Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

miras hisseli imarı olmayan tarla üzerine yapılan kaçak yapıların durumu

Yanıt
Old 21-04-2021, 16:36   #1
üye56943

 
Varsayılan miras hisseli imarı olmayan tarla üzerine yapılan kaçak yapıların durumu

öncelikle merhaba,

dava kendi ailemin davası. 2000 yılında dedem ölüyor henüz miras paylı mülkiyete geçirilmedi paylar bölüştürülmeden olduğu gibi duruyor.
annemden başka başka 78 hissedarı olan çok değerli 8 dönümlük istanbul/üsküdar ilçesinde tarla üzerinde annemin de hissesi var. bugün öğrendimki bu arsanın üzerine değeri çok yüksek kaçak yapılar yapılmış. Gençlik ve spor merkezi dahil. Belediye, bu yapıların kaçak yapıldığını ve tüm hissedarlar birlikte başvurarak yıkım kararı aldırabileceğini söyledi.

soru 1 : bu 78 hissedarlar olmadan kendi hissemiz üzerinde ecrimisil, men-i müdahale , yıkım gibi talebinde bulunamaz mıyız ?
soru 2 : kaçak yapılar açılabilecek dava türleri nelerdir ?
soru 3 : 78 hissedara en kolay nasıl ulaşabilirim ?
Old 22-04-2021, 08:47   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1. Yıkım (kal) sureti ile müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davası açılabilir.

2. Elbirliği mülkiyetinde kural olarak davalar tüm mirasçıların onay vermesi ile açılır. Mirasçıları tümünün onayı alınamaz ise terekeye temsilci atanması istenir ve davayı temsilci açabilir. Mirasçılardan biri veya birkaçı tarafından açılan dava hemen ret edilmez. Onayın tamamlanması ya da temsilci atanması için süre verilir.

3. Kural yukarıdaki gibi olmakla beraber, TMK'nun 702/4 m.'deki ;"Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır." hükmüne göre ; mirasçılardan biri yada birkaçı diğerlerin onayını almadan müdahalenin önlenmesi davasını açabilir. Alınacak hükümden diğer mirasçılar da yararlanır.

4. Ecrimisile gelince; 3.HD. eski kararlarında, ecrimisil davalarının ana kural gereği mirasçıların tümünün onayı ile açılabileceği görüşünde iken , 1.HD.si 2015 yılında ve daha önce verdiği kararlarında " ecrimisilin bölünebilir bir hak ile ilgili olduğundan mirasçıları müdahalenin önlenmesi davası ile birlikte payları oranında ecrimisil davası açabileceklerini " kabul etmiştir. Sonradan bu gibi davaların incelenmesi görevi 8.HD.ne verilmiştir. Son durumun ne şekilde olduğuna dair bir bilgiye rastlamadım. Ecrimisil konusu bu yönü ile sorun teşkil edebilir.
Old 22-04-2021, 09:47   #3
üye56943

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
1. Yıkım (kal) sureti ile müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davası açılabilir.

2. Elbirliği mülkiyetinde kural olarak davalar tüm mirasçıların onay vermesi ile açılır. Mirasçıları tümünün onayı alınamaz ise terekeye temsilci atanması istenir ve davayı temsilci açabilir. Mirasçılardan biri veya birkaçı tarafından açılan dava hemen ret edilmez. Onayın tamamlanması ya da temsilci atanması için süre verilir.

3. Kural yukarıdaki gibi olmakla beraber, TMK'nun 702/4 m.'deki ;"Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır." hükmüne göre ; mirasçılardan biri yada birkaçı diğerlerin onayını almadan müdahalenin önlenmesi davasını açabilir. Alınacak hükümden diğer mirasçılar da yararlanır.

4. Ecrimisile gelince; 3.HD. eski kararlarında, ecrimisil davalarının ana kural gereği mirasçıların tümünün onayı ile açılabileceği görüşünde iken , 1.HD.si 2015 yılında ve daha önce verdiği kararlarında " ecrimisilin bölünebilir bir hak ile ilgili olduğundan mirasçıları müdahalenin önlenmesi davası ile birlikte payları oranında ecrimisil davası açabileceklerini " kabul etmiştir. Sonradan bu gibi davaların incelenmesi görevi 8.HD.ne verilmiştir. Son durumun ne şekilde olduğuna dair bir bilgiye rastlamadım. Ecrimisil konusu bu yönü ile sorun teşkil edebilir.

Üstadım öncelikle teşekkür ederim.

Biz 5 mirasçıyız arsa elbirliği mülkiyeti halinde , fakat arsa üzerinde 78 hissedar var. Bu durumda bu davaların açılabilmesi için 5 mirasçının onayı mı ; yoksa 78 hissedarın onayı mı gerekir ?
Old 22-04-2021, 13:33   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat6611
Biz 5 mirasçıyız arsa elbirliği mülkiyeti halinde , fakat arsa üzerinde 78 hissedar var. Bu durumda bu davaların açılabilmesi için 5 mirasçının onayı mı ; yoksa 78 hissedarın onayı mı gerekir ?

