|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
21-12-2011, 14:30 | #1 |
|
Altınların iadesi davası
Boşanmadan sonra açmış olduğumuz altınların iadesi davasında, kadının evden kovulduğu anne ve babasının gelerek kızlarını teslim aldığını ve gelirken hiçbir eşyasının yanında olmadığını iddia ederek istirdat davası açtık. Karşı taraf duruşmalara katılmadığı gibi beyan ve delil sunmadı. Müvekkile ait altınlarda kayın babasına ait banka kasasında saklandığını belirtmemiz üzere mahkeme bankaya yazı yazdı ve böyle bir kişi adına kasa olduğu olgusu doğrulandı ancak içeriğinden bilgi verilmedi. İki tane tanık dinlettik (tanıklar iddialarımızı doğrular mahiyette konuştular) ayrıca düğüne ait fotolar ibraz ettik. Son celsede hakim karşı tarafa yemin teklif ediyor musunuz diye sordu.Bizde ediyoruz dedik.Fakültede hocalarımız eğer hakim size yemin teklif ediyorsa bilin ki dava elden gidiyor derlerdi. Bu şartlarda davanın akıbeti hakkında ne düşünürsünüz?
|
21-12-2011, 18:45 | #2 |
|
Fakülte hocanız haklı
|
21-12-2011, 21:51 | #3 |
|
Hakimin davanızı ispatlayamadığınız kanaati ortaya çıkıyor.Kasa da neler olduğunun tespitini neden istmiyorsunuz? halen talep edebilirsiniz.Yemin teklifinden de vazgeçiniz...
|
22-12-2011, 01:04 | #4 |
|
Takıların iade davasında tek delilimiz tanık ifadesi olacak. Zira müvekkil işin karakola dökülmesi sonucu direkt babaevine gitmiş bırakın altınlarını, çocuklarını bile alamamış. 20' şer gramlık 8 altın bileziği gramına ve kaç tane olduğuna dair dinletilebilecek tanık ifadesi yeterli midir. Zira müvekkil düğün fotoğrafları ve düğün cd sinin de evda kaldığını ve alamadığını beyan ediyor. Sadece tanık ifadeleriyle takıları iadesi davasını kazanabilir miyiz? Meslektaşlarım yardımcı olurlar ve hatta yargıtay kararı ekleyebilirlerse sevinirim. Şimdiden teşekkürler..
|
22-12-2011, 02:05 | #5 |
|
Sayın meslektaşım, 5 senedir bu meslekteyim. Altın alacağı davalarında kadının altınları alamadan gittiği hususu ve altınların koca tarafından harcandığı hususu tanık beyanları ile ispat ediliyor. Olayda müvekkilinizin kovulduğundan bahsetmişsiniz. Hayatın olağan akışına göre kadının bu şeklde evden gitmesinde altınlarını alamaması kuvvetle muhtemeldir. Kaldı ki siz altınların evde olmadığını, kayınpederi tarafından banka kasasında saklandığını belirtmişsiniz. Bence davanız elden gitmior. Ancak yemin delilinizden vazgeçmenizi tavsiye ederim. Bence hakim yemin delili sizin aleyhinize olacağından hala o delili kullanmak istiyor musunuz diye size yol açarak sormuş olduğu kanaatindeyim. Ancak yukarıda meslektaşımın belirttiği gibi banka kasasındakilerin ne olduğunun sorulmasını isteyin. Hürmetler
|
22-12-2011, 10:07 | #6 |
|
Sayın meslektaşım, bu davada hakim davanızı ispat edemediğinizi düşünüyor ki yemin hakkını hatırlatmış. Ben yemin teklif etmemeniz gerektiğini düşünüyorum. Yanlış hatırlamıyorsam yemin deliline dayandığınızda ve karşı taraf da yemin ettiği takdirde kararı temyiz ederseniz Yargıtay sadece yeminin usulüne uygun olup olmadığını inceliyor.İşin esasına ilişkin temyiz hakkınızı da kaybetmiş oluyorsunuz. Bence yemin delilinden vazgeçin. İyi çalışmalar...
|
22-12-2011, 11:14 | #7 |
|
Şu karara bakın belki işinize yarar.
T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2003/2018 K. 2003/3132 T. 10.3.2003 • ZİYNET BEDELİ DAVASI ( Kadının Müşterek Konuttan Ziynetlerini Almadan Ayrılmak Zorunda Kalması - Bedelinin Ödenmesi Gereği ) • KADININ EVDEN AYRILMASI ( Ziynet Eşyalarını Alamaması Nedeniyle - Bedelinin Ödenmesi Gereği ) • TAZMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ ( Davacının Daha Az Kusurlu Olması - Sosyal Ekonomik Koşullar İhlal Edilen Kişilik Hakları Dikkate Alınanarak Tespit Edilmesi Gereği ) 4721/m. 220, 174 818/m. 42, 44 ÖZET : Ziynetlerini almadan evini terk eden kadının ziynetlerinin tazmini gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminatlar, ziynet eşyaları ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadının boşanma davasının da kabulü gerekirse de bu yön temyiz edilmemiş bulunmasına göre davacı ve davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı tanığı Nurhayat Ç.’in beyanına göre davacı kadın ziynet eşyalarını alamadan müşterek konuttan ayrılmak zorunda kalmıştır. Ziynet eşyaları yönünden de davanın kabulü gerekirken reddi bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tesbit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesine paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdiredilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Borçlar Kanununun 42 ve 44. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ( TMK.md.174/1 ) ve manevi ( TMK .md. 174/2 ) tazminat taktiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. SONUÇ : 1-Hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu kesimlerinin 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, 2-Hükmün 2 ve 3. bentlerde gösterilen nedenlerle davacı kadın yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 10.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. Ancak bir de Yargıtay'ın şöyle kararları var. T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2003/4572 K. 2003/7700 T. 27.5.2003 • İSBAT YÜKÜ ( Kanunda Aksi Öngörülmedikçe Kural Olarak Herkesin İddiasını İsbatla Yükümlü Olması ve İsbat Yükünün Hayatın Olağan Akışına Aykırı İddia ve Savunmada Bulunana Düşmesi ) • GENEL İSBAT USULÜ ( Kanunda Aksi Öngörülmedikçe Kural Olarak Herkesin İddiasını İsbatla Yükümlü Olması ve İsbat Yükünün Hayatın Olağan Akışına Aykırı İddia ve Savunmada Bulunana Düşmesi ) • ZİYNET DAVALARINDA İSBAT USULÜ ( Davacı Kadının Evi Terk Ederken Ziynet Eşyasının Zorla Elinden Alındığını ve Götürülmesine Engel Olunduğunu Evde Kaldığını İsbat Yükü Altında Olması ) • ZİYNETLERİN VARLIĞINI İSBAT ( Davacı Kadının Evi Terk Ederken Ziynet Eşyasının Zorla Elinden Alındığını ve Götürülmesine Engel Olunduğunu Evde Kaldığını İsbat Yükü Altında Olması ) 4721/m.6,179,219 1086/m.288 ÖZET : Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını isbatla yükümlüdür. İsbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer. İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir ve ispat yükü daha kolay başarana düşer. Bu nedenle davacı kadın dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Yavuz K. vekili Av. Türkan Kara geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının ( kocanın ) aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Ziynetlere ilişkin temyizin incelenmesine gelince; Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını isbatla yükümlüdür ( M.K.6 ). Ancak iddialar karşılaştığında kimin isbat yükü altında bulunduğunun tesbiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda bir takım ölçülere yer verilmiştir. a ) Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, isbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer ( Prof.Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968,sh.372; Prof. İlhan Postacıoğlu,Medeni Yargılama Usulü, 1970,sh.464; Prof.Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü,l967, sh.449; Prof.Sabri Şakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957,sh.248-249; Prof.Saim Üstündağ Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973, sh.378; H.G.K.nun 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.1974 gün ve 1972/84 sayılı kararları; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 6.6.1983 gün ve 4936-5076 sayılı kararı ). b ) İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir ( Prof.Saim Üstündağ,Age.1973 sh.397 ). c ) İspat yükü daha kolay başarana düşer ( Prof.Saim Üstündağ,Age, Federal Mahkeme Kararına atfen ). Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş,davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadın üzerinede olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlıyan kadının buneları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır. Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını,daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen sebeple; ziynetler yönünden BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 275.000.000. lira vekalet ücretinin Gamze’den alınıp Yavuz’a verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2003/5258 K. 2003/11046 T. 2.10.2003 • EŞYA ALACAĞI ( Ziynet Eşyalarının Alınmasının Olmadığı Takdirde Bedeline Hükmedilmesinin İstenilmesi ) • ZİYNET EŞYALARI ( Genel Yaşam Deneyimlerine Göre Olağan Olanın Ziynet Eşyalarının Kadının Üzerinde Taşıması veya Kadın Tarafından Evde Saklanmış Olması ) • EVDEN AYRILMAYI TASARLAYAN KADININ ZİYNET EŞYALARINI ( Ziynet Eşyaları Rahatlıkla Saklanabilen Taşınabilen veya Götürülebilen Neviden Olduğundan Kadının Bunları Önceden Gizleyebilmesi ) • İSPAT ( Olağan Akışa Aykırı Olanı İddia Eden Kadının Altın ve Ziynetlerin Götürülmesine Engel Olunduğunu veya Bunların Zorla Elinden Alındığını Götürme Fırsatını Bulamadığını İspatlaması ) • ZİYNET EŞYALARININ BİRLİKTE GÖTÜRÜLÜMEMESİ ( Genel Yaşam Deneyimlerine Göre Ziynet Eşyalarının Kadının Üzerinde Taşıması veya Saklanması Olduğundan Aksini İddia Eden Kadının İspatlaması ) 4721/m.6 ÖZET : Genel yaşam deneyimlerine göre olağan olan, ziynet eşyalarını kadının üzerinde taşıyacağı veya kadın tarafından evde saklanmış olacağıdır. Bu tür eşyalar rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen veya götürülebilen nevindedir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi veya gizlemesi doğaldır. Bu durumun aksini iddia eden kadın, altın ve ziynetlerin götürülmesine engel olunduğunu veya bunların zorla elinden alındığını; evden ayrılmadan önce ya da evden ayrılırken götürme fırsatını elde edemediğini kanıtlamalıdır. DAVA : Davacı D.K. vekili Avukat O.B. tarafından, davalı S.K. aleyhine 26/11/2001 gününde verilen dilekçe ile ziynet eşyalarının alınmasını, olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kabulüne dair verilen 17/12/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: KARAR : Davacı, davalı ile evliliklerini sürdürmeyip ayrıldıklarını, bir kısım eşyaların Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespit sırasında kendisine teslim edildiğini, teslim edilmeyen ziynet eşyalarının davalı tarafından evlilikten hemen sonra kendisinden alındığını ileri sürerek, dava konusu ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde parasının ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, ziynet eşyalarını almadığını, davacının kendi borçlarını ödemek amacıyla bir kısım ziynetlerini sattığını, bir kısmı ile de bir miktar para eklenerek davacıya takı seti alındığın ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece istem kabul edilmiş; kararı davalı temyiz etmiştir. Genel yaşam deneyimlerine göre olağan olan, ziynet eşyaların kadının üzerinde taşıyacağı veya kadın tarafından evde saklanmış olacağıdır. Bu türeşyalar rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen veya götürülebilen.nevindedir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi veya gizlemesi doğaldır. Kadın evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığı veya götürülmesine engel olunduğu gerçekleşmedikçe altın ve ziynetlerin evde ya da kocada kaldığını kanıtlama yükü kadına düşer. Kadın altın ve ziynetlerin götürülmesine engel olunduğunu veya bunların zorla elinden alındığını; evden ayrılmadan önce ya da evden aynlırken götürme fırsatını elde edemediğini kanıtlamalıdır. Somut olayda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyalarını davalı kocanın kendisinden aldığını ileri sürmüş; bu iddiasını kanıtlamak amacıyla tanık dinletmiştir. Davacı tanıkları ise, ziynetlerin davacı tarafından davalıya ya da davalının annesine verildiğini davacıdan ve davacınır. annesinden duyduklarını aktarmışlardır. Davacı ziynet eşyalarının davalıda kaldığını tanık anlatımları ile kanıtlayamadığı gibi müşterek ikametgahtan ayrılırken de ziynet eşyalarını götürme olanağının bulunmayacağı karinesi olabilecek bir durum da saptanamamıştır. Davalı tanıkları gibi davacı tanıklarının da görgüye dayalı bilgileri yoktur. O halde davacının, ziynetlerini götürmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını yahut evden ayrılmadan önce ya da evden ayrılırken götürme fırsatını elde edemediğini veyahut da bunların davalı kocada kaldığını kanıtladığından söz edilemez. Mahkemenin, davacı tanıklannın anlatımlarına göre ziynetlerin davalıda kaldığının anlaşıldığı, davalı tanıklannın açıklamalarının görgüye dayalı olmadığından yerinde görülmediğine ilişkin gerekçesi de somut olaya uygun düşmediğinden yerinde değildir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek istemin tümden reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 2/10/2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
22-12-2011, 11:36 | #8 |
|
Bu daha çok işinize yarayabilir.
T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2003/5258 K. 2003/11046 T. 2.10.2003 • EŞYA ALACAĞI ( Ziynet Eşyalarının Alınmasının Olmadığı Takdirde Bedeline Hükmedilmesinin İstenilmesi ) • ZİYNET EŞYALARI ( Genel Yaşam Deneyimlerine Göre Olağan Olanın Ziynet Eşyalarının Kadının Üzerinde Taşıması veya Kadın Tarafından Evde Saklanmış Olması ) • EVDEN AYRILMAYI TASARLAYAN KADININ ZİYNET EŞYALARINI ( Ziynet Eşyaları Rahatlıkla Saklanabilen Taşınabilen veya Götürülebilen Neviden Olduğundan Kadının Bunları Önceden Gizleyebilmesi ) • İSPAT ( Olağan Akışa Aykırı Olanı İddia Eden Kadının Altın ve Ziynetlerin Götürülmesine Engel Olunduğunu veya Bunların Zorla Elinden Alındığını Götürme Fırsatını Bulamadığını İspatlaması ) • ZİYNET EŞYALARININ BİRLİKTE GÖTÜRÜLÜMEMESİ ( Genel Yaşam Deneyimlerine Göre Ziynet Eşyalarının Kadının Üzerinde Taşıması veya Saklanması Olduğundan Aksini İddia Eden Kadının İspatlaması ) 4721/m.6 ÖZET : Genel yaşam deneyimlerine göre olağan olan, ziynet eşyalarını kadının üzerinde taşıyacağı veya kadın tarafından evde saklanmış olacağıdır. Bu tür eşyalar rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen veya götürülebilen nevindedir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi veya gizlemesi doğaldır. Bu durumun aksini iddia eden kadın, altın ve ziynetlerin götürülmesine engel olunduğunu veya bunların zorla elinden alındığını; evden ayrılmadan önce ya da evden ayrılırken götürme fırsatını elde edemediğini kanıtlamalıdır. DAVA : Davacı D.K. vekili Avukat O.B. tarafından, davalı S.K. aleyhine 26/11/2001 gününde verilen dilekçe ile ziynet eşyalarının alınmasını, olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kabulüne dair verilen 17/12/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: KARAR : Davacı, davalı ile evliliklerini sürdürmeyip ayrıldıklarını, bir kısım eşyaların Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespit sırasında kendisine teslim edildiğini, teslim edilmeyen ziynet eşyalarının davalı tarafından evlilikten hemen sonra kendisinden alındığını ileri sürerek, dava konusu ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde parasının ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, ziynet eşyalarını almadığını, davacının kendi borçlarını ödemek amacıyla bir kısım ziynetlerini sattığını, bir kısmı ile de bir miktar para eklenerek davacıya takı seti alındığın ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece istem kabul edilmiş; kararı davalı temyiz etmiştir. Genel yaşam deneyimlerine göre olağan olan, ziynet eşyaların kadının üzerinde taşıyacağı veya kadın tarafından evde saklanmış olacağıdır. Bu türeşyalar rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen veya götürülebilen.nevindedir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi veya gizlemesi doğaldır. Kadın evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığı veya götürülmesine engel olunduğu gerçekleşmedikçe altın ve ziynetlerin evde ya da kocada kaldığını kanıtlama yükü kadına düşer. Kadın altın ve ziynetlerin götürülmesine engel olunduğunu veya bunların zorla elinden alındığını; evden ayrılmadan önce ya da evden aynlırken götürme fırsatını elde edemediğini kanıtlamalıdır. Somut olayda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyalarını davalı kocanın kendisinden aldığını ileri sürmüş; bu iddiasını kanıtlamak amacıyla tanık dinletmiştir. Davacı tanıkları ise, ziynetlerin davacı tarafından davalıya ya da davalının annesine verildiğini davacıdan ve davacınır. annesinden duyduklarını aktarmışlardır. Davacı ziynet eşyalarının davalıda kaldığını tanık anlatımları ile kanıtlayamadığı gibi müşterek ikametgahtan ayrılırken de ziynet eşyalarını götürme olanağının bulunmayacağı karinesi olabilecek bir durum da saptanamamıştır. Davalı tanıkları gibi davacı tanıklarının da görgüye dayalı bilgileri yoktur. O halde davacının, ziynetlerini götürmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığını yahut evden ayrılmadan önce ya da evden ayrılırken götürme fırsatını elde edemediğini veyahut da bunların davalı kocada kaldığını kanıtladığından söz edilemez. Mahkemenin, davacı tanıklannın anlatımlarına göre ziynetlerin davalıda kaldığının anlaşıldığı, davalı tanıklannın açıklamalarının görgüye dayalı olmadığından yerinde görülmediğine ilişkin gerekçesi de somut olaya uygun düşmediğinden yerinde değildir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek istemin tümden reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 2/10/2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
22-12-2011, 13:14 | #9 |
|
Cevaplarınız için teşekkür ederim. Dineltmiş olduğumuz tanıkların hiç mi bir önemi yok ki hakim hala davayı ispatlayamadığımız kanaatinde anlam veremiyorum. Açıkça kadının üzerinde gelmediğini beyan ettiler.Ayrıca üzerinde olanları da mahkemeye bildirdik.Kasaya iki kez yazı yazıldı. Banka ikisinde de davalının babası adına bir kasa olduğunu, kasanın açılış tarihini bildiriyor ancak kasanın içerisinde ne olduğuna dair tutanak tutmadıklarını beyan ediyorlar.Davalı tüm bu davada cevap vermedi, hiçbir duruşmaya katılmadı ki aksini ispat etsin.Yemin delilinden vazgeçsem o da farklı yorumlanır mı bilmiyorum.Belki yemin etmeye de gelmeyecek ve dava bu nedenle kazanılacak şu an çok kararsızım.
|
22-12-2011, 13:19 | #10 |
|
Altınların gelinin babalığı tarafından banka kasasına konulduğuna dair şahidiniz var mıydı? Eğer ki, bu yönde şahit dinlendi ise,bankada da babalığı adına kasa olduğu ve ne zaman açıldığına dair yazı da dosyada varsa ben davanızın ispatlandığı kanaatindeyim. Hele ki, bankadaki kasa açılış tarihi evlenme tarihinden sonra ise, hele hele hemen sonra ise bu hususta bir sıkıntı yaşayacağınızı sanmıyorum. Kaldı ki evden gelirken kadının üzerinde altınlarının olmadığına dair görgü şahidi varsa olay bitmiştir. saygılar
|
23-12-2011, 16:13 | #11 |
|
T.C.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2007/1554 K. 2007/3471 T. 12.3.2007 • ZİYNET EŞYALARININ KADIN ÜZERİNDE BULUNMASI ( Davalının Davacıyı Döverek Müşterek Konuttan Kovduğu Sabit Olup Davacıya Ait Ziynet Eşyalarının Davacı Tarafından Birlikte Götürüldüğünün Kabulüne Olanak Bulunmadığı ) • ALACAK DAVASI ( Davalının Davacıyı Döverek Müşterek Konuttan Kovduğu Sabit Olup Davacıya Ait Ziynet Eşyalarının Davacı Tarafından Birlikte Götürüldüğünün Kabulüne Olanak Bulunmadığı ) 4721/m. 220 ÖZET : Kural olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde bulunduğu ve kadın tarafından götürüldüğünün kabulü gerekirse de, davalının davacıyı döverek müşterek konuttan kovduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla sabit olup bu durumda davacıya ait ziynet eşyalarının davacı tarafından birlikte götürüldüğünün kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davacının ziynet eşyalarına ilişkin iddiasının boşanma ve ceza davasındaki delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken ziynet eşyalarıyla ilgili olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. DAVA : Taraflar arasındaki eşya bedelinden alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, davalı ile 13.6.2000 tarihinde evlendiğini, davalının kendisini döverek konuttan kovması sonrasında davalı aleyhine boşanma davası açtığını, çeyiz senedinde yazılı ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını belirterek ziynetlerin ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaz ise bedellerinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, ziynetleri davacının götürdüğünü, çeyiz senedinde yazılı olan eşyaların kendisinde olduğunu ve davacı tarafça alınmasını istediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ziynet eşyalarının davacının elinden zorla alındığının ispatlanamadığı gerekçesiyle ziynetlere yönelik talebin reddine, çeyiz senedindeki eşyaların aynen davacıya iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bilirkişi tarafından belirlenen değerleri toplamı 9.070 YTL.nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı eldeki davada, ziynet eşyalarının elinden zorla alınarak dövülmek suretiyle müşterek konuttan kovulduğunu ortak ceza davası ile tanık beyanlarına dayanmıştır. Yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıkları davalının davacıyı döverek evden kovduğunu, davacının ablasının evine bırakılması sırasında üzerinde herhangi bir ziynet eşyasının bulunmadığını belirttikleri gibi, boşanma davasında da davalı ve ailesinin davacıya hakaret ederek ablasının evine bıraktıkları, davacının davalı tarafından dövüldüğü kabul edilmek suretiyle tarafların boşanmasına karar verildiği anlaşıldığı ceza davasında da davalının davacıyı dövdüklerinden bahisle davalının cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan mahkeme kararlarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde bulunduğu ve kadın tarafından götürüldüğünün kabulü gerekirse de, davalının davacıyı döverek müşterek konuttan kovduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla sabit olup bu durumda davacıya ait ziynet eşyalarının davacı tarafından birlikte götürüldüğünün kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davacının ziynet eşyalarına ilişkin iddiasının boşanma ve ceza davasındaki delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken ziynet eşyalarıyla ilgili olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bent uyarınca temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 91.75 YTL.nın davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 12.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.[/font] |
23-12-2011, 16:41 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
|
16-12-2013, 11:43 | #13 |
|
çeyiz davalarında altınların varlığını cd görüntüleri ile kanıtladık. ancak bileziklerin kaçar gram olduğunu bilirkişi tespit edemediğini beyan etmiştir. bu duruma uygun yargıtay kararı var mıdır? ortalama bir gram tespit etmesi yönünde
|
16-12-2013, 17:35 | #14 |
|
Y6HD
Esas : 2012/5339 Karar : 2012/10043 Tarih : 04.07.2012 DÜĞÜNDE TAKILAN ALTINLARIN AYNEN İADESİ ZİYNET EŞYASININ İADESİ TALEBİ Dava, eşyaların aynen iadesi istemine ilişkindir. Düğünde takılan altınların davalı tarafından alıkonulduğunu ve iade edilmediğini belirterek aynen iadesini talep etmiştir. DAVA VE KARAR: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ KARARI: Dava, eşyaların aynen iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, düğünde takılan altınların davalı tarafından alıkonulduğunu ve iade edilmediğini belirterek aynen iadesini talep etmiştir. Davalı, altınların evden ayrılırken davacının üzerinde olduğunu kendisinde kalmadığını savunmuştur. Davacı tarafça sunulan dosya içindeki ``bize ait olan eşyaların listesi (aldığımız)" başlıklı belgede ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından alınmadığının yazılı olduğu ve bu belgenin davalı koca tarafından imzalandığı görülmektedir. Nitekim davalı bu belge ile ilgili beyanında belge altındaki imzayı kabul etmiştir. Her ne kadar davalı koca ``belgeyi okumadan düşünmeden imzaladım`` şeklinde beyanda bulunmuş ise de, bu belgeyi imzalamakla içeriğini de kabul etmiş sayılır. Belgenin tanzimi sırasında hazır olan tanıklar da belge içeriğini doğrulayan beyan ve ifadelerde bulunmuşlardır. Bu durumda varlığı davalı tarafından inkar edilmeyen ziynet eşyalarının davalıda kaldığı ve davacı kadına teslim edilmediğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekirken delillerin taktirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi. Y6HD 04.07.2012 - K.2012/10043 ____________ oOo ____________ |
17-12-2013, 10:09 | #15 |
|
Nazife Hanım bilirkişin raporu karşısında ( bileziklerin gramı tespit edilememiştir) nasıl bir yol izlemeliyim. Bu hususta tanıklar mı önem arz edecek? Çok teşekkür ederim
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
altınların iadesi zamanaşımı | av.sultannn | Meslektaşların Soruları | 1 | 10-12-2010 15:01 |
boşanmanın reddi altınların iade istemi hakkında karar | erdal düzgün | Meslektaşların Soruları | 1 | 17-09-2010 13:51 |
altınların iadesi | av.emrullah akbaş | Meslektaşların Soruları | 6 | 07-07-2010 15:41 |
davalı, düğünde takılan altınların iadesini talep edebilir mi | a.lawyer | Meslektaşların Soruları | 5 | 21-08-2009 07:56 |
düğünde takılan altınların iadesi talebi | köktaş | Meslektaşların Soruları | 4 | 07-01-2008 10:40 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |