Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

okul kantini - tazminat - husumet

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-08-2010, 11:48   #1
law in law

 
Varsayılan okul kantini - tazminat - husumet

Değerli Meslektaşlarım, Okul müdürü ve okul aile birliği başkanı ile ilkokulun kantinini işletmek için sözleşme imzalayan taraf sözleşmenin feshinden yada sona ermesinden sonra bu sözleşmeden doğan haklarını tazminat olarak talep ediyor.
Dava dilekçesinde hasım olarak Milli Eğitim Bakanlığı mı?, hazine mi? valilik mi? okul aile birliği mi yada bunların birkaçı birlikte mi hasım gösterilmelidir?
Kantin kiralama işleri hangi yasaya göre yapılıyor. Yönetmelik var mı?
Yol gösterirseniz sevinirim,
Saygı ve selamlar.
Old 31-08-2010, 12:53   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Aile birliği yönetmeliği'nin 17. maddesine göre kiralanmış olabilir.

Aşağıdaki Yargıtay içtihatında aile birliklerin taraf ehliyetini kabul edilmiş.

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas : 2009/5232
Karar : 2009/8026
Tarih : 07.05.2009




OKUL AİLE BİRLİĞİ
TARAF SIFATI


Özet :Yaptığı sözleşmeden doğan alacağa ilişkin uyuşmazlıkta, okul aile birliğinin husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmelidir.


( 1739 s. METK. m. 16 ) ( 1086 s. HUMK. m. 38, 237 )



Dava dilekçesinde, 4.630 YTL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı Mustafa yönünden kısmen kabulü, diğer davalı yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekil tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü.

Davacı vekili dava dilekçesi ile; okulun bünyesinde bulunan kantinin işletilmesi konusunda müvekkili ile davalı okul aile birliği arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesi gereğince, birleşen davada ise; okul aile birliği ile davalı kantin işletmecisi Mustafa arasındaki sözleşme ve davacı ve okul aile birliği arasındaki sözleşmenin 7. maddesine göre; elektrik, su, doğalgaz ve ısıtma tesisatının teknik açıdan mümkün olması halinde müstakil hale getireceğine, bunun mümkün olmaması halinde ise, söz konusu giderlerin karşılığı olarak Defterdarlıkça tespit edilecek bedelin okul aile birliğince ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sistemlerin müstakil hale getirilmediği gibi, kullanım bedelinin de ödenmediğini beyanla, 4.630 YTL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece davalının tüzel kişiliği ve dolayısıyla husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı ve okul aile birliği arasında düzenlenen sözleşmede, davalı okul aile birliğinin kiracı sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı ve 7. maddede belirlenen yükümlülükleri üstlendiği anlaşılmaktadır.

Davalı okul aile birliği, Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda kurulmuş olup, kamu tüzel kişiliği statüsü tanınmamıştır.

Buna karşın yönetmelik hükümleri okul aile birliğine özel hukuk alanında hukuki işlem (kira sözleşmesi yapma) yetkisi vermiştir.

Uyuşmazlık, yönetmelik uyarınca okul aile birliğinin diğer davalı ile kurduğu sözleşmeden doğan alacağa ilişkin olduğuna göre, davalı birliğin husumet ehliyetinin olduğunun kabulü gerekir.

O halde, mahkemece davalı okul aile birliği yönünden de işin esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın husumet ehliyeti yokluğundan reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 07.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak :YKD Eylül-2009 Sf : 1677
Old 30-12-2013, 17:49   #3
Av.Tümer

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlar;

Okul aile birliklerinin tüzel kişiliğinin olup olmadığı hakkında görüşlerinizi bekliyorum.

Yargıtay'ın 2010-2011-2012 tarihli birtakım kararlarında birliklere karşı dava açılabileceği belirtilmiştir.

Ancak," MEB Okul Aile Birliği Yönetmeliği "

MADDE 5 – (1) Okul ile aile arasında bütünleşmeyi gerçekleştirmek, veli ile okul arasında iletişimi ve iş birliğini sağlamak, eğitim ve öğretimi geliştirici faaliyetleri desteklemek, okulun ve maddi imkânlardan yoksun öğrencilerin eğitim ve öğretimle ilgili zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere okullar bünyesinde tüzel kişiliği haiz olmayan birlikler kurulur.

(2) Birlik, kurulduğu okulun adını alır.

maddesi uyarınca okul aile birliklerinin tüzel kişiliğinin olmadığı açıkça belirtilmiştir.

Son dönemdeki uygulamalara göre işçi alacakları için Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Okul Aİle Birliklerinin de davaya dahil edilip edilmediği ve haklarında dava açılıp açılmadığı hususunda fikirlerinizi ve varsa 2013 tarihli Yargıtay kararlarınızı rica ediyorum.
Old 30-12-2013, 19:41   #4
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Tümer
Sayın meslektaşlar;

Okul aile birliklerinin tüzel kişiliğinin olup olmadığı hakkında görüşlerinizi bekliyorum.

Yargıtay'ın 2010-2011-2012 tarihli birtakım kararlarında birliklere karşı dava açılabileceği belirtilmiştir.

Ancak," MEB Okul Aile Birliği Yönetmeliği "

MADDE 5 – (1) Okul ile aile arasında bütünleşmeyi gerçekleştirmek, veli ile okul arasında iletişimi ve iş birliğini sağlamak, eğitim ve öğretimi geliştirici faaliyetleri desteklemek, okulun ve maddi imkânlardan yoksun öğrencilerin eğitim ve öğretimle ilgili zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere okullar bünyesinde tüzel kişiliği haiz olmayan birlikler kurulur.

(2) Birlik, kurulduğu okulun adını alır.

maddesi uyarınca okul aile birliklerinin tüzel kişiliğinin olmadığı açıkça belirtilmiştir.

Son dönemdeki uygulamalara göre işçi alacakları için Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Okul Aİle Birliklerinin de davaya dahil edilip edilmediği ve haklarında dava açılıp açılmadığı hususunda fikirlerinizi ve varsa 2013 tarihli Yargıtay kararlarınızı rica ediyorum.


İşçi alacaklarında okul aile birliği başkanlıklarına da dava açılabilir.


Alıntı:
9. Hukuk Dairesi 2007/27903 E., 2009/1259 K.

"İçtihat Metni"
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı A....... İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği Başkanlığı ile davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Okul Aile Birliği Başkanlığının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacının temyizine gelince;

Davacı işçi davalılardan Okul Aile Birliği Başkanlığı ile Mille Eğitim Bakanlığı hakkında açmış olduğu bu davada, ilköğretim okulu işyerinde sekreter olarak 2 yıl 6 ay 14 gün süreyle çalıştığını ileri sürmüş ve iş sözleşmesinin haksız olarak feshi sebebiyle kıdem, ihbar tazminatlarıyla izin ücretinin her iki davalıdan tahsili yönünde istekte bulunmuştur.

Mahkemece davalılardan Okul Aile Birliği yönünden kabulüne, Milli Eğitim Bakanlığı hakkındaki davanın ise husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davacı taraf kararı bu yönden temyiz etmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı işçi, dava dışı Okul Öğrencilerini Koruma Derneği işçisi olarak 1.11.2003 tarihinde işe alınmış, derneğin tasfiyesi üzerine 12.9.2005 tarihinden itibaren Okul Aile Birliği Başkanlığı tarafından çalıştırılmaya devam olunmuştur. Davacı işçi Milli Eğitim Bakanlığına ait ilköğretim okulu işyerinde sekreter olarak görev yapmıştır. Davalı Bakanlığın aynı okula kadrolu memur ataması üzerine iş sözleşmesi Okul Aile Birliği Başkanlığınca feshedilmiştir.

Davacının görev ifa ettiği ilköğretim okulu, davalı Bakanlığa aittir. Okulun sekreterlik işlerinin davalı Bakanlık görevlileri tarafından yerine getirilmesi gerektiği açıktır. Bakanlık tarafından belirtilen iş ya da işler için yeterli eleman görevlendirilmediği için, davacı işçi, dava dışı Dernek ile davalı Birlik tarafından istihdam edilmiş, sekreterlik işlerini aralıksız olarak yerine getirmiştir.

İş Hukukunda işçinin bir işverene ait işyerinde çalıştığı halde başka bir işveren işçisi sayılabilmesi sınırlı hallerde mümkün olabilir. İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında usulüne uygun olarak alt işveren işçisi olarak çalıştırılması halinde asıl işverene ait işyerinde bağımsız şekilde örgütlenen alt işveren işçisi olarak çalışma söz konusu olabilir. Geçici (ödünç) iş ilişkisinde ise işçi belli bir süre iş görme edimini başka bir işverene ait işyerinde diğer işverene karşı yerine getirmektedir. Davalı Bakanlık tarafından diğer davalı Okul Aile Birliğine verilen bir iş olmadığı için davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmamaktadır. Yine, uyuşmazlık konusu olayda geçici iş ilişkisinin unsurları da gerçekleşmemiştir.

Özellikle gurup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçiminde işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu işverenler, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini birden fazla işverene karşı yerine getirmektedir. Bu hizmetlerin, her bir işveren yönünden kısmi süreli iş ilişkisinin varlığına imkan verecek şekilde ayrıştırılması da mümkün değilse, “ birlikte istihdam” olarak adlandırılabilecek bir çalışma şeklinden söz edilebilecektir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı binanın girişinde verilen güvenlik hizmetleri, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi bir ilişkide, işçi ile birden fazla işveren arasında tek bir iş ilişkisi vardır. Ücretin işverenlerin biri ya da birkaçı tarafından ödenmesi veya sosyal sigortalar priminin başka bir işverence yatırılması mümkündür.

Davacı işçi yönünden ücret ve primler davalı Okul Aile Birliği tarafından yatırılmış olsa da, iş görme edimi her iki davalı işverene karşı yerine getirilmiştir. Davalılar arasında davacı işçinin çalıştırılması noktasında amaç ve menfaatte birlik söz konusudur. Davacının iş görme ediminin her bir işveren yönünden kısmi süreli iş ilişkisi biçimde ayrıştırılması da mümkün değildir. Davacı aynı anda aynı işverenlere karşı iş görme edimini yerine getirmiştir. Bu bakımdan taraflar arasında birlikte istihdam olarak adlandırılabilecek bir ilişkinin varlığı kabul edilmelidir. Buna göre davaya konu işçilik alacaklarından her iki davalının müşterek müteselsil sorumluluğuna gidilmesi gerekirken, davalı Bakanlık yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.02.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
husumet av_mehmetbal Meslektaşların Soruları 6 03-05-2010 13:22
husumet ali ekmekçi Meslektaşların Soruları 2 06-06-2008 13:10
husumet av.tuğbabal Meslektaşların Soruları 1 04-03-2008 15:40
husumet Burak Demirci Meslektaşların Soruları 5 02-05-2007 06:42
acil/iş sözleşmesinin feshi ve kıdem sorunu/ acil avenginakbaba Meslektaşların Soruları 5 18-01-2007 09:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06142998 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.