Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

Millet Vekili Seçilme Şartları ile ilgili görüşler

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-03-2009, 13:38   #1
prometeus

 
Varsayılan Millet Vekili Seçilme Şartları ile ilgili görüşler

Milletvekili Seçimi Kanunun aşağıda anılan maddesine bir göz atalım.
Hiç değilse ilkokul mezunu olma şartı getirilmiş ilk olarak.
Bunun anlamı şu ; Bir gün başımıza başbakan olarak gazete bile okuyamayan
bir vatandaşımız geçebilir. Üniversiteler bitirmiş, dört beş yabancı dil
bilen master ve doktorasını bitirmiş hatta profesörlük yapan
yurttaşlarımızın üst makamına seçilmiş vasfıyla böyle bir Bakan gelebilir.

Oysa ki, basit bir kamu işçisi ve memur olabilmek için hiç değilse lise mezunu ve çoğu zaman
üniversite mezunu olmak şartı aranır. Bu şart genellikle yeterli sayılmaz. Genellikle iki aşamalı
bir sınavdan geçirilir. Sınavdan sonra mülakata alınırlar. Mülakat aşamasından sonra şanslı
olanlar kadrolu olarak çalışmaya başlarlar.


Milletin vekili olmak , Belediye de işçi olmaktan daha mı önemsiz bir durumdur ki
Milletvekili seçilme şartları içinde en azından bir genel kültür sınavı şartı konmaz.
Bütün Millet Vekili adaylarına , hatta Belediye başkanı adaylarına böyle bir sınavı geçtikten
sonra aday olma hakkı tanınmalı. Böylece kültür seviyesi biraz daha yüksek Millet Vekili ve
Belediye Başkanı kitlemiz olur. Sonradan çıkma ihtimali olan pek çok anlamsız çatışma baştan engellenmiş olur.

Kanun maddesini aşağıda ilginize sunarım.


Madde 10 - Otuz yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebi-
lir.
Milletvekili seçilemeyecek olanlar:

Madde 11 - Aşağıda yazılı olanlar milletvekili seçilemezler:
a) İlkokul mezunu olmayanlar,
b) Kısıtlılar,
c) Yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,
d) Kamu hizmetinden yasaklılar,
e) Taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi
ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar,
f) Affa uğramış olsalar bile;


1. 2.1.2003 t. 4778 sk. ile DEĞİŞİK:
Basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile
istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmî ihale ve
alım satımlara fesat karıştırma veya Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle
mahkûm olanlar,

( Eski hali:1. Zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve
istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmi ihale ve alım sa-
tımlara fesat karıştırma veya Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle
mahküm olanlar, )

2. Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının, birinci babında yazılı suçlardan
veya bu suçların işlenmesini aleni olarak tahrik etme suçundan mahküm olanlar,
3. 2.1.2003 t. 4778 sk. ile DEĞİŞİK:
Terör eylemlerinden mahkûm olanlar,

( Eski hali: 3. Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrasında yazılı halkı
sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa,
açıkça tahrik etme suçlarından mahküm olanlar, )

4. Türk Ceza Kanununun 536 ncı maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra-
larında yazılı eylemlerle aynı Kanunun 537 nci maddesinin birinci, ikinci,
üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında yazılı eylemleri siyasi ve ideolojik
amaçlarla işlemekten mahküm olanlar.
Old 04-03-2009, 13:29   #2
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Milletvekili seçilir,
Kamu personeli atanır.

Cumhuriyet ideolojisinde egemenliğin tek kaynağı millettir ve millet kendisini idare edecek temsilcilerini rızasıyla seçer. Milleti kimin, nasıl temsil edeceğini bilemeyiz ve bunun kıstaslarını sadece tahsil vakıasına bağlayamayız.

Aynı zamanda Cumhuriyet ideolojisinde "herkes"in seçme ve seçilme hakkı olmalıdır ve bu hak tahsil gibi sebeplerle kısıtlanmamalıdır. Çünkü tahsil unsurunu arayabilmek için öncelikle tüm vatandaşlara verilen zorunlu tahsilin ya seviyesi yükseltilmeli ya da şu anda olduğu gibi zorunlu verilen tahsil milletvekili seçilmede üst sınır olmalıdır.

İlköğretimin zorunlu olduğu ve devamı lise ve lisans eğitim hakkında fırsat eşitliğinin bulunmadığı bir devlette kişilere seçilme hakkı konusunda daha ağır şartlar sunmak hakkaniyete aykırıdır. Çünkü herkesin malumu kaliteli bir lise ve devamı üniversite istisnalar hariç olmak üzere güçlü bir ekonomiye sahip olmayı, bilinçli aile yapısını v.s. gerektirmektedir. Bu nedenle kişilerin kendilerinin sebep olmadığı(ekonomik düşüklük veya aile sorunları v.s.) nedenleri bu kişilere karşı kullanmak doğru olmayacaktır.

Hülasa görüşünüze katılmıyorum.

Saygılar...
Old 10-03-2009, 11:06   #3
lawyer_721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Stj. Av. Hasan Bahadır Büyükavcı
Milletvekili seçilir,
Kamu personeli atanır.

bu cümle benim görüşlerimi de özetliyor. seçilmek için şartlar mümkün olduğunca hafifletilmelidir. yaş şartının da 18'e indirilmesi uygun olur. yanlış anlamayın kendim için istemiorum, ben 30 yaşımı aşmışım
Old 13-03-2009, 22:31   #5
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan prometeus
Yazacak cümle bulamıyorum!

Amacınız insanların bu konu hakkındaki görüşlerini almak mı?
Old 14-03-2009, 12:23   #6
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın Büyükavcı'nın düşüncelerine katılıyorum. Kendisinin de belirttiği gibi "ilkokul mezunu olma" koşulu da -bence- asgari bir eğitim-kültürü sağlamak için değil, ilk öğretimin (askerlik gibi) zorunlu olmasından kaynaklanmaktadır.

Diğer yandan seçme hakkını kullananların ortalaması ne ise, seçilme hakkını kullananların seçilme şansı da o ortalamaya yakın oldukça artar.

Seçme hakkını kullanmak için de belirli kıstaslar getirmek mümkün olmayacağından (bence mümkün olmamalıdır), toplumun eğitim seviyesinin artmasını beklemekten! başka bir çare yok.

Saygılar,
Old 14-03-2009, 23:37   #7
Atahun

 
Varsayılan

Seçmen, köy muhtarını seçerken bile iki kelimeyi yan yana getirebilme, Devlet kapısını görebilme, temsil, meramını anlatabilme gibi bir takım nitelikler ararken, Yasama gibi bir kurumun üyelerinin seçilebilmesi için belli bir eğitim ve öğretim şartı aramasında bence hiçbir tezat yoktur. Hatta çıta daha da yukarı çıkarılmalıdır.
Old 15-03-2009, 14:35   #8
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Köy muhtarlığı, belediye, il özel idare veya yasama meclisi için ilkokul mezunu, lise mezunu veya lisans mezunu kişiler aday gösterilir "seçmen" bunların içerisinden "lisans mezununu" seçer bu ayrı bir mevzudur.

Söylemek istediğimiz seçmenin tercihleri değil, kişilerim seçilebilme şartlarına getirilecek kısıtlamalardır.

Yani ilkokul mezunu olsa dahi kişi aday olabilmelidir. Bundan sonra insiyatif seçmendedir. Eğer ilkokul mezunu olsa dahi o kişinin kendisini temsil edeceğine inanıyorsa seçimini o yönde kullanır.
Old 15-03-2009, 16:53   #9
Eda SAMYürek

 
Varsayılan

İlköğretim mezunu olmanı denmesinin nedeni bencede zaten zorunlu olmasıdır. ayrıca ilköğretim mezunu olmak cahil olmakla eşdeğer anlama gelmez ki. Bir arkadaşımızında dediği gibi atanmak ve seçilmek burada çok ince bir çizgi bence ve önemli kanun bir aşağı sınır çizmiz üst sınıra karar vermek benim ellerimde istersem ilköğretim mezununa istersem lise istersem üniversite mezununa oyuma veririm. bunlardan hangisinin beni temsil edebileceği önemlidir. okumak demek adam olmak demek değildir. sonuç olarak. bunun dışında var olan diğer kıstaslardada akla takılacak bir şey yok bence.
Old 15-03-2009, 22:10   #10
Atahun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Stj. Av. Hasan Bahadır Büyükavcı
Köy muhtarlığı, belediye, il özel idare veya yasama meclisi için ilkokul mezunu, lise mezunu veya lisans mezunu kişiler aday gösterilir "seçmen" bunların içerisinden "lisans mezununu" seçer bu ayrı bir mevzudur.

Söylemek istediğimiz seçmenin tercihleri değil, kişilerim seçilebilme şartlarına getirilecek kısıtlamalardır.

Yani ilkokul mezunu olsa dahi kişi aday olabilmelidir. Bundan sonra insiyatif seçmendedir. Eğer ilkokul mezunu olsa dahi o kişinin kendisini temsil edeceğine inanıyorsa seçimini o yönde kullanır.

Sayın Büyükavcı; Ülkemizde feodalitenin hala hüküm sürdüğü bazı bölgelerimiz dikkate alındığında; seçilmede eğitim-öğretimin değil, ekonomik ve siyasi gücün daha etkili olduğu hepimizin malümudur. Şu an için 550 milletvekilin 450 tanesinin bu şekilde olduğunu varsayalım. Bu durumda "Yasama" görevini yapabilir mi?

Önemli olan kişinin kendisini yeterli görüp görmediği değil, o görev için yeterli olup olmadığıdır.

Saygılarımla.
Old 15-03-2009, 22:12   #11
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Üretilen malın kalitesi, hammaddenin niteliği ile doğru orantılıdır.

Konu neydi?
Old 08-04-2009, 11:40   #12
prometeus

 
Varsayılan benim ağırıma gidiyor aslında

Şahsen bu durum ağırıma gidiyor. Vekil sıfatını takınanların bir bölümünün üzerlerine kayıtlı suç dosyalarından mahkemeye çıkmamak , yargılanmamak için vekillik sisteminin dokunulmazlık hükmünden faydalanmak için millet vekili oldukları ve vekil olmak için tonlarca para harcadıkları biliniyor. Onlara suçu işleten cehalet aynı zamanda onları vekil de seçtiriyor bence.

kimilerinin doğuştan ıslak tuzu kimilerininse daima kuru , diyorsanız , Recep Yazıcıoğlu , sil baştan ve bu sistem değişmeli kitaplarına bir göz atmak faydalı olabilir.

Old 11-04-2009, 15:27   #13
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan prometeus
Şahsen bu durum ağırıma gidiyor. Vekil sıfatını takınanların bir bölümünün üzerlerine kayıtlı suç dosyalarından mahkemeye çıkmamak , yargılanmamak için vekillik sisteminin dokunulmazlık hükmünden faydalanmak için millet vekili oldukları ve vekil olmak için tonlarca para harcadıkları biliniyor. Onlara suçu işleten cehalet aynı zamanda onları vekil de seçtiriyor bence.

kimilerinin doğuştan ıslak tuzu kimilerininse daima kuru , diyorsanız , Recep Yazıcıoğlu , sil baştan ve bu sistem değişmeli kitaplarına bir göz atmak faydalı olabilir.


Varmak istenen amaç ortaya konmazsa konuşulanlar karmaşadan ibarettir. Konumuz seçilme şartlarımıdır, milletvekilliği dokunulmazlığımıdır?

Yukarıdaki görüşlerinize göre tartışmamız gereken dokunulmazlık zırhıdır.
Old 13-04-2009, 15:39   #14
AvTürk

 
Varsayılan

kanun açık. özü şu; eğitimsiz insanlar da kanun yapabilir.
Old 17-04-2009, 08:51   #15
prometeus

 
Varsayılan

Böyle yoğurttan ancak bu kadar ayran olur , değil mi ? İç içebilirsen...
Old 17-04-2009, 22:49   #16
üye13144

 
Varsayılan

T.C.
YÜKSEK SEÇİM KURULU
Karar No : 268
- K A R A R -

Başkanlık Makamınca Kurulumuza sunulan 18/05/2007 günlü yazıda, aynen; “22 Temmuz 2007 Pazar günü yapılacak olan XXIII. Dönem Milletvekili Genel Seçimi seçim takvimine göre, seçim katılabilecek siyasi partiler, seçime katılacakları seçim çevrelerine ait aday listelerini cd ve kağıt ortamında 04 Haziran 2007 Pazartesi günü saat 17:00’ye kadar Kurulumuz Başkanlığına vereceklerdir.

Siyasi partilerin aday listelerini vermelerinde uyulması zorunlu usullerin ve başvurularında bu listelere eklenmesi gereken belgelerin belirlenmesini,

Milletvekili adaylarının istifalarının son gününün ve şeklinin, istifalardan vazgeçme zamanının, istifa ve ölüm nedeniyle meydana gelecek boşalmaların hem geçici hem kesin aday listeleri yönünden tamamlanması usulünün belirlenmesini,

Ve sair işlemlerin karara bağlanmasını takdirlerinize arz ederim.” denilmiş olmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 37. ve sonra gelen maddeleri hükümlerine göre, Milletvekili Genel Seçiminde adaylar; İlçe Seçim Kurulu Başkanının yönetim ve denetimi altında yapılan siyasi partilerin belli bir seçim çevresindeki bütün kayıtlı üyelerinin katılımıyla (önseçim) veya aday yoklaması usullerinden biriyle yada bunların dışında siyasi partilerin tüzüklerinde belirtilen Merkez Yoklaması yöntemiyle belirlenir.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun değişik 20. maddesinde; siyasi partiler tarafından milletvekili seçimine ilişkin aday listelerini ayrı ayrı alındı belgesi karşılığında önseçim gününden en geç on gün sonraki gün saat: 17.00’ye kadar Yüksek Seçim Kuruluna verileceği öngörülmüştür. Yüksek Seçim Kurulunun 04/05/2007 tarih ve 221 sayılı kararıyla kabul edilen 22 Temmuz 2007 Pazar günü yapılacak olan XXIII. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde uygulanacak takvime göre; siyasi partiler, aday bildirimlerini elektronik ortamda (Cd olarak) ve ayrıca cetveller halinde 04/06/2007 Pazartesi günü saat: 17.00’ye kadar Yüksek Seçim Kuruluna vermek zorundadırlar. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 48. maddesinde; bu listelerin her bir seçim çevresi itibariyle ayrı ayrı düzenlenmesi belirlendiği halde, milletvekili seçimine ilişkin aday listelerinin Yüksek Seçim Kuruluna verilmesinde uygulanacak yöntem hakkında bir hüküm getirilmemiştir.

Bu duruma göre siyasi partiler, seçime katılacakları her İl’e ait aday listelerini (o il çevrelere bölünmüş ise bu çevreler de dikkate alınarak) ayrı ayrı bildirmek durumundadırlar. Bu aday listelerinin nasıl düzenleneceği, aday isimlerinin nasıl yazılacağı, adaylarla ilgili hangi bilgileri içerecekleri, şekilleri ve kaç nüsha verilecekleri, ne gibi belgelerin eklenmesi gerektiği hususları yasalarda belirtilmediğinden Yüksek Seçim Kurulunca saptanması gerekmektedir.

2839 sayılı Kanunun 25. maddesinde; listelerin kesinleşmesinden sonra istifa ve ölüm nedeni ile aday listelerinde meydana gelecek eksilmelerin listelerin tamamlanmasını gerektirmeyeceği vurgulanmıştır.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 25. maddesi hükmüne göre; aday listelerinin kesinleşmesinden sonra istifaların dikkate alınması mümkün değil ise de, bu hüküm istifa süresinin bu tarihe kadar uzayacağı anlamına gelmez. İstifa üzerine, kesinleşmeden önce oluşan boşalmaların tamamlattırılması da söz konusu olduğundan, bu işlem için gerekli süre de göz önünde bulundurulmak suretiyle istifaların dikkate alınabileceği son günün saptanması gerekir. Seçim Takvimine göre bu tarihin 15/06/2007 olarak kabulü gerekir. O halde, bu tarihe kadar Yüksek Seçim Kuruluna bildirilen istifalar sebebi ile listelerin tamamlattırılması mümkün olup, bu tarihten sonraki istifalar listelerin tamamlattırılması yönünden dikkate alınmayacaktır.

Ayrıca; istifanın usul ve yöntemleri de yasada açıklanmadığından, bu konuda düzenleme yapılması zarureti doğmaktadır. İstifalarda kimlik saptaması en önemli öğedir. İstifanın Yüksek Seçim Kuruluna ulaştırılması yöntemi de seçim işlerindeki ivedilik bakımından önem arzetmektedir.

Öte yandan, T.C. Anayasasının 76. ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 10. ve 11. maddelerinde; “Milletvekili Seçilme Yeterliliği” ile ilgili şartlar belirlenmiş, 2839 sayılı Kanunun “Adaylara Karşı İtiraz” başlıklı 22. maddesinde; “Adayların geçici olarak ilanından itibaren iki gün içinde il seçim kuruluna itiraz edilebilir. İtirazlar, il seçim kurulunca, en geç iki gün içinde karara bağlanır. İlgililer, bu kararlara karşı iki gün içinde Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz edebilirler. Yüksek Seçim Kurulu, üç gün içinde ve en geç, kesin aday listelerinin ilanı gününe kadar bu itirazları karara bağlar.”, “Adayların İncelenmesi” başlıklı 23. maddesinde ise; “Bir il, birkaç seçim çevresine bölünmüş olsa bile il seçim kurulları, kendi seçim çevrelerinin adayları hakkında yaptıkları inceleme sonunda, bu Kanunda yazılı adaylık şartlarında noksanlık veya aykırılık bulunduğunu görürlerse, durumu geçici ilan tarihinden itibaren iki gün içinde ilgili adaya, siyasi partilerin il başkanlarına ve Yüksek Seçim Kurulu’na bildirirler.” hükümlerine yer verilmiştir.

22 Temmuz 2007 Pazar günü yapılacak olan XXIII. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde uygulanacak Seçim Takviminde ise; siyasi partilerin genel merkezlerinin, seçime katılacakları seçim çevrelerine ait aday listelerini 04 Haziran 2007 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına verecekleri ve bu tarihten sonra milletvekili adaylarının seçilme yeterliliğine ilişkin inceleme ve itiraz sürecinin başlayacağı öngörülmüştür.

Anayasa ve yasalarla, seçimin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma görevi verilen Kurulumuzca, milletvekili adaylarının incelenmesi sırasında ve itiraz sürecinde bu işlemlerin kolayca ve düzen içinde yapılabilmesi ve gereksiz yazışmaların önlenebilmesi için aday listeleri bildirilirken bu adaylara ilişkin nüfus cüzdanı örneği, T.C. Kimlik Numarasını gösteren resmi nitelikte belge, öğrenim durumunu gösterir diploma sureti ve adli sicil ve arşiv kaydının da gönderilmesinin siyasi partilerin genel merkezlerine bildirilmesinin uygun olacağı,

Adli sicil kaydında sabıkası bulunan adayların;

1- 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesi (f) fıkrasında belirtilen suçlardan ve (e) fıkrasında söz edildiği gibi taksirli suçlar hariç bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanların,

Kesinleşmiş cezalarının infazından sonra, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 121 – 122 – 123 – 124. veya 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddelerine göre mahkumiyet kararlarına ilişkin olarak ayrı ayrı Memnu Hakların İadesi kararları almaları ve kararın kesinleşme şerhli (açıklamalı),

2- Yine, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinin (f) fıkrasında yazılı suçlardan ve (e) fıkrasında belirtilen taksirli suçlar hariç bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olup da cezaları ertelenmiş olanların,

765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95/II. maddesine göre, hüküm tarihinden itibaren beş yıl içinde, başka bir suçtan hüküm giymemiş olduklarını kanıtlayabilmeleri için söz konusu tecilli mahkumiyet kararlarının kesinleşme şerhli (açıklamalı),

onaylı birer örneğini,

3- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca, taksirli suçlar hariç 1 yıl veya daha fazla veya 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11/f maddesinde belirtilen suçlardan kesinleşmiş hapis cezası bulunanların bu cezalarını infaz ettiklerine veya infaz etmiş sayıldıklarına ilişkin belgeyi,
eklemeleri gerektiği kanaatine varılmıştır.

Ayrıca, il seçim kurullarının kendi seçim çevrelerinin adayları hakkında yaptıkları inceleme sonunda, gerekli gördükleri diğer belgeleri ilgili yerlerden isteyebilecekleri de açıktır.

S O N U Ç: Açıklanan nedenlerle;

A) Aday listelerinin verilmesinde uyulması zorunlu yöntem;

I- a) Siyasi partilerin seçime katılacakları seçim çevrelerine ilişkin aday listelerini, “her ilin ve bir il birden fazla seçim çevresine bölünmüş ise, her bir seçim çevresinin adayları ayrı ayrı kağıtta gösterilmek suretiyle aday listelerinin” ve bu listeleri ihtiva eden cd’nin Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen kayıt desenine göre, Yüksek Seçim Kuruluna 04/06/2007 Pazartesi günü saat: 17.00’ye kadar teslim etmeleri gerektiğine,

b) İllere ait bu listelerin alfabe sırasıyla dizilerek listenin baş tarafına ilin adı, il birkaç seçim çevresine bölünmüş ise (her bir çevre ayrı ayrı olmak üzere) ilin adıyla birlikte bölünen seçim çevresinin numarasının yazılması, bunun altına da o seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısı kadar adayların T.C. Kimlik Numaraları, adları, soyadları, öğrenim durumları (ilk, orta, yüksek biçiminde) ve meslekleri (birden çok meslek varsa yalnız biri) gösterilerek sıra numarasıyla alt alta yazılmak suretiyle düzenlenmesi gerektiğine,

c) Listelerin her sayfasının parti mührünü ve yetkili imzayı taşıması gerektiğine,

d) Her aday için, 2839 sayılı Kanunun 11. maddesine göre, seçilme yeterliliği ile ilgili sabıka kayıtlarının bulunup bulunmadığını gösterir belgelerle öğrenim durumlarını gösterir diploma ve nüfus cüzdanı örneklerinin ve T.C. Kimlik Numarasını gösterir resmi nitelikteki belgelerin ve ayrıca sabıka kaydı sorgulama sonucunda adayın mahkumiyetinin belirlenmesi durumunda;

1- 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesi (f) fıkrasında belirtilen suçlardan ve (e) fıkrasında söz edildiği gibi taksirli suçlar hariç bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanların,

Kesinleşmiş cezalarının infazından sonra, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 121 – 122 – 123 – 124. veya 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddelerine göre mahkumiyet kararlarına ilişkin olarak ayrı ayrı Memnu Hakların İadesi kararları almaları ve kararın kesinleşme şerhli (açıklamalı),

2- Yine, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinin (f) fıkrasında yazılı suçlardan ve (e) fıkrasında belirtilen taksirli suçlar hariç bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olup da cezaları ertelenmiş olanların,

765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95/II. maddesine göre, hüküm tarihinden itibaren beş yıl içinde, başka bir suçtan hüküm giymemiş olduklarını kanıtlayabilmeleri için söz konusu tecilli mahkumiyet kararlarının kesinleşme şerhli (açıklamalı),

onaylı birer örneğinin,

3- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca, taksirli suçlar hariç 1 yıl veya daha fazla veya 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11/f maddesinde belirtilen suçlardan kesinleşmiş hapis cezası bulunanların bu cezalarını infaz ettiklerine veya infaz etmiş sayıldıklarına ilişkin belgeyi,
eklemeleri gerektiğine,

e) İl seçim kurullarının gerekli gördükleri takdirde kendi seçim çevrelerinin adayları hakkındaki diğer belgeleri ilgili yerlerden isteyebileceklerine ve bu taleplerinin derhal yerine getirileceğine,

II- 2839 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince; seçime katılan siyasi partilerin iller toplamının en az yarısında o seçim çevresinin çıkaracağı Milletvekili sayısı kadar aday göstermeleri gerektiğine, eksik aday gösteren siyasi partilerin bu eksikliği Yüksek Seçim Kurulunca verilen sürede tamamlamamaları halinde anılan Kanunun 13. ve 14. maddeleri uyarınca seçime katılma hakkını kaybedeceklerine,

B) Adayların istifaları yönünden uyulması gerekli yöntem;

I- Milletvekili seçimine katılan siyasi partilerin Yüksek Seçim Kuruluna verdikleri aday listelerinde gösterilenlerden istifa edeceklerin, bu yoldaki istemlerinin en geç 15/06/2007 günü saat: 17.00’ye kadar bu kurula ulaşmış olması gerektiğine, belirtilen bu gün ve saatten sonra kurula ulaşacak istifaların dikkate alınamayacağına ve eksiklerin tamamlattırılması yönünden ilgili siyasi partiye iletilmeyeceğine,

II- Adaylıktan istifaların Yüksek Seçim Kuruluna veya Yüksek Seçim Kuruluna iletilmek üzere il seçim kurulu başkanlığına, doğrudan doğruya ve şahsen kimlik göstermek suretiyle yapılabileceğine,

III- İstifanın Yüksek Seçim Kuruluna noter vasıtasıyla da gönderilebileceğine,

IV- Seçim Takvimine göre, aday listelerinin kesinleştiği 20/06/2007 tarihinden itibaren ölüm veya istifa nedeni ile aday listelerinde oluşacak eksikliklerin tamamlanması gerekmediğine, ancak bu kişilerin seçilmiş bulunmaları halinde istifalarının hüküm ifade edeceğine ve yerlerine kendilerinden sonra gelenlerin seçilmiş sayılacaklarına,

C) Kararın birer örneğinin seçime katılan siyasi partilerin genel başkanlıkları ile il seçim kurulu başkanlıklarına gönderilmesine,

D) Kararın örneğinin Resmi Gazetede yayımlanmasına ve sonuç bölümünün Başkanlık Duyurusu halinde TRT’de ilanına,

19/05/2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 20-04-2009, 14:50   #17
av.metinmso

 
Varsayılan

Kişisel kanaatime göre Türkiye Cumhuriyeti'nde isteyen herkes en azından liseyi bitirebilir. Öyle ya da böyle..
Üniversite maddi sebeplerle okunmayabilir, bunu kabul edebiliyorum..

Bu nedendir ki milletvekili olabilmek açısından en azından lise mezunu olma şsrtı aranmalıdır.
Old 22-04-2009, 16:23   #18
nurgülgünes

 
Varsayılan

EĞİTİM ŞART.
Düşüncemi onaylayanların desteklerini bekliyorum.Şimdiden teşekkürler...
Old 22-01-2010, 18:38   #19
fokaili

 
Varsayılan

seçilmiş olmanın üstünlüğü mutlak bir gerçektir.Bunun kıstasları tabiki belirli kesimlerin seçimini engelleyecek tarzda olmamalıdır.Gelişmiş bir demokrasinin en büyük gereksinimi ve kaynagıda bu genellik ve tercih serbestisidir.Fakat ekonomik imkansızlıklardan dolayı okuyamamış ve millet vekili olamayacak vatandaş tezi gerçeklerle pek uyuşmuyor,en basitinden bir şeçim kampanyasının 100-150 bin TL olduğu söylenir ülkemizde.Kişinin millet vekili seçilebileceği bir partiden;kendini; millet vekili aday adayı olarak kayıt ettirebilmesi için servet değerinde kayıt parası hibe etmesi gerekir.Yani bu milletvekilleri gariban ailelerin,eğitim eşitsizliğine uğramış çoçukları değildirler genelde geneldemi hiçbir zaman
Old 23-01-2010, 14:05   #20
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan fokaili
seçilmiş olmanın üstünlüğü mutlak bir gerçektir.Bunun kıstasları tabiki belirli kesimlerin seçimini engelleyecek tarzda olmamalıdır.Gelişmiş bir demokrasinin en büyük gereksinimi ve kaynagıda bu genellik ve tercih serbestisidir.Fakat ekonomik imkansızlıklardan dolayı okuyamamış ve millet vekili olamayacak vatandaş tezi gerçeklerle pek uyuşmuyor,en basitinden bir şeçim kampanyasının 100-150 bin TL olduğu söylenir ülkemizde.Kişinin millet vekili seçilebileceği bir partiden;kendini; millet vekili aday adayı olarak kayıt ettirebilmesi için servet değerinde kayıt parası hibe etmesi gerekir.Yani bu milletvekilleri gariban ailelerin,eğitim eşitsizliğine uğramış çoçukları değildirler genelde geneldemi hiçbir zaman

Yanlışı yanlışla çözelim diyorsunuz o zaman.

Yani hem "lisans sahibi" olsun( burada eğitim demiyorum çünkü ülkemizde eğitimli olarak kabul edilen lisan mezunu insanların ilkokul mezunu insanlardan eğitim açısından üstün oldukları hakkında şüphem vardır) hem de 100-150 bin parayı hibe etsin.

İşte varolan sizin bahsettiğiniz durum demokrasiyle bağdaşmadığı, insanların aday olabilmesi için ekonomik güç tarzı bir şart ileri sürüldüğü için karşı çıkıyorum. Bu zamanda ekonomik gücü olmayan aday olabilir mi? Olamaz. Ama insan en azında bağımsız adaylığını koyabilir. Bunu da "lisans diplomasına" bağlamanın anlamı yoktur diyorum.
Old 23-01-2010, 17:42   #21
fokaili

 
Varsayılan

Selamlar, Sanırım yanlış anlama olmuş Hasan Bey;yazmamın sebebi;millet vekilliği adaylığına lisans kıstası getirilmelidir tezini desteklemekten ziyade;millet vekilillerinin ekonomik yetersizlikten dolayı okuyamayabileceği argümanının gerçekle uyuşmadığıdını anlatmaktır.Tartışmada da kıstasın ne olacağı henüz belli değil zaten lise mi? lisans eğitimi mi? yüksek lisans mı?...genel olarak şikayet konusu kişilerin diplomaları da degil,yurt dışı ve yurt içinde temsil eden kişilerin, bölgesel bilgi ve kültür ile birlikte global hatta ülke bütünüyle ilğili yeterliliğe sahip olmaması eğer bunu hiç okumadan sağlayabiliyorsa;ki kesinlikle mümkündür;ne ala fakat bir şekilde millet vekilliği döneminde ekonomik gücün öncelikli kıstaslardan olması ortadan kaldırılmalıdır.Çünkü vekil olunca devletin işleri vekil parasıyla dönmüyor,ihtiyaçta bulunmuyor özetle.Eğitim kıstası sorunu çözmeyeceğini düşünüyorum sadece bu ülkedeki millet vekillerinin de okuyamamış olmayı ekonomik yetersizliğe bağlayabileceklerini düşünmüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
A.Ş'te Yönetim Kurulu Seçilme Şartları MGDurbin Meslektaşların Soruları 2 20-11-2008 16:17
Çocukları Koruma Kanunu Tasarısı Üzerine Görüşler av.sevdacan Çocuk Hakları Çalışma Grubu 0 22-06-2007 21:08
Hey Millet Neredesiniz? suatuyar Hukuk Lisans Eğitimi 6 30-05-2007 17:10
Milletvekili Seçilme Yeterliliği Yeterli mi? pia Hukuk Sohbetleri 35 17-08-2006 00:10
Bld. zabıtası Ve Yerel Yönetimler Hakkında Görüşler kentpolisi Hukuk Sohbetleri 5 24-11-2002 08:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08079195 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.