Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İcra Memur İşlemini Şikayet

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-05-2013, 17:44   #1
av__emrah

 
Varsayılan İcra Memur İşlemini Şikayet

Sayın meslektaşlarım; başlattığımız bir icra takibine(çek) borçlu vekili tarafından şikayette bulunulmuştur. Borçlu vekili tetkik mercine yapmış olduğu şikayetinde özetle; alacaklıya x lira borçları olmadığını y lira borçlarını olduğunu bu nedenle takibin ve ödeme emrinin itiraz ettikleri kısım bakımından iptali ile yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıdan alınmasını talep etmiştir. Yani bizi de şikayette hasım olarak göstermiştir.
Mahkemece de tensip zaptında davanın icra memur muamelesini şikayet olarak belirtmiş ve kısmi itiraz davasıdır demiştir.
İcra memuru taraflar arasındaki temel borç ilişkisini göz önüne alıp, ticari defterlerini inceledikten sonra mı ödeme emri gönderecekti? Ayrıca icra muamelesini şikayette bizim taraf olarak gösterilmemiz mümkün müdür?
Ortada açılmış herhangi bir menfi tespit davası veya takibe itiraz yokken, böyle bir şikayet yapılmasının hukuki dayanağı nedir, mümkün müdür? Konu üzerine yine yapmış olduğum araştırmada(özellikle Talih Uyar) böyle bir şikayet hususuna hiç rastlamadım. Konu ile ilgili olarak görüşlerinizi merak ediyorum. Şimdiden herkese teşekkür ederim.

Alıntı:
Şikayet ve şartlar:

Madde 16 -
Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.

Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir.
Old 15-05-2013, 18:13   #2
magistra175

 
Varsayılan

Borçlu vekili yanlış bir yol tercih etmiş. Talebin konusu borca kısmen muhalefettir. Borca muhalefet ise, şikayet yoluyla değil, itiraz yoluyla yapılmalıdır. Endişe etmeyin, borçlu vekilinin talebi reddedilecektir.
Old 16-05-2013, 13:53   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Mahkemenin ; tarafların yaptığı hukuki nitelendirme ile bağlı olmadığını düşünüyorum ; şayet , talep kısmı yeterince açıksa - ki açık gibi görünüyor - mahkeme ; talep içeriğine göre karar verecektir.
Old 16-05-2013, 14:41   #4
üye7160

 
Varsayılan

Sayın Demirtaş'a katılıyorum.Mahkemece seçilen yoldan ziyade talep değerlendirilecektir diye düşünüyorum.
Ayrıca Memur Muamelesini şikayette alacaklı taraf , "lehine işlem yapılan olarak" gösterilebilmektedir.Zira icra dairesi resen yaptığı işlemlerin dışında kalan her işlemi taleple yapmaktadır.
Old 16-05-2013, 14:50   #5
av__emrah

 
Varsayılan

Alıntı:
Mahkemenin ; tarafların yaptığı hukuki nitelendirme ile bağlı olmadığını düşünüyorum ; şayet , talep kısmı yeterince açıksa - ki açık gibi görünüyor - mahkeme ; talep içeriğine göre karar verecektir.

Alıntı:
Sayın Demirtaş'a katılıyorum.Mahkemece seçilen yoldan ziyade talep değerlendirilecektir diye düşünüyorum.
Ayrıca Memur Muamelesini şikayette alacaklı taraf lehine işlem yapılan olarak gösterilebilmektedir.Zira icra dairesi resen yaptığı işlemlerin dışında kalan her işlemi taleple yapmaktadır.

Sayın meslektaşlarım bu konudaki görüşünüze katılmıyorum. Burada borçlu vekili tarafından borca kısmi itiraz söz konusu ve bunu da icra memurunun işlemini şikayet olarak icra hukuktan talep ediyor. Bence borçlu vekilinin böyle bir yol izlemesi doğru değildir. Ayrıca görüşleriniz yasal dayanağını ve varsa içtihat ekleyerek açıklar mısınız? Ayrıca ilgilenip cevap verdiğiniz teşekkür ederim.
Old 16-05-2013, 15:04   #6
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av__emrah
Sayın meslektaşlarım bu konudaki görüşünüze katılmıyorum. Burada borçlu vekili tarafından borca kısmi itiraz söz konusu ve bunu da icra memurunun işlemini şikayet olarak icra hukuktan talep ediyor. Bence borçlu vekilinin böyle bir yol izlemesi doğru değildir. Ayrıca görüşleriniz yasal dayanağını ve varsa içtihat ekleyerek açıklar mısınız? Ayrıca ilgilenip cevap verdiğiniz teşekkür ederim.

Size çok yakın zamanda aldığım emsal bir karar ile cevap vereyim..

Yenileme emrinin tebliğinden sonra borçlu borca ,takibe ve ödeme emrine itiraz ederek icra hukuk mahkemesine başvurmuş,Dava konusu kısmında borca itiraz yazmışsa da Talep kısmında zamanaşımı nedeniyle borcum yoktur takip iptal edilsin gibi bir talepte bulunmuş olduğundan Merci tarafından davası kabul edilmiştir.
Cevap dilekçemde talebin zamanaşımı nedeni ile icranın geri bıraktırılması olmadığını,dava konusu kısmında borca itiraz yazdığı beyan ettimse de sonuç aleyhime çıktı...
Old 16-05-2013, 15:18   #7
magistra175

 
Varsayılan

Bu talep mahkemece borca itiraz olarak kabul edilse dahi, dayanılan ticari defterler, İİK 68 normuna uygun belgelerden olmadığından, icra mahkemesince itirazın reddine karar verilecektir.

"Alacaklı, usulüne uygun olarak (TK. mad. 82 - 85) tutmuş olduğu ticari defterlerindeki kayıtlara dayanarak itirazın kesin olarak kaldırılmasını isteye*mez. Başka bir deyişle, ticari defterler, İİK. mad. 68/I'de öngörülen belgelerden sayıl*maz."(Talih UYAR)
Old 16-05-2013, 15:34   #8
av__emrah

 
Varsayılan

Alıntı:
Size çok yakın zamanda aldığım emsal bir karar ile cevap vereyim..

Yenileme emrinin tebliğinden sonra borçlu borca ,takibe ve ödeme emrine itiraz ederek icra hukuk mahkemesine başvurmuş,Dava konusu kısmında borca itiraz yazmışsa da Talep kısmında zamanaşımı nedeniyle borcum yoktur takip iptal edilsin gibi bir talepte bulunmuş olduğundan Merci tarafından davası kabul edilmiştir.
Cevap dilekçemde talebin zamanaşımı nedeni ile icranın geri bıraktırılması olmadığını,dava konusu kısmında borca itiraz yazdığı beyan ettimse de sonuç aleyhime çıktı...

Sayın meslektaşım vermiş olduğunuz örnekle bu durumun pek de aynı olduğunu düşünmüyorum. Bizim olayımızda doğrudan taraflar arasındaki ilişkiye yani çeke konu miktara itiraz söz konusu.


Alıntı:
Bu talep mahkemece borca itiraz olarak kabul edilse dahi, dayanılan ticari defterler, İİK 68 normuna uygun belgelerden olmadığından, icra mahkemesince itirazın reddine karar verilecektir.

"Alacaklı, usulüne uygun olarak (TK. mad. 82 - 85) tutmuş olduğu ticari defterlerindeki kayıtlara dayanarak itirazın kesin olarak kaldırılmasını isteye*mez. Başka bir deyişle, ticari defterler, İİK. mad. 68/I'de öngörülen belgelerden sayıl*maz."(Talih UYAR)


T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2001/15-520
Karar: 2001/553
Karar Tarihi: 27.06.2001
MENFİ TESPİT DAVASI - TESLİM EDİLMEYEN KAPI KARŞILIĞI VERİLEN ÇEKİN TEDİYE AMACI DIŞINDA VERİLMESİ - KAMBİYO SENEDİ DÜZENLENMESİ SONUCUNDA KURAL OLARAK TEMEL İLİŞKİYE GİRİLEMEMESİ

ÖZET: Dava, icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Çek, kayıtsız ve koşulsuz belli bir bedelin ödenmesi için yapılan havaledir ve bir ödeme aracıdır. Çekin ödeme-tediye dışında başka bir amaçla, iddia edildiği gibi mal karşılığında verilmediğinin keşideci olan davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Kambiyo senedi düzenlendiğine göre artık kural olarak temel ilişkiye girilmez. Ancak, çek illetten mücerret olmakla birlikte, yanlar çekin düzenlenmesine neden olan ilişkiyi yargılama sırasında açıkladıklarından, uyuşmazlık bu çerçevede çözülmesi gerekir.



(2004 S. K. m. 72) (6762 S. K. m. 692) (1086 S. K. m. 288) (818 S. K. m. 355)

Dava: Taraflar arasındaki "menfi tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 14.12.1999 gün ve 1997/651-1999/588 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 25.4.2000 gün ve 2000/1711-2030 sayılı ilamı ile; (...TTK'nin 692. maddesi hükmünce çek, kayıtsız şartsız belli bir miktarın ödenmesini öngören bir havaledir. Başka bir deyişle, çek bir ödeme vasıtasıdır. Bundan dolayı, çekin ödemeden başka bir amaçla verildiği iddiasının keşideci (somut olayda davacı) tarafından kanıtlanması gerekir. Olayda, davalı çekin ödemeye karşılık keşide edildiğini savunarak eser sözleşmesi ilişkisini reddettiğinden bu ilişkinin varlığı ve ardından çelik kapıların teslim edilmediği dolayısıyla çekin bedelsiz kaldığı iddiası HUMK'nun 288. maddesi uyarınca davacı tarafından yazılı şekilde kanıtlanmalıdır. Davacı, bu konuda bir delil getirememiş ise de dava dilekçesinde ve sair deliller demek suretiyle yemin deliline de dayandığından davacıya bu hakkı hatırlatılarak sonucu dairesinde bir hükme varılması yerine ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülüp davanın yazılı şekilde kabulü bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalı vekili.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:

Karar: Dava, icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile inkâr tazminatı istemine ilişkindir.

Davacı; 13 adet çelik kapı yapımı karşılığında davalıya, 27.12.1997 günlü 500.000.000 TL tutarlı hamiline çekin verilmesine karşın halen kapıların teslim edilmediğini, ödeme gününün geldiğini belirterek 27.12.1997 günlü çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile %40 inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı; çekin bir havale ve ödeme vasıtası olduğunu, çek karşılığı mal verilmediğinin iddia edilemeyeceğini ileri sürerek borcun inkâra yönelik olması nedeniyle %40 inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin BK'nin 355. maddesi anlamında eser sözleşmesi olduğu, davacı tanıklarının çelik kapı teslim edilmediğini doğruladığı belirtilerek; davacının takip konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, %40 oranında inkâr tazminatının davalıdan ödetilmesine karar verilmiştir.

Özel daire yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü bozmuştur.

Yerel mahkeme, önceki kararda direnmiştir. Hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.

Bu durumda, uyuşmazlık; alacağın kambiyo senedine bağlanması karşısında, temel ilişkiye girilip girilemeyeceği, buna bağlı olarak davacının borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle, belirtmek gerekir ki, TTK'nin 692. maddesi hükmünce, çek, kayıtsız ve koşulsuz belli bir bedelin ödenmesi için yapılan havaledir ve bir ödeme aracıdır.

Bu noktadan hareketle, çekin ödeme-tediye dışında başka bir amaçla, iddia edildiği gibi mal karşılığında verilmediğinin keşideci (davacı) tarafından kanıtlanması gerekir.

Kambiyo senedi düzenlendiğine göre artık kural olarak temel ilişkiye girilmez. Ancak, çek illetten mücerret olmakla birlikte, yanlar çekin düzenlenmesine neden olan ilişkiyi yargılama sırasında açıkladıklarından, uyuşmazlık bu çerçevede çözülmelidir.

Somut olayda; çek, hamiline yazılı olmakla beraber, taraflar 2.3.1998 günlü oturumda 13 kapının teslimi konusunda anlaştıklarını belirterek çekin bu temel ilişkiden kaynaklandığını açıklamışlardır.

Mahkemece; davalının 2.3.1999 günlü oturumda belirtilen hukuki ilişkiyi kabul etmesi göz önünde tutularak davacının bu ilişkiye göre borçlu olup-olmadığı araştırılmalı, taraf delilleri toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.6.2001 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Old 16-05-2013, 15:44   #9
magistra175

 
Varsayılan

Sayın av__emrah, paylaşmış olduğunuz karara konu olan dava menfi tespit davasıdır ve genel hükümlere tabidir. İcra mahkemesinde borca yapılan itiraz ise, ancak İİK m.68 sayılan belgelerle yapılan sınırlı bir incelemedir. Dolayısıyla icra mahkemesi ancak İİK m.68 de sayılan belgelerin varlığı halinde inceleme yapar; aksi halde itirazı reddeder. Borçlu temel borç ilişkisinin farklı olduğunu iddiasında ise ve bunu ticari defterlere dayandırıyorsa, bu iddiasını genel mahkemelerde menfi tespit davası yoluyla ileri sürmelidir.
Old 16-05-2013, 16:35   #10
av__emrah

 
Varsayılan

Sayın magistra175 haklısınız, sizinle aynı fikirdeyim. Konuya bir katkısı olması ve birçok konuyu aynı anda açıklaması nedeniyle paylaştım. Teşekkür ederim.

Talih Uyar'ın TBB dergisi için yazmış olduğu makaleden aşağıda yapmış olduğum alıntıların bir kısmını aşağıda yazdım. İlgili kararların tam metnini bulan paylaşabilir mi?

Alıntı:
“49 örnek ödeme emrini alan borçlunun borca itiraz etmek için icra dairesine başvurması gerekeceğini, şikayet yoluyla ‘takibin iptalini’ isteyemeyeceğini”(12. HD 12.5.1992 T. 1991-12376/6490)

Alıntı:
—“İcra emri üzerine, borca itirazlarını dilekçesinde belirten borçlunun, sonuç kısmında ‘icra emrinin iptalini’ istemiş olmasının, yaptığı başvurunun ‘şikayet’ olarak değerlendirmesini gerektirmeyeceğini, borçlunun asıl isteğinin ‘borca itiraz’ (ve dolayısıyla ‘takibin iptali’) olduğu gözönüne alınarak karar verilmesi gerekeceğini”12. HD 17.3.1989 T. 1988-8243/3752


Alıntı:
—“Ortada icra müdürlüğünün bir işlemi bulunmadıkça, doğrudan doğruya tetkik mercine şikayette bulunulamayacağını"12. HD 24.11.2000 T. 16946/18201
Old 16-05-2013, 21:31   #11
olgu

 
Varsayılan

Örnek no 7 ödeme emirlerinde itiraz icra dairesine,

Örnek no 10 kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe ilişkin ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır ve hakim bu yönde karar vermedikçe takip durmaz.

Önemli olan tevzinin dava türü olarak yazdığı değil, verilen dilekçede talebin ne olduğudur.
Old 17-05-2013, 00:27   #12
Av.Ömer Camuzcu

 
Varsayılan

Ben de naçizane hakimin talebi reddedeceğini düşünüyorum.
Tetkik merci bu davada alacak miktarına ilişkin yargılama yapmayacaktır.
İcra memuru işlemini şikayet durumunda mahkeme icra memurunun re'sen gözönünde bulundurması gereken hususlarla alakalı inceleme yapacaktır. (evrakın kambiyo vasfını taşıyıp taşımadığı / vade-keşideci-lehtar-kayıtsız şartsız borç ikrarı ... gibi )
Kaldı ki takip konusu alacak için çek verilmiştir.(sebepten mücerretlik )
Borcun takip konusu evrakta yazılı meblağ kadar olmadığına ilişkin dava genel mahkemelerde menfi tespit olarak ikame edilmelidir kanaatindeyim.
Saygılarımla.
Old 17-05-2013, 08:10   #13
halit pamuk

 
Varsayılan

Kambiyo senetlerine özgü haciz yolunda hem itiraz hem de şikayet icra mahkemesine yapıldığından, icra mahkemesi netice-i talebi dikkate alabilir.

Aslında, 12.HD 17.05.2006 TARİH VE 11789/15746 k vurgulandığı üzere, Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takibe itiraz, niteliği itibariyle dava değildir. Bu nedenle dilekçeğinin içeriğine bakacağız, yukarıda bahsedilen dilekçenin de bir "itiraz dilekçesi" olduğu anlaşılıyor.


Eğer, genel haciz yoluyla(ilamsız takip) takip başlatılmış ve icra mahkemesine yukarıda gerekçelerle itiraz edilmişse, icra mahkemesi itirazın icra dairesine yapılması gerekçesiyle reddedecektir.
Old 20-05-2013, 14:20   #14
av__emrah

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Örnek no 7 ödeme emirlerinde itiraz icra dairesine,

Örnek no 10 kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe ilişkin ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır ve hakim bu yönde karar vermedikçe takip durmaz.

Önemli olan tevzinin dava türü olarak yazdığı değil, verilen dilekçede talebin ne olduğudur.


Sayın meslektaşım burada ödeme emrinin geçersizliğine yani gerekli şartları taşımadığına, usulsüz olduğuna dair bir şikayet söz konusu değil. Burada doğrudan miktara itiraz söz konusu.
Old 20-05-2013, 14:30   #15
olgu

 
Varsayılan

Örnek no 10 ödeme emri gönderilmişse itiraz (borca veya imzaya) icra mahkemesine yapılır. Ödeme emrinin meşruhat kısmında açıkça bu husus yazar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İİK 78 işlemden kaldırma, İcra Müdürünün Hatalı İşlemini Geri Alması cikan Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 3 07-12-2015 15:25
İcra Memur İşlemini Şikayet Harca Tabimidir, Ayrıca Gider Avansı Alınması Yasalmıdır? Av.İlker DOLGUN Meslektaşların Soruları 1 01-05-2013 21:26
İcra dosyasına muhabere yoluyla gönderilen taleplerin bulunamaması-ihya-memur eylemini şikayet manolimato_06 Meslektaşların Soruları 0 20-11-2011 12:19
İcra Müdürünün İşlemini Şikayette Hukuki Yararı Olan Kişiler tiryakim Meslektaşların Soruları 2 14-07-2011 14:50
İstihkak İddası ve İcra Memuru İşlemini Şikayet Av.Nebi Meslektaşların Soruları 7 27-02-2011 00:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06860209 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.