Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

Bedduanın boşanma sebebi olduğuna dair emsal karar

Yanıt
Old 20-11-2010, 20:22   #1
Mgulerer

 
Mesaj Bedduanın boşanma sebebi olduğuna dair emsal karar

Merhabalar;

Boşanmada, bedduanın boşanma sebebi olarak değerkendirilmesine yönelik emsal karar arıyorum.İlgili karardan kısa bir alıntı aşağıdadır.Kararın esas yada karar numarası gerekli fakat bir türlü ulaşamadım.Bu konuda yardımınızı bekliyorum.Şimdiden teşekkür ederim..

''Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşe beddua etmenin boşanma gerekçesi olabileceğine karar verdi. Bedduanın "Allahtan olumsuz temennilerde bulunmak" anlamına geldiğini belirten Yargıtay, bedduayı da 'aykırı dinsel davranış' olarak yorumladı. Yargıtay, beddua eden eş ile beddua edilen eşin birlikte yaşayamayacağına ve boşanmaları gerektiğine karar verdi.''
Old 21-11-2010, 04:15   #2
oguzhand0

 
Varsayılan

Araştırdım ama bulamadım...

Birkaç haftaya içtihat programlarına düşer, hatırlatırsanız tekrar kontrol ederim Sayın Gülerer.

Yalnız araştırırken şunu buldum:

Yakında şu hale gelecek kanımca
http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-...399537_n.jp g
Old 21-11-2010, 09:34   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Şu adreste bir meslektaşımız haberde sözü geçen kararın esas ve karar numaraları ile tarihini belirtmiş, ancak ben bulamadım.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=21999
İçtihatta beddua etmenin değil de, bu tür davranışların geçimsizlik yaratmasının ya da pek fena muamele sayılmasının boşanma nedeni olarak kabul edilmiş olduğunu: "beddua boşanma nedeni sayıldı" başlığının ise basınımızın cımbızlaması olduğunu tahmin ediyorum.
Old 21-11-2010, 16:43   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Birebir aradığınız kararı bulamadım. İlgili birkaç karar ekliyorum.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi

Esas No: 2006/9358 Karar No: 2006/16103 Karar Tarihi: 22.11.2006

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda gün numarası gösterilen hüküm kusur, manevi tazminat, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre kadının tüm, kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Güven sarsıcı davranışlar içerisine giren, kocasına müessir fiilde bulunan, ona beddua eden (davacı) kadın, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında daha ağır kusurludur.

Türk Medeni Yasasının 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kocanın ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O durumda mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42, 43, 44, 49) dikkate alınarak koca yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün ikinci bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcını yatıran davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22.11.2006

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi

Esas no: 2004/15942 Karar no: 2005/2081 Karar Tarihi: 15.02.2005

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün nafakalar, tazminatlar, otomobil bedeli ve eşyalarına yönünün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün duruşmalı temyiz eden F. Ebru vekili ve temyiz eden karşı taraf vekili geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Davalı tanık beyanlarına geçen olaylardan sonra evlilik birliği devam etmiştir.

Delil listesinde gösterilmeyen günlük defterinin birazına davacı karşı çıkmıştır. Bu nedenle boşanmaya neden olan olaylarda eşine hakaret ve beddua eden, evden kovan koca tamamen kusurludur.

a) Türk Medeni Kanunu’nun 147/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını ön görmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir, O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK md. 4, BK md. 42 ve 44) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

b) Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK md. 4 BK md. 42, 43, 44 ve 49) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

3- Davacının Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. maddesi dışında istemiş olduğu otomobil ve ev eşyalarından kaynaklanan dava boşanmanın eki niteliğinde değildir. Bu nedenle davacı maktu harcı yatırdığından dava değerine göre peşin nisbi harç ikmal ettirilmeden (Harçlar Kanunu md.30 ve 32) davaya devamla kesin hüküm oluşturacak şekilde bu konudaki taleplerinin reddi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün 2/a-b ve 3. bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, temyize konu diğer hususların 1. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 400.-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcını yatıran davacıya geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.02.2005 günü oybirliği ile karar verildi.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi

Esas no: 2003/437 Karar no: 2003/1518 Karar Tarihi: 03.02.2003

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının eşine karşı devamlı 'Allah belanı versin, senin gibi kadın olmaz olsun" dediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliği ile karar verildi. 03.02.2003

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi

Esas no: 2001/8276 Karar no: 2001/10880 Karar Tarihi: 10.07.2001

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Erhan ... ile vekili geldiler. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının tahkir edici ve bedduayı taşıyan beyanlarda bulunduğu, davacıyı astları nezdinde küçük düşürücü büyü teşebbüsünde bulunduğu 6, 7, 8 Nisan 2000 tarihli takvim yaprağındaki yazılar ve tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, duruşma için takdir olunan 97.500.000 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya oybirliği ile karar verildi. 10.07.2001

Kolay gelsin,
Old 21-11-2010, 22:15   #5
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Konu ilginç, doğrudan forum konusunda olmasa da, fevren söylenen beddua niteliğindeki sözlerin; akdin feshine ( iş akdinin ) sebep olmayacağına dair eski bir YHGK kararı hatırlıyorum. Bulabilirsem ekleyeceğim.

Saygılarımla.
Old 22-11-2010, 23:15   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Mutlu

Alıntı:
Yazan Av. Ö.Erol Yavuz
Konu ilginç, doğrudan forum konusunda olmasa da, fevren söylenen beddua niteliğindeki sözlerin; akdin feshine ( iş akdinin ) sebep olmayacağına dair eski bir YHGK kararı hatırlıyorum. Bulabilirsem ekleyeceğim.

Saygılarımla.

Kararı buldum sanrım

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Esas No: 2001/9-1066 Karar No: 2001/1095 Karar Tarihi: 05.12.2001

Dava: Taraflar arasındaki "kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 9. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.5.2001 gün ve 2001/4 E- 193 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 9.7.2001 gün ve 2001/9230-12111 sayılı ilamı ile; ( ...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-İşyerinde şef olarak çalışan ve işyeri ortaklarından G____'n adak olarak işyerinde kestirdiği kurbanın ciğerini aşçı olan davacıdan pişirmesini istediği işyeri sekreteri H____ hanımın ciğerde kist olduğunu söylemesi üzerine bir tanığın ifadesine göre "yiyen ölür mü" başka bir tanığın ifadesine göre ise "yiyen ölsün kanser olsun inşallah" dediği bu nedenle hizmet akdinin işveren tarafından feshedildiği anlaşılmıştır. Davacının görevi dışında olan bir işin yaptırılmasına sinirlenerek bu sözleri sarfettiği, alınan sözlerin sataşma, doğruluk ve bağlılığa uymayan İş Kanununun 17/II. maddesinde sayılan hallerden olmadığı kabul edilmelidir. Zira fesih en ağır ceza olup 6 yıldan fazla işyerinde çalışan bir işçinin hakaret niteliğinde olmayan fevren söylenmiş kötü temenni niteliğindeki sözlerinin daha hafif bir ceza ile tecziyesi gerekirdi. Bu sonuç işçiyi koruma ilkesinin de bir gereğidir. Bu nedenlerle ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabulü gerekirken reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.12.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtaydaki Karşılıksız Çek Dosyalarının Hepsi Esas Mahkemelerine iade - Karar alperyldrm Hukuk Haberleri 1 18-02-2010 17:27
esas sermaye artışına oyçokluğu ile karar verilirse nizar Meslektaşların Soruları 3 17-02-2009 23:12
Y2.HD,23.02.1970 tarih 6881 esas, 1067 karar sayılı kararı köktaş Meslektaşların Soruları 4 12-10-2008 22:59
yargıtay kararlarındaki tireli(-) esas veya karar numaraları yer-sub Meslektaşların Soruları 4 19-07-2007 13:59
Tebligat Zarfında Karar ve Esas Numaralarının Yanlış Yazılması-Hatanın Niteliği johnross Meslektaşların Soruları 4 23-02-2007 00:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04797697 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.