|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
20-01-2009, 20:49 | #1 |
|
Takip Kesinleştikten Sonra Açılan Menfi Tespit/ Yargıtay Kararı
Takip kesinleştikten sonra açılan menfi tespit davasında, borçlunun yeteri kadar malı haczedildiyse, ayrıca teminat alınmasına gerek olmadığına dair, 11.HD. 1986/997 E. 1986/1849 K.sayılı; 01.04.1986 Tarihli kararını arıyorum. Yardım edeceklere teşekkür ederim.
Not: Karar Kazancı'da bulunmamaktadır. |
20-01-2009, 22:30 | #2 |
|
Maalesef Sayın Meslektaşım, Sinerji'de de bulamadım ne içerik, ne sayı olarak.
Saygılarımla, |
21-01-2009, 12:49 | #3 |
|
O kararı bulamadım ama benzer gerekçeli bir başka karar var. Buradaki gerekçe de işinize yarayabilir.
------- T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2004/4232 K. 2004/4129 T. 26.4.2004 • İHTİYATİ HACİZ TALEBİ ( Borcun Teminatını Teşkil Etmek Üzere Tesis Edilen İpotek Limitinin İhtiyati Hacze Konu Edilen Alacak Miktarından Fazla Olması - Yasal Koşulların Oluşmadığı ) • İPOTEK ( Borcun Teminatını Teşkil Etmek Üzere Tesis Edilen/Limitinin İhtiyati Hacze Konu Edilen Alacak Miktarından Fazla Olması - İtirazın Kabulü Gereği ) • BORCUN TEMİNATINI TEŞKİL ETMEK ÜZERE TESİS EDİLEN İPOTEK ( Limitinin İhtiyati Hacze Konu Edilen Alacak Miktarından Fazla Olması - İtirazın Kabulü Gereği ) 2004/m. 257 ÖZET : Kredi borçlusu borcun teminatını teşkil etmek üzere taşınmazını davalı bankaya limitle ipotek ettiğinden ve ihtiyati hacze konu edilen alacak da bu miktarın altında bulunduğundan yani ipoteği aşan bir alacak iddiası mevcut olmadığından, İİK.nun 257'nci maddesindeki koşulların oluşmaması nedeniyle mahkemece itirazın kabulüne karar verilmek gerekir. DAVA : Taraflar arasında görülen davada Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 19.1.2004 tarih ve 2003/50 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Mahkemece alacaklı banka vekilinin ihtiyati haciz talebi üzerine ihtiyati hacze itiraz eden borçluların borca yetecek miktarda malları ile 3'ncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmuş, borçlular alacağın daha önce takip konusu yapıldığını ve takibin itirazla durduğunu ileri sürerek, ihtiyati haczin kaldırılmasını istemişlerdir. Karşı taraf vekili, ihtiyati hacze itirazın yerinde bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, her ne kadar daha önce ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip kesinleşmiş ise de, ipotekli taşınmaz değerinin ve dolayısıyla borcu karşılamaya yeterli olup olmadığının belli olmadığı, bu nedenle alacaklı bankanın alacağını teminat altına aldırma talebinin yerinde bulunduğu gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati hacze itiraz edenler temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre ihtiyati hacze itiraz edenlerden İbrahim, Erol ve Süleyman'ın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Ancak, kredi borçlusu bulunan S.M. borcun teminatını teşkil etmek üzere taşınmazını davalı bankaya ( 22.500.000.000 ) TL limitle ipotek ettiğinden ve ihtiyati hacze konu edilen alacak da bu miktarın altında bulunduğundan yani ipoteği aşan bir alacak iddiası mevcut olmadığından, İİK.nun 257'nci maddesindeki koşulların oluşmaması nedeniyle mahkemece S.M.nin itirazının kabulüne karar verilmek gerekirken anılan husus gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile bu şahsın itirazının da reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın S.M. yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz edenlerden İbrahim, Erol ve Süleyman'ın tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle kararın S.M. yararına BOZULMASINA, istek halinde aşağıda yazılı harcın temyiz eden İbrahim, Erol ve Süleyman'a iadesine, 26.4.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
21-01-2009, 15:20 | #4 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Aradığım karar bir ihtiyati tedbir kararına dayanak yapılmış. Dün bir müvekkil faksladı. Tedbir kararı inanılmaz. Bahsettiğim karar şu şekilde yer almaktadır:
Takip alacağı, kararın verildiği tarihte 340.000 TL'ye baliğ olmuştur. İlk bakışta ne var bunda diyenler olabilir. Yani, İİK. 72/3' göre icra veznesine alacak yatırılmışsa sorun yok diyenler olabilir. Ama icra veznesine yatan para yok. Kararın ilk sayfasındaki gerekçeyi buyurun:
Alacak aslı 260.000 TL, tedbir sırasında dosya borcu 340.000 TL olmuştur. Buna göre icra veznesinz girmesi gereken para 340.000 TL, alınması gereken teminat miktarı (Asıl alacağa göre hesaplanacaksa)en az 108 Tl olmalı; yani toplam (en az)448.000 TL para veya teminat mektubu olmalıdır. Taşınmazın değeri 645.000 TL olup, takyidata göre bir bankanın 2006 tarihli ve %50 faizli, 250.000 TL.lik ipoteği bulunduğu gibi, müvekkilden önce 6 haciz daha bulunmaktadır. Bu alacakların toplamı da 365.000 TL sı olup(Takip çıkışları), vergi dairesinin haczinde ise rakam bulunmamaktadır. Yani dosyadaki verilere göre, taşınmaz muhammen bedele satılsa bile, müvekkile muhtemelen hiç para gelmeyecektir. Buna rağmen, takip teminatsız olarak durdurulmuştur. Kaldı ki, karara dayanak yapılan Yargıtay ilamında, " para yerine her an paraya çevrilecek muteber kesin banka teminat mektubunun" geçerli olacağı belirlenmiştir. Bu kararı, mahcuz da teminat olarak kabul edilir, şeklinde yorumlamak, hukuku zorlamanın ötesinde bir yorumdur. Bana ilginç gelen diğer bir husus, mahkeme küçük bir ilimizin küçük bir ilçesinde bulunmaktadır. Hakim karar verirken, Yargıtay kararlarına atıfta bulunmuştur(Kararlar dosyada yoktur). Büyük illerde bile hakimler tedbir kararlarını verirken, içtihat aramazken bu hakim gerek duymuştur. Ancak öyle bir karardan bahsetmiş ki(Üstelik çok orijinal olmasına rağmen) içtihat programları satan şirketlerde dahi yoktur. Saim Bey, şaşırdığınız kadar varmış, değil mi? |
21-01-2009, 15:37 | #5 |
|
Bir hakimimize rica edip, AKİP'de aradık; orada da böyle bir karar yok.
|
21-01-2009, 19:17 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Evet, özel mesaj ile size yazmış ve aynen: "Suat abi, birisi sizi fena halde işletmiş olmasın? Böyl bir karar var diyerek... " diye de sormuştum hatırlarsanız. ) Ama ben haczedilen malın, alacağın en az %140'ını karşılaması halinde böyle bir kararın yanlış olmayacağı kanaatindeyim. |
21-01-2009, 20:12 | #7 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Saim Bey, Siz biliyorsunuz da, forumu okuyup kafası karışma ihtimali olanlar için ilgili fıkrayı alıntılıyorum:
Şimdi bana söyler misiniz? Bu amir hüküm karşısında, mahcuzları icra veznesine nasıl sokacağız? |
22-01-2009, 02:21 | #8 |
|
Konu başlığında "takip kesinleştikten sonra açılan menfi tespit..." demektesiniz. Öncelikle menfi tespit davasında takibin kesinleşmesinin hiçbi önemi yok. Yasadaki ayrım icra takibi başlamadan önce ve başladıktan sonra şeklinde. İcra takibi başladıktan sonra açılacak menfi tespit davasında alacak miktarının tüm ferileri ile birlikte icra veznesine ödenmesi dışında icra işlemlerini durdurmak mümkün değil. Tek istisna imzaya itiraz. Böyle bir itiraz ise sadece satış işlemini durdurabilir. İmzaya itirazda satış işlemini durdurmak için mahkeme kararına bile gerek yok; zira yasa satış işlemi dışında tüm işlemlerin devam edeceğini belirtmiş.Netice olarak verilen tedbir kararı kesinlikle yasal değil; hatta hayret edilecek kadar yanlış. Saim beyin %140' lık tezine de katılmıyorum.
|
22-01-2009, 10:22 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Elitra, Bildiğiniz gibi (uygulamada mahkelemelerce) alacak miktarı (+ferileri) ile birlikte icra dosyasına yatırılması ve %40 icra inkar tazminatının da mahkeme veznesine teminat olarak yatırılması halinde, icra takibi sonrasında ikame edilen Menfi tespit davalarında -icra dosyasındaki paranın alacaklıya dava sonuna kadar ödenmemesi için- İhtiyati tedbir kararı verilmektedir. Yani %100 alacak tutarı (+işlemiş faiz ve masrafları) + %40 inkar tazminatı tutarı şeklinde... Bunun nedeni İİK.72. maddede İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında sadece %40 teminat yatırılırsa satış sonrası tahsil edilen icra veznesindeki paranın, alacaklıya ödenmemesi yönünde mahkeme tedbir kararı verebileceği içindir. Yani satışa engel olmak için bu durum yeterli gelmemektedir. Buna çözüm olarak ise borçlular dosya borcunu tüm ferileri ile birlikte icra dosyasına yatırıp, ayrıca %40 da teminatı mahkeme veznesine depo ederek paranın ödenmemesini - bu arada dosyada zaten para ödenmiş bulunduğundan (satış da yapılamayacağından)- sağlamış oluyorlar. |
22-01-2009, 10:41 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Cevabım bir yukarıdaki (9) nolu mesajda yazılıdır. |
29-01-2009, 14:25 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Kararı bulduk. Sayın Av.Talih Uyar'ın bir kitabında var. Altında da "Not: Bu içtihattaki görüş, İİY.72 ye aykırıdır" yazıyor. Hakim Bey kararı Meşe İçtihat Programında bulduğunu söyledi. Bu programa üye olan varsa ve kararı yayınlarsa, sevinirim. Konuya ilgi gösterenler için, yazmak istiyorum. Tedbir kararını dünkü duruşmada kaldırttık. |
29-01-2009, 14:32 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Size de bu yakışırdı zaten. |
29-01-2009, 15:56 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Bende Meşe İçtihat var ama karar yok. |
29-01-2009, 16:28 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Bakın bu daha da ilginç. Çünkü özellikle sordum. Adalet Bakanlığı'nın benzer isimde bir içtihat programı var mıdır? Çünkü ona benzer şeyler de söyledi. |
29-01-2009, 16:43 | #15 |
|
talih uyar ''icra hukukunda olumsuz tespit ve geri alma davaları kitabı iki misli genişletilmiş 3. baskı sayfa 48(cilt 1 kitab 2) saygılarımla
|
29-01-2009, 16:44 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
Doğru. Üyelerimizden Sayın Av. Ö.Erol Yavuz fakslamıştı. |
30-01-2009, 08:52 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Hakim ve savcıların kullandığı programın adı AKİP (Açıklamalı Kanun İçtihat Programı). 5 no.lu mesajda belirttiğim gibi, Kazancı ve Meşe içtihatta kararı bulamayınca, bir hakimimize rica ettim, kararı AKİP'de aradık, yoktu. |
16-12-2009, 14:36 | #18 |
|
Çeke ilişkin bir takipte karşı taraf araç üzerine haciz koymuş ve araç kaldırılmış ise, teminat yatırmadan icra takibinden sonra menfi tespit davası açabilir miyiz ayrıca icra takibine hiçbir şekilde itiraz edilmemiş.
|
16-12-2009, 14:49 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Menfi tespit davası açabilirsiniz de, takibi durduramazsınız. |
16-12-2009, 14:54 | #20 |
|
Teşekür ediyorum,yani takibi durdurmak için mutlaka teminat yatırmak gerekiyor ki en az %100 alacak tutarı (+işlemiş faiz ve masrafları) + %40 inkar tazminatı tutarı şeklinde
|
29-12-2009, 13:31 | #21 |
|
Kararın içeriğini merak edenler için. Kitaptan alıntılanarak yazılmıştır. Yanlışlıklarım olduğu takdirde hepinizden özür dilerim.
Borçlunun ihtiyaten haciz edilen mallarının dava konusu alacağı(borcu) karşılayacak miktarda olması halinde, kendisinden ayrıca teminat istenmeden ihtiyati tedbir kararı verilebileceği- Davacı vekili, " davalı tarafından müvekkili aleyhine senede dayalı olarak icra takibi yaptığını, oysa senetteki imzanın davacı müvekkiline ait olmadığı gibi, imzalar müvekkiline ait olsa bile, senedin müvekkilinden hile ve desise ile alındığını" ilerisürerek, "borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili "iddiaların hiç birisinin yerinde olmadığını" savunarak "talebin reddine"karar verilmesini ileri sürmüştür. Mahkemece, "verilen süre içersinde gerekli teminat yatırılmadığından borçtan kurtulma davası olarak açılan ve bakılan davanın reddine" karar verilmiştir. Davacının gerek "borçtan kurtulması davası"nda dava şartı olarak adi takiplerde %15, kambiyo takiplerinde %100 teminat yatırması, dava şartı olduğu gibi, "menfi tesbit davası"nda takibin durmasını ihtiyati tedbir yoluyla durdurmak ya da takipten sonra icra veznesine yatırılan paranın alacaklısına ödenmemesi yolunda karar verilmesini sağlamak için gerekli teminatı yatırması şart ise de, ihtiyati haciz dosyasında borçlunun mallarının haczedildiği anlaşılmakta olup, şayet haczedilen mallar alacağı karşılayacak miktarda ise ayrıca davacıdan teminat istemeye gerek bulunmamaktadır. 11.HD. 1.4.1986T. E:1986/997, K:1849 Not:Bu içtihatta ileri sürülen görüş, İİY.72'ye aykırıdır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davası | Mr Black | Meslektaşların Soruları | 8 | 12-12-2014 12:36 |
Vazgeçilen Takipten Dolayı Aynı Gün Açılan Menfi Tespit Davası | av_mesutkaya | Meslektaşların Soruları | 11 | 30-11-2012 12:47 |
yanlış hesaba yapılan ödemeden dolayı açılan menfi tespit davası ve tazminat istemi? | av_mesutkaya | Meslektaşların Soruları | 9 | 04-10-2009 18:32 |
Takip Kesinleştikten Sonra Senet Asıllarının İadesi Çok Acil | macallan | Meslektaşların Soruları | 14 | 24-03-2008 15:43 |
Menfi Tespit- Tedbir Kararı - Şikayet | ad-hoc | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-01-2008 08:47 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |