Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu İptali ve Tescil - Hazinenin Vekalet Ücreti Sorumluluğu Kriterleri

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-02-2008, 16:43   #1
FYLOZOF

 
Varsayılan Tapu İptali ve Tescil - Hazinenin Vekalet Ücreti Sorumluluğu Kriterleri

Bir soruda ben sorayım değerli meslektaşlarıma, Asliye Hukuk Mahkemelerinde , Hazine aleyhine açılan, Tescil veya Tapu İptal ve Tescil davalarında , dava kabul edildiği takdirde , Hazine aleyhine, Vekalet ücretine hükmediliyormu, Örnek karar varmı?
Kadastro mahkemelrinde hazine aleyhine açtığım tespite itiraz davalarında , vekalet ücretine hükmedildi, hatta yargıtay da onadı. Ancak Hakim , Asliye hukuktaki tescil, yada tapu iptal tescil davalarında , vekalet ücretine hükmedilemiyeceğini söylüyor. bu konuda örnek karar, yada yargıtay kararı varsa, paylaşırsanız sevinirim. tşk ler.
Old 19-02-2008, 18:16   #2
nephilis

 
Karar

Burada Hazine veye ilgili Kamu tüzel kişisinin Kanuni Hasım olup olmadığına bakılacaktır;

Medeni Kanunun 713.maddesine göre açılan tescil davalarında Hazine ile ilgili kamu tüzel kişisi, şekil bakımından davalı (Kanuni Hasım) durumundadırlar.Bu nedenle davanın davacı lehine sonuçlanması halinde; Davalı Hazine ve ilgili Kamu tüzel kişisine yargılama harç ve giderleri yükletilemez. [HGK 21.05.1951-1/93-91]

Ancak, zilyetliğe dayanılarak Hazine veya ilgili kamu tüzel kişisi üzerindeki tapu kaydının iptal ve tescili istenmekte ise, burada Hazine veya ilgili kamu tüzel kişisi Kanuni Hasım durumunda olmayıp, taşınmaz, üzerine tescil edilmiş olmakla taraf durumunda bulunduğundan, davanın lehe sonuçlanması halinde, davada taraf olan ve davayı kaybeden kimse Hazine de olsa, davayı kaybettiği için yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulur.
Old 19-02-2008, 18:24   #3
FYLOZOF

 
Varsayılan

Sayın nephilis,cvb nız için tşk ler, bahsettiğim dava tescil değil,Tapu iptal ve tescil,
Yalnız hakim, tescil yada tapu iptali tescil farketmez, hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilmez diyor, yargıtay kararı varsa getirin diyor.
Yarın da 6 dosyam kararlık, karar verecek, bende salt vekalet ücretinden dolayı temyiz etmek istemiyorum.gerçi hazine temyiz ediyor zaten ama, dosyaların veaklet ücretinden dolayı bozulmasını istemiyrum.
Old 19-02-2008, 20:28   #4
FYLOZOF

 
Varsayılan

Konu ile ilgili karar bulan arkadaş yokmu acaba..
Old 20-02-2008, 14:56   #5
AV.ERKUT

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım, aşağıda gönderdiğim kararda sadece kazandırıcı zamanaşımı ile tescil davaları içindir.MK: 713 gereğince bu tür davalarda Hazine yasal davalı durumundadır.Umarım işinize yarar.Diğer davalarda ise hazine aleyhine kararlarda hazinenin vekalet ücreti ödemesine karar verilir.Karar aramaya devam ediyorum.
Saygılarımla.


T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/465
Karar: 2005/807
Karar Tarihi: 08.02.2005

ÖZET: Dava, tapusuz taşınmazın TMK.nun 713/1. maddesi hükmü uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Anılan maddenin 3.fıkrası hükmüne göre, Hazine ve diğer kamu tüzel kişileri yasal hasım durumunda olup hiçbir halde harç, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması, alınması gerekli harcın da davacıdan alınması gerekir.

(4721 S. K. m. 713) (1086 S. K. m. 438) (492 S. K. m. 13)

Asım K……… ile Çepni Köyü Tüzel Kişiliği ve Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çatalzeytin Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 27.09.2004 gün ve 41/55 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, tescil konusu taşınmazın davacı ve miras bırakanı tarafından dava tarihine kadar kanunda yazılı koşullar altında 20 yılı aşkın süre ile tarım arazisi olarak tasarruf edildiği yerel bilirkişi ve tanıklarca ifade edildiğine, sulu tarıma elverişli ziraat arazisi olarak kazanmaya elverişli yerlerden bulunduğu ziraatçı bilirkişi tarafından gerekçeli olarak açıklandığına, uyuşmazlığın niteliğine göre yasal ilanlar ve incelemeler yapılmış bulunduğuna göre yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde kanuna aykırı bir yön görülmemiş ise de, gerek davacı tarafça yatırılmış bulunan harcın talep halinde davacıya iadesine karar verilmiş olması ve gerekse hüküm fıkrasında taşınmazın davacı adına tapuya tesciline denilmeksizin sadece "tapuya tesciline" karar verilmesi doğru değildir. Ancak, somut olayda davacıdan başka tescil isteğinde bulunan olmadığı dosya içeriğinden anlaşıldığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.

Dava, tapusuz taşınmazın TMK.nun 713/1. maddesi hükmü uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Anılan maddenin 3.fıkrası hükmüne göre, Hazine ve diğer kamu tüzel kişileri yasal hasım durumunda olup hiçbir halde harç, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması, alınması gerekli harcın da davacıdan alınması gerekir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.nun 438/7.fıkrası uyarınca, hüküm fıkrasının 3.bendindeki "Davacı tarafından yatırılan 7.880.000.-TL başvuru harcı ile 13.500.000.-TL nisbi harç toplamı 21.380.000.-TL'nin talep halinde davacıya iadesine" ilişkin tümcenin hükümden çıkarılmasına, yerine "Dava niteliği itibariyle peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye alınması gerekli harcın davacıdan tahsiline" tümcesi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 08.02.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 20-02-2008, 15:01   #6
AV.ERKUT

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar da sadece harçtan muaf olduğuna ilişkindir.Vekalet ücreti hakkında hüküm kurulmamış.

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/6227
Karar: 2001/7212
Karar Tarihi: 26.10.2001

ÖZET : Davanın kabulüne karar verildiğine göre, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerekir. Ancak hazine Harçlar Kanunun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan davayı kaybetmesi halinde dahi hazineye harç yüklenmesi mümkün değildir. Davacı kurum da davayı kazanmış olmakla ona da harç yükletilmesi mümkün olmadığı gibi peşin alınan harcın da iadesi gerekir. Şu hale göre, hükümde bakiye harcın davacıdan alınmasına karar verilmesi isabetsizdir.

(492 S. K. m. 13/j) (1086 S. K. m. 438/7)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.3.2001 gününde verilen dilekçe ile tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.6.2001 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili Deresinek Kasabasında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, kuruluşlarının istimlak sınırları içersinde olmasına rağmen bir kısım taşınmazların davacı adına kayıtlı 138 Ada 1 Parsele dahil edilerek tescil edilmesi gerekirken tescil harici bırakıldığını, bu nedenle Çay Asliye Hukuk Mahkemesinde mülkiyetin tespiti davacı açtıklarını, 3533 sayılı yasa gereğince hakem sıfatı ile görülen dava sonucunda 23.6.2000 tarihli krokide A ve B harfleri ile gösterilen tescil harici nizalı kesimlerin mülkiyetinin davacı kuruluşa ait olduğunun tespitine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek, sözkonusu taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hükmü taraf vekilleri temyize getirmiştir.

Dosya kapsamına, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.

Davacı vekilinin temyizine gelince;

Davanın kabulüne karar verildiğine göre, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerekir. Ancak hazine Harçlar Kanunun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan davayı kaybetmesi halinde dahi hazineye harç yüklenmesi mümkün değildir. Davacı kurum da davayı kazanmış olmakla ona da harç yükletilmesi mümkün olmadığı gibi peşin alınan harcın da iadesi gerekir. Şu hale göre, hükümde bakiye harcın davacıdan alınmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu yön bozma nedeni ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK'nun 438/VII. Maddesi gereğince aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkeme kararının hüküm fıkrasının üç numaralı bendinin tümüyle hükümden çıkarılmasına, yerine "Davacı kurumdan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan 4.860.000. Lira nisbi harcında istek halinde davacı kuruma iadesine "tümcesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz itirazının haklı bulunması nedeniyle davacı idare aleyhine onama harcı yükletilmesine yer olmadığına, Harçlar Kanununun 13/J. Maddesi gereğince davalı hazineden de harç alınmasına yer olmadığına, 26.10.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 20-02-2008, 15:06   #7
AV.ERKUT

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
16.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/13142
Karar: 2004/1187
Karar Tarihi: 22.01.2004

ÖZET: Kadastro Mahkemelerince hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin esaslar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, avukat veya dava vekili ile takip olunan davalarda vekalet ücreti davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, tarafların davada iyi niyetle hareket edip etmediği, hak ve eşitlik kuralları göz önünde tutularak maktuen tayin ve takdir olunur. Ancak, takdir edilecek vekalet ücretinin miktarı, keşif yapılmışsa keşifte belirlenen değere göre avukatlık ücreti tarifesini tayin ettiği nispi ücret sınırları üstünde olamaz, keşif yapılmayan durumlarda davanın önemi ile aynı Kanun’un 36/2. maddesi uyarınca ilgili parsele ait son beyan dönemi emlak vergisi değeri göz önünde bulundurulmalıdır.


(3402 S. K. m. 14, 18, 20, 31, 36)

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 221 ada 7 parsel sayılı 7526.78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı kapsamında kaldığı, ancak mera komisyon kararına göre bu adada mera olmadığından davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı K. Erdem, yasal süresi içinde irsen intikal, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı K. Erdem adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle ilgisinin olmadığı, kamu orta malı mera niteliği taşımadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz davacı taraf adına tespit edilip kesinleşen parsele uygulanan vergi kaydının bu yönü mera okuması sebebiyle Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı taraf, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Uyuşmazlığın temeli taşınmazın kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen şartların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği konusundadır. Meraya ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin komşu köyden ve davada yararı bulunmayan kişiler arasından seçilmesi, taraf tanıklarının da aynı yönteme uygun olarak belirlenmesi gerekir. Mahkemece taşınmazın tespit edildiği köyden yerel bilirkişi ve tanık dinlenmek suretiyle hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca, tarafların dayandığı kayıtların düzenli bir şekilde uygulanıp kapsamının belirlenebilmesi için kaydın revizyon gördüğü parsellerle bu parselleri kenardan çevreleyen tüm taşınmazların tutanak ve dayanağını oluşturan tüm belgelerin getirtilip uygulamada yararlanılması gerekirken bunun yapılmamış olması da doğru değildir. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle dayanılan kaydın revizyon gördüğü parsel ve parseller tutanakları ile bu parselleri kenardan çevreleyen komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler getirtilip dosyaya konulmalı varsa bölge ile ilgili mera tahsis kaydı ve haritası celp edilip dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler huzuru ile keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında tarafların dayandığı kayıtlar hudutları tek tek gösterilmek suretiyle uygulanıp kapsamı belirlenmeli, dinlenecek yansız bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişteki durumu, niteliği, intikali, ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, kayıt uygulanması ve bilirkişi sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, özellikle arazinin kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılmalı, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip ayrılığın giderilmesine çalışılmalı, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tüm kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca, Kadastro Mahkemelerince hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin esaslar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, avukat veya dava vekili ile takip olunan davalarda vekalet ücreti davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, tarafların davada iyi niyetle hareket edip etmediği, hak ve eşitlik kuralları göz önünde tutularak maktuen tayin ve takdir olunur. Ancak, takdir edilecek vekalet ücretinin miktarı, keşif yapılmışsa keşifte belirlenen değere göre avukatlık ücreti tarifesini tayin ettiği nispi ücret sınırları üstünde olamaz, keşif yapılmayan durumlarda davanın önemi ile aynı Kanun’un 36/2. maddesi uyarınca ilgili parsele ait son beyan dönemi emlak vergisi değeri göz önünde bulundurulmalıdır.

Hal böyle olunca; davada haklı çıkan yararına Kadastro Kanunu’nun 31 ve 36/2. maddelerinde belirtilen hükümler göz önünde bulundurularak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, anılan hükümlerdeki ilkeleri göz ardı edilerek fazla ücret takdir edilmesi de yasaya aykırıdır. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA 22.01.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 20-02-2008, 15:09   #8
ndemirci

 
Varsayılan

Sayın Meslekdaşım,
Hazine aleyhine açılan tapu iptali tescil davası zilyetliğe dayalı olarak açılmış bir dava ise, kazanım için gerekli şartların oluştuğunu ispat etmek külfeti üzerinizde olup, bu kazanımda ve verilecek tescil kararında hazineye atfedilecek bir kusur söz konusu olmadığından hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilmez. Kadastro Mah.ne açtığınız itiraz davasında ise tespitteki hatadan dolayı Hazine'ye atfedilecek bir kusur olduğundan dolayı vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hakimin düşüncesi doğrudur diye düşünüyorum. İyi çalışmalar.
Old 20-02-2008, 15:13   #9
AV.ERKUT

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım, aşağıdaki karar da ise hazine kusurlu sayılmadığı için aleyhine vekalet ücretine karar verilemez.Aksi ile kanıt yöntemi sonucunda kusuru varsa vekalet ücretinden sorumlu olur.Davalarınızın yarın olması nedeniyle araştırarak Bulabildiğim tüm kararları gönderdim.Umarım fayda sağlamışımdır.Başarılar.

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 1975/4932
Karar: 1976/1366
Karar Tarihi: 23.02.1976

ÖZET: Tahdit kadastro komisyonunca vuku bulmuş ve kadastronun kesinleşmesi nedeni ile taşınmaz o dairede hazine namına tescil edilmiştir. Davada davalı Hazinenin kusurlu sayılması olanağı bulunmamaktadır. İktisap şartlarının gerçekleştiğinin ispat edilmesi davacı tarafa düşer. Bu itibarla Hazinenin davada haksız olduğundan bahsedilemeyeceğine göre Hazinenin muhakeme masrafı ve bu cümleden olarak vekalet ücreti ile sorumlu tutulması isabetsizdir.
(1086 S. K. m. 416, 418)

Dava: Bedriye vesaire vekilleri ile Hazine Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; Dava konusu taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline dair Edirne Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 21.4.1975 gün ve 320/147 sayılı hükmün, süresinde Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine avukatı tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Dosya muhtevasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile delil ve dayanaklarına ve dava konusu taşınmazın davacıların murisi elinde bulunduğu kadastro beyannamesinde açıklandığına, intikal sebep ve nedeni ile zamanı bilirkişilerin yargılamadaki beyanları ile tespit edildiğine taşınmazda sevkeden zilyedlik iktisaba yeterli bulunduğuna göre davalı Hazinenin hükmün esasına yönelttiği temyiz itirazları yerinde olmadığından reddi ile buna taalluk eden hükmün ONANMASINA ve Hazinenin muhakem masrafı ve bu cümleden olarak vekalet ücretine yönellitği temyiz itirazlarına gelince: Tahdit kadastro komisyonunca vuku bulmuş ve kadastronun kesinleşmesi nedeni ile taşınmaz o dairede hazine namına tescil edilmiştir. Davada davalı Hazinenin kusurlu sayılması olanağı bulunmamaktadır. İktisap şartlarının gerçekleştiğinin ispat edilmesi davacı tarafa düşer. Bu itibarla Hazinenin davada haksız olduğundan bahsedilemeyeceğine göre Hazinenin muhakeme masrafı ve bu cümleden olarak vekalet ücreti ile sorumlu tutulması isabetsiz ve temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün sebepten BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 9200 kuruş onama harcının temyiz edenden alınmasına 23.2.1976 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 20-02-2008, 15:13   #10
FYLOZOF

 
Varsayılan

Sayın Av. Erkut ve Sayın ndemirci, ilginize çok tşk ediyorum,emeğinize sağlık , saygılar
Old 20-02-2008, 15:41   #11
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 1977/9039
Karar: 1978/607
Karar Tarihi: 25.01.1978
ÖZET: Hazinenin bu yöne matuf temyiz itirazları yerinde görülmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelen temyiz itirazları yerinde değilse de; Mahkemece bozmaya uyulduğu halde 1617 sayılı kanun gereğince yeterli araştırma yapılmamıştır. 766 sayılı tapulama kanunun 33. maddesinin 1617 sayılı kanunla değişik 4. fıkrasına göre bir kişinin aynı bölgede bu maddenin 1., 2. ve 3. fıkralarına dayanarak iktisap edebileceği taşınmazlar toplamının yözölçümü 50 dönümü geçemez.Bu itibarla ilçeyi ifade eden bölge dahilinde davacı adına sözü geçen madde fıkralarına dayanılarak iktisap edilmiş taşınmazı bulunup bulunmadığınını araştırılması gerekir.
(1086 S. K. m. 417, 429) (766 S. K. m. 33)
Dava: (S) ve müşterekleri vekili avukatı ile hazine vekil avukatı belediye başkanlığı vekil ve (A) aralarındaki tapu iptali ve tescil davasını yapılan yargılaması sonunda: Dava konusu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptaliyle davacılar adına veraset ilamında gösterilen hisselere nisbetinde tapuya tesciline dair (Akhisar birinci Asliye Hukuk hakimliği)nden verilen 26.9.1977 gün ve 2/272 sayılı hükmün yargıtayca incelenmesi hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü :

Karar: Mahalli mahkemenin 1.10.1975 tarihli kararında dava kabul edilmiş ve davacının yaptığı yargılama gideri ile tayin edilen vekalet ücreti davalı hazineye yükletilmiştir. Bu karar hazine vekili tarafından esastan ve yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dairemizin 18.6.1976 tarihli bozma kararında davanın dosyada mevcut veraset belgesinde belli edilen (A) nın bütün mirasçılarına teşmil edilmemesi ve 1617 sayılı kanunun miktara ilişkin sınırlayacı hükümlerinin nazarı itibara alınmaması ve araştırılmaması yönünden bozulmuş hazinenin vekalet ücreti ve yargılama giderine ait temyiz itirazları bozmanın kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu itibarla bu kısım davacı yararına usuli kazanılmış hak teşkil etmiştir. Hazinenin bu yöne matuf temyiz itirazları yerinde görülmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelen temyiz itirazları yerinde değilse de; Mahkemece bozmaya uyulduğu halde 1617 sayılı kanun gereğince yeterli araştırma yapılmamıştır. 766 sayılı tapulama kanunun 33. maddesinin 1617 sayılı kanunla değişik 4. fıkrasına göre bir kişinin aynı bölgede bu maddenin 1., 2. ve 3. fıkralarına dayanarak iktisap edebileceği taşınmazlar toplamının yözölçümü 50 dönümü geçemez.Bu itibarla ilçeyi ifade eden bölge dahilinde davacı adına sözü geçen madde fıkralarına dayanılarak iktisap edilmiş taşınmazı bulunup bulunmadığınını araştırılması gerekir. Bu hususta tapu sicil muhafızlığının 22.3.1977 tarihli cevabi tezkeresi yeterli görülmemiştir. Bu nedenle hazinenin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1500 kuruş peşin harcın istek halinde iadesine 25.1.1978 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
Hazine münferit iptal davasında kanuni hasım olmasa bile iptal davasile birlikte yürütülen tescil davasında MK.nun 6333 sayılı Kanunla değişik 639 uncu maddesi gereğince ve kanuni hasım olduğundan yargılama giderile sorumlu tutulamaz. Çoğunlukla verilen kararda da bu ilkeye dokunulmamış hatta sadık kalınılmış ancak davacı lehine kazanılmış hak doğduğu esasına dayanılmıştır. Fakat şu düşünce ve durumlar bu tür kabule katılma imkanı vermemiştir:

1 - Yerel mahkemece tesis olunan 1.10.1975 günlü kararla hazine yargılama giderine (vekalet ücreti dahil) mahkum edilmiş, hazine hükmü hem esastan ve hem yargılama gideri noktasından temyiz etmiş ve bu hüküm 18.6.1976 tarihli kararımızla taraf teşkilindeki noksanlık ve (kabule göre) kaydile 1617 sayılı Kanun hükümlerinin uyglanmasındaki aksaklığa işaret edilmekle beraber temyiz itirazlarının kabul olunduğu açıklanmak suretiyle bozulmuştur.Hüküm dava şartlarından olan husumet gibi esaslı bir nedenle de bozulduğuna göre davanın teferruatından olan ve 29.5.1957 gün ve 4/26 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı gereğince ayrı bir dava konusu alamıyan yargılama giderine ilişkin bölümünün bozulmamış olduğu düşünülemez, esastan bozulan bir kararın teferrüatının bozulmamış olduğu iddiasına da yer verilemez.
2 - 1617 sayılı kanunla ilgili bozma, (kabule göre) kaydile yapılmıştır. Böyle bir kayda bağlanan bozmalar yargıtaydaki teamüle nazaran bu bozulmaların dışında kalan hataların tasvip olunduğuna delalet etmez. Bunun aksine olarak hükmün pek bariz ayrı bir hata ile dahi malul olduğuna örnek verildiğini gösterir. Bu tür bozma nedeni, esasın bozulmasile ortadan kalkan teferruata ilişkin bölüme yeniden hayatiyet, canlılık vermez.
3 - Hazinenin yargılama giderine (vekalet ücreti dahil) ilişkin temyizi reddolunmamış, bilakis bozma ilamının sonlarından hazinenin "temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün bozulmasına" denilmek suretiyle yargılama giderine ilişkin bozma sebebi de kabul olunmuş durumdadır.
4 - Bozulan 1.10.1975 tarihli kararda 423 lira 50 kuruş yargılama giderine hükmolunduğu halde inceleme konusu 26.9.1977 günlü kararda bu miktara 30 kusür lira ilave edilmiştir. Çoğunluk kararına göre buda temyizen incelenemiyor ki bu görüşün isabetli olduğunu kabul etmek olanağı yoktur.Hazinenin yargılama giderine (ücret dahil) mahkumiyetine yönelen temyiz itirazının inceleme dışı bırakılması dair çoğunluk görüşüne karşıyım.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 20-02-2008, 15:44   #12
FYLOZOF

 
Varsayılan

Sn: Av. Nilay Toprak ilgnize tşk edyorum. çok sağolun
Old 25-06-2021, 06:31   #13
Nesli_Han29

 
Varsayılan

Meslektaşım benim de hazine üzerine kayıtlı olan bir taşınmazıma ait davamda hatta hazinenin itiraz dilekçeleri ve istinaf dilekçeleri olan davam kabul oldu. Ancak yargılama giderleri ve vekalet ücreti hükmedilmesi konusunda hakim hükmedilmemesi yönünde bilgi verdi. Bu konuda bir çözüme ulaştınız mı ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu? avzehra Meslektaşların Soruları 135 24-08-2017 14:14
Karşı Vekalet Ücretinin Takibinde İcra Vekalet Ücreti Sorunu mslmklvz Meslektaşların Soruları 13 06-01-2017 01:43
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı Av. Tuncer Öztürk Meslektaşların Soruları 17 02-10-2015 16:18
Vekalet Ücreti Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 2 19-05-2007 14:23
Vekalet Ücreti - icra vekalet ücretini asilin tahsil etmesi cemoka23 Meslektaşların Soruları 14 19-05-2007 08:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06594610 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.