu yapılması imkanı bulunmamaktadır.

Yargıtay 2.HD. 06.03.2019 T. 2019/757 E. 2019/2198 K. sayılı kararına göre ; "Olayda boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş olup, bu kararın tanınmasına veya tenfızine karar verilmedikçe, boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılması olanağı bulunmadığına göre, zamanaşımı süresinin, hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihten, başka bir ifade ile tenfiz veya tanımaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren başlaması gerekir.

Bu durum karşısında, yabancı mahkeme kararının tenfizine dair karar 2016 yılında kesinleşmiş olup bu tarihte nafaka alacağı ifa kabiliyeti kazandığından ,takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Old 18-12-2020, 14:27   #3
htchtc

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Mahkeme ilamına bağlı nafaka alacağında zamanaşımı süresi TBK.m.156/2'ye göre 10. yıldır. Bu süre genel olarak mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten başlar. Ancak yabancı mahkeme ilamının tanıma ve tenfizine karar verilmedikçe o ilamdaki alacağın Türkiye'de takip konusu yapılması imkanı bulunmamaktadır.

Yargıtay 2.HD. 06.03.2019 T. 2019/757 E. 2019/2198 K. sayılı kararına göre ; "Olayda boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş olup, bu kararın tanınmasına veya tenfızine karar verilmedikçe, boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılması olanağı bulunmadığına göre, zamanaşımı süresinin, hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihten, başka bir ifade ile tenfiz veya tanımaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren başlaması gerekir.

Bu durum karşısında, yabancı mahkeme kararının tenfizine dair karar 2016 yılında kesinleşmiş olup bu tarihte nafaka alacağı ifa kabiliyeti kazandığından ,takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.


öncelikle yanıtınız için çok teşekkür ederim. dosyamızda birikmiş nafaka borcu olduğu için zamanaşımı öne sürülüp sürülmeyeceği hususu düşündürücü. zira yoksulluk nafakası davalı eş tarafından boşanma ilamınının kesinleşmesine istinaden 1 yıl içinde talep edilmeli, iştirak nafakası için de TBK genel hükümlere istinaden 10 senelik zamanaşımı var. olayımızda bu zamanaşımını öne sürmek mümkün mü, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası için, bunu netleştiremedim...

tekrar teşekkürler
Old 18-12-2020, 15:40   #4
LLM. Avukat Ömer Faruk İlgün

 
Varsayılan

Yoksulluk nafakası yönünden
“....Olayda boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş olup, bu kararın tanınmasına veya tenfızine karar verilmedikçe, boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılması olanağı bulunmadığına göre, zamanaşımı süresinin, hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihten, başka bir ifade ile tenfiz veya tanımaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren başlaması gerekir.”
Bu içtihada göre yoksulluk nafakası yönünden kesinleşmeden itibaren 1 yıl kuralı uygulanacağını düşünüyorum.
Yargıtay
2. HUKUK DAİRESİ

E. 2019/757

K. 2019/2198

T. 6.3.2019

* BOŞANMADAN SONRA TALEP EDİLEN TAZMİNAT VE NAFAKA TALEBİ ( Boşanma Kararı Yabancı Mahkemece Verilmiş Olup Bu Kararın Tanınmasına veya Tenfızine Karar Verilmedikçe Boşanmaya Bağlı Dava Haklarının Kullanılması Olanağı Bulunmadığına - Zamanaşımı Süresinin Hakkın Kullanılabilir Duruma Geldiği Tarihten Başka Bir İfade ile Tenfiz veya Tanımaya İlişkin Hükmün Kesinleşmesinden İtibaren Başlaması Gerektiği )

* DAVACININ TAZMİNAT TALEPLERİNİN NİSBİ HARCA TABİ OLMASI ( Yabancı Mahkeme İlamının Tanınmasına İlişkin Karar 09.06.2014 Tarihinde Kesinleşmiş Olup Temyize Konu Dava İse 13.03.2015 Tarihinde Açıldığı/Buna Göre Davanın Süresinde Olduğu - Yatırılan Başvurma Harcı Dava Dilekçesindeki Bütün İstekleri Kapsayacağı/O Halde Davanın Niteliği Gereği Davacıya Tazminat Taleplerine Yönelik Nispi Harcı Tamamlaması İçin Süre Verildikten Sonra Harcını Tamamladığı Takdirde Mahkemece İşin Esasının İncelenmesi Gerektiği )

* İŞTİRAK NAFAKASI ( Yabancı Mahkeme Kararında Müşterek Çocukların Velayeti Anneye Verilmekle Birlikte Velayet Yönünden Tanıma ve Tenfiz Kararı Alınmadığının Anlaşıldığı - Davacının İştirak Nafakasına Yönelik Talebi Tedbir Nafakasını da İçerdiği/Bu Sebeple Tarafların Ortak Çocukları Hakkında İlgilinin Ergin Olduğu da Gözetilerek Bu Konuda Olumlu-Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

* YOKSULLUK NAFAKASI ( Kadının Ekonomik ve Sosyal Durumu Tespitinde Çalışmadığı ve Almanya'da İşsizlik Maaşı Aldığı Belirtilmiş Olup Davacının Kusursuz Olduğunun Anlaşıldığı/Usulünce Yeniden Ekonomik ve Sosyal Durumunun Araştırılacağı - Halen İş Güvencesi Olan Bir İşte Çalışıp Çalışmadığı Kendisini Yoksulluktan Kurtaracak Sürekli Gelir Elde Edip Etmediği İşinden Ayrılmış İse Kendi İsteğiyle mi Yoksa Zorunlu Sebeplerden Dolayı mı Ayrıldığının ve İşsizlik Maaşının Süresinin Araştırılacağı/Sonucuna Göre Kadının Talebi Hakkında Karar Verilmesi Gerektiği )

4721/m. 166, 174, 175, 182, 328

492/m. 30, 31, 32

ÖZET : Dava, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. Olayda boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş olup, bu kararın tanınmasına veya tenfızine karar verilmedikçe, boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılması olanağı bulunmadığına göre, zamanaşımı süresinin, hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihten, başka bir ifade ile tenfiz veya tanımaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren başlaması gerekir. Yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin karar 09.06.2014 tarihinde kesinleşmiş, temyize konu dava ise, 13.03.2015 tarihinde açılmıştır. Buna göre dava süresindedir. Yatırılan başvurma harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsar. Davacının tazminat talepleri nisbi harca tabidir. O halde, davanın niteliği gereği davacıya tazminat taleplerine yönelik nispi harcı tamamlaması için süre verildikten sonra harcını tamamladığı takdirde, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekir.

Yabancı mahkeme kararında müşterek çocukların velayeti anneye verilmekle birlikte velayet yönünden tanıma ve tenfiz kararı alınmadığı anlaşılmaktadır. Davacının iştirak nafakasına yönelik talebi tedbir nafakasını da içermektedir. Bu sebeple tarafların ortak çocukları hakkında ilgilinin ergin olduğu da gözetilerek bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekir.

Davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespitinde, çalışmadığı, Almanya'da işsizlik maaşı aldığı belirtilmiştir. Davacının kusursuz olduğunun da anlaşılmasına göre; usulünce yeniden ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; halen iş güvencesi olan bir işte çalışıp çalışmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak sürekli ve düzenli gelir elde edip etmediği, işinden ayrılmış ise kendi isteğiyle mi yoksa zorunlu sebeplerden dolayı mı ayrıldığı, işsizlik maaşının süresi araştırılarak sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; yoksulluk nafakası, iştirak nafakaları ve tazminat taleplerinin reddi yönünden, davacı ... tarafından ise; lehine hükmedilen yardım nafakasının miktarına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yersizdir.

2-)Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Dava, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile iştirak ve yoksulluk nafakası (TMK m. 182-2, 328) isteğine ilişkindir.

a-)Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesi evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını hükme bağlamıştır. Söz konusu süre hak düşürücü süre değil zamanaşımı süresidir.

Dosya kapsamından, davacı ile davalının 28/04/2012 tarihinde kesinleşen karar ile yabancı mahkeme kararı ile boşandıkları, ... 5. Aile Mahkemesi'nin 17/12/2013 tarih 2013/513-2013/1576 Sayılı kararı ile de tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş olup, bu kararın tanınmasına veya tenfızine karar verilmedikçe, boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılması olanağı bulunmadığına göre, zamanaşımı süresinin, hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihten, başka bir ifade ile tenfiz veya tanımaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren başlaması gerekir. Somut olayda yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin karar 09.06.2014 tarihinde kesinleşmiş, temyize konu dava ise, 13.03.2015 tarihinde açılmıştır. Buna göre dava süresindedir. Yatırılan başvurma harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsar. Davacının tazminat talepleri nisbi harca tabidir. O halde, Harçlar Kanunu'nun 30-32. maddeleri uyarınca, davanın niteliği gereği davacıya tazminat taleplerine yönelik nispi harcı tamamlaması için süre verildikten sonra harcını tamamladığı takdirde, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan ve zaman aşımı süresinin yabancı mahkeme ilamının kesinleşme tarihinden başlatılarak, davanın bu sebeple reddi doğru bulunmamıştır.

b-) Dosya kapsamından, ... 5. Aile Mahkemesi'nin 17/12/2013 tarih, 2013/513 esas - 2013/1576 karar sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verildiği, yabancı mahkeme kararında müşterek çocukların velayeti anneye verilmekle birlikte velayet yönünden tanıma ve tenfiz kararı alınmadığı anlaşılmaktadır. Davacının iştirak nafakasına yönelik talebi tedbir nafakasını da içermektedir. Bu sebeple tarafların ortak çocukları 25.03.1998 doğumlu ... ve 05.03.2009 doğumlu ... hakkında ... 'ın ergin olduğu da gözetilerek bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

c-) Taraflar yabancı mahkeme kararı ile TMK'nun 166. maddesi (evlilik birliğinin sarsılması) gereğince boşanmışlar, kararda davacı kadına kusur yüklenmemiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespitinde, çalışmadığı, Almanya'da işsizlik maaşı aldığı belirtilmiştir. Davacının kusursuz olduğunun da anlaşılmasına göre; usulünce yeniden ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; halen iş güvencesi olan bir işte çalışıp çalışmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak sürekli ve düzenli gelir elde edip etmediği, işinden ayrılmış ise kendi isteğiyle mi yoksa zorunlu sebeplerden dolayı mı ayrıldığı, işsizlik maaşının süresi araştırılarak sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a., b., c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA,aşağıda yazılı harcın ...'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 143.50 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ...'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu karar
Konuyu kısmen açıklıyor.
Old 18-12-2020, 16:38   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan LLM. Avukat Ömer Faruk İlgün
Yoksulluk nafakası yönünden
“....Olayda boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş olup, bu kararın tanınmasına veya tenfızine karar verilmedikçe, boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılması olanağı bulunmadığına göre, zamanaşımı süresinin, hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihten, başka bir ifade ile tenfiz veya tanımaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren başlaması gerekir.”
Bu içtihada göre yoksulluk nafakası yönünden kesinleşmeden itibaren 1 yıl kuralı uygulanacağını düşünüyorum.
Yargıtay
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/757
K. 2019/2198
T. 6.3.2019...

Cevaptaki dayanılan karar boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan davalara uygulanacak zamanaşımı süresi ile ilgilidir. Oysa soruda geçen olaydaki zamanaşımı "birikmiş nafaka alacağı" ile ilgilidir. Bu yönden 1 yıllık zamanaşımı süresinin birikmiş yoksulluk nafakası alacağına uygulanmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Gerek ilk cevabımda geçen 2.HD.si kararında ve gerekse aşağıdaki 8HD.si kararında yoksulluk nafakası da dahil olmak üzere nafaka alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu vurgulanmaktadır. Başlangıç tarihi de tanıma veya tenfiz kararının kesinleşme tarihi olacaktır.


T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/21470
K. 2015/17503
T. 6.10.2015
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.08.2002 tarih ve 2002/611 Esas - 2002/571 Karar sayılı 18.11.2002 yılında kesinleşen boşanma ilamına dayalı olarak 13.06.2014 tarihinde 2004 yılı Temmuz ayından itibaren birikmiş iştirak ve yoksulluk nafakasının tahsili için icra takibi başlatılmış olup, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvusunda boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl sonra ilamın takibe konulması nedeniyle takibin zamanaşımına uğradığını ve ilam içeriğine aykırı olarak faiz talep edildiğini açıklayarak takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece yoksulluk nafakası ile ilgili dayanak ilamın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık süre geçtikten sonra takip yapıldığından bu talep yönünden zamanaşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasına, iştirak nafakası alacağının ise BK'nun 153.maddesi gereğince zamanaşımının durması nedeniyle bu yöne ilişkin talebin reddine karar verildiği, hükmün alacaklı ve borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

BK'nun 135/2. maddesi hükmüne göre, alacak, bir hüküm ile sabit olmuşsa zamanaşımı süresi on yıldır. Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir.

