|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-01-2007, 11:21 | #1 |
|
Menkul rehninin Paraya Çevrilmesi ve İcra Emri
Bu konuda site içi bir araştırma yaptım fakat tam olarak tatmin edici bir sonuç bulamadım. Şöyle bir durum var Banka olarak tahsilde mükerrer olmamak üzere rehnin paraya çevrilmesi konusunda 2 takip yaptık 1.si kredi alacağına ilişkin ilamsız takip. 2.si rahnin paraya çevrilmesi (örnek 44) -Bankaların genel olarak uygulaması böyle bu konuda bir sorun yok sanırım- Fakat borçlu şirket takiplere itiraz etti ve mahkemede ‘’Mükerrer takip yapılmış gerekçesiyle ve de RPÇ’ de ödeme emri yerine icra emri (Örnek 44 ) gönderilmiş olması’’sebebiyle her iki takibi de durdurdu.. Bu noktada iki sorum olacak;
1.Soru: Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile yapılmış olan 2 takip de haksız mıdır sizce ? Mahkemenin bu doğrultuda vermiş olduğu karar ne derece doğru geliyor ? 2.Soru: Rehnin paraya çevrilmesi yolunda kanunen örnek 8 ilamsız ve örnek 44 ilamlı (icra emri) yolu bulunmakta . RPÇ’ de icra emri yollanamaz diye bir şey söylemek kanunu inkar etmek olmaz mı ? Örnek 44 nedir o zaman ? Teşekkür ederim... |
12-01-2007, 11:34 | #2 |
|
Öncelikle bir alacak rehin ile temin edilmişse icra takibinin r.p.ç. ile yapılması gerekir. Eğer rennedilen alacağın tamamını almaya yetmiyorsa icra takibi neticesinde alınacak rehin açığı belgesi ile borçlular hakkında yeniden icra takibi yapmak gerekir.
ilamlı takip yapabilmek için İİk. 150/ı. mladdesindeki şartların yerine getirilmiş olması şarttır. |
12-01-2007, 17:27 | #3 |
|
benimda aynı şekilde yapmış olduğum mükerrer takipler var ancak tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla hususunu belirtimiş olduğumdan borçluların bu itirazları mahkemece kabul edilmedi ve takipler devam etmektedir.
takibin durudurulması kanımca hatalı olmuştur. ama tahsilde tekerrür olmaması kaydı yok ise durdurulması yerindedir. |
13-01-2007, 11:39 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkürler. Tahsilde Tekerrür Olmama Kaydı vardı. İlgili yargıtay kararı bilen sunabilirse güzel olur seviniriz. |
13-01-2007, 14:01 | #5 |
|
**************
GENEL HACİZ YOLUYLA TAKİP - REHİN TUTARININ BORCU ÖDEMEYE YETMEMESİNDEN KAYNAKLANAN TEMİNAT DIŞI ALACAK HAKKINDA TAKİP YAPILMASI KAYIT NO : 82630 ************** Esas Yılı : 2005 Esas No : 1457 Karar Yılı : 2005 Karar No : 12131 Karar Tarihi : 13.12.2005 Daire No : 19 Daire : HD ************** ÖZET : Söz konusu olayda davacı, kredi borçlusu aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplere girişmiş, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapılan genel haciz yoluyla takibe konu itirazın haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptali talebinde bulunmuştur. Rehin ile temin edilmiş alacağın borçlusu iflasa tabi olsa bile alacaklı yalnızca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebilir. Bu durumda takip tarihi itibarıyla borç miktarı araştırılıp sonuca göre karar verilmelidir.Önemli olan tahsilin tekerrür etmemesidir. ************** (2004 S. K. m. 45/1, 67) Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Davacı vekili, kredi borcunu ödemeyen davalı aleyhine ipoteğin ve menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takiplere girişildiğini, tahsilde tekerrür olmaması kaydı ile girişilen genel haciz yolu ile takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davanın reddini istemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre talep edilen alacak aslının tamamen tekerrüren istenmiş olması ve ona işletilen faizin de yasal olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 45/1. maddesi uyarınca rehin ile temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebilir. Davanın dayanağı olan İcra takibinde tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile asıl alacakla birlikte takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi de talep edilmiştir. Bu durumda mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümleri doğrultusunda banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip tarihi itibariyle borç miktarı hesaplattırılıp ipotek ve menkul rehnini aşan kısmı yönünden İİK'nun 45. maddesi hükmü de nazara alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤) ************** .: CopyRight by Sinerji A.Ş. :. |
13-01-2007, 15:34 | #6 |
|
Aynı dairenin 10 gün aralıklarla vermiş olduğu aşağıdaki karara göre banka tahislde tekerrür olmamak koşuluyla hem genel hemde r.p.ç.yolu ile takip yapabilecektir.Zira kararda da bu hususu kabul eden yerel mahkeme kararı teyit edilerek karar onanmıştır.
T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2005/2477 K. 2005/12955 T. 23.12.2005 • MENFİ TESPİT DAVASI ( Bankadan Kullanılan Krediye Karşılık Verilen Senetler ve İpotek Karşılığında Senetlerin Teminat Senedi Olarak Verilmesi Nedeniyle Senetler Nedeniyle Borçlu Olunmadığının Tespitine Karar Verilmesinin Gerekmesi ) • TARAF SIFATI ( Davacının Ne Bonolorda Ne de İpotek de Taraf Olmadığından Dava Açma Sıfatının Bulunmaması Nedeniyle Davanın Reddinin Gerekmesi ) • TAHSİLDE MÜKERRERLİK ( Kullandırılan Krediye Karşılık Verilen Bono ve İpoteklerden Bankanın Tahsilde Mükerrer Olmamak Üzere Hem Senetlere Dayalı Hem de İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile Takip Yapabilmesi ) 2004/m.72 1086/m.38 ÖZET : Bankanın tahsilde tekerrür olmamak üzere hem senetlere dayalı hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceğini şirketin borcunun 17.364.278.327.-TL. olarak 1 Ticaret Mahkemesi kararında belirlendiğini buna göre davacı Tacettin Hoşgören'in ne bonolarda ne de ipotek de taraf olmadığından dava açma sıfatı bulunmadığından bu davacının davasının reddine karar verilmesi isabetlidir. DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davalı Esbank Bursa Şubesi ile dava dışı borçlu Bossa Bilgisayar Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığı davacılardan Arif Savaş İçöz'ün 5 milyarlık kredi borçlunun 10 milyarlık ipotek verdiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacılar vekili, kredinin teminatı olarak 8 milyar bedelli bonoların rehin cirosu ile bankaya verildiğini bunlardan 1 milyar bedelli olanın ödendiğini, senetlere karşılık ipotek verilmesi durumunda senetlerin iade edileceğini belirten bankanın senetleri iade etmediğini kredi borçlusu ve kefiller hakkında haciz yolu ile ipotek verenler hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile senetler nedeni ile kambiyo senetlerine mahsup yolla icra takipleri yaptığını belirterek senetler karşılığı ipotek verildiğinden senetlerle borçlu olmadıklarının tesbitini, bu talep kabul edilmediği takdirde bankaya 2.731.702.683.-TL. borçlu olduklarının tesbitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller bilirkişi raporu ve kesinleşen Bursa 1.Ticaret Mahkemesinin 1998/625 Esas 2000/674 karar sayılı ilamı da gözetildiğinde, bankanın tahsilde tekerrür olmamak üzere hem senetlere dayalı hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceğini şirketin borcunun 17.364.278.327.-TL. olarak 1 Ticaret Mahkemesi kararında belirlendiğini buna göre davacı Tacettin Hoşgören'in ne bonolarda ne de ipotek de taraf olmadığından dava açma sıfatı bulunmadığından bu davacının davasının reddine, davacılar Arif ve Naci'nin açtığı davanın da kanıtlanamadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle Bursa 1.Ticaret Mahkemesinin 1998/625 Esas 2000/674 karar sayılı ilamında kredi borçlusunun borcun 2.731.702.863.-TL. değil 17.364.278.327.-TL. olarak saptanmış bulunmasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 23.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx |
13-01-2007, 21:44 | #7 |
|
kanımca aynı alacak için ÖR:8 ve ÖR:7 takip yapmanız hatalı olmuş, alacak rehin ile temin edilmiş se önce rehnin paraya çevrilmesi , rehin paray çevrildeikten sonra kalan alacak için rehin açığı belgesi alınıp bu belgenin takibe konulması gerekmektedir. Eğer ayrıca bir kefalet varsa kafillere ilamsız takip yapılabilir ancak kredi ticari kredi değilse borçlu önce rehne müracaat itirazında bulunabilir, bu durumda takip iptal edilir. Rehin açığı belgesi alındıktan sonra kefillere takibe geçilebilir.
|
15-01-2007, 02:26 | #8 |
|
Yanlış anlamadıysam aynı borçlu hakkında hem RPÇ, hem ilamsız takip açılmıştır. Böyle ise mükerrer takipten bahsedilebilir, alacak rehinle temin edilmiş ise rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip açmak zorundadır, rehinle birlikte alacağını kefaletle güvence altına alınmış ise bu durumdada sadece kefiller yönünden ilamsız takip açılması lazım, ve açılacak olan işbu ilamsız takibe asıl borçluyuda katmamak gerekir. Rehin alacağı karşılamıyorsa borçlu aleyhine aşan kısım yönünden ilamsız takip açılabilir.
|
17-01-2007, 09:28 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Yanlız şöyle de bir durum var Tüketici kanunu gereğince kefilede öncelikle gidilemiyor diye biliyorum. Yani kanuna göre önce r.p.ç. yapılacak sonra rehin açığı alınacak rehin açığı ile de iş çözülemezse ancak o zaman kefile gidebilirsin diyor kanun benim anladığım kadarıyla ? Bilmiyorun yanlış mı dedim. |
17-01-2007, 11:44 | #10 |
|
Selamlar;
Öncelikle belirteyim ben de bir bankanın vekiliyim ve birçok dosyada hem ilamsız takip başlattım hem de RPÇ yoluna gittim henüz bir itiraz yok zaten olayın özünde takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydının yazılması yatar. Sanırım bu ilk sorunun cevabını oluşturur. İkinci sorunun cevabını ise şöyle netleştirelim RPÇ takiplerinde icra emri göndermek için rehin sözleşmesinin noterden yapılması yanı belgenin ilam hükmünde olması gerekmektedir. Bu nedenle bankaların alelade yaptıkları sözleşmelerde icra emri değil ödeme emri gönderilmesi gerekmektedir. Saygılar. |
17-01-2007, 17:58 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Aslına bakarsanız zaten banka vekillerinin çoğu (ve biz de) genelde bu yola gidiyoruz Tahsilde tekerrür olmama kaydıda mevcut fakat karara anlam veremedim. Temyiz yoluna gideceğiz artık. İkinci olarak: araç rehin sözleşmeleri noterlikçe yapılmıyor fakat ben icra emri veya ödeme emri olup olmasını RPÇ den önce gönderilen banka kat ihtarının RPÇ'nin başlanacağı ihtarının borçluya ulaşıp ulaşmamasına göre olduğunu biliyorum. yani ihtar ulaşmamış ise ödeme emri (örnek 8), ihtar ulaşmış ıse icra emri olarak (örnek 44 ) biliyorum. Yanlış demek ki ? |
17-01-2007, 18:09 | #12 |
|
Keşke söylediğiniz gibi olsa; Ben ilk RPÇ takibini açarken icra müdürü ile de tartıştık sizin gibi olduğunu düşünmüştüm ancak sonradan düşününce şahıslar arasında noter kanalıyla yapılan rehin sözleşmelerinde icra emri gönderilebileceğini bunun aksi durumlarda ise ödeme emri gönderilmesi gerektiği sonucuna vardım. Bu durumda temyizin sonucunu ben de merakla bekliyor olacağım. |
22-01-2007, 14:25 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Yanlız şöyle bir durum var sizin kanınıza göre öyle olması gerektiği pek sağlıklı bir kaynak değil taktir edersinizki. Bunun böyle olması gerektiğini nerden bulabiliriz acaba ? Bir de örnek 44 ile ilgili açıklamayı nerden bulabiliriz ? |
22-01-2007, 15:34 | #14 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Kendi soruma cevap mahiyetinde birkaç karar buldum aslında. Temyizde yararlı olabilir.
