Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Satılan taşınmazın geri dönmesi için açılan Ttapu iptal ve tescil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-07-2009, 15:49   #1
sumeyra

 
Varsayılan Satılan taşınmazın geri dönmesi için açılan Tapu iptal ve tescil

Müvekkile bir yakını uygun bir fiyata evini satıyor. Satış işlemi tapuda iki şahit huzurunda yapılıyor. Yakınının bir evlatlığı var. Daha sonra bu yakınları tapu iptal ve tescil davası açıp bu sattıkları yeri bir anlık bir öfke ile sattıklarını, evlatlıklarına miras kalmaması için yaptıklarını, bu evi ölünceye kadar bize baksın diye (Tapuda öyle bir vaad yok.) sattıklarını gerekçe gösteriyorlar.
Böyle bir davanın gerekçesi ne olabilir. Medeni Kanunumuzdaki hangi maddeye dayanarak açılmış olabilir. Böyle bir davada savunma nasıl yapılabilir. Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Old 06-07-2009, 16:20   #2
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Sn. sumeyra
Bahsettiğiniz olay da murisin ölmüş olması şartıyla muvazaaya yakınlık göstermekte ancak dilekçedeki vakıaları kısmen buraya aktarırsanız daha net bilgi verebiliriz.
Old 07-07-2009, 16:32   #3
sumeyra

 
Varsayılan

Sayın Hartavi, taşınmazı satan müvekkilin babasının kardeşi. Müvekkile taşınmazı uygun bir fiyata satıyor. Tapuda satış olarak devrini müvekkil alıyor. Fakat sonra da müvekkilin yakını olan taşınmazı satan kişi pişman oluyor. Ve tapu iptal ve tescil davası açıyor. Dilekçelerinde sebep olarak diyorlar ki
'Biz evlatlığımıza kızdığımız için, ondan mal kaçırmak maksadıyla bu taşınmazı davalıya devrettik. Ayrıca bana ölünceye kadar bakacaklardı, şimdi bakmıyorlar. Bir anlık kızgınlıkla devrettik..' gibi beyanları var. Yukarıda bahsettiğim gibi tapuda satış var, ölünceye kadar bakım sözleşmeleri yok arada.. Sadece dilekçeye yazmışlar. Taşınmazı satan kişi sağ. Böyle bir davanın hukuki dayanağı ne olabilir, neye dayanarak böyle bir dava açılmış olabilir anlamadım.
Old 09-07-2009, 00:19   #5
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sumeyra[SIZE=3

Dilekçelerinde sebep olarak diyorlar ki
  1. Biz evlatlığımıza kızdığımız için, ondan mal kaçırmak maksadıyla bu taşınmazı davalıya devrettik.
  2. Ayrıca bana ölünceye kadar bakacaklardı, şimdi bakmıyorlar. Bir anlık kızgınlıkla devrettik..

Sn sumeyra öncelikle yanıt için geciktiğim için gerçekten çok özür dilerim. bu anlattığınız olaylara göre net bir hukuksal niteleme yapmak zor ancak eldeki verilere göre bir değerlendirme yapacak olursak.

1- Olayda mal kaçırmadan söz edildiğine göre tarafların gerçek iradelerinin hukuki işleme dayanak olmadığı anlaşılmaktadır. ancak muris muvazaasında genellikle mirasbırakan mirasçılarından mal kaçırmak maksatlı olarak (Kızgınlık, benimsememe, bir başkasının etki ve baskısı altında kalma, yöredeki örf adet vs gibi nedenler) danışıklı bir işlemle gerçekleşmektedir. ve tarafların amaçladıkları işlem ile hukuk aleminde ortaya çıkan işlem arasında bir uyumsuzluk bulunması durumunda ortaya çıkmaktadır. bir başka şart ise muris muvazaasında mirasbırakanın ölmüş olması ve mirasçının mirasçı sıfatını kazanmasıyla açılabilen bir davadır.
2- Ölünceye kadar bakma sözleşmesi noktasında ki değerlendirme de ise Ölünceye kadar bakma akdi, resmi şekile tabidir ve bu şekil, geçerlilik şartıdır. Söz konusu sözleşme, iki tarafa borç yükleyen sözleşme türünde olduğundan resmi şekil şartı olmayan bir sözleşmenin varlığından söz edilemeyecektir.
3- Ölünceye kadar bakacaklardı şimdi bakmıyorlar şeklinde ki beyanlara bakıldığında ya bir hata ya da bir hile unsurunun olduğu ima edilmeye çalışılmış. ancak dava dilekçesini görmeden net bir nitelendirme yapmak mümkün gibi görünmüyor. yine de İRADE FESADI HALLERİNE DAYANARAK tapu iptal ve tescil istedikleri sonucunu da çıkarmak mümkün.

Kolaylıklar Diliyorum.
Old 09-07-2009, 21:12   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Selim Hartavi
Ölünceye kadar bakacaklardı şimdi bakmıyorlar şeklinde ki beyanlara bakıldığında ya bir hata ya da bir hile unsurunun olduğu ima edilmeye çalışılmış. ancak dava dilekçesini görmeden net bir nitelendirme yapmak mümkün gibi görünmüyor. yine de İRADE FESADI HALLERİNE DAYANARAK tapu iptal ve tescil istedikleri sonucunu da çıkarmak mümkün

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 05.07.2006 T., 2006/6398 E., 2006/7843: "Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, muvazaa iddiası kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Getirilen resmi akit tablolarına göre, çekişmeli 266 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin davacılara ait iken, 2 numaralı olanın 03.03.1998, 1 ve 4 numaralı olanların ise 11.02.2000 tarihlerinde davalıya satış yoluyla devredildiği görülmektedir.
Davacılar, davalı kızlarının kendilerine ölünceye kadar bakmayı vaat edip davaya konu taşınmazlarını istediğini kendilerinin de tapuda ölünceye kadar bakma akti yapıldığını zannettiklerini ancak kandırılmaları sonucu işlemin satış biçiminde gerçekleştirildiğini öğrendiklerini iddia etmişlerdir.
Hemen belirtmek gerekir ki, HUMK'un 76. maddesi hükmü uyarınca vakıaları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak Hakim'e aittir.
Eldeki davada, dilekçe içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimi dikkate alındığında hile hukuksal nedenine dayanıldığı sonucuna varılmaktadır.
Bilindiği üzere hile genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak, veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. BK'nın 28/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili ( makable Şamil ) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilerek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Hal böyle olunca yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde soruşturma yapılması, tarafların toplanmış ve toplanacak delillerinin değinilen ilkelere göre değerlendirilmesi ve sonuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir."

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kıdem tazminatı alacağı için iş davasından önce açılan muvazaa sebebiyle iptal dava Av. H. DOĞRU Meslektaşların Soruları 4 25-01-2009 14:44
Satılan aracın alıcı tarafından tescil edilmemesi yargıç isa Hukuk Soruları 9 22-11-2008 16:10
devredilen tapunun geri iadesini isteme talepli tapu tescil iptal davası zlm Meslektaşların Soruları 6 22-05-2008 12:34
benden habersiz satılan aile konutunun satışını iptal ettirebilir miyim? nilal Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 19-03-2007 12:29
harici satım sözleşmesiyle satılan taşınmazın durumu av.sinem Meslektaşların Soruları 3 01-03-2007 17:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04886007 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.