Buna göre Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık yoksulluk ve iştirak nafakasının istenebileceği gözetilerek gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp ve borçlunun faiz şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366.nun ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 20-12-2020, 19:46   #6
htchtc

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Cevaptaki dayanılan karar boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan davalara uygulanacak zamanaşımı süresi ile ilgilidir. Oysa soruda geçen olaydaki zamanaşımı "birikmiş nafaka alacağı" ile ilgilidir. Bu yönden 1 yıllık zamanaşımı süresinin birikmiş yoksulluk nafakası alacağına uygulanmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Gerek ilk cevabımda geçen 2.HD.si kararında ve gerekse aşağıdaki 8HD.si kararında yoksulluk nafakası da dahil olmak üzere nafaka alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu vurgulanmaktadır. Başlangıç tarihi de tanıma veya tenfiz kararının kesinleşme tarihi olacaktır.


T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/21470
K. 2015/17503
T. 6.10.2015
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.08.2002 tarih ve 2002/611 Esas - 2002/571 Karar sayılı 18.11.2002 yılında kesinleşen boşanma ilamına dayalı olarak 13.06.2014 tarihinde 2004 yılı Temmuz ayından itibaren birikmiş iştirak ve yoksulluk nafakasının tahsili için icra takibi başlatılmış olup, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvusunda boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl sonra ilamın takibe konulması nedeniyle takibin zamanaşımına uğradığını ve ilam içeriğine aykırı olarak faiz talep edildiğini açıklayarak takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece yoksulluk nafakası ile ilgili dayanak ilamın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık süre geçtikten sonra takip yapıldığından bu talep yönünden zamanaşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasına, iştirak nafakası alacağının ise BK'nun 153.maddesi gereğince zamanaşımının durması nedeniyle bu yöne ilişkin talebin reddine karar verildiği, hükmün alacaklı ve borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

BK'nun 135/2. maddesi hükmüne göre, alacak, bir hüküm ile sabit olmuşsa zamanaşımı süresi on yıldır. Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir.

Buna göre Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık yoksulluk ve iştirak nafakasının istenebileceği gözetilerek gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp ve borçlunun faiz şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366.nun ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

buradaki örnek kararda yargıtay bozma nedeni olarak yoksulluk nafakası ile ilgili zamanaşımını gerekçe göstermemiş, ana bozma sebepi faizler ile ilgili olmuş, yargıtay kararında da zamanaşımı süreleri belirtilmiştir. kıymetli cevabınız ve alakanız için teşekkür ederim, sanırım zamanaşımı süreleri ile ilgili uygulamada hayli farklı örneklere rastlayacağız.
Old 19-01-2022, 13:32   #7
mge

 
Varsayılan Virjinya eyaleti kararının Türk hukukundaki mütekabiliyeti

Merhaba Sayın Meslektaşım,
ABD Virginia Fairfax Eyalet Mahkemesi tarafından verilen kararın Bursa Aile Mahkemesinde tenfiz edildiğini Yargıtay'ın da onama kararı verildiğinden bahsetmişsiniz. Umarım konuyla alakalı sorunu çözmüşsünüzdür. Virjinya eyaleti kararının Türk hukukundaki mütekabiliyet ile ilgili önem teşkil etmesi nedeniyle bahse konu Yargıtay kararını bizimle paylaşmanızı rica edebilir miyim?
Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nafakanın Kaldırılması Davasında, Cevap Dilekçesi İle Nafakanın Artırılması İstenebilir mi? Av. Musa TAÇYILDIZ Meslektaşların Soruları 5 23-06-2015 13:53
Alacağin Tenfizinde Ihtiyati Haciz Av.KIRAL Meslektaşların Soruları 0 10-06-2015 01:02
yasal mirasçılar yararına vasiyetin tenfizinde harç aykutergil Meslektaşların Soruları 3 19-08-2013 16:50
boşanma kararının tenfizinde vekaletname av.özlem önal Meslektaşların Soruları 3 29-04-2008 14:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05126810 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.