özürlü çocuk için nafaka

merhaba
boşanma davasında bayanın 20 yaşında özürlü bir erkek çocuğu bulunuyor.bu durumda bu çocuk için açılacak boşanma davasında nafaka talep edebilir mi...yoksa ayrıca bir yardım nafakası davası ile mi çocuk için nafaka istenmelidir...

Çocuk özürlü olmasa ayrıca dava açılması gerekiyordu.20 yaşından büyük olduğu için. Benim girdiğim boşanma davasında kadın 19 yaşındaki oğlu için nafaka istemişti hakim oğlu için açtığı davayı reddetmişti 18'den büyük kendi dava açacak sen isteyemezsin demişti.İştirak nafakası ne demektir ?

Boşanma kararının verilmesinden sonra çocukların velayeti kendisine verilmemiş olan eşin çocukların bakım, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçları için vermesi gereken nafaka çeşididir. İştirak nafakasını hakim talep olmasa dahi kendiliğinden düzenler ve her çocuğun durumunu ayrı ayrı değerlendirerek karar verir. İştirak nafakasının başlangıcı boşanma kararının kesinleşme tarihidir. Bitişi ise çocuğun reşit olduğu tarihtir. Reşit çocuk için nafakaya hükmedilemez. Ancak eğitimleri devam ediyorsa eğitimleri bitene kadar, kız çocuklarına ise evleninceye kadar iştirak nafakası ödenir. Boşanma kararıyla iştirak nafakasına karar verilmemiş ise daha sonra dava açılabilir. Aslında reşit olmuş çocuk için iştirak nafası istenemez. Ama burada çocuk annesinin vsayeti altındadır.18 yaşındaki çocuğun kendi dava açmasının mantığı reşit olmasıdır. Bence anne çocuk için nafaka isteyebilir ayrıca dava açmasına gerek yoktur.Çünkü annenin vesayeti kendinde olna çocuk için ayrıca yardım nafakası istemek için dava açmasını usul ekonomisine uygunluğu tartışılır

Boşanma davasına bakan mahkeme çocuğun velayeti hakkında da bir karar verecektir.Ancak velayeti kendisine verilen taraf çocuk için isteyeceği yardım nafakasını çocuk adına takip edebilmesi için çocuğun vesayet makamınca kısıtlanması ve boşanma davasında velayeti kendisine bırakılan tarafın velayeti altında bırakılarak velayeten nafaka davası açması gerekir diye düşünüyorum.Zira TMK.419/son'a göre;kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılırlar.