6100 Sayılı Hmk ' ya göre Trafik İş Kazalarında Görevli Mahkeme

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;

6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununa göre Trafik İş Kazalarında İş Mahkemeleri mi yoksa Asliye Hukuk Mahkemeleri mi görevlidir.

Teşekkürler...

Alıntı: Yazan tiryakim Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ; 6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununa göre Trafik İş Kazalarında İş Mahkemeleri mi yoksa Asliye Hukuk Mahkemeleri mi görevlidir. Teşekkürler...

Ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında görev
MADDE 3- (1) Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan sebeplerden doğan aynı tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm uygulanır. 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri saklıdır.
bu nedenle İş Mahkemelerinin görevli olduğunu düşünüyorum

Trafik iş kazaları nedir üstat tam anlayamadım saygılar

Alıntı: Yazan JACELYN Trafik iş kazaları nedir üstat tam anlayamadım saygılar

İşyerine giderken servis aracının kaza yapması gibi...

servis aracının kaza yapması iş kazasına girmeyeceğini bu sebepten asliye hukuk da genel hükümlere göre bakılması gerektiğini düşünüyorum.

Alıntı: Yazan olgu servis aracının kaza yapması iş kazasına girmeyeceğini bu sebepten asliye hukuk da genel hükümlere göre bakılması gerektiğini düşünüyorum.

Yargıtay 21. HD. - 04.04.2000 - 2000/1565-2581 E.-K.

506 sayılı Yasa’nın 11/A (e) maddesine göre, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında meydana gelen olaylar iş kazası olarak nitelendirilirler. Keza 1475 Sayılı Yasanın 1’inci ve 506 Sayılı Yasanın 5.maddesi 2.fıkrasında açıkça belirlendiği üzere, “araçlar” işyeri kapsamında kabul edilmişlerdir. Şu duruma göre servis düzeninin bulunduğu bir işyerinde sigortalıların güvenli bir şekilde işyerine götürülüp getirilmeleri işveren yükümünde olan bir sorumluluktur
Davacı, trafik işkazası sonucu yaralanmadan doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın husumet yönünden reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
İş kazası sonucu meydana gelen olayda, kazaya neden olay, anlaşmalı servis şoförünün işverenin işçisi olmaması nedeniyle kazalı işçinin tazminat istemi yerinde bulunmamışsa da bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
Gerçekten, olayın bir iş kazası olduğu ve davacının bu kazada zarara uğradığı yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, zarara uğrayan işçinin bindiği servis aracının işverene ait olmamasına ve buna bağlı olarak kazaya neden olan sürücü ile işveren arasında hizmet akdi bulunup bulunmadığı ve bunun sonucu, işverene sorumluluk düşüp düşmeyeceği konusuna ilişkindir. 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 11/A (e) maddesinde açıkça gösterildiği üzere, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında meydana gelen olaylar iş kazası olarak nitelendirilirler. Keza 1475 Sayılı Yasanın 1’inci ve 506 Sayılı Yasanın 5.maddesi 2.fıkrasında açıkça belirlendiği üzere, araçlar işyeri kapsamında kabul edilmişlerdir. Şu duruma göre servis düzeninin bulunduğu bir işyerinde sigortalıların güvenli bir şekilde işyerine götürülüp getirilmeleri işveren yükümünde olan bîr sorumluluktur.
İşverenin bu görevi kendi araç ve işçisiyle yapılabileceği gibi, taşıma sözleşmesine bağlı olarak da yaptırılması mümkündür. İşçi taşıma işinin işveren nam ve hesabına yapılması durumlarında, işçiye karşı sorumluluk doğrudan işverene aittir. Servis işini yüklenenle servisten yararlanan işçiler arasında, doğrudan hukuksal ilişki bulunmamaktadır. Bu nedenle; işverenin, taşıma sırasında doğrudan sorumlu olduğu gözetilmeksizin istemin reddi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. O halde, davacının, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

5510 sayılı yasanın 13.maddesine göre"işverene ait araçla işe giderken yada dönerken"meydana gelen trafik kazası iş kazası sayılır.(eski 506 sayılı yasa 11.madde)5521 sayılı iş mahkemeleri kanununa görede iş kazaları iş mahkemesinde görülür.

servis aracını sağlayan işveren olduğuna göre işverene ait servis sayılır,işin servis kısmını 3.kişilere yaptırması işverene ait araç tanımından çıkarmaz...burada işçi ile servis sağlayan 3.kişi arasında bir akid yokki...işverenle 3.kişi servis arasında bir taşıma akdi var işçiler lehine

Sayın meslektaşlarım, bir konuda sizin görüşlerinizi almak isterim, bu konuda elinizde Yargıtay kararı varsa paylaşmanızı rica ederim.
Bir market her gün işçilerini servis aracı ile iş yerine getirip götürüyor. Olay günü gece 11 de mesai bitip servise binmesi gereken işçiler, market müdürünce toplantıya alınıyor. Tabi bu sırada servis diğer işçileri götürüyor. Toplantı bitiminde, servis aracını tekrar markete çağırmanın zaman açısından uygun olmayacağını düşünen market müdürü, marketle gayri resmi bağlantısı olan bir kişinin otomobili ile bu 5 personeli evlerine gönderiyor. Araç kaza yapıyor. işçilerden biri vefat ediyor.
kazaya iki araç karışıyor. işçilerin bulunduğu araç şoförüne asli kusur, diğerine tali kusur veriliyor.

işveren, iş kazalarına karşı ve servis faaliyeti sırasında meydana gelecek kazalara karşı mali sorumluluk sigortası yaptırıyor. Manevi zararlar da teminat altına alınıyor.

1. olayı iş kazasına sokabilir miyiz ?
2. iş kazasına soktuğumuzda, işveren ve mali sorumluluk sigorta şirketi haricinde kazaya karışan diğer sürücüleri ve sigorta şirketini davaya dahil edebilir miyiz?
3. genel mahkemelerde genel hükümlere göre dava açtığımızda, manevi zararlar için, mali sorumluluk sigortasına başvurabilir miyiz?

1- Olay iş kazasıdır. Mesai bitmiş olsa bile işçileri eve götürmek işverenin sorumluluğunda ise bu araçtayken meydana gelen kazalar iş kazasıdır. Aracın servis aracı dışında başka bir araç olması durumu değiştirmez.
2- Kazaya karışan diğer kişi ve sigortacılarını da davaya dahil edebilirsiniz. Ancak bu kişiler kusurları kadar sorumludurlar.
3- Manevi tazminat talepleri genelde sigorta teminatı kapsamı dışındadır. Ancak siz işverinin yaptığı sigorta poliçesi ile bunun da teminat kapsamında olduğunu belirtmişsiniz. Bu durumda işverenin sigortacısından manevi tazminat talep edebilirsiniz. Diğer sigortacıların manevi tazminat sorumlulukları poliçelerinde bu yönde teminat varsa mümkündür.

Alıntı: Yazan avsezgin Sayın meslektaşlarım, bir konuda sizin görüşlerinizi almak isterim, bu konuda elinizde Yargıtay kararı varsa paylaşmanızı rica ederim. Bir market her gün işçilerini servis aracı ile iş yerine getirip götürüyor. Olay günü gece 11 de mesai bitip servise binmesi gereken işçiler, market müdürünce toplantıya alınıyor. Tabi bu sırada servis diğer işçileri götürüyor. Toplantı bitiminde, servis aracını tekrar markete çağırmanın zaman açısından uygun olmayacağını düşünen market müdürü, marketle gayri resmi bağlantısı olan bir kişinin otomobili ile bu 5 personeli evlerine gönderiyor. Araç kaza yapıyor. işçilerden biri vefat ediyor. kazaya iki araç karışıyor. işçilerin bulunduğu araç şoförüne asli kusur, diğerine tali kusur veriliyor. işveren, iş kazalarına karşı ve servis faaliyeti sırasında meydana gelecek kazalara karşı mali sorumluluk sigortası yaptırıyor. Manevi zararlar da teminat altına alınıyor. 1. olayı iş kazasına sokabilir miyiz ? 2. iş kazasına soktuğumuzda, işveren ve mali sorumluluk sigorta şirketi haricinde kazaya karışan diğer sürücüleri ve sigorta şirketini davaya dahil edebilir miyiz? 3. genel mahkemelerde genel hükümlere göre dava açtığımızda, manevi zararlar için, mali sorumluluk sigortasına başvurabilir miyiz?

teşekkür ederim yılmaz bey görüşlerinizle kararımı desteklediniz.