Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

Geçmişteki Cinsel Saldırının Delillendirilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-10-2008, 16:24   #1
bulentsevinc

 
Soru Geçmişteki Cinsel Saldırının Delillendirilmesi

Merhaba ,Ben Çocuk Eğitimini ve Sağlığını Koruma Derneği/İnternet Gözlem Örgütünün Başkanıyım Sorumuz ve Anlıyamadığımız Şu.Örneğin 18 ve 16 yaşında iki kız var .Geçmişte abilerinin kendilerine yönelik ırza tasaddi suçlarını işlediklerini beyan ettiler ve bu kardeşlerin yalan söyleme gerekçeleri yok.Savcı delil yok diyerek tutuklamadı kızların abilerini. Ancak Başka bir yerde yine 16 yaşındaki bir kızın komşusunu kendisine yönelik elle taciz etti diye şikayet ediyor ve görgü tanığıda yok. Savcı tutukluyor şüpheliyi.Bizim anlıyamadığımız benzer suçlardan bazı savcı tutukluyor bazısıda tutuklamıyor.Bunu bana anlatırsanız çok mutlu olucağıma eminim.
Old 30-10-2008, 00:00   #2
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Sayın bülentsevinc,

İlk önce yeni ve yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu'nda "ırza tasaddi" diye bir suç tanımlanmadığını belirtmek isterim. Bahsettiğiniz suç tipi; "Cinsel saldırı" ya da mağdur/mağdure 15 yaşından büyük olup da 18 yaşından küçük ise "Reşit olmayanla cinsel ilişki" suç tipini teşkil etmektedir.

Suçun niteledikten sonra, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun tutuklama hükümlerine bir göz atalım.

------------------
Tutuklama nedenleri

MADDE 100.– (1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez..

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,

Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),

2. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),

3. İşkence (madde 94, 95),

4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),

5. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),

6. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ti*ca*reti (madde 188),

7. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),

8. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),

9. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),

b) 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Si*lahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Ka*nunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.

c) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) nu*maralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.

d) 10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçı*lıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis ceza*sını gerektiren suçlar.

e) 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

f) 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Ka*nununun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suç*ları.

(4) (Değişik: 25.05.2005 – 5353/11 md.) Sa*dece adlî para cezasını gerektiren veya hapis ceza*sının üst sınırı bir yıldan fazla olmayan suç*larda tutuklama kararı verilemez.

Tutuklama kararı

MADDE 101.– (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cum*huriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mah*kemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka ge*rekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî neden*lere yer verilir.

(2) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukukî ve fiilî nedenler ile gerekçeleri gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak sure*tiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belir*tilir.

(3) Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sa*nık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından gö*revlendirilecek bir müdafiin yardımından ya*rarla*nır.

(4) Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık derhâl serbest bırakılır.

(5) Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.


-----------------------

Ceza muhakemesi kanununda belirtilen tutuklama hükümlerine göre, Cumhuriyet savcısının tutuklanması istenen şahıs hakkında, tutuklama koruma tedbiri için kuvvetli şüphe oluşturması gerekir. Yani, fıkra hükümlerinde sayılan tutuklama nedenlerinin kuvvetli şüphe ile birlikte bulunması esastır. Bu şüphe, kamu adına bu yetkiyi kullanan savcının takdirindedir. Kardeşlerin yalan söyleme gerekçeleri yok demişsiniz, fakat objektif bakarsak, somut deliller veya emareler olmadan yani yeterli şüpheyi dahi henüz oluşturmadan, fiili gerçekleştirmiş olarak adlettiğiniz kişiye nasıl suç isnat edebilirsiniz ki?
Diğer bahsettiğiniz "komşu" olayına gelince, sadece tek bir nedene dayalı kalmamalısınız. Yani başka bir olayda sizin bilmediğiniz, ve soruşturmanın gizliliği çerçevesinde, kartlar savcının elindedir. Başka bir nedenden dolayı tutuklama tedbiri, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hakiminin onayı ile gerçekleştirilmiş olabilir. Mesela; "şüphelinin adli sicil ve arşiv kaydı, hukuka uygun olarak elde edilen görsel ve işitsel vb. bazı deliller" Cumhuriyet savcısının kuvvetli şüpheyi oluşturmasına olanak sağlamış olabilir. O yüzden her olayı ayrı değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
Şunu belirtmekte fayda görüyorum, "Hiçbir zaman Cumhuriyet Savcısının tutuklamaya karar verme yetkisi YOKTUR". Gözaltı ile tutuklamayı karıştırmayınız.

Fakat eğer şöyle dediğinizi farzedelim. Soruşturma evresinde olaylar aynı, içinde bulunulan ortamın şartları, gelişimi de aynı. Neden savcı tutuklama istemedi diyorsunuz, ya da neden bir olayda kişi tutuklandı diğeri tutuklanmadı diyorsunuz?

-Her ikisi hakkında, savcı tarafından tutuklama istemi yapılmış olabilir, fakat sulh ceza hakimi bir olayda tutuklamaya hükmetmiş olabilir.
-Sulh ceza hakimi iki olayda da şüpheliler hakkında, savcının istemi doğrultusunda adli kontrol tedbirine hükmetmiş olabilir.
-VS.

Ama bu konuda, ben de size tek ve net bir cevap verebilirim, "SAVCI SORUŞTURMANIN EFENDİSİDİR". Biz kabul etsek de etmesek de. Tabi tedbir istemlerini yapacak savcının anahtarı vardır sadece. Kapı Sulh Ceza hakiminin kapısıdır. O istemedikçe o kapı açılmayacaktır.
Son olarak, bir hatam olmuşsa sözü sayın üstadlarıma bırakıyorum.

Saygılarımla..
Old 30-10-2008, 06:00   #3
bulentsevinc

 
Varsayılan

Sayın E Cihan Uysal önce ilgilendiğiniz ve doyurucu açıklamalar yaptığınız için teşekkür ederim.Savcının tutuklmasından kastım sulh ceza mahkemesine sevketmesi anlamında halk deyimi olarak kullandım.dediklerinizi iyi anladım. Ancak elimizde somut bir dosya var iki kız kardeş 15 yaşından küçükken abilerinin kendilerine ırza tasaddi de bulunduklarını ve bunun 15 yaşından sonrada devam ettiğini bu ırza tasaddileri direndiklerini hatta bir kızkardeşin bıçakla abisine kendini korumak için saldırdığını babasına ve köy muhtarına beyan ettiğini ancak köy muhtarı ve babasının inanmadığını bu kızların yatılı liseyi gitmesiyle ve sosyal hizmet uzmanının mülakatı sonunda bu suçları itiraf ettiği şeklindedir.
Bizler uzun yıllardır bilişim alanındaki suçlarla mücadele eden bir dernek olarak deneyimlerimize dayanarak bu kızlara inandık.Çünkü etkisi ömür boyu sürecek şekilde ve kendi namus ve şerefine ortaya koyarak bir insan 'ın yalan söylemesi hayatın olağan akışına aykırıdır.Hatta bu şüpheli 11 yaşındaki erkek kardeşine çocuk pornografisi içeren cep telefonunda kayıtlı görüntülerini kardeşine izlettirdiği kızkardeşlerin beyanlarıyla ve wireless ağlarla yaptığımız çalışmalarla tespit ettik.Ancak sulh hakimi cep telefonun incelenmesi talebine red vermiş. Bu şüpheli kızkardeşlerine ve diğer tanıklara baskı yapıyor ve suçtan kurtulmak amacıyla dedikodular yayıyor dedikodular yaydığına dair tanık beyanlarıda vardır.Ayrıca bu şüphelinin kızkardeşlerine elle tacizde bulunduğunu ve pazarlamaya çalıştığına dair bir tane tanık beyanıda var şimdi soruyorum bu şüphelinin tutuklanması gerekirmi değilmi? geçmiş yıllardan örnek vereyim böyle durumlarda en iyi hukuki teknik savcının ve hakimin kapısına gidip bağırmak ve kapılara tekmelemek bu yöntem her zaman işe yarıyor şüphelinin tutuklanması için tamam pek hukuka uygun değil ama ne zaman böyle yapsam hedefteki şüpheli tutuklanıyor.
saygılarımla
Old 30-10-2008, 12:44   #4
jurist27

 
Varsayılan

Sn.Bülent Sevinc;
Sn.E.Cihan Uysal arkadaşımız aşama aşama çok güzel açıklamış; bu koşullar tutuklama kararlarında aranacak usuldur; bunlara ek olarak bir önemli bir şey eklemek istiyorum.
Tutuklama kararının verilebilmesi için aynı zamanda Ceza muhakemeleri usulünde hakimin "Lüzüm Şartı" aranır. yani takdir yetkisi diyebiliriz."Lüzüm şartı" da "orantılılık ilkesi" ile birlikte değerlendirildiğinde sizin de belirttiğiniz gibi her somut olay ayrı ayrı değerlendirilir ve ona göre karar verilir.
Sn.E.Cihan Uysal'a "..SAVCI SORUŞTURMANIN EFENDİSİDİR.." sözünden dolayı katılmıyorum.
Savcı sonuçta kamu hizmeti gören bir görevlidir ve bu görevini en iyi şekilde yapmak zorundadır. Kaldı ki , Savcının uyması gereken kurallar HSYK kararlarında mevcuttur.
Old 30-10-2008, 19:00   #5
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan

Alıntı:
Hatta bu şüpheli 11 yaşındaki erkek kardeşine çocuk pornografisi içeren cep telefonunda kayıtlı görüntülerini kardeşine izlettirdiği kızkardeşlerin beyanlarıyla ve wireless ağlarla yaptığımız çalışmalarla tespit ettik.

Sayın bulentsevinc,
Yukarıdaki alıntı yaptığım cümleniz TCK kapsamında başka bir suçun yani 103. maddenin kapısını arayabilir. Bu suç "Çocukların cinsel istismarı"dır. Üst sınırı 3 yıldan fazla olduğu için adli kontrol hükümleri uygulanamaz. Yani bir önceki yorumumda belirttiğim şartların elvermesi halinde (yeterli şüphe,kuvvetli şüphe,tutuklama nedenler vs.), Cumhuriyet savcısının Sulh Ceza mahkemesinden tutuklama istemesi gerekir ve yerinde olacaktır.

Alıntı:

şimdi soruyorum bu şüphelinin tutuklanması gerekirmi değilmi?

Bu alıntı cümlenize de şöyle bir cevap verebilirim;
Ben savcı değilim fakat eğer olsaydım, maddi vakıalardan yola çıkarak, akıl ve bilim ışığında topladığımın hukuki delillerimin, fiilin söz konusu kişi tarafından işlendiğini hissettiğim ve kuvvetli şüphe duyduğum anda, Cumhuriyet Savcısı olarak Sulh Ceza Hakiminden tutuklama tedbirinin uygulanmasını isterdim.

Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Saygılarımla..
Old 02-11-2008, 18:57   #6
gençhukukçu54

 
Varsayılan

Alıntı:
...
geçmiş yıllardan örnek vereyim böyle durumlarda en iyi hukuki teknik savcının ve hakimin kapısına gidip bağırmak ve kapılara tekmelemek bu yöntem her zaman işe yarıyor şüphelinin tutuklanması için tamam pek hukuka uygun değil ama ne zaman böyle yapsam hedefteki şüpheli tutuklanıyor.
...

burada mübalağa var mı? yoksa gerçekten bu tür yöntemlerle yargı seyri şekillendirilebiliyor mu? Yani misal bir savcı takipsizlik kararı verdiğinde, tepkisel hareketler kararı değiştirmesinde rol oynayabiliyor mu?

konuyla alakasız olduğunun farkında olarak özür diliyorum. Fakat aklıma takılan bu hususu aynı başlık altında sormanın daha doğru olacağını düşündüm.

saygılarımla.
Old 03-11-2008, 10:28   #7
bulentsevinc

 
Varsayılan

Sn Sinan Taşdemir tabi ki takipsizlik verilince bir şey değişmiyor ama bir vaka vardı savcı takipsizlik verdi bize gidin itiraz edin dedi bağırmalarım sonucu başsavcı tekrar dosya açtı hatta 6 ay sonunda hedefteki şüpheli tutuklandı başka bir örnek yine savcı bir tecavüzcüyü serbest bıraktı adam orta yerde geziyordu kapı pencere tekmelemelerim sonucu tutuklandı adam muğla 2. ağır ceza mahkemesinde 18 yıl aldı yani işe ayra bir yöntem
saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukata karşı yapılan hakaret ve saldırının cezası Av.Ersin VARGÜN Ceza Hukuku Çalışma Grubu 9 21-10-2012 17:14
Cinsel İstismar Adalet Bakanı Çocuk Hakları Çalışma Grubu 3 27-05-2009 14:25
Cinsel Saldırı İle Cinsel Taciz Suçu Arasındaki İnce Çizgi üye19576 Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 05-08-2008 02:47
çocukların cinsel istismarı TCK 103 beyazbulut Meslektaşların Soruları 9 24-07-2008 16:44
Cinsel Taciz UĞUR Hukuk Soruları Arşivi 1 15-02-2002 00:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06137991 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.