RPÇ de icra emri ile ilgili olarak:
Tahsilde tekerrür olmamak şartıyla genel haci yolunun mümkün olması ile ilgili olarak :
|
16-02-2007, 14:19 | #15 |
|
Sayın Nebi size müsaadenizle aklıma takılan bir kaç soru sormak istiyorum açıklamış olduğunuz konuya ilişkin.bende bir bankanın vekilliğini yaptığı öncelikle belirtmekle
1-Bu güne kadar RPÇ yoluyla yaptığım tüm takiplerde ödeme emri gönderiyordum.Anlıyorumki açıklamalarıızdan bundan sonra bankanın yaptığı ihtarın muhattaba ulaşıp ulaşmadığını dikkate alıp ya ödeme emri yada icra emri yollamalıyım??? 2-Değindiğiniz gibi bizde kişiye çift takip yapıyoruz.Diyelimki esas malik itiraz etti mükerrer yaptığız takip için;kefile yaptığımız ilamsız takip hala geçerliliğini koruyacaktır değil mi bu durumda? 3-Kredinin ticari kredi olması durumunda asıl borçlu ve kefil açısından farklı bir durum yaratır mı?? SAYGI VE EN DERİN HÜRMETLERİMLE!Şimdiden yardımlarınız için teşekkürler... |
16-02-2007, 21:24 | #16 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle mesleğinizde başarılar dilerim. 1-Evet dedeğiniz gibi kendi araştırmam dahilinde ve çoğu yargıtay kararında gördüğüm üzre kanunen ihtarın tebliğ edilmesi durumunda icra emri göndermenizde bir sakınca yok Bu konuda Talih Uyar"ın İcra İflas kanunu ciltinde de pek çok karar mevcut. Ayrıca İİK 150/i çok önemli bir madde. Gerçi ipotek ile ilgili bir madde fakat maddenin menkul rehinler için geçerli olmeyacağına ilişkin bir karar veya bir cümle göremedim ben şöyleki
2- Diğer yapmış olduğumuz ilamsiz takibe kefilin itiraz etmemiş olması, krediyi kullanan tarafın itiraz etmiş olması bizi bağlamaz. Sonuçta ilamsız bir takiptir kefilin itirazı yoksa borcu ödeyeceğine delalettir 3-Son olarak; Biliyorsunuz tüketici kredilerinde durum şu şekilde
Fakat bunun Ticari kredilerde uygulanmayacağı kanaatindeyim. Sonuçta ticari iş kefil 1. derece sorumlu diye düşünüyorum. SAYGILAR |
23-08-2007, 11:30 | #17 |
|
peki tahsilde tekerrür olmamak kaydı koyulmamışsa ve itiraz edilmişse.kaydı koymamış avukat olarak ne yapabiliriz?
|
24-08-2007, 09:45 | #18 |
|
İtiraz edilmemişse sorun yok ya da bilmediğimiz başka bir durum var?
|
25-08-2007, 09:46 | #19 |
|
asıl borca itiraz edilirken bu konuya da değinilmiş.herşey tamam itirazın kaldırılmasını isteyeceğiz fakat unutulan bu kayıt sorun olacak.yapılabilecek bir şey var mı?