Dede dışında kalan 78 hissedarın durumu da elbirliği mülkiyetinde mi, yoksa onlarla birlikte dede paylı mülkiyete sahip iken, dedenin ölümü ile onun payı mı elbirliği mülkiyetine dönüşmüştür.
Old 22-04-2021, 13:37   #5
üye56943

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Dede dışında kalan 78 hissedarın durumu da elbirliği mülkiyetinde mi, yoksa onlarla birlikte dede paylı mülkiyete sahip iken, dedenin ölümü ile onun payı mı elbirliği mülkiyetine dönüşmüştür.

Bu durumu bilmiyorum efendim. Tapu kayıtların istedim. Orada bahsettiğiniz durum açıklanmış mıdır ?
Old 22-04-2021, 13:44   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat6611
Bu durumu bilmiyorum efendim. Tapu kayıtların istedim. Orada bahsettiğiniz durum açıklanmış mıdır ?

En sağlıklı durum tapu kayıtlarından anlaşılır.
Old 22-04-2021, 13:57   #7
üye56943

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Dede dışında kalan 78 hissedarın durumu da elbirliği mülkiyetinde mi, yoksa onlarla birlikte dede paylı mülkiyete sahip iken, dedenin ölümü ile onun payı mı elbirliği mülkiyetine dönüşmüştür.

Bu durum açıklığa kavuşunca neyi değiştirecek üstadım? Yine dede dışında 78 hissedarın rızası gerekecek mi ?
Old 22-04-2021, 15:13   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Elbirliği mülkiyetinde
Parselin tamamı diğer 78 diğer kişi ile birlikte elbirliği mülkiyetinde ise, yani dedenin payı diğer 78 kişi ile birlikte kök miras bırakandan gelmiş , kısacası tüm ortaklar arasında mirasçılık ilişkisi varsa durum önceki cevabımda olduğu gibidir. Siz 5 mirasçı veya birkaçınız diğer 78 kişinin onayını almadan müdahalenin önlenmesi davası açabilirsiniz. Ecrimisil davası açıp açamayacağınız hakkında içtihat farklılığı vardır. Bu durum ilk cevabımın 4 numaralı bendinde açıklanmıştır.

Paylı mülkiyette
Parselin tamamı dede de dahil olmak üzere diğer 78 kişi ile birlikte paylı mülkiyet halinde ise yani diyelim ki dedenin payı 1/100 ,diğer herbirinin payı da 1/100,2/100..vs.benzeri şeklinde ise ,dava açma durumu paylı mülkiyet esasına tabi olur. Paylı mülkiyette;

a) Siz 5 kişi olarak (yada daha az kişi olarak), diğer 78 kişinin onayını almadan parselin tümü hakkında müdahalenin önlenmesi davası açabilirsiniz. Yıkım da isteyebilirsiniz. Alınan hükümden davaya katılmayan paydaşlar da yararlanır.(TMK.702/4 m. burada da uygulanır)

b) Siz 5 kişi olarak, diğer 78 kişinin onayını almadan dedenin payına isabet eden miktarda ecrimisil davası da açabilirsiniz.
Old 22-04-2021, 15:20   #9
üye56943

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Elbirliği mülkiyetinde
Parselin tamamı diğer 78 diğer kişi ile birlikte elbirliği mülkiyetinde ise, yani dedenin payı diğer 78 kişi ile birlikte kök miras bırakandan gelmiş , kısacası tüm ortaklar arasında mirasçılık ilişkisi varsa durum önceki cevabımda olduğu gibidir. Siz 5 mirasçı veya birkaçınız diğer 78 kişinin onayını almadan müdahalenin önlenmesi davası açabilirsiniz. Ecrimisil davası açıp açamayacağınız hakkında içtihat farklılığı vardır. Bu durum ilk cevabımın 4 numaralı bendinde açıklanmıştır.

Paylı mülkiyette
Parselin tamamı dede de dahil olmak üzere diğer 78 kişi ile birlikte paylı mülkiyet halinde ise yani diyelim ki dedenin payı 1/100 ,diğer herbirinin payı da 1/100,2/100..vs.benzeri şeklinde ise ,dava açma durumu paylı mülkiyet esasına tabi olur. Paylı mülkiyette;

a) Siz 5 kişi olarak (yada daha az kişi olarak), diğer 78 kişinin onayını almadan parselin tümü hakkında müdahalenin önlenmesi davası açabilirsiniz. Yıkım da isteyebilirsiniz. Alınan hükümden davaya katılmayan paydaşlar da yararlanır.(TMK.702/4 m. burada da uygulanır)

b) Siz 5 kişi olarak, diğer 78 kişinin onayını almadan dedenin payına isabet eden miktarda ecrimisil davası da açabilirsiniz.

Şimdi durum anlaşıldı. Dedem 78 kişi ile kök mirasçı değil. Arsa üzerinde hisse sahibi. Paylı mülkiyet hükümlerine göre biz 5 mirasçı el atmanın önlenmesi ve yıkım konusunda tek basımıza, ecrimisil talebinde 5 mirasçı birlikte hareket edeceğiz teşekkürler kıymetli büyüğüm.
Old 23-04-2021, 15:26   #10
üye56943

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
1. Yıkım (kal) sureti ile müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davası açılabilir.

2. Elbirliği mülkiyetinde kural olarak davalar tüm mirasçıların onay vermesi ile açılır. Mirasçıları tümünün onayı alınamaz ise terekeye temsilci atanması istenir ve davayı temsilci açabilir. Mirasçılardan biri veya birkaçı tarafından açılan dava hemen ret edilmez. Onayın tamamlanması ya da temsilci atanması için süre verilir.

3. Kural yukarıdaki gibi olmakla beraber, TMK'nun 702/4 m.'deki ;"Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır." hükmüne göre ; mirasçılardan biri yada birkaçı diğerlerin onayını almadan müdahalenin önlenmesi davasını açabilir. Alınacak hükümden diğer mirasçılar da yararlanır.

4. Ecrimisile gelince; 3.HD. eski kararlarında, ecrimisil davalarının ana kural gereği mirasçıların tümünün onayı ile açılabileceği görüşünde iken , 1.HD.si 2015 yılında ve daha önce verdiği kararlarında " ecrimisilin bölünebilir bir hak ile ilgili olduğundan mirasçıları müdahalenin önlenmesi davası ile birlikte payları oranında ecrimisil davası açabileceklerini " kabul etmiştir. Sonradan bu gibi davaların incelenmesi görevi 8.HD.ne verilmiştir. Son durumun ne şekilde olduğuna dair bir bilgiye rastlamadım. Ecrimisil konusu bu yönü ile sorun teşkil edebilir.

Üstadım 4. Maddede belirttiğiniz konu ile ilgili 8. Hukuk dairesinin bir kararını buldum. Kararda kısaca : “ taşınmaz üzerinde haksız işgalci paydaş veya ortak ise , paydaş veya ortaklardan her biri , birbirini intifadan men etme şartıyla , ecrimisil talep edebilir.

Bilginize sunarım.


“Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki, davaya konu
taşınmazda taraflar elbirliğiyle mülkiyet esaslarına göre maliklerdir. Elbirliği mülkiyetinde de paylı
mülkiyete tabi taşınmazlarda olduğu gibi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya
miras şirketine temsilci atanmadan tek başma ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar
aleyhine ecrimisil davası açabilir. Yargıtayın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir.”
(Y. 8HD, 11.6.2018, E. 2018/3420, K. 2018/13975, çevrimiçi, Lexpera İçtihat Bankası, 04.03.2019)
Aynı yöndeki kararlar için bkz. Y. 1.HD, 27.09.2017, E. 2017/3287, K. 2017/4726; Y. 14.HD,
03.12.2018, E. 2016/9000, K. 2018/8511; Y. 1.HD, 27.02.2014, E. 2014/1348, K. 2014/4512,
çevrimiçi, Lexpera İçtihat Bankası, 04.03.2019
Old 23-04-2021, 21:59   #11
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat6611
Üstadım 4. Maddede belirttiğiniz konu ile ilgili 8. Hukuk dairesinin bir kararını buldum. Kararda kısaca : “ taşınmaz üzerinde haksız işgalci paydaş veya ortak ise , paydaş veya ortaklardan her biri , birbirini intifadan men etme şartıyla , ecrimisil talep edebilir. Bilginize sunarım.

Benim verdiğim bilgiler "Paylı ve elbirliği mülkiyetinde, ortak veya paydaş olmayan 3.kişilerin taşınmazı işgali ile ilgilidir. Ortak veya paydaşların birbiri aleyhine açacağı müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davaları ayrı kurallara tabidir.(*Bkn. THS Forumdaki çeşitli yazılarımız) Örneklediğiniz 8.HD.si kararı elbirliği mülkiyetinde ortaklar (mirasçılar) arasındaki ecrimisil davasını anlatmaktadır.

* https://www.turkhukuksitesi.com/show...90&postcount=2
https://www.turkhukuksitesi.com/show...6&postcount=16
http://www.turkhukuksitesi.com/showp...4&postcount=13
Old 29-07-2021, 09:25   #12
yeniavukattttt58

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Benim verdiğim bilgiler "Paylı ve elbirliği mülkiyetinde, ortak veya paydaş olmayan 3.kişilerin taşınmazı işgali ile ilgilidir. Ortak veya paydaşların birbiri aleyhine açacağı müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davaları ayrı kurallara tabidir.(*Bkn. THS Forumdaki çeşitli yazılarımız) Örneklediğiniz 8.HD.si kararı elbirliği mülkiyetinde ortaklar (mirasçılar) arasındaki ecrimisil davasını anlatmaktadır.

* https://www.turkhukuksitesi.com/show...90&postcount=2
https://www.turkhukuksitesi.com/show...6&postcount=16
http://www.turkhukuksitesi.com/showp...4&postcount=13



üstadım merhabalar, araştırma yaparken bu forma denk geldim. benimde sorumu cevaplarsanız minnet duyarım.

arsa üzerinde 197 kişilik hisse mevcuttur. paylı mülkiyete hükümleri kapsamında. burada haksız işgaller mevcut, mesela paydaşın 150 metresi var ama 400 metreyi işgal etmiş, ecrimisil talep edicez. ama 197 kişiye mi yöneltmemiz gerek, herkesin fazladan isgal ettiği yeri nasıl öğrenebiliriz.?
cevaplarsanız çok mutlu olurum . iyi günler
Old 30-07-2021, 10:53   #13
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Paylı mülkiyette paydaş/paydaşlar aleyhine açılacak el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davalarında:

1. Paydaşın diğer paydaş veya ydaşlar aleyhine dava açabilmesi için davacı paydaşın taşınmazın tamamında kullandığı hiçbir kısmın bulunmaması gerekir. Davacı paydaşın , payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil ve el atma davasının dinlenme olanağı yoktur. Payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren ortaklığın giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

2. Ecrimisi için öngörülen ikinci şart ise; kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.Bu kuralın istisnaları, davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, kendiliğinden oluşan ürünler, biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

3.Davalı paydaşların sorumluluğun belirlenmesi için; paydaşlar arasında tüm paydaşları katılımıyla taksim ya da özel parselizasyon yapılıp yapılmadığının, yapılmamışsa paydaşların itiraz etmediği, uzun süreli fiili taksim olup olmadığının tespit edilip, var ise dava konusu bölümün kim tarafından, ne zaman, ne sıfatla kullanıldığının belirlenmesi, kullanım taksimi ya da fiili taksim bulunmuyor ise davacının az ya da çok kullandığı ya da kullanabileceği bir yerin bulunup bulunmadığına bakılır.

4. Ecrimisil davası (3) numaradaki yönteme göre pay miktarını aşan paydaşlar aleyhine açılır. (payına isabet eden miktarı aşmayan paydaş aleyhine açılmaz) Bu hususun bilinebilmesi için davadan önce mahkemeden "delil tespiti" istenebilir veya bu tespit bir fen elemanına özel olarak yaptırılabilir ya da ecrimisil davası tüm diğer paydaşlar aleyhine " belirsiz alacak" davası olarak açılabilir. Diye düşünüyorum.

8. Hukuk Dairesi 2019/5351 E. , 2021/3552 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulü ile 16.539,56 TL ecrimisilin 3.000 TL'sine dava tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davanın kabulü ile 22 parsel (eski parsel numarası;89) sayılı taşınmazın davacının 11/240 hissesine isabet eden fen bilirkişisinin 25.03.2019 tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renkle işaretlenen 22/A olarak gösterilen 31.041,21 metrekarelik kısma davalı tarafından yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin 89 parsel sayılı taşınmaza müşterek mülkiyet esaslarına göre kayden malik olduğunu, paydaşların bir araya gelerek 13.09.2010 tarihinde rızai taksim sözleşmesi yaptıklarını, davalının kendisine düşen kısma 2007 yılından bu yana tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000 TL ecrimisilin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir .

Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazın paydaşlarından olduğunu, sunulan taksim sözleşmesinin sahte olduğunu, sözleşmeye hissedarların çoğunun imza atmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur .

Mahkemece, davanın kabulü ile 16.539,56 TL ecrimisilin 3.000 TL'sine dava tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve 22 parsel (eski 89 parsel ) sayılı taşınmazın davacının 11/240 hissesine isabet eden, fen bilirkişisinin 25/03/2019 tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renkle işaretlenen 22/A olarak gösterilen 31.041,21 metrekarelik kısma davalı tarafından yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir .

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mahkemece, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verildiği, kararın davalı vekilince temyiz edildiği, dairemizce mahkemece gerekçeli kararda, sehven müdahalenin men’ine karar verilmesinin kısa kararda yazılmadığı belirtilmesine karşın yine gerekçeli kararda da sadece ecrimisil konusunda karar verilmediği, kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişkiye yol açıldığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, davalı tarafından davaya cevap verilmediği, davacı tanıklarının ve mahalli bilirkişilerin dinlenmiş olduğu, davacı yanca dayanılan rızai taksim sözleşmesinin gerek suç duyurusuna konu savcılık dosyasına gerekse mevcut dosyaya davacı yanca sunulmadığı, sözleşmede imzası bulunduğu belirtilen bir kısım paydaşın imzanın kendilerine ait olmadığını savcılık dosyasında belirtmiş oldukları , mahkemece eldeki kararda, dava konusu 22 parsel (eski 89 parsel) sayılı, tarla nitelikli taşınmazın 11/240 hissesinin davacı adına, 11/120 hissesinin davalının babası ... adına, 1/60 hissesinin davalı adına , diğer hisselerin başkaca paydaşlar adına kayıtlı olduğu, tüm dosya kapsamı itibari ile davacının hissesine düşen kısmın davalı tarafından kullanıldığı, davanın sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği sabittir .

Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir.

Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 Esas, 2002/114 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm tesis etmeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Davacı yan tanık deliline dayanmış ve tanıklarını bildirmiş , davalı taraf davaya cevap vermemiş olup, mahkemece uzman bilirkişi heyeti eşliğinde yeniden keşif yapılarak tanıkların HMK'nin 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, tanıkların beyanları arasında çelişki bulunduğunda 6100 sayılı HMK'nin 261/1 maddesi uyarınca çelişkinin yüzleştirmek suretiyle giderilmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda hangi taraf tanığının beyanının üstün tutulduğunun karar gerekçesinde gösterilmesi, bundan sonra tüm tanık beyanları birlikte tartışılıp değerlendirilerek dava konusu taşınmazda tüm paydaşları katılımıyla taksim ya da özel parselizasyon yapılıp yapılmadığının, yapılmamışsa paydaşların itiraz etmediği uzun süreli fiili taksim olup olmadığının tespit edilip, var ise dava konusu bölümün kim tarafından, ne zaman, ne sıfatla kullanıldığının belirlenmesi, kullanım taksimi ya da fiili taksim bulunmuyor ise davacının az ya da çok kullandığı ya da kullanabileceği bir yerin bulunup bulunmadığının ayrıntılı bir şekilde fen bilirkişisi krokisine yansıtılması, tarafların payları karşılığının belirlenmesi, davalının kullanımının kendi adına ve / veya paydaş Vehbi’ye tebaen olup olmadığı belirlenmesi ve sonucu çerçevesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Old 02-08-2021, 12:21   #14
yeniavukattttt58

 
Varsayılan

Üstadım çok teşekkür ederim hiç bir zaman darda kalmayın inşallah saygılar
Old 02-08-2021, 12:21   #15
yeniavukattttt58

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Paylı mülkiyette paydaş/paydaşlar aleyhine açılacak el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davalarında:

1. Paydaşın diğer paydaş veya ydaşlar aleyhine dava açabilmesi için davacı paydaşın taşınmazın tamamında kullandığı hiçbir kısmın bulunmaması gerekir. Davacı paydaşın , payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil ve el atma davasının dinlenme olanağı yoktur. Payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren ortaklığın giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

2. Ecrimisi için öngörülen ikinci şart ise; kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.Bu kuralın istisnaları, davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, kendiliğinden oluşan ürünler, biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

3.Davalı paydaşların sorumluluğun belirlenmesi için; paydaşlar arasında tüm paydaşları katılımıyla taksim ya da özel parselizasyon yapılıp yapılmadığının, yapılmamışsa paydaşların itiraz etmediği, uzun süreli fiili taksim olup olmadığının tespit edilip, var ise dava konusu bölümün kim tarafından, ne zaman, ne sıfatla kullanıldığının belirlenmesi, kullanım taksimi ya da fiili taksim bulunmuyor ise davacının az ya da çok kullandığı ya da kullanabileceği bir yerin bulunup bulunmadığına bakılır.

4. Ecrimisil davası (3) numaradaki yönteme göre pay miktarını aşan paydaşlar aleyhine açılır. (payına isabet eden miktarı aşmayan paydaş aleyhine açılmaz) Bu hususun bilinebilmesi için davadan önce mahkemeden "delil tespiti" istenebilir veya bu tespit bir fen elemanına özel olarak yaptırılabilir ya da ecrimisil davası tüm diğer paydaşlar aleyhine " belirsiz alacak" davası olarak açılabilir. Diye düşünüyorum.

8. Hukuk Dairesi 2019/5351 E. , 2021/3552 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulü ile 16.539,56 TL ecrimisilin 3.000 TL'sine dava tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davanın kabulü ile 22 parsel (eski parsel numarası;89) sayılı taşınmazın davacının 11/240 hissesine isabet eden fen bilirkişisinin 25.03.2019 tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renkle işaretlenen 22/A olarak gösterilen 31.041,21 metrekarelik kısma davalı tarafından yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin 89 parsel sayılı taşınmaza müşterek mülkiyet esaslarına göre kayden malik olduğunu, paydaşların bir araya gelerek 13.09.2010 tarihinde rızai taksim sözleşmesi yaptıklarını, davalının kendisine düşen kısma 2007 yılından bu yana tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000 TL ecrimisilin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir .

Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazın paydaşlarından olduğunu, sunulan taksim sözleşmesinin sahte olduğunu, sözleşmeye hissedarların çoğunun imza atmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur .

Mahkemece, davanın kabulü ile 16.539,56 TL ecrimisilin 3.000 TL'sine dava tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve 22 parsel (eski 89 parsel ) sayılı taşınmazın davacının 11/240 hissesine isabet eden, fen bilirkişisinin 25/03/2019 tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renkle işaretlenen 22/A olarak gösterilen 31.041,21 metrekarelik kısma davalı tarafından yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir .

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mahkemece, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verildiği, kararın davalı vekilince temyiz edildiği, dairemizce mahkemece gerekçeli kararda, sehven müdahalenin men’ine karar verilmesinin kısa kararda yazılmadığı belirtilmesine karşın yine gerekçeli kararda da sadece ecrimisil konusunda karar verilmediği, kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişkiye yol açıldığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, davalı tarafından davaya cevap verilmediği, davacı tanıklarının ve mahalli bilirkişilerin dinlenmiş olduğu, davacı yanca dayanılan rızai taksim sözleşmesinin gerek suç duyurusuna konu savcılık dosyasına gerekse mevcut dosyaya davacı yanca sunulmadığı, sözleşmede imzası bulunduğu belirtilen bir kısım paydaşın imzanın kendilerine ait olmadığını savcılık dosyasında belirtmiş oldukları , mahkemece eldeki kararda, dava konusu 22 parsel (eski 89 parsel) sayılı, tarla nitelikli taşınmazın 11/240 hissesinin davacı adına, 11/120 hissesinin davalının babası ... adına, 1/60 hissesinin davalı adına , diğer hisselerin başkaca paydaşlar adına kayıtlı olduğu, tüm dosya kapsamı itibari ile davacının hissesine düşen kısmın davalı tarafından kullanıldığı, davanın sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği sabittir .

Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir.

Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 Esas, 2002/114 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm tesis etmeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Davacı yan tanık deliline dayanmış ve tanıklarını bildirmiş , davalı taraf davaya cevap vermemiş olup, mahkemece uzman bilirkişi heyeti eşliğinde yeniden keşif yapılarak tanıkların HMK'nin 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, tanıkların beyanları arasında çelişki bulunduğunda 6100 sayılı HMK'nin 261/1 maddesi uyarınca çelişkinin yüzleştirmek suretiyle giderilmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda hangi taraf tanığının beyanının üstün tutulduğunun karar gerekçesinde gösterilmesi, bundan sonra tüm tanık beyanları birlikte tartışılıp değerlendirilerek dava konusu taşınmazda tüm paydaşları katılımıyla taksim ya da özel parselizasyon yapılıp yapılmadığının, yapılmamışsa paydaşların itiraz etmediği uzun süreli fiili taksim olup olmadığının tespit edilip, var ise dava konusu bölümün kim tarafından, ne zaman, ne sıfatla kullanıldığının belirlenmesi, kullanım taksimi ya da fiili taksim bulunmuyor ise davacının az ya da çok kullandığı ya da kullanabileceği bir yerin bulunup bulunmadığının ayrıntılı bir şekilde fen bilirkişisi krokisine yansıtılması, tarafların payları karşılığının belirlenmesi, davalının kullanımının kendi adına ve / veya paydaş Vehbi’ye tebaen olup olmadığı belirlenmesi ve sonucu çerçevesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Üstadım teşekkür ederim hiçbir zaman darda kalmayın inşallah
Old 24-10-2021, 20:40   #16
üye56943

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Paylı mülkiyette paydaş/paydaşlar aleyhine açılacak el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davalarında:

1. Paydaşın diğer paydaş veya ydaşlar aleyhine dava açabilmesi için davacı paydaşın taşınmazın tamamında kullandığı hiçbir kısmın bulunmaması gerekir. Davacı paydaşın , payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil ve el atma davasının dinlenme olanağı yoktur. Payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren ortaklığın giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

2. Ecrimisi için öngörülen ikinci şart ise; kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.Bu kuralın istisnaları, davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, kendiliğinden oluşan ürünler, biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

3.Davalı paydaşların sorumluluğun belirlenmesi için; paydaşlar arasında tüm paydaşları katılımıyla taksim ya da özel parselizasyon yapılıp yapılmadığının, yapılmamışsa paydaşların itiraz etmediği, uzun süreli fiili taksim olup olmadığının tespit edilip, var ise dava konusu bölümün kim tarafından, ne zaman, ne sıfatla kullanıldığının belirlenmesi, kullanım taksimi ya da fiili taksim bulunmuyor ise davacının az ya da çok kullandığı ya da kullanabileceği bir yerin bulunup bulunmadığına bakılır.

4. Ecrimisil davası (3) numaradaki yönteme göre pay miktarını aşan paydaşlar aleyhine açılır. (payına isabet eden miktarı aşmayan paydaş aleyhine açılmaz) Bu hususun bilinebilmesi için davadan önce mahkemeden "delil tespiti" istenebilir veya bu tespit bir fen elemanına özel olarak yaptırılabilir ya da ecrimisil davası tüm diğer paydaşlar aleyhine " belirsiz alacak" davası olarak açılabilir. Diye düşünüyorum.

8. Hukuk Dairesi 2019/5351 E. , 2021/3552 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulü ile 16.539,56 TL ecrimisilin 3.000 TL'sine dava tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davanın kabulü ile 22 parsel (eski parsel numarası;89) sayılı taşınmazın davacının 11/240 hissesine isabet eden fen bilirkişisinin 25.03.2019 tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renkle işaretlenen 22/A olarak gösterilen 31.041,21 metrekarelik kısma davalı tarafından yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, müvekkilinin 89 parsel sayılı taşınmaza müşterek mülkiyet esaslarına göre kayden malik olduğunu, paydaşların bir araya gelerek 13.09.2010 tarihinde rızai taksim sözleşmesi yaptıklarını, davalının kendisine düşen kısma 2007 yılından bu yana tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000 TL ecrimisilin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir .

Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazın paydaşlarından olduğunu, sunulan taksim sözleşmesinin sahte olduğunu, sözleşmeye hissedarların çoğunun imza atmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur .

Mahkemece, davanın kabulü ile 16.539,56 TL ecrimisilin 3.000 TL'sine dava tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve 22 parsel (eski 89 parsel ) sayılı taşınmazın davacının 11/240 hissesine isabet eden, fen bilirkişisinin 25/03/2019 tarihli raporuna ekli krokide kırmızı renkle işaretlenen 22/A olarak gösterilen 31.041,21 metrekarelik kısma davalı tarafından yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir .

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mahkemece, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verildiği, kararın davalı vekilince temyiz edildiği, dairemizce mahkemece gerekçeli kararda, sehven müdahalenin men’ine karar verilmesinin kısa kararda yazılmadığı belirtilmesine karşın yine gerekçeli kararda da sadece ecrimisil konusunda karar verilmediği, kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişkiye yol açıldığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, davalı tarafından davaya cevap verilmediği, davacı tanıklarının ve mahalli bilirkişilerin dinlenmiş olduğu, davacı yanca dayanılan rızai taksim sözleşmesinin gerek suç duyurusuna konu savcılık dosyasına gerekse mevcut dosyaya davacı yanca sunulmadığı, sözleşmede imzası bulunduğu belirtilen bir kısım paydaşın imzanın kendilerine ait olmadığını savcılık dosyasında belirtmiş oldukları , mahkemece eldeki kararda, dava konusu 22 parsel (eski 89 parsel) sayılı, tarla nitelikli taşınmazın 11/240 hissesinin davacı adına, 11/120 hissesinin davalının babası ... adına, 1/60 hissesinin davalı adına , diğer hisselerin başkaca paydaşlar adına kayıtlı olduğu, tüm dosya kapsamı itibari ile davacının hissesine düşen kısmın davalı tarafından kullanıldığı, davanın sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği sabittir .

Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir.

Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 Esas, 2002/114 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm tesis etmeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Davacı yan tanık deliline dayanmış ve tanıklarını bildirmiş , davalı taraf davaya cevap vermemiş olup, mahkemece uzman bilirkişi heyeti eşliğinde yeniden keşif yapılarak tanıkların HMK'nin 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, tanıkların beyanları arasında çelişki bulunduğunda 6100 sayılı HMK'nin 261/1 maddesi uyarınca çelişkinin yüzleştirmek suretiyle giderilmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda hangi taraf tanığının beyanının üstün tutulduğunun karar gerekçesinde gösterilmesi, bundan sonra tüm tanık beyanları birlikte tartışılıp değerlendirilerek dava konusu taşınmazda tüm paydaşları katılımıyla taksim ya da özel parselizasyon yapılıp yapılmadığının, yapılmamışsa paydaşların itiraz etmediği uzun süreli fiili taksim olup olmadığının tespit edilip, var ise dava konusu bölümün kim tarafından, ne zaman, ne sıfatla kullanıldığının belirlenmesi, kullanım taksimi ya da fiili taksim bulunmuyor ise davacının az ya da çok kullandığı ya da kullanabileceği bir yerin bulunup bulunmadığının ayrıntılı bir şekilde fen bilirkişisi krokisine yansıtılması, tarafların payları karşılığının belirlenmesi, davalının kullanımının kendi adına ve / veya paydaş Vehbi’ye tebaen olup olmadığı belirlenmesi ve sonucu çerçevesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


" Paydaşın diğer paydaş veya ydaşlar aleyhine dava açabilmesi için davacı paydaşın taşınmazın tamamında kullandığı hiçbir kısmın bulunmaması gerekir. Davacı paydaşın , payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil ve el atma davasının dinlenme olanağı yoktur. Payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren ortaklığın giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir."

Üstadım payına karşılık gelen çekişmesiz kullandığı bir kısım varsa ecrimisil istenemez denmekte yargıtay kararlarında. Bu çekişmesiz kullanım şartı kafamı karıştırıyor.

78 hissedarın hepsi 1 taşınmaz üzerinde elbirliği mülkiyet halinde 2 hissedar 2 adet kaçak bina inşa etmişler bu taşınmaza. kaçak yapı inşa edilen taşınmaz " tarla " vasfında, imara aykırı şekilde yapılmış.

dolayısıyla elbirliği halinde malikler birlikte hareket etmeden taşınmazın bir bölümünü üzerinde tasarrufta bulunamayacağından, aramızda da fiili veya resmi paylaştırma veya taksim sözleşmesinin de olmaması nedenİyle SALT bir kısım alanın boş olması nedeniyle " çekişmesiz kullanılan alanın olması hasebiyle ecrimisil istemimizin reddini " gerektirir mi ?

Zira biz hissedar olarak tek başımıza zaten hareket edemiyoruz.
Old 25-10-2021, 13:48   #17
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.Taşınmaz üzerine imara aykırı kaçak inşaat yapılması idari yargının görev alaanına girer. Bu konuda yıkım için ilgili Belediyeye başvurmak gerekir.

2. Yerleşen ve sizinde değindiğniz yargıtay kararlarına göre ;"salt bir kısım alanın boş olması nedeniyle , çekişmesiz kullanılan (yada kullanılabilir) alanın olması hasebiyle ecrimisil isteminizin reddini " gerektirebilir. Diye düşünüyorum.
Old 25-10-2021, 14:35   #18
üye56943

 
Varsayılan

Üstadım, aslında bana hissedarların çok fazla oluşu, ve elbirliği mülkiyet halinde "çekişmesiz" herhangi bir yerin kullanılmasının zaten ortaklık sebebiyle mümkün olmaması ecrimisil isteminin kabul edilmesi gerektiğini düşündürmekte.

1- Yargıtayın " bir paydaşın çekişmesiz kullandığı yer var ise " sözüyle çekişmesiz lafzında anlatmak istediği mutlak çekişmesizlik hali mi anlaşılmalı mıdır ?

Ayrıca taşınmaz üzerinde bir kısım hissedara ait Vakıf şerhi de var. Kalan kısımlarda 10larca rehin ve hacizler var. Bizim hissemize düşen yeri tespit edip kullanmak için bile bir oy birliği gerek.

2- Ayrıca Kaçak yapı sahipleri ortaklığın ifraz yolu ile taksimini istediler. Biz muhdesat ile birlikte satılmasını talep ettik. Dava şuan derdest iken Ecrimisil talep edebilir miyiz?
Old 25-10-2021, 18:08   #19
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Ortaklığın giderilmesi davası devam ederken ecrimisil davası açılabilir. Yargıtay ilamlarında geçen "çekişmezsiz" sözcüğü ile bence davacı paydaşın payından azda olsa bir kısmı kullanmasına karşıtarafın itiraz etmemesi,karşı koymaması hali anlatılmak istenmiştir. Bu konuda genel bilgileri cevabımda aktardım. Ayrıntıların değerlendirilmesi ve ecrimisil davasının şansının ne olacağının değerlendirilmesi ve takdiri kuşkusuz size aittir. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Old 25-10-2021, 18:08   #20
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Ortaklığın giderilmesi davası devam ederken ecrimisil davası açılabilir. Yargıtay ilamlarında geçen "çekişmezsiz" sözcüğü ile bence davacı paydaşın payından azda olsa bir kısmı kullanmasına karşıtarafın itiraz etmemesi,karşı koymaması hali anlatılmak istenmiştir. Bu konuda genel bilgileri cevabımda aktardım. Ayrıntıların değerlendirilmesi ve ecrimisil davasının şansının ne olacağının değerlendirilmesi ve takdiri kuşkusuz size aittir. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
var olmayan kişi üzerine yapılan tapu tescili Av.Bülent Özkan Meslektaşların Soruları 5 26-09-2022 10:44
Miras kalan tarla ve kargir ev emlak vergisi muafiyetini kaldrır mı? olgu Meslektaşların Soruları 6 29-04-2019 10:46
kayınpeder üzerine kayıtlıa arsa üzerine eve yapılan ev/alacak davası av.yağmur deniz Meslektaşların Soruları 2 09-10-2013 11:34
Ortaklığın giderilmesi / Taşınmaz üzerine yapılan, tapuda kayıtlı olmayan bina nanu Meslektaşların Soruları 2 04-11-2009 22:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08313704 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.