Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muvazaa- Yolsuz Tescilin İptali

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-05-2009, 11:33   #1
sahinaydın

 
Varsayılan Muvazaa- Yolsuz Tescilin İptali

1994 senesinde ölen muris, 1940 senesinde satın aldığı taşınmazı kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla satın aldığı şahıslarla anlaşarak tapuda 2 erkek evladı lehine bağışlama olarak tescilini sağlamıştır. İşlem muvazaalı, tescil yolsuzdur.
Açılacak yolsuz tescilin düzeltilmesi davasında ve elbirliği mülkiyet halinde tescili talebinde bütün yasal mirasçıların muvafakati gerekli mi yoksa tek yasal mirasçının dava açması yeterli midir?
Yasal mirasçı kız kardeşlerin bazıları ağabeyleriyle aralarının bozulmaması için ne dava açmaya ne de dava açılması için temsilci tayinine onay vermeye yanaşmaktadırlar.
Konu ile ilgili soru, görüş ve önerilerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Saygılarımla,
Old 12-05-2009, 12:54   #2
AV ŞEYDA

 
Varsayılan

Sayın sahinaydın muavazaayı ispat etmek çok güçtür. tek bir kanuni mirasçının dava açması yetli diğer kanuni hissedarların dava açması zorunluluğu yoktur. bu arda satış tarihi ne zaman?
Old 12-05-2009, 13:54   #3
sahinaydın

 
Varsayılan

Sn. Şeyda,
Alıntı:
1940 senesinde satın aldığı...
satın alındığı anda tapuya bağışlama olarak beyan edilmiş, satın alan, bedeli ödeyen miras bırakan, fakat tapuda bağışlanan olarak görünen 2 yasal mirasçı. Bağışlayan ise taşınmazını satan, tam bi katakulli yani
Old 12-05-2009, 15:56   #4
sahinaydın

 
Varsayılan

Sorumun cevabını yine Ths'de buldum
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9719
Alıntı:
MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ - MİRASTAN MAL KAÇIRMA - GİZLİ BAĞIŞ NİTELİĞİ
KAYIT NO : 77802
**************
Esas Yılı : 2005
Esas No : 9067
Karar Yılı : 2005
Karar No : 10079
Karar Tarihi : 26.09.2005
Daire No : 1
Daire : HD
**************
ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi ( davalı ) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır.Gerçekten , 1.4.1974 tarihli karar , konusu ve sonuç bölümü itibariyle , murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır.
Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek" gizli bağış " şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanısıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Somut olay yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde 3.kişiden miras bırakanın oğluna temlik edilen taşınmaz yönünden 1.4.1974 tarih ½ Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirir.
**************
(818 S. K. m. 18) (1.4.1974 Tarih 1/2 Sayılı YİBK)
Dava: Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, ortak miras bırakanları Yusuf'un çekişmeli taşınmazın bedelini ödeyip o tarihlerde öğrenci olan oğlu Musa adına muvazaalı olarak tescil ettirdiğini, onunda bu payı davalı Huriye'ye temlik ettiğini ileri sürüp 1 ve 5 imar parsellerinde davalı adına kayıtlı payların miras payları oranında iptal ve tescilini istemişlerdir.
Davalı; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların iddiaları sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 139 parseldeki 1044/38250 payın dava dışı 3.kişilerden Musa'ya bilvekale anne ve babası tarafından 20.9.1978 tarihinde satın alınarak sicil oluşturulduğu Musa'nın da anılan taşınmazı 20.8.1987 tarihinde annesi olan davalı Huriye'ye 300.000 lira bedelle devrettiği taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak 1 ve 5 sayılı imar parsellerinde halen davalının paydaş olduğu anlaşılmaktadır.
Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi ( davalı ) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır.Gerçekten , 1.4.1974 tarihli karar , konusu ve sonuç bölümü itibariyle , murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır.
Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek" gizli bağış " şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanısıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Somut olay yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde 3.kişiden miras bırakanın oğluna temlik edilen taşınmaz yönünden 1.4.1974 tarih ½ Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Sonuç? Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene iade edilmesine, 26.9.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Teşekkürler Sn. Av. Can DOĞANEL
Old 12-05-2009, 20:24   #5
alp213128

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım dava konusu işlemleri yapanlar çok zekice davranmış. Zira eğer gizli sözleşme bağışlama olsaydı ispatı çok kolay olurdu. Yargıtayın ünlü bir kararına göre, yeterli maddi geliri olmayan veya ihtiyacı olmayan kimselerin taşınmaz satın almasında muvazaa karinesi uygulanmıştır. Ancak olayda gizli olan bağışlamaymış, ispatı pek zor sanırım. Muvazaa iddiasını birlikte ileri sürmeye gerek yok, herkes tek başına ileri sürebilir. Saygılarımla...
Old 13-05-2009, 09:38   #6
sahinaydın

 
Varsayılan

Teşekkürler sn. Alp ve Sn. Şeyda,
Vefat üzerinden 15 yıl geçmiş, tenkisle ilgili süreler kaçmış.. Bu durumda mal kaçırma amacına ulaşılmış oluyor, kız çocukların hak ettiklerine kavuşabilmeleri için çözüm yolu kaldı mı?
Old 13-05-2009, 15:56   #7
sahinaydın

 
Varsayılan !!!

Alıntı:
*Miras bırakan 3. kişiden aldığı bir taşınmazı kendi üzerine yazdırdıktan sonra bağışta bulunduğu kişiye muvazaalı olarak devretmiş olsa idi, yukarıda değinilen İçtihatları Birleştirme Kararı uygulanarak sözleşme geçersiz sayılacak, tapu kaydı iptal edilecekti. Oysa miras bırakan aslında taraf olduğu görünüşteki (resmî) sözleşmeye ismini yazdırmamak, imzalamamak suretiyle bir bakıma tarafta muvazaa yapmakta,böylece son içtihatlar uyarınca, yaptığı işlemi iptal edilmekten kurtarmaktadır. Nitekim son zamanlarda bu içtihatlardan yararlanmak için, mirasçılardan mal kaçırmak isteyen kişiler, kendi mallarını satıp bu parayla üçüncü kişilerden taşınmaz satın alarak, bağışta bulunmak istediği kişiler adına tapuya yazdırmaktadırlar. Bu içtihatlar adeta kişileri bu şekilde muvazaalı işlem yapmaya özendirmektedir. Oysa kötü niyet hiçbir hukuk sisteminde korunmamış, daima mahkûm edilmiştir. Önceki uygulama çok daha gerçekçi, miras bırakanın mirasçılara karşı kötü niyetli davranışlarını önleyecek nitelikteydi.
*Açıklamalı – İçtihatlı İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları (2004) sf. 412
Eraslan ÖZKAYA Yargıtay Başkanı
Old 20-05-2009, 14:24   #8
sahinaydın

 
Varsayılan

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gizli bağış hakkında 1.4.1974 tarih ½ Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararının uygulanamayacağı görüşünde,Yargıtay Başkanlığı yapmış Eraslan Özkaya bu görüşü, kötü niyeti koruduğundan bahisle eleştirmekte ve değerli THS hukukçuları sessiz mi kalmaktadırlar?
Şaşırmamak elde değil!!!
Old 27-05-2009, 12:53   #9
sahinaydın

 
Varsayılan

Gizli Bağış hakkında yabancı yüksek mahkeme kararı olan meslektaşlarım paylaşırlarsa sevinirim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Muvazaa Nedenİyle Tapu İptali mi? Yoksa Tasarrufun İptali mi? SOFTWARE Meslektaşların Soruları 16 22-02-2009 11:18
Ticaret Siciline Tescilin Mahiyeti aqua Meslektaşların Soruları 3 01-01-2009 19:25
Muvazaa nedeniyle Tapu İptali, İki Ayrı Satış Av. Salim Meslektaşların Soruları 2 25-09-2008 16:54
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali Davası Av.Seda Meslektaşların Soruları 4 03-12-2007 18:20
Tasarrufun İptali- Muvazaa ays Meslektaşların Soruları 5 12-06-2007 00:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05236411 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.