02-04-2007, 08:23 | #1 |
|
Yolunuz Kaç Kez Aşk' tan Geçti
Kaç bahara gülümseyerek çıktınız...Şimdi sokaklar çocukluğumu hatırlatıyor..Portakalllar çiçek açmış,burnumda yakan bir esans..
İlk bu kokuyu duyduğumda duymuştum aşkı. Çocukçaydı belki, belki bir çoğumuzun önemsemediği türdendi..İyi de aşk çocukluk değilmi zaten.Zamansız aşklara ' daha bahar değil ki ' demezmiyiz. Şimdi bahar, şimdi portakallar çiçek açar, zamanıdır yolları aşka çıkarmanın. Sizin yolunuz kaç kez aşktan geçti, sayısını unuttum diyebilisiniz..' o da ne ' diyebilirsiniz..Her ne diyorsanız deyin ama bu bahar yolunuz aşka çıksın.. Biliyorum tüm mevsimleri aynılaştıran tek duygu aşk. Bahar aşklarına heves denir, gelir geçermiş.aslolan kış aylarını bahar gibi hisetmekmiş( bencede ).. Ama bahar başka be..Baharda aşk ile yanmayan, kış aylarında üşürmüş ( bence de ).. Kaç beyazı yeşile çevirdi yüreğiniz.. Kimbilir kaç kez göğsünüz solunda taşıdığınız o yumruk kadar şeyle boğuştunuz, gümbür gümbür atarken kimbilir kaç kez ' sus ' dediniz. ' sus kimseler duymasın ' Duysalar ne olur ? birilerine ayıp mı eder aşk.. Neden aşklarımızdan utanırız.? Neden kaçmak için bahaneleri dağ kadar büyütürüz, korkaklığımızı kapatmak için, neden aşk' a kıyarız.. Yolunuz kaç kez aşktan geçti, ama şöyle utanmadan saklanmadan.Yürekli cesur kaç aşkta donkişottunuz, rüzgarlarla boğuşacak.. Yada hangi aşkınızı unuttunuz, 'Hiç birini ' gibi bir söz duyuyorum sanki. Hepsi kendi içinde yaşanası masal olmalıydı, hayaller kurduran. Gözlerini bir kez görebilmek uğruna yaşamınızdan kaç günü feda ederdiniz.Eline bir kez dokunabilmek için nasılda yanardı yanaklarınız. Ya karşılaştığınızda o ayaklar sizin değildi, bahar rüzgarına kapılmış yaprak gibi titrerdiniz..HATIRLASANIZA. Ya dokunduğunda okyanuslarla boğuşmazmıydı bedeniniz. Şimdi portakallar çiçek açmış, şimdi susun ve baharı dinleyin.bırakın kendinizi isterse ıslansın gözleriniz, aşk sırılsıklam olmak değil mi? Bu bahar AŞK' a yazılsın bütün şarkılar.. .................................. aşka aşık olanlara bir bahar akşamından MERHABA.. Güler Ataş MERSİN |
02-04-2007, 11:54 | #2 |
|
Aşk mı?
Her insanda hoşlanma beğenme olur buna hayır diyen çıkmaz heralde.Kadınlar gerçekten sever diye düşünüyorum ama erkekler bu konuda kadınlar kadar hassas değiller mi ne?Aşkın tadı tuzu kalmadı diyorlar nasıl oluyorsa bilmiyorum.Aşk evet başkadır diyorum ama yaşamadan bilmiş rolüne bürünenlerdenimSevgi aşk güzel ama yaşamayanlarda var inanmayanlar da çok.Aşk bir kez olmaz mı çokça yaşanabilir mi ki?Anlamadım ama....
|
02-04-2007, 20:40 | #3 |
|
sevgili yağmur damlası, hoş sorular sormuşsunuz..aşk elbette birkez olmaz.ama aşkı inkar edenlerin çaresizlikten ettiğine inanıyorum..doğanın en güzel duygusu diye düşünüyorum..ve aşık değilsenizde aşka aşık olmayı deneyin göreceksiniz aşk ne kadar hoş bir duygu imiş.ihtimalleri bile aşkla düşünmek yani..
elbette ayağa düşen bir duygu halini aldı, o en insanca yanımız dediğimiz aşk.ama hala birilerinin içinde ki kız türk filmi seyrediyorsa, korkmuyorum, umutluyum aşkın varlığına dair. erkekler : sanırım bizim gibi yaşasalardı aşkı. aramızda fark kalmayacaktı..onlarında öğreticisi biz kadınlar değilmiyiz..onlara mübah olan bize günah diye öğretilmedimi? belkide eşitlik anlayışımız bile burada saklı..kısaca işimiz çok, yolumuz uzun, yeter ki sistematik savrulamalara dik durmayı başaralım..her şeye rağmen aşk kazanacak..önce kendimizi sonra birilerini sevmeyi öğrenerek başlamak gerek.. te şekkürlerimiyolladım, sevgiler. |
02-04-2007, 20:51 | #4 |
|
Portakallar cicek acti mi gercekten... Mis gibi kokuyorlardir simdi... Hele bir de sahil kenarinda bir bahceyse, Akdenizin kokusu ile portakal ciceklerinin kokusunun, yine deniz dalgasi muziginde dansi...
Bir cok kez asik oldum. Ama sanirim gercekten de ilk ask hep bir baska oluyor.. Benim ilk askim, Mersin askim... Asla dinmeyecek, dusundukce huzur veren bir ask benimkisi... Gozlerimi kapiyorum, ilk paragraftaki yerde oturup askimi dinliyorum... Tesekkurler! |
02-04-2007, 20:56 | #5 |
|
sevgili ahu, mersinde çok yeniyim..ve çok sevdim burayı.evet portakallar çiçek açtı ve ben o kokuya aşığım.olması gereken yere taşıyor insanı..ayağını yerden kesiyor, ister istemez aklına baharlar ve aşk düşüyor..
yarın sizin ilk aşkınıza yeni bir mersinli olarak, sizin yerinize günaydın diyeceğim hemde portakal çiçeklerini koklarken.. teşekkürlerimi yolluyorum ve portakal çiçeklerinin esintisini saldım..şimdi dinleyin okokuyu duyacaksınız.. |
02-04-2007, 21:06 | #6 |
|
Mersin sizi kucaklamistir zaten, ama bir defa da ben size "Mersin'e hosgeldiniz' diyorum...
Esintiyi aldim, gozlerimi kapatip icime cektim... Akdeniz'i hayal ettim, sesini de duydum...O da beni ozlemis midir ki... Mersin'ime, portakal agaclarina, Akdeniz'e benden selamlar... Soyleyin onlara, yerlerine hicbir yeri koyamadim... Sevgilerimle... |
02-04-2007, 21:39 | #7 |
|
Kaç kez aşık oldun sorusu ile sigarayı bırakmak kolay mı sorusu bana aynı şeyi çağrıştırıyor.
Sigarayı bırakmak çok kolay çünkü. Ben 27 kere bıraktım. Eğer bunlar sigarayı bırakmak sayılıyorsa, insan da 127 kere aşık olabilir galiba |
02-04-2007, 22:45 | #8 |
|
size katılıyorum sevgili ragıp..aşk sevgiye dönüşmemiş soyut bir kavram defalarca duyulabilir..
ama eskisi gitmeden yenisi zorgelir be arkadaş..dünya da bazı duygular değer kaybederken, biz hala o eski aşkları yaşatmaya çalışıyoruz..aşkın teorisi yok ne yazık ki..belkide iyi ki yok.. yolunuz aşktan geçsin, solunuzda kıpırtı devam ettiği sürece.. |
02-04-2007, 22:48 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
işte bu yazıyı şimdi daha çok sevdim..en azından bir dostun özlemine ses oldu..söz, sabah yolda gördüğüm tüm portakal ağaçlarına sizden bir damla sevgi bırakıp öyle yürüyeceğim.
|
03-04-2007, 13:13 | #10 |
|
aşkkkkk....