|
19-10-2007, 16:43 | #20 |
|
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi Esas: 2006/13596 Karar: 2006/16612 Karar Tarihi: 19.09.2006 ÖZET: İİK. nun 45.maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, ala*cağı rehinle temin edilen bir kimsenin <rehni veren> hakkında doğrudan doğ*ruya genel haciz yolu ile takibe geçilmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Hemen belirtelim ki, İİK. nun 45. maddesi borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz. O halde, kredi sözleşmesine dayanılarak genel haciz yoluyla kefil hak*kında takip yapılmasına engel bir hal bulunmadığından Mahkemece şikayetin reddi yerine kabulü isabetsizdir. (818 S. K. m. 487) (2004 S.K. m. 45) Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK. nun 45.maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, ala*cağı rehinle temin edilen bir kimsenin <rehni veren> hakkında doğrudan doğ*ruya genel haciz yolu ile takibe geçilmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Hemen belirtelim ki, İİK. nun 45. maddesi borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz. Borçlar Kanununun 487.maddesinde ise, (kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek-müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu bilgi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise; alacaklı, asıl borçluya müra*caat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel, kefil aleyhine takibat icra ede*bilir) denilmektedir. Borçlar Kanunun açıklanan hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre şikayetçilerden asıl borçlu M. hakkında genel haciz yolu ile takip yapılmasında yasaya aykırılık yok ise de; müteselsil kefil Y. hakkında yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda takip yapılması mümkün bulunduğundan bu borçlu hak*kında takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. (HGK. nun 14.10.1972 tarih, 215/841 sayılı kararı - Prof Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku C:3-S:2395) O halde, kredi sözleşmesine dayanılarak genel haciz yoluyla kefil hak*kında takip yapılmasına engel bir hal bulunmadığından Mahkemece şikayetin reddi yerine kabulü isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uya*rınca BOZULMASINA, 19.09.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
23-10-2007, 17:12 | #21 |
|
tahsilde tekerrür olmamak kaydı sonradan eklenemeyecek kayıtlardan mıdır?yani açılan itirazın iptali davasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamı talep edilebilir mi?
|
01-12-2007, 11:03 | #22 |
|
ipoteği müteselsil kefil vermiş, asıl borçluya karşı ilamsız takip, ipotek verene karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmış.tahsilde mükerrer olmama kaydı da yok.şikayet sonucunda ilamsız takibin iptaline karar verilir sanıyorum bu durumda doğru mudur?
|
01-12-2007, 11:27 | #23 |
|
konuyla ilgili kafamda çok iyi oturtamadığım hususlar var. iik 45 in amacı rehinle temin edilmiş alacaklının alacağı güvende olduğu için borçlunun diğer mallarına başvurulması engellenerek diğer alacaklıları korumak değil mi?rehni veren müteselsil kefil sıfatıyla bir 3. kişiyse borçlunun taşınmazının rehinle korunmuş olup diğer mallarının da diğer alacaklılarına kalması durumu söz konusu olmuyor zaten.hem de müteselsil kefaletin hükmü kalmıyor.yani rehni veren bir 3. kişiyse yine de borçluya karşı genel haciz yolu ile takip yapılamaz mı kefile karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin yanında?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İpoteğin Paraya Çevrilmesi | Kadir COŞKUN | Meslektaşların Soruları | 5 | 07-01-2007 19:36 |
ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip | ebru | Hukuk Soruları Arşivi | 5 | 02-12-2006 00:42 |
İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu İle Takip | a.lawyer | Hukuk Soruları Arşivi | 6 | 24-11-2006 19:50 |
hisselerin haczi ve paraya çevrilmesi | PINARELDEM | Meslektaşların Soruları | 1 | 08-05-2006 10:41 |
Gemi İpoteğinin Paraya Çevrilmesi | gursel | Meslektaşların Soruları | 0 | 24-08-2004 07:34 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |