Yİne Avukata Saldiri

Aksaray Barosu avukatlarından Kamil Sezgin, haciz görevi esnasında saldırıya uğramıştır. Türkiye Barolar Birliği olarak saldırıyı nefretle kınıyor, meslektaşımıza ve ailesine geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.( TBB SİTESİNDEN ALINTIDIR.)

2007 yılı mesleğe ve meslektaşlara yönelik bir saldırı yılına mı dönüştü?
Öncelikle meslektaşımıza ve hukuk camiasına geçmiş olsun diyorum.
Meslektaşımıza yönelik bu saldırıyı kınamaktan başka bir şey yapamıyoruz. Sıranın bize geleceğini de bilerek bekliyoruz. Artık sözün bittiği noktadayız.

Sevgili meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimi sunarım.
Söz bitmiştir.Ama bu biliyoruz ki bu TBB ile hiçbirşey yapılamaz.

Meslektaşımıza yapılan saldırıyı kınıyor ve geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

Öncelikle meslektaşımıza geçmiş olsun,

Ne can güvenliğimiz var, ne prestijimiz...
Ne haklarımızı alabiliyoruz, ne gerektiği gibi eylemimizi yapabiliyoruz....
Ne kendi aramızda anlaşabiliyoruz, ne de hükümetle...
Ne baromuz var, ne birliğimiz...
Ne sesimiz çıkıyor, ne soluğumuz...
Ne yaşıyoruz, ne ölüyüz...

Böyle bir meslek grubu var mıdır?....

Meslektaşımıza geçmiş olsun diyor,saldırıyı nefretle kınıyorum.Görevi başında saldırıya uğrayan tüm hukukçulara hiçbir ayrım yapılmadan en ağır yaptırımların uygulanması konusunda herkesin çaba sarfetmesi ve bu konuda birlikte hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum.Kuru kuruya kınamaların yeterli olmadığını,barolar birliğinin de istatistik tutar gibi saldırıya uğrayan meslakteşlarımızın listesini yapmaktan öte bir şeyler yapması gerektiğinin altını çiziyorum.Değilse sıra kime gelecek diye bekleyeceğiz.

Büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum....

Geçen hafta Konya 8.Asliye Ceza Mahkemesinde şubat ayında saldırıya uğrayan meslektaşımız Av.Hüseyin Teoman Demirci'nin ilk destek duruşmasına meslektaşları olarak 30 an fzla avukat katıldı.Savcı,davaya müdahil olarak katılan Konya Baro başkanlığının katılma talebinin reddine sanığın tutukluluk halinin devamına ilişkin kamu adına iddia ve talepte bulunurken yargılama neticesinde hakim sanığın tutuksuz olarak yargılanmasına,ehliyetinin kaleme teslimine,belirlenen saatlerde karakola gidip imza atmasına,yurtdışına çıkış yasağının konulmasına ve davanın ileri bir tarihte duruşma salonun yetersiz kalmasından dolayı ağır ceza mah.duruşma salonlarında görülmesine karar verdi.

büyük geçmiş olsun diyorum ve açıkcası okulu bitirince avukat olmaktan korkuyorum.ben dayak yemek için mi okuyorum yani..

Çok Çok GeÇmİŞ Olsun MeslektaŞimiza.en Yakinimdakİ MeslekdaŞim Da BÖyle ÜzÜcÜ Bİr Olay YaŞadi Çok İyİ Anliyorum.acaba Ne Zaman Son Olucak Merak Edİyorum.Çok İlkel!

Ankara Barosu avukatlarından Av.Barış Elçi haciz sırasında saldırıya uğramış.Kınıyorum diyeceğim ama bu bana kanıksamayı çağrıştırıyor artık.Bu saldırılar avukatlık mesleğine bakış açısının,insanlarımızı artık cinnet noktasına getiren sosyal adaletsizliğin bir ürünüdür.Yoksulluk diz boyu,cehalet diz boyu.Bu toplumdan artık ne bekleyebiliriz ki.Saldırıyı gerçekleştirenleri(bu saldırıları kanıksamadan) gerçekten kınıyor,meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

Saldırıyı nefretle kınıyor, sn.Kamil Sezgin' e acil şifalar diliyorum.

Alıntı: Yazan yaren Ankara Barosu avukatlarından Av.Barış Elçi haciz sırasında saldırıya uğramış.

Sn.Barış Elçi 'ye de geçmiş olsun diyor ve saldırıyı kınıyorum.

Sevgili meslektaşlarım,
Hep buralardan okur, okudukça da üzülür, fakat bir gün benim de başıma geleceğini öngörürdüm.
O gün bugünmüş meğer.
Bugün İstanbul Bağcılarda borçlu şahsın Cafe'sine gittiğimizde, Cafe’nin içinde müşteriler oldugunu görüp düşünceli bir insan olarak icra memuru bayana dosyayı gizlemesini, borçlu da olsa esnaflık yapan kişi için olumsuz bi görüntü olmamasını istedim.
İçeri girdiğimizde bizi müşterilerin oturdugu masalara oturtup çay ikram eden görevli cafeyi işleten borçlu bayanın olmadıgını söyledi.daha sonra elinde tesbih salayıp yanımıza gelen şahsın herşeyi kadın üzerine yapıp orayı işleten şahıs oldugunu anladık..Velhasıl güzel bir dille durumu anlatırken, dosyaya itiraz ettiklerini söylediler, fakat süre geçmiş olmasına rağmen dosyada böyle bir itiraz mevcut değildi. Şahsa zaten muhafaza yapmayıp sadece prosedür gereği yazarak haciz işlemi yapıp gideceğimizi anlatırken. Bu şahsın abisi oldugunu öğrendiğim..çok afedersiniz bir ..yı cafenin girişinden yanımıza gelene kadar..
"" Nerde ulan a........ç...ğu.. avukat . .sen kimsin lan o şe....siz benim işyerime gelip haciz yapacakmışsın “ deyip kravatıma ve boğazıma yapışarak üzerime saldırdı.. Araya girenlere rağmen sinkaflı küfürlerine devam etti bu sırada allahtan yüzüme değil ama bacaklarıma darbeler aldım.
Bu olay ve küfürler umuma açık ortamda alenen yapılıyor. 155 i aramaya başlayınca bunu yapan adam kaçtı tabi..Akabinde 155’i arayıp şikayet etmeyeyim diye bu 30lu yaşlardaki kardeşi bana çok dil döktü…Ama yanlış anlaşılmasın sanmayın ki iyiniyetinden bana “elini ayağını öpeyim şikayetçi olma” diyor ama bir yandan da avukat dövmek hususunda ""bizim yapmadığımız şey değil" adam ol..efendi ol” gibi tehdit etmekten de geri kalmıyordu..
Ve tüm bunlar olurken maalesef Haciz arabasının şoförü de onlar gibi, şikayete gerek olmadıgını, polisi aramayarak tüm bunları; yani kişiliğime, vücüt bütünlüğüme, mesleğimin onur ve şerefine, benim şahsımda tüm avukatlara karşı yapılan bu saldırı ve hakaretleri sineye çekmemi telkin etmeye çalışması gerçekten içimi burktu. Olay her ne kadar gözleri önünde olmasına rağmen, biz olayı gördük tanık oluruz ama küfürleri duymadık diyebildiler.. Hadi varsın, kargaşa sırasında heyecandan duymamış olsunlar...Ama ne anam kaldı ne avradım kaldı..Hepsi bu satırları yazarken bile kulağımda çınlamaya devam ediyor.
Tabi benim de her meslektaşım gibi uğraşacak bir sürü işim vardı. Fakat artık en önemli işim buydu.
Sadece ve sadece görevini yapan ve gayet kibar davranan bir avukat.
ve karşısında umuma açık yerde bağıra bağıra söven ve saldıran bir insan müsveddesi. Bu onun yanına kar kalmamalıydı, aksi halde ertesi gün gerine gerine [FONT='Verdana','sans-serif']" ben işyerimi gelen avukatı bile dövdüm, etmediğim laf kalmadı ama bana hiç bi şey yapamadı, bundan sonra bana hiçbir şey olmaz deyip" cesaretlenmesini istemedim.[/font]
Burnu sürtsün ve yargılama makamının ana erklerinden, savunma makamının temsilcisi avukatın T.C kanunları önünde değerini anlasın istedim.(Umarım anlayacak).. Polis çağırdım, haciz tutanağına olayı da yazdırdım, karakola gittim, darp raporumu aldım, ifademi verdim. Fakat kaçan şahıs ile ilgili hala bir araştırma başlamamıştı..Karmaşık bir ruh haliyle evime döndüm ve soğuk bir duş aldım. Düşünüyorum..gencim..yıllarca okudum..evlilik planları yapıyorum.. hayatımı belli bir aşamaya getirdim...ama o şahsın elinde herhangi bir silah olsa ve o an bunu kullansa..tüm bunlar artık bir yoktan ibaret olacak..bu satırlar buraya dahi erişemeyecekti... Umarım bu gece rüyamda dahi olsa tanıdık tanımadık meslektaşlarımın ve baromun arkamda olduğunu göreceğim...09/11/2009 Av. Bilal GÖK

Sn. Av.Bilal;

Öncelikle geçmiş olsun diyorum.

Yaşadığınız olayı anlatırken duyduğum kızgınlığı anlatmaya kelimeler yetersiz kalır.

Bu konuları tartışırken bazı meslektaşlarımızın (saldırıları kanıksamış bir şekilde) haciz mahallinde bu tür şeylerin olabileceği ve abartılmaması gerektiği yönündeki mesajlarını da okuyoruz maalesef.

Olayı anlatış biçiminiz bile o an orada nasıl bir tavır takındığınızı gösteriyor. Yani sizin "kışkırtıcı" davranışlarınız sonucu böyle bir olayın gerçekleşmediği anlaşılabiliyor.

Fakat üzüldüğüm bir nokta da yine sizin de belirttiğiniz gibi "duyarsızlık"! Almanya'da bir papazın can pahasına öğrendiği gerçeği öğrenebilmek için daha kaç can vermek gerekecek:

“Naziler önce komünistleri aldılar. Ben komünist değildim ve ses çıkarmadım. Sonra sendikacıları götürdüler. Ben sendikacı da değildim, sesimi çıkarmadım.
Daha sonra Yahudilere sıra geldi. Ben Yahudi de değildim, sustum. Bir gün beni almaya geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.. ."

Sizi, şikayetçi olmamanız konusunda telkin etmeye çalışan taksici de umarım bunu acı bir tecrübeyle öğrenmez...

Avukatların can güvenliği konusunda Barolar Birliği (taziye ve geçmiş olsun mesajları yayınlamak dışında) ne yapıyor bilen var mı?

Tekrar geçmiş olsun, saygılar...

Sorunları kaba kuvvetle çözmeye çalışmak, yetişme tarzımızdan, kültürümüzden ve en nihayetinde eğitimsizliğimizden kaynaklanan bir çözüm biçimi.

Olayın mağduru meslektaşımızın acısını hafifletmek için bu sözlerin yetersiz kalacağı bilinciyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum..

Sayın Özgür Karabulut, Sayın Zeynel,
iyi dilekleriniz için teşekkür ediyorum. Bu düzen değişmeli ama nasıl...