Alacak Davasında Bilirkişilik.

Merhaba, Mali Müşavirim ve bilirkişilik dosyası ile ilgili sorum.

Alacak davası. Davacı (alacaklı) ticari bir işletme ve takibe konu alacak "akaryakıt teslim fişlerine" istinaden başlatılmıştır. Davalı (borçlu) teslim fişlerinde teslim aldığına dair imzası var. Fatura kesilmemiş, takibat faturaya dayalı değil.

Davalının (borçlu) elinde ödeme yaptığına dair belgeler var, fakat bu belgeler davacı (alacaklının) başka bir ticari işletmesinin kaşesini içeriyor.

Alacaklının 2 akaryakıt ticari işletmesi var, akaryakıt teslim fişlerine ait borca karşılık takibi başlattığı şirkete değilde, borçlunun (davalının) ödeme yaptığını gösterir belgeler diğer ticari işletmesine ait. Borçlu (davalının) bu durumla ilgili açıklaması, ben 2 şirketten de mal alımı yapıyorum.

SORUM ŞU; Akarkakıt teslim fişlerine istinaden takibat başlatılabilir mi? Ödeme makbuzlarının sahipleninin aynı olduğu başka bir şirkete olduğu için bunun dava da kanıtlanabilirliliği hangi tarafındır?Teşekkürler, iyi çalışmalar.

Sayın yesm, bence doğru olan raporunuzda mesleğinizle ilgili konularda görüşlerinizi bildirmenizdir. Mahkemenin bilirkişi olarak sizden hangi konularda görüş istediğini yazmamışsınız. Mahkemenin ara kararında bu konuda açıklama yoksa bir dilekçe ile bilirkişi olarak sizden görüş istenen hususları sorunuz ve onlardan mesleğinizle ilgili olanlara yanıt veriniz. Saygılarımla.

Mal teslim belgeleri, alacağın varlığını tek başına ispatlamaya yetmez. Ancak teslim olgusu nedeniyle davalıya ait bulunan imzalı belgeler davada en fazla "yazılı delil başlangıcı" olarak değerlendirilebilir. Somut olayda davalı: "her iki mahalden de mal aldığını ve fakat bunları ödediğini" ileri sürdüğü için mal satımının gerçekleştiği kabul edilmeli ancak davalının ödeme iddiası sunduğu makbuzlar nazara alınarak aşağıdaki gibi dikkate alınmalıdır düşüncesindeyim:

Aynı şahsa ait olduğunu belirttiğiniz ticari işletme "adi şirket" ise, (Aynı şahsa ait dediğiniz için böyle olduğunu kabul ediyorum!) bu durumda tüm imzalı mal teslim belgeleriyle, tüm ödeme dekontlarını kül halinde karşılaştırıp, ona göre alacak var mıdır yok mudur (mahsup ederek) belirlenmelidir... Kısaca adi şirkete ait iki ayrı satış noktası tek bir satış noktası gibi değerlendirilerek, toplam satış ile toplam ödeme kıyaslanıp, alacağın olup olmadığı belirlenmelidir...

Kaldı ki savunma karşısında; "hayatın olağan akışı" temelinde davacının, (olsaydı eğer) diğer işyerine ait teslim belgelerini de ortaya koyması icap ederdi.
Kanaatindeyim.

Hukukçu olmadığımı,tacir olduğum için çok ilgilendiğim bir konu olduğunu belirtmek istiyorum.Bana göre Davalı(borçlu) ödeme def'inde bulunduğuna göre borcu kabul etmiş,ispat külfeti yer değiştirmiştir.Bu nedenle teslim fişi-fatura tartışmasına gerek kalmamış, husumet farklı bir ticari işletme kaşesi içeren ödeme belgelerinin davacı(alacaklıya)ait olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Bu durumda Sn. Saimin belittiği üzere davacı alacaklıya ait işletmelerin yapısı ( şahıs firması-tüzel kişilik) önemlidir. Hukukçu olmadığımı tekrar hatırlatmak isterim.
saygılarımla

Merhaba, cevaplar için teşekkür ederim. En azından zihnimde ki karmaşıklığın açılmasına yol oldu. Sayın, Cengiz Aladağ"ın dediği gibi tam olarak mesleğimle ilgili noktalar bulamamıştım dosyada.İyi çalışmalar.