Uçurumun kenardından semaya bakmak kadar heyecanlı aşk ama bir sigara dumanı gibi de kaybolup gidiyor değer vermeyen insanların elinde bence de aşk aşık olalım....
|
06-04-2007, 23:41 | #11 |
|
Aşk;bize ait birşeylerin ortaya çıkması için vakit kazanmak değilmidir birazda..Ne kadar ortaya çıkmak isteyen tarafımız varsa belki o kadar aşık olmak ihtiyacı duyacağız...Ve yeni tarafımızla ortaya çıkabilmek için o ilk dengeyi kaybettirmeye yardım eder aşk.Kurulmuş dengeler bozmak istemez düzeneği..Belki O yüzden devrimcidir aşk...O yüzden acı verici..O yüzden sarsıcı.. Ve o yüzden hep merak ederiz içimizden çıkıp gelecek o yeniyi..O yüzden ne pahasına olursa olsun hep aşık olmayı özleriz..O yüzden sevgiye yaslanır aşkı düşleriz belki....Yani belki!
|
06-04-2007, 23:48 | #12 |
|
Dengeyi korumak isteyen tarafımızla,o alıp başını gitmek isteyen yanımız ( dışa gibi görünen ve aslında içe olan yolculuk ) arasındaki çekişme değil mi aşk?Bizi dıştan belirleyen tüm kurallara isyan,oluşmuş kendimize rağmen kendimizden yeniden doğmak...O halde yolumuz aşktan geçtikçe yeniyi bulacağız,keşfedeceğiz, keşfettiklerimizle çocuklar gibi şenlenerek büyüyeceğiz..!
|
07-04-2007, 10:07 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili zeynep,aşk dediğiniz gibi devrimci, her kaybettiği kalede kendine yeni kaleler örebilecek kadarda dirençli.
aşk yenilenmek, aşk asla deneyim kabul etmez, acemi bir çocuk oluruz giydiğimizde..hep bayram çocuğu heyecanı duyarız..ve düşünürümü, ' nerde eski bayramlar ' deyişimizi.. aşk her mevsim bayram gibi çalar kapımızı.. asıl vurguyu siz yapmışsınız' AŞK DEVRİMCİDİR ' Sağolasın...yolun hep aşkta kalsın.
|
07-04-2007, 10:09 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
sevgili ahu, sözümü tuttum şimdi masamda bir dal portakal çiçeği var..selamınızı söyleyerek aldım misafir ettim..
sevgiler..
|
09-04-2007, 13:38 | #15 |
|
Aşkı o kadar da övmeyelim derim ben..Çünkü olgunlaşanlar sevgiye dönüşenler oluyor.Yada o bizim sevgi potansiyelimize ekleniyor. Övülmesi gereken işte o sevme yanımız.Sevgiye dönüştüren kimseye bağlanmış olmamız...Yoksa büyüme süreci olan aşk elbette teşvik edilebilir,ancak orada kalmamalı diye eklenerek..O ünlü büyük aşklarımız kendimizi büyütme çabalarımız değilmidir sonuçta! Ve benliğimizi hiçe sayan aşkımızın bizi sarsması, egomuzun kendiyle kavgaya sokulması sonucu değil midir o aşka büyük denilmesi ? Aşk için girdiğimiz çabalar kişiliğimizin eksi-artı sınırları için gerekli belkide.O kadar...Hiç bir maşuk kendine pay biçmesin bundan..O hak ettiğinden değildir..aşığının ona atfettikleridir aslolan..Ve o atfetmekten vazgeçtiği an Maşuk HİÇBİRŞEYDİR...
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Mortgage yasası Meclis'ten geçti | Seyda | Hukuk Haberleri | 0 | 21-02-2007 22:58 |
Vakıflar yasa tasarısı komisyondan geçti | ISIL YILMAZ | Hukuk Haberleri | 0 | 03-10-2006 08:22 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |