Kaldığınız en iyi otel/tatil tesisi (tatil köyü, pansiyon vs.)

Bu gezi ve tatil forumu niye üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi? Çok mu çalışıyoruz, tatil ve gezi için hiç mi zaman yok? Biraz canlanalım yaz geliyor!

Kaldığımız en iyi otel ve tatil tesisini (tatil köyü, pansiyon vs.) bu konu içinde paylaşalım mı? İsim vermek serbest, reklam yasak değil. (Tabii otel sizinse ayrı!)

Sadece isim de vermeyelim, nerede, hangi özelliklerini beğendik, nasıl bir tesis, neden diğerlerinden farklı, fiyatları nasıl, onları da paylaşalım ki, birkaç ay sonra tatil planı yapan meslektaşlar yorumlardan da faydalansın.

Evet, "yanıtlayın" tuşu basmanız için sizi bekliyor!

Tatile gidesim geldi, bu başlığı görünce

Belli bir pansiyon/otel adı vermeyeceğim, ama tatil için gidilebilecek en güzel yerlerden birinin Eski Foça olduğunu düşünürüm. 7-8 yıl düzenli olarak tatillerimi orada geçirmişliğim var, son yıllarda doğru dürüst tatile çıkamıyorum, bu nedenle gidemedim Eski Foça'ya ama, oranın yerlisi arkadaşlarımdan haberlerini alıyorum bu güzel kasabanın.

Nesi güzel, peki?

Aslında tatil anlayışı ile çok ilgili bu soruya verilecek cevap. Ben tatillerimi yalnız geçirmeyi severim. Bu nedenle hem tek başıma olacağım hem de insan yüzü göreceğim canlılığı taşıyan yerler tercih sebebidir. Eski Foça, bana tam da böyle gelir. Yalnız başınıza çok rahat gezer, denize girer, yer , içer ve dinlenirsiniz. Canınız insan yüzü görmek isterse, Mehmet'in Yeri'ne gider çay, kahve içer, son derece dost canlısı ve konuşkan Foçalılar ve ister istemez bu havaya uyum sağlayan yerli - yabanı turistler ( dışarlıklılar ) ile sohbet edersiniz. Üç gün üst üste gidin ahbabınız bile olur, akşam sizi eve yemeğe bile çağırırlar

Kasabanın içinden denize rahatça girersiniz, girişken ve sohbeti seven biriyseniz, küçük denize yanaşan balıkçılarla samimiyeti ilerletip onların özel usulde yaptığı karidesleri tatma imkanınız bile olur. denizi çivi gibi soğuktur, suya girdiğinizde kendinize gelirsiniz. Kumsalı yoktur, ama su, temizliğini çakıl taşlarına borçludur, zaten.

Rivayete göre, Foça'nın nerede olduğu bilinmez bir kara taşı vardır ve Foça'ya giden kişi o taşa ayak basarsa bir daha başka yere gitmek istemez, döner dolaşır Foça'yı mesken edinir.

Bugüne kadar gitmemiş, görmemişleriniz varsa, gidin derim. Seversiniz.

Deniz kıyısında su içmek için hiçbir yer yok, yüzmekten yorulup birşeyler
atıştırmak istediğinizde de..Bunlar için yaklaşık 15 dk geri yürümeniz gerekiyor.
Plajı taşlı ve güneşlenmek işkence olabiliyor..Ayrıca plajın bitişiğindeki tepe, belli bir saatten sonra havlunuzun olduğu yerin tamamen gölge ile
kaplanmasına neden oluyor. Bunlar benim gördüğüm olumsuzluklar..

Ancak gerçekten huzuru bulmak ve dinlenmek isteyenler,güneşlenmek çok da önemli değil , ayrıca suyumu da yemeğimi de çantamda taşırım diyenler için
Olympos bir cennet..

Kekova adası etrafında yapılan tekne turlarının tadı da hiçbir şeyde yok

Eğer yolunuz oraya düşerse size Türkmen Pansiyonda kalmanızı öneririm..Konaklamak için 2 tip seçeneği var.Biri çok doğal,ağacın tepesinde küçük kulübeler..Diğeri içinde lavabo ve banyosu olan yine ağaçtan ama daha modern..Ailenizle de arkadaşlarınızla da rahatlıkla gidebileceğiniz biryer..Çalışanları ve sahibi güleryüzlü, kalanlar genelde turistler..Ağaç evlerin altında çok güzel bir kahvaltı ile güne başlıyorsunuz. Akşam yemeleri de çok lezzetli, genelde zeytinyağlılar tercih ediliyor..Tv.dan tamamen uzaksınız.

Gece eğlencesine gelirsek; çok yakınıda 3 tane bar var. Zaten tatilde de gece eğlencelerinden pek hoşlanmam ama orda özellikle gitmeme sebebim mekan adlarıydı İsimlerinden de hoşlanmayıp gitmediğim bu yerlerin dolup taştığını biliyorum Orange Bar, Ahır Bar ve Öküz Bar 5 gün kalabildiğim Olimpos'da dönerken kendimi inanılmaz dinlenmiş ve hafif hissettim. Ama rengimin değişmemesi sebebiyle biraz üzülmüştüm Umarım bu sene yaz tatili hepimiz için çok keyifli geçer...

Şimdiden herkese iyi tatiller!!!

Tatil deyince aklima nedense hep Marmaris gelir. Denize ve dogaya asik biri olarak, yesil daglarin ufkun bir kismini olusturdugu Marmaris'te, Marmaris Park Tatil Koyu'nu tavsiye ederim: http://www.marmarispark.com/otel.html

Isterseniz kalabaliga karisip animasyonlar, cesitli eglenceler ile eglenebilir, isterseniz de denizin kiyisinda kitabinizi alip kafanizi dinleyebilir, ya da yine deniz kiyisindaki masalarda oturup birlikte gittiginiz kisilerle sakin bir sohbetin keyfini cikartabilirsiniz. Icmeler'e cok yakin oldugundan(yurume mesafesindeydi) , bir aksam ustu, eger uzaklasabilirseniz tatil koyunden cikip Icmeleri de gezebilirsiniz.

Ama beni en cok ceken yani neydi biliyor musunuz? DENIZE KURULMUS SU KAYDIRAGI! Normalde bende balik ve yosun fobisi oldugundan, yosunsuz ve cok fazla balik tacizinin olmadigi bizim Akdeniz harici denize girmemeyi tercih ederim(hani tatilde denize girmesem de olur -mersinli olmak baska canim ) ama tum kaydiraklardan farkli olarak burdakinin denize dokulmesi, normal klorlu havuza dusmek yerine, denizin dogalliginin icine dalmak, inanilmaz bir tat! Ne yazik ki donecegimiz gunden bir gun once kesfetmistim(soyluyorum ki, giderseniz once onu arayin, cunku cok goz onunde bir yerde degil) ama o gun diger tum planlarimi iptal etmistim diyebilirim.

Yine Marmaris'e gidecek olursam, tatilimi riske atmak yerine, tekrar gozum kapali Marmaris Park'a giderim. Fiyatlari cok ucuk degildi, su an kapanmis olan bir turizm sirketi araciligi ile gitmistik ve ayrica o turun calisanlari devamli otelde bizimle ilgilendi, hatta Barlar Sokagi, tekne turu dahi ayri aktiviteler de duzenlemisti. Ama bunun icin ayri bir ucret odememistik, yani sadece o tur araciligiyla rezervasyon yaptirmistik.


Tavsiye ederim efendim. (Eger Marmaris Park'tan bu mesaji okuyan varsa, indirim isterim artik ona gore )

Birkaç yıl önce Marmaris Park'da kalmıştım. Genel olarak memnun kaldık ancak sevdiğimiz/sevmediğimiz yanları da vardı, ben de onları söyleyeyim:
* Odaları 5 yıldızlı bir otel için çok bakımsız ve konforsuzdu (yenilendiyse bilmiyorum)
* Kum plajı olmaması, betondan ve merdivenle denize girilmesi bana göre değil.
* O su kaydırağını sadece günün belli saatleri çalıştırıyorlar.
* Dışarda yemek yemek arı taaruzu nedeniyle pek bir güç (otelin problemi değil, içmeler bölgesinin problemi.)
* Açıkbüfesi çeşitlilik ve tat olarak mükemmeldi. Kaldığım oteller arasında yemekleri en iyi olanlarda biri diyebilirim.
* Herşey dahil denmesine rağmen snack ikramları çok kısıtlı ve çoğu saatliydi. Mesela biz otele 14.30 gibi "aç" giriş yaptık ve 17'ye kadar yiyecek birşey bulamadık.

Eğer aile ortamında huzurlu bir tatil geçirmek istiyorsanız tavsiyem Didim Akbük Koyundaki bir tatil koyudur. Muhafazakar tavırlarıyla tanınan bir tatil köyünün sol tarafında yer alan bir tatil köyü.Aile ortamından kastettiğim Didim Altınkum'un gürültüsünden uzak; sakin ve gerçekten dinlenebileeğiniz bir yer demektir.Yemeklerini kesinlikle tavsiye ederim.10 küsür metre uzanan açık büfesi; her gece taze balık ve et yemekleriyle de gerçekten kilo almadan gelmeniz çok zor. Animasyon açısından çok zengin olmasa da sizi eğlendirebilecek kapasiteye sahip.Alkollü Bar gece 24'ten sonra kapanıyor. Civarda gidecek bar yada disco fazla olmadığından geceniz en geç saat 1de bitecektir.

Snack ikramlarına gelince o konu gerçekten kusursuz.Sabah kahvaltısından sonra başlayan ve gece 11 e kadar süren sınırsız snack imkanı var.Pide, salata çeşitleri mantı ve gece çorbası vs.

Ayrıca havuz oyunlarında başarılıysanız kalacağınız zaman boyunca havuz oyunlarında kahraman ilan edileceksiniz.

Dediğim gibi kafa dinlemek, güzelce yiyip içmek, tertemiz denizden faydalanmak istiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.

Not: Aile için çok uygundur. Gece hayatı olmadığından gençlere tavsiye edilmez. Gençseniz ve sonu belli olmayan bir tatil geçirmek istiyorsanız alın çantanızı ve otostopa çıkın. Bu sene öyle yapacağım. =)

kuşadasına gitmiş olanlar bilirler .ben adakule diyeceğim.kalite ve müşteri odaklı hizmet anlayışları var.kalan müşteriler de gerçekten de hoş ve sevimli insanlar.ee ben orada olduğuma göre aksi düşünülemezkısacası tavsiye edilir diyorum ama şunu da ekliyorum havuzda vakit geçirmeyi seven biriyseniz kapalı havuzu biraz küçük söylemedi demeyin.sevgiler.

Alıntı: Yazan Admin Birkaç yıl önce Marmaris Park'da kalmıştım. Genel olarak memnun kaldık ancak sevdiğimiz/sevmediğimiz yanları da vardı, ben de onları söyleyeyim: * Odaları 5 yıldızlı bir otel için çok bakımsız ve konforsuzdu (yenilendiyse bilmiyorum) * Kum plajı olmaması, betondan ve merdivenle denize girilmesi bana göre değil. * O su kaydırağını sadece günün belli saatleri çalıştırıyorlar. * Dışarda yemek yemek arı taaruzu nedeniyle pek bir güç (otelin problemi değil, içmeler bölgesinin problemi.) * Açıkbüfesi çeşitlilik ve tat olarak mükemmeldi. Kaldığım oteller arasında yemekleri en iyi olanlarda biri diyebilirim. * Herşey dahil denmesine rağmen snack ikramları çok kısıtlı ve çoğu saatliydi. Mesela biz otele 14.30 gibi "aç" giriş yaptık ve 17'ye kadar yiyecek birşey bulamadık.

Sevdiğiniz yönlerini yazmasanız da olur.

Saygılarımla

Alıntı: Odaları 5 yıldızlı bir otel için çok bakımsız ve konforsuzdu (yenilendiyse bilmiyorum) * Kum plajı olmaması, betondan ve merdivenle denize girilmesi bana göre değil. * O su kaydırağını sadece günün belli saatleri çalıştırıyorlar. * Dışarda yemek yemek arı taaruzu nedeniyle pek bir güç (otelin problemi değil, içmeler bölgesinin problemi.) * Açıkbüfesi çeşitlilik ve tat olarak mükemmeldi. Kaldığım oteller arasında yemekleri en iyi olanlarda biri diyebilirim. * Herşey dahil denmesine rağmen snack ikramları çok kısıtlı ve çoğu saatliydi. Mesela biz otele 14.30 gibi "aç" giriş yaptık ve 17'ye kadar yiyecek birşey bulamadık.

-Odalar konusunda, yorgun bir sekilde sadece uyumaya ciktigimdan acikcasi pek hatirlamiyorum. Ama olumsuz bir sey olmus olsa hatirlardim diye dusunuyorum.
-Valla ben son gun kesfettigim icin, beni artik zor kullanarak o kaydiraktan cektiler-saat olayini farketmedim bile, ya denk gelmedi ya da ben gittigimde oyle saat ayarlamasi yoktu, bilmiyorum.
-Ari konusunda ben de muzdariptim, hatta 'takan' arilar da oldugundan en korkunc anlari o zamanlarda yasadim diyebilirim.
-Yemeklere katiliyorum. Herseyden once goze hitap ediyorlardi.
-Cok garip, ben de snack olayini cok begenmistim. Saatliydi, dogru ama iki yemek molasi arasi en fazla yarim saatti ve gercekten lezzet ve kalite konusunda superlerdi. Gecenin 1'inde corba ictigimizi bile hatirliyorum. Ben 2003 yazinda gittim, eger siz farkli bir zamanda gittiyseniz kesin degismis diyecegim. Umarim benden once gitmissinizdir de, olumsuz degisiklik olmamistir...
Yine de dedigim gibi, Marmaris'e gidersem tatil icin, hic riske girmem.

Marmaris'ten başlayan ve bakir koyları dolaştığımız mavi turu ailece çok sevdik. Bu yıl da başka koyları dolaşmak üzere yine mavi tura çıkmak tatil planımız. Artık hiç kimse beni otellerde tutamaz.
Bundan sonra hangi otele değil, hangi koylara gideceğimizi planlıyoruz Hürriyet kaptanla.

Ben Mersin Kızkalesini önereceğim. Her türlü tatil yapmanız mümkün. Seçeneği bol. Kenar kısımlarda sakin sessiz apart oteller. İsterseniz cıvıl cıvıl animasyonlu oteller. İsterseniz Anayola çıkarak dolmuşla diğer tatil köylerine gidebilirsiniz. Deniz genelde temiz ve çok sığ. Her türlü yemek seçeneği var. Yörük çadırlarında yapılan sıkmadan, yaprak dolması, mantıdan kalamara kadar her damak zevkine hitap ediliyor. İsterseniz malzemeyi alıp otellerin mutfağında yapın.

Ev kiralamız dahi mümkün.

Ancak herne yaparsanız yapın birkaç ay sonrası için bugünlerde harekete geçmeniz gerekli. Şahsen ben bugüne kadar planlı tatile çıkamadım, her zaman valizimi kaptığım gibi gittiğim yerlerde boş oda aramak zorunda kaldım.

Birkaç otel adı vermek isterdim ama reklam yasağına girer.

Dalyan- Happy Caretta
Fethiye-Paradise Garden

Bu iki otel de butik oteller sınıfından.
*Happy Caretta; Dalyan Nehri'nin kenarında küçücük,sevimli ve samimi bir mekan. Küçük bir bahçesi var, huzur dolu! Nehrin kenarında olduğu için istediğiniz her an nehre girebilirsiniz. Tatlı su olduğu için dibe çekiyor aman dikkat! Hayatımda ilk defa bir nehre girdim ve çok keyifli idi. Denize girmekten çok daha farklı bir deneyim. Otelin bulunduğu kara parçası karşıdaki kara parçasından nehir ile ayrılıyor ve karşıda kral mezarlıkları var. Gece olduğunda ve ışıklandırıldığında hüzünlü bir havası oluyor.(Ya da bana öyle geldi) Otelde yemek biraz pahalı idi ancak Dalyan'ın içine yürüyerek gidebilecek mesafede olduğunuzdan Dalyan'ın içerisinde yemek için pek çok seçeneğiniz mevcut. Nehirdeki kanallardan tekne yolculuğu ile İztuzu Plajı'na ulaşabiliyorsunuz.Happy Caretta Otel kafa dinlemek için ideal bir yer! Ben Dalyan'ı da çok beğendim.

*Paradise Garden; Hayatımda gittiğim en güzel oteldi sanırım. İşletmecileri inanılmaz cana yakın ve güleryüzlü. Bildiğim kadarıyla Türkiye'de en güzel bahçeye sahip butik otel. Bahçesi dünya çapında da ünlü. Aslında oraya bahçe demek de ne kadar doğru bilemiyorum çünkü ormandan bir bahçe Otelin manzarası Ölü Deniz ve yeşil... Ölü Deniz'e(Blue Lagoon) tepeden bakarak akşam yemeği yiyorsunuz. Otel bahçesinde(!) saatler süren yürüyüşlere çıkabilirsiniz, alabildiğine geniş bir arazi. Butik otel olması sebebiyle çok da sakin. Özellikle turistler burada düğün yapmayı çok seviyormuş. Hatta yurt dışından düğün için buraya gelindiğine şahit oldum! Otel biraz tepede olduğundan yürüyerek Ölü Deniz'e gidemiyorsunuz. Fakat sürekli dolmuşlar geçiyor bu açıdan arabası olmayanlar için de sorun yok!Dolmuşla kısa bir yolculuktan sonra denize girebilirsiniz. Otelde 3 adet havuz da mevcut. Bilmiyorum ben gerçekten çok beğenmiştim! Hatta şu anda orada olmayı çok istedim.

Ben bu iki oteli de Nişanyanların küçük oteller kitabından bulup gittim.
Sizlere de tatil planlarınızı yapmadan önce inceleyebileceğiniz bir internet sitesi adresi vermek isterim(yine Nişanyanların...); www.nisanyan.net

Sayın Meslektaşım,

Alıntı: Yazan osmaniye Birkaç otel adı vermek isterdim ama reklam yasağına girer.

Nasıl bir yasak var benim bilmediğim?

Aslında bu konuyu zaten otel ismi verip tavsiye etmek için açtık. Dolayısıyla verilecek cevaplarda tatil yerinden ziyade, memnun kaldığımız otellerin tanıtımını hedefliyoruz. O nedenle lütfen otel ismi veriniz. Ancak sadece otelin ismini vermekle de yetinmeyiniz, neden o otelden memnun kaldınız, hangi özelliklerini beğendiniz, hangilerini beğenmediniz onları da belirtiniz ki daha iyi bir fikir edinelim.

Alıntı: *Paradise Garden; Hayatımda gittiğim en güzel oteldi sanırım.

İnanamıyorum ama aynı oteli ben de yazacaktım! Hakkımı baki tutuyorum ve bir yaz orada görüşmek üzere diyorum.

Bence tatil için an ideal yer olimpos çıralı.çok sakin denizi olan küçük bir köy tarzında.sabahları kocaman karetta karettaların kıyıya geldiğini görebilirsiniz.geceleri ise minik yavrularını deniz koşuşunu.huzur verici dinlenmek için çok ideal.olimpos kadar hareketli ve kalabalık değil.bence herkes görmeli.

Alıntı: Yazan Admin İnanamıyorum ama aynı oteli ben de yazacaktım! Hakkımı baki tutuyorum ve bir yaz orada görüşmek üzere diyorum.

Orayı beğenmemek mümkün değil gerçekten Hakkınızı baki tutmuşsunuz bence de Paradise Garden'ı bir de siz anlatın çünkü ben hakkını vererek anlatamadım. Umarım bir yaz orada görüşürüz, ne kadar güzel bir karşılaşma olur Yoksa bir THS organizasyonunu da orada mı yapsak

Benim Paradise Garden yorumlarım şöyle (hem olumlu/hem olumsuz yanlarıyla):

* 3-4 yıldızlı bir oteldir sanırım ancak daha yüksek standartlara sahip. Klasik ve oldukça şık bir butik otel.

* Çok büyük ve güzel bir bahçe içinde kurulmuş, otel ise küçücük (20-25 oda). Dolayısıyla etraf hep sessiz, sakin ve huzurlu. Bahçe (orman?) o kadar büyük ki içinde küçük bir hayvanat bahçesi dahi var.

* 25 oda (50 kişilik) bir otel olarak 3 havuzu var.

* Yemeklerini (tat olarak) hiç beğenmemiştim yalnız. Restaurant'ının manzarası harika ama mutfağı bana hitap etmedi. Açıkçası akşam yemeklerini biz dışarda yerdik.

* Eğlence ve hareket sevenlere göre bir otel değil. Sessizlik ve sukunet arayanlara hitap eden bir otel. Aynı nedenlerle çocuklulara da önermem (gelip sukuneti bozmasınlar!)

* Bildiğim kadarıyla turlarla çalışmıyorlar. Yani gazete ilanlarında veya tur broşürlerinde görmek mümkün değil. Bilenler rezarvasyonla gidiyor. Ancak müşterilerinin çoğu İngiliz.

* Sahibi oldukça konuksever (ancak o sevemediğim yemekleri zorla ikram edip, yedirmeye çalışmasından hoşlanamadım) , keza personeli de çok iyi.

* Odaları standartlarına göre oldukça konforlu ancak TV fonksiyonel değil. Sadece ATV'yi çekiyor, başka kanal almıyordu!

* Arabayla gidenler için problem yok, 2 dakikada Belcekız (ölüdeniz)'e inebilirler ancak arabasız gidenler için denize (ve heryere) uzaklığı sorun olabilir. Sürekli minibüsler var ama Fethiye sıcağında minibüsle denize gidip gelmek ne kadar iyi bir fikir bilemiyorum.

* Bahçesi, odaları, manzarası harika demiş miydim?

Merhaba,

Bence öncelikle tatil anlayışları farklı insanların (meslek mensuplarının) bulunduğu bir sitede ortak bir tatil anlayışı yakalamak zor.

Ama, KAFA EMEKÇİLERİ olarak eğer tatilde önceliğiniz bedeninizden çok kafanızı dinlemek isterseniz.

Ve tercihiniz herşey dahil,5 yıldızlı yapaylığından bıktıysanız. O zaman aşağıdaki anlayışı bir de kendiniz ve yakınlarınız için değerlendirebilirsiniz.

http://www.nisanyan.net/default.asp

Nereden Çıktı bu Site?

(Küçük Oteller Kitabı'ndan...)
Beş yıldızlı otellerden hoşlanmıyoruz!

Her ikimiz de rehber olarak Anadolu'yu yıllarca dolaştık. Türkiye'deki çok yıldızlı otellerin birçoğunu yakından tanıma fırsatını bulduk. Yöneticileriyle arkadaş olduk, çabalarına tanık olduk, işletme sorunlarını öğrendik. Birçoğunun profesyonelliğini, iyiniyetini takdir ettik. Ama otelleri sevemedik. Tek tip ruhsuz odalardan, bin kişinin aynı anda yemek yediği restoranlardan, birbirinin eşi açık büfelerden, sanayi tipi kahvaltılardan, klor kokulu havuzlardan, bir örnek kesilmiş çimlerden, profesyonel animatörlerden, üniforma giydirilmiş garsonlardan... nefret ettik.
Kendi tatillerimizde daima standart dışı güzellikleri aradık. Kendimizi olağan dışı bir evsahibinin özel misafiri gibi hissettiğimiz yerlerde daha mutlu olduk. Odamızdaki şahane dolabı nereden bulduğunu veya kime yaptırdığını ona sorabilmek istedik. Kahvaltıda ev yapımı bergamot reçelini, bahçede yıllar boyu harcanmış bir sevgi ve emeğin izlerini aradık.
Sevdiğimiz bir pansiyonun arazisinde bir sabah gün doğarken geyiklerin gezdiğini gördük. Bir başkasının şömineli oturma odasında Asteriks'in komple takımını bulduk. Bir üçüncüsünde, fırtınalı bir Şubat gecesi, evsahibi ve kasabanın belediye reisiyle geç saatlere dek iskambil oynadık.
Belki artık eskisi kadar genç olmadığımızdan, kaldığımız yerlerde belli bir konforu hep aradık. Ama konforu amaç haline getirmedik. Yatağı temiz, banyosu sıcak, viskisi buzlu olduğu sürece, yüz yıllık bir köy evinde geçirdiğimiz tatili, klimalı ve room service'li "tatil köylerine" daima tercih ettik.
Bu rehber, bizimle aynı duyguları paylaşan insanlar için hazırlandı.
Turizmin gittikçe kitleselleştiği şu günlerde, bireysel hizmeti ve sıradışı güzellikleri ön plana çıkaran kuruluşları tanıtmak istedik. Türkiye'de bu nitelikte yerlerin sayısının hızla artmakta olduğunu — hatta orta boy bir rehberi dolduracak düzeye eriştiğini — sevinerek tesbit ettik.

Nasıl seçtik?
Seçimlerimizde sübjektif etkenler mutlaka rol oynadı. Bazen güzel bir anı, bazen ev sahibiyle yaptığımız söyleşi, bir oteli kitabımıza alıp almama kararımıza yön verdi. Yine de, belirli objektif ölçülerden çok sapmamaya çalıştık.
Ana düşüncemiz, çağdaş bir çift veya genç ailenin keyifli bir tatil geçirebileceği yerleri seçmek oldu. Daha çok gelip geçici konaklamaya uygun olan yerleri bu nedenle liste dışı bıraktık. Deniz, güzel bir bahçe — en azından sevimli bir avlu — keyifli ortak mekanlar, doğada yürüyüş ve spor imkanı gibi unsurları hesaba kattık.
Seçtiğimiz otellerin büyüklüğüne (daha doğrusu küçüklüğüne) özellikle dikkat ettik. Aradığımız bireysel ilgi ve özeni belirli bir boyutun üzerindeki kuruluşlarda bulamayacağımıza kanaat getirdik. Bundan ötürü, 25 odayı aşan otelleri — çok özel birkaç örnek dışında — bu kılavuza dahil etmedik.
Mimaride ve dekorasyonda özgün, kişilikli bir çizgiyi yansıtan yapılara sıcak baktık. Restore edilmiş eski yapılarda, eskinin ruhuna ve yapı tekniklerine sadakate önem verdik. Sıradan bir betonarme yapıya uyduruk bir cumba eklemekle "S" klasmanı kazanan otellerin birçoğunu bu nedenle elemek zorunluğunu duyduk.
Seçimlerimizde belirli bir konfor ve kalite düzeyini gözettik. Ancak özel birkaç örnekte, daha mütevazı, fakat konum veya yapı veya kişilik itibariyle olağanüstü bulduğumuz işletmelere de yer verdik. Ufak tefek maceraları göze alan okurlarımızın bu tesisleri de tanımaktan mutluluk duyacağına güveniyoruz.
Resmi sınıflandırmaları hiç gözönüne almadık. Bakanlık belgeli otellerin yanında, belediye ruhsatlı — hatta ruhsatsız — işletmelerin bazen aynı ölçüde şık, uygar ve konforlu olabileceğini öğrendik. Otel-motel-pansiyon şeklindeki tanımların da, uygulamada kişi ve zihniyet unsurunun yanında anlamsız kaldığını gördük. Bundan ötürü resmi adı ister otel, ister pansiyon veya tatil köyü olsun, bu kitaba aldığımız tüm kuruluşları "otel" olarak adlandırdık.
Tek bir konuda hiç taviz vermedik: temizlik. Tuvaletleri, mutfağı, odaları ve çevresi temizlik açısından dört dörtlük olmayan hiçbir işletmeye rehberde yer vermedik. Aynı nedenle, burada yer alan hiçbir oteli "temizliğinden" ötürü ayrıca övmeye gerek duymadık.

Bize yazın!
Küçük Oteller Kitabı'nda yer alan tüm bilgileri bizzat ve tekrar tekrar sınadık. Yine de yanlış ve eksiklerimiz olmaması imkansız: onları düzeltmek için okurlarımızın yardımına ihtiyacımız var.
Lütfen deneyimlerinizi bizimle paylaşın. Rehberimizde yer alan kuruluşlara ilişkin olumlu, olumsuz gözlemlerinizi bize iletin. Gözümüzden kaçmış noktaları hatırlatın. Sizin değerli katkılarınızla, ileriki baskılarımız daha tam, daha güvenilir, daha yararlı olacak.
İyi tatiller...

Sevan & Müjde NİŞANYAN

////////
Ayrıca, Öncü bey tanıdığım kadarıyla iyi bir insan Öger turun eski pilotlarından ama yukarıdaki eleştirlere katılıyorum.Ölü Denizden biraz daha Pardise Garden e göre uzak olan aynı bölgede ama kafa dinlemek için önerebileceğim bir yer var. Eski bir rum köyünü, tatil köyüne çevirmişler. http://www.nisanyan.net/otl_view.asp?id=75&brMode=s1
Ocakköy de, İstemeseniz ve gece yatmamış olsanız bile çarşaf ve havlularının çalışan köylü kadınlarca değiştiriliyor. Evinizin balkonu bir başka balkonu görmeyecek tarzda özel hayat korunmuş. Evinizin kapısından çıkarken (eylülde gitmiştik) ağzınızı kaldırdığınızda üzümler ağzınızda kütür kütür. İster kendin pişir kendin ye isterseniz tesisin yiyeceklerinden yararlan. Eda hanımın konukseverliği bize yardımcı olmaya çalışması çok hoşumuza gitmiş idi. Tarih seviyorsanız Likyanın başkenti Santosu mutlaka ziyaret ediniz. İnsanlık, yaşamını, yaşadığı kenti ve ülkesini nasıl ve nelerin uğruna korumaya çalışmış? kitabelerden okurken bile tüyleriniz titriyor.

///////
Olimpos ve Kekova iyi ve güzel de yazın bunaltıcı sıcağında tansiyonunuza dikkat etmelisiniz.
///////
Eğe Marmarise gidip te, SEDİR ADASINDA yüzmeden dönerseniz, yaşamınızda çok güzel bir fırsatı kaçırmışsınız demektir. Sedir adsına giderseniz, Neden Marmarisin kalabalığında ve gürültüsünde boğulacaksınız ki? Ben yıllardan beri Sedir adası yolu üzerindeki Çınar Muğla evlerini tercih ederim. http://www.basoglancinar.com.tr/
Doğanın içinde doğal yiyeceklerle kafa dinlecek bir yer nasıl olurmuş bir görün bakalım. Yalnız pazarlıkla önceden rezervasyon yapınız.

Deniz, kum ve güneşin dışında doğada bir başka alternatif arayanlara önerebileceğim en doğru adres Kaz Dağları ve idea (sarıkız vb.) efsanesi ve yüzlerce tesisin içinde de en güzeli. http://www.nisanyan.net/otl_view.asp?id=29&brMode=s1 İlyada Otel. Çimlerin üzerlerindeki minderlerden gece gökyüzündeki yıldızları seyretmenin zevkine buradan daha iyi varacaksınız. Çevresinde ise keşfedilmeyi bekleyen binlerce güzellik.

//////

Nasıl şimdi tüm bu ve benzerlerini yaşadıktan sonra bedava ve herşey dahil 5 yıldızlı ister misiniz halen?

OLİMPOS bence de süper biryer ; özellikle sezon dışı zamanlarda kışın bile denizine girilebilir, mitolojik ve çok mistik bir yer, insan ruhen ve bedenen kendini yenilenmiş hissediyor yaz-kış her daim favorim nen ce kabe gibi...

Datça'nın bükleri de muhteşemdir, huzur doğaeniz

Sayın ADMİN; Madem reklam yasağı olmadığını yetkiliden duydum. Tamam o zaman.

Kızkalesinin hoşuma giden tarafı her türlü seçeneğin bir arada barınabilmesi idi. Geçen yıl Akdeniz Otel diye küçük bir otelde kaldım. Gürültülü eğlence yerleri sahilde olduğu için sahile yakın otellerde uyuyamıyorsunuz. Oteli bir aile işletiyor. Nevresimlerimi sürekli yanımda taşıdığım için temizdi. Gelenlerin yanlarındaki kıymetli eşyaları otelin kasasına bırakabilmeleri, çok sevdiğim sıcak künefeyi bulabilmem, otelin personelinin müşterilerle seviyeli ama bir o kadar da samimi ilişkileri beni etkiledi. Burada insanların beklentileri de önemli tabii. Benim beklentilerimi ziyadesiyle karşıladı. Otelde kahvaltı dahil günlük oda fiyatı 40.-YTL idi. Odalarda 1 çift bir de tek kişilik yatak var. Bu rakam kalabalık dönemlerde 100.-YTL'ye kadar çıkabiliyor.

Aynı yerde sahilde Nisan Oteli tavsiye edebilirim. Yalnız odalarda televizyon yok. İhtiyacınız da yok.

Ayrıca Alanya Mahmutlarda Otel Antique Roman Palace'ı önerebilirim. Burası ise 5 yıldızlı. İnternetten özellikleri görülebilir.

Asıl memnun kaldığım yerler Osmaniye Arslantaş Barajı'nda bulunan Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nün tesisleri ve diğer illerde bulunan kamu kurumlarının kampları. Şimdi zannedersem özelleşti ama Orman Bakanlığı'nın Muğla Göcekteki kampı.

Yani özel yer belirtilmek istenirse benim gibi yaz başında valizini eline alarak terminale gidip ilk rastladığı otobüse binerek delice tatil yapanların tavsiye edeceği çok yer var.

Akdeniz otele ya da Alanyadaki otele gidenler! Osmaniyeden bir avukatın referansı ile giderlerse özel ihtimamla karşılaşırlar.

Önemli olan geçilen yerlerde hoş bir izlenim bırakmaktır.

Otel, Side Kumköyde, balayında tesadüfen bu otele gittik çok memnun kaldık.Denize yaklaşık 50 metre uzaklıkta süper bir otel.Plajı temiz,kumuna diyecek yok.Otelde ağırlıklı olarak Almanlar kalmaktaydı galiba tek türk çift bizdik.Otel oda temizliği hususunda çoktitizdi,yemekleri ve animasyonlarıda mükemmeldi.Ayrıca haftada iki akşam türk gecelari düzenliyolar.Side zaten çok tarihi bir yer, Manavgata yakın şelale görmek isterseniz hayran kalıcağınızdan eminim.Fiyatıda o zaman için (4 yıl önce) çok uygundu Antalya da uygun fiyata kafa dinlemek eğlenmek ve yüzmek isteyenlere öneririm.

Geçen Sene 3 gece Didim Akbük Koyundaki Caprice otel de 6 aile konakladık. Her şey çok güzeldi. 5 yıldızlı bir otel.Yemekler çok güzeldi.24 saat açık büfe. Ücretsiz yat gezisi vardı.Hüner Çoşkuner ve Mahzun Kırmızıgül konserleri vardı. Biz sadece Hüner Çoşkuner konserini izleyebildik.Servis çok güzeldi. Personel güleryüzlü ve otel pırıl pırıl çok temizdi.Çok güzel bir tatil oldu.Bu sene de nasip olursa 2-9 Haziran günleri 1 hafta 14 aile kalacağız.Biz erken rezarvasyon yaptırdığımız için 1 günlük 2 kişi oda ücreti 72 YTL. verilen hizmete karşılık emin olun bedava. Otelden dışarı çıkmaya hiç ihtiyat hissetmedik.Bir gün Didim Altınkuma gidip gezdik.Belirtmek isterim ki genellikle muhafazakar aileler geliyorlar. Bayanlara ve baylara ayrı havuzlar var. Biz memnun kaldık.Bu nedenle bu sene de gideceğiz.Kafasına uygun olanlara tavsiye ederim.Herkese güzel bir yaz, güzel bir tatil diliyorum.

Alıntı: Yazan nigartp kuşadasına gitmiş olanlar bilirler .ben adakule diyeceğim.kalite ve müşteri odaklı hizmet anlayışları var.kalan müşteriler de gerçekten de hoş ve sevimli insanlar.ee ben orada olduğuma göre aksi düşünülemezkısacası tavsiye edilir diyorum ama şunu da ekliyorum havuzda vakit geçirmeyi seven biriyseniz kapalı havuzu biraz küçük söylemedi demeyin.sevgiler.

bu sene adakuleye gittim...hiç memnun kalmadımzira her yerde çalışmlar vardı..biz yüzerken bile işçiler havuzzun kenarlarını boyuyolardı...asansörler hiç çalışmadı ve bi kere çalışırken yakaladığımızda da içinde kaldık...dışarıya çıkıp müdür beyle asansörde kalmamız hakkında konuştuğumuzda ise,''ben yemek içmek müdürüyüm karışmam ''diyerek dumur deryalarında bizi yüzdürdü sağolsun)...bu nedenle adakule benim için malesef hayal kırıklığı...ama kuşadası için aqua fantasy kesinlikle güzel bi oteldir.

Merhaba arkadaşlar
Marmarisi sevenler varmış benden başka.Ne güzel.
Yaklaşık otuz yıldır her sene deniz tatili yaparım mutlaka ,Marmaris hala canım ülkemdeki sevdiğim yerlerin başında .Eski Foça Olimpus ( taaa 1991 lerdeki Kadirin ağaç evlerini bilirim) da tabii.
İşim nedeniyle yazın çalışıp deniz tatilimi kışın sıcak ülkelerde yapıyorum biraz denize girerek çokca gezerek.Bu kış Peru taraflarında ispanyolca öğrenmeye çalışarak yapacağım yaz tatilimi.
Marmariste kaleye giderseniz benim mağzamın önünden geçeceksiniz (Carmen gümüş)bana bir cee.. yapın olmazmı,tatil köylerinden çıkabilirseniz tabii.
Kışın İstanbulda aylık buluşmalarımızda tekrar görüşmek üzere iyi tatilleeerrr.
Tülin

Olympos............ otel neresi olursa olsun o deniz herşeye değer.... Herşey dahili tercih edenlere Orange County Resort' u önerebilirim, Kemer' de.

Olympos'a gidip Chimera'yı mutlaka görmek ve bir gece orada kalmak gerekir. Dağdan çıkan ateşte mutlaka şişe takılı sucuk pişirilip, yanında şarap içilmelidir Bir geceyi de dev kaplumbağalara ayırmak gerekir. Yanılmıyorsam yılda bir defa insanlar kumsalda toplanıp Carettalar için şarkı söylüyorlar dolunay altında... Herşey bir yana, Borçlar Özel dersi sınavına sahildeki lokantalarda çalışmamı asla unutamayacağım Denize girip çıktıktan sonra lokantada gölge bir yer bulunur, buz gibi bira yudumlanarak roman okur gibi Borçlar Özel kitabı okunur

Ah arkadaşlar Olimpus deyince ilk gidişim aklıma geldi de yazayım dedim.

Yıl1991 almışım bir aylık maaşımı düşmüşüm yollara Kaş Kemer felan derken turislerle sohbet sırasında duydum Olimpusu ilk kez öyle bi anlattılarki gitmezsem ayıp olacak. O zamana dek dumamıştım hiç ve şimdiki gibi toplu ulaşım yada servisler yoktu
Yol ayrımında şöför burada ineceksin dedi . Bir süre bekledim köşedeki bakkal sahibi buradan sadece bir sabah bir akşam araba geçer dedi.
Genç bir ingiliz çiftin bulunduğu bir araca el ettim durdular,o zamanlar ingilizcem bir felaket Onlar Olimpus dedi bende yes.
Beraber yokuş yukarı çıkıp duruyoruz.Onlar Olimpus diyor ben yes diyorum meğer onlarda benim gibi ilk kez gidiyorlarmış ve bana bu yol mu Olimpus yolu diyorlarmış ben yes dedikce devam ettik yaklaşık kırk dakika sonra anladım ne olduğunu.İndim arabadan yolu sordum köylülere tam tersi yoldaymışız yol arkadaşlarıma anlattım durumu .Eh karşılıklı gerildik biraz .Sora sora bulduk Olimpusu, araçtan indiğimizde pek bir gergin iyi tatiller dileyerek ayrıldık turistlerle.
Sonraki yıllarda Kadir bir şekilde aldırdı beni Antalyadan.O yıl hiç yerli turist yoktu oralarda bir tek ben Türk.
Hem deniz yolculukları yaptık hemde dağa çıktık.Hala öylemi bilmiyorum dağda yer yer metan gazı sızıntısı var ve bir süre traktörle gidiyorduk sonra herkesin elinde alnında ışıldaklar tek sıra halinde tırmanırdık dağa ve rakılarımızı açar oturduğumuz yerden sızan metan gazını tutuştururduk o ıssız kapkaranlık dağda düşünün siz manzarayı.Kımıl kımıl yanan alevlerin i ç i n de her millettten insan uzanmışız yıldızları seyrediyoruz.
Pansiyon bulmam daha doğrusu bulamamam ve Kadirle tanışmamda ayrı bir hikaye.
Pansiyondan denize gitmek çin ormanda yaklaşık altı yüz metre yürümek zorundaydık tarihi eserlerin üstünden atlayarak serin serin. Hala Öylemi acaba?
Ve hala Kadirin yerinde kerkesin defterde bir sayfası var ve yiyip içtiğini ker kes kendisi bu sayfayamı yazıyor.Ne güzel bir güven vardı hepimizde birbirimize hatta bir akşam ben bir güveç pişirmiştim koca tencerde çok ta beğenilmişti.

Ağaç evlerde gük yüzüyle aramıza hiç bir şeyi sokmadan yıldızlara bakarak sallana sallana uyumak.Ahh Olimpuss ah.Ya kim açtı bu konuyu...

En sona 1996 da şubat ayında gitmiştim yemyeşilin içinde sarı çiçek ler açmıştı.Ama sular tam çekilmediği için ve de yollar henüz yapılmadığı için bir su birikisintisinde çakılı kalmıştık iki saat.

Sevgiler
Tülin

Gidipte beğendiğim en güzel otel belekte belcontiydi.
İyi yanları,
Otel gerçekten güzeldi. Güzel bi spor salonu vardı. Açık büfe gerçekten 24 saate yakın açıktı. Denizi doğaldı. İnsanın ailesiyle beraber gidebileceği bi otel.
Kötü yanları, eğer disco ortamından hoşlanmıyorsanız gideceğiniz soft müzik olan cafe barında türkçe şarkı söyleyen adam ingilizdi. Eğer bekarsanız, biz sizi villada ağırlamak istiyoruz diyip, deniz kenarına yakın bungalov tarzı ahşap evlerde ağırlıyolardı gerçi gecenin bir yarısı denize karşı balkonda semaver yapmak çok zevkli oluyor "Semaveri nasıl soktuğumu sormayın, meslek sırrı. Gerçi bi düşündümde sorabilirsiniz aynı meslekteyiz "

Kesinlikle gitmemenizi önereceğim bir otel. Club oasis alanya.Bana birinci sınıf tatil köyü diye satan acenteyi bidaha bulabilseydim..... neyse . ODALARDA TV BİLE YOK . Bu arada Alanya'ya gidecekler. Mutlaka Rose Garden'a uğrasın . Gerçekten çok güzel bi eğlence mekanı. Çok aşırı değil . Kendi halinde eğlenebilecek bir yer.

Birde Antalya Lara. Gittiğim 5 yıldızlı ofo otelini ve Lara'nın durumunu gördükten sonra verdiğim 1 haftalık tatil ücretini yaktım.Bir gece kaldıktan sonra İstanbul'a döndüm...

Netice bir daha Marmaris'ten aşağıya mayıs-ekim arasında inmem. Bir karadenizli için çok sıcak...

Bu yaz tatilinin büyük bir bölümünü Corendon Presa dı Fınıca otelinde (Finike) geçirdik. Tek kelime ile süper bir otel. Bu vesileyle işletmecisi Sevgili Cem' e de burdan sevgilerimi gönderiyorum. Çalışanların çoğu Turizm işletme mezunu veya öğrencisi. Otel de "yok" diye bir şey, bir kelime yok. Gecenin 12 sinde canınız balık istesin biraz sonra masanızda. Yaklaşık 40 dönüm üzerine inşa edilmiş denize sıfır ve benim gibi az yüzme bilenler için mükemmel tasarlanmış. 2 adet yüzme havuzu. Havuzlar aynı mükemmelikte temiz , bakımlı ve güvenli. Odalar da keza öyle. Her şey zevkli ve yetenekli bir kişinin ellerinden çıkmış gibi. Evimizdeymişiz gibi rahat ettik. THS üyelerine öneririm.

Saygılarımla.

Yaz-kış gidebileceğiniz,kafanızı dinleyebileceğiniz doğal bir göl ve tesislerinden bahsedeyim size.
Adı "Sünnet gölü". Mudurnu-Göynük yolu üzerinde ve yoldan yaklaşık 5 km. orman içinde doğal bir göl. Hemen yanında güzel bir otel ve yemek yiyebileceğiniz bir tesis mevcut. Her cumartesi hem yemek , hem canlı müzik eşiliğinde eğlenebilirsiniz. Ankara' dan 220 km. (Ayaş - Beypazarı - Nallıhan yolunu takip ederseniz) İstanbul' dan gidecek olanların sanıyorum Adapazarı - Akyazı yolunu kullanmaları gerekiyor.

Tavsiye ederim.

Not : Hazır gitmişken yöreye ait bal, tarhana, erişte ve organik bakliyat almayı unutmayın. (sonradan ilave edilmiştir.)

oy neler yazmışsınız öyle. tatil deyince deniz kum güneş ve otel anlıyorsunuz. kuşadası didim bodrum davutlar güzelçamlı abalaki sahil siteleri ölü deniz altınkum akbük gibi yerler zaten benim hemen yanıbaşımda. çocukluğum böyle yerlerde geçtiği için tatil anlayışım farklı olabilir.
yüksek dağların tepelerinde yada öküzlerin ineklerin horoz seslerinin olduğu bir yer benim hep ilgimi çekmiştir. fazla da insan olmaz buralarda. yerel şive konuşmalarıyla köy insanları arasında bir kaç ay kalıp evime döndüğümde aynı köylü şivesi gibi konuşmaya başladığımı anımsıyırum.
beş yıldızlı otelleri aslında sizlere pek önermem. imkanları çok geniş herşey dahil sistemi var ama bence en fazla üç yıldız tercih edin. kalabalık olmaz daha titiz ve hızlı servis yapılır herşey beş yıldızlı otele göre daha kalitelidir. (otellerde garsonluk yapmış olduğum için deneyimliyimdir) size önerebileceğim herhangi bir otel ismi vermeyeceğim.
bir seçenek varki onu unutmayalım ve hep yapmak istemişimdir. tatilini çadırda geçirmeyi denemekfena olmaz.
ancak çamaşırınızı bulaşığınızı hertürlü çarşaf yatak mıntıka temizliğini kendiniz yapacaksınız. teknoloji sayılabilecek yanıbaşınızda duran arabanız piknik tüb pilli radyo el feneri ve pilli tv fena olmaz. yoksa bütün gününüz çadırda oturan boğa gibi geçebilir. ayrıca bir kaç kitap falan da almanız hiçte fena olmaz. zaten çadırcılar hep bana yerli kabilelerini hatırlatmıştır.
çamaşırlarını yıkayıp ağaçtan ağaca sererler tabi diğer yerli kabile komşuları serdiğiniz iyi çamaşırlarınıza göz koyabilr ona göre .
neyse size iyi tatiller dilerim.