Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kime Teslim Edildiği Belli Olmayan Eşya

Yanıt
Old 06-05-2021, 16:27   #1
Av. Fatih ÖZKAN

 
Önemli Kime Teslim Edildiği Belli Olmayan Eşya

Hepimize sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dilerim.
Müvekkil 2013 yılında tekstil firması sahibi olarak Denizli'den İstanbul'a nakliyat firması aracılığı ile 6.000 TL bedelli ürün gönderimi yapmıştır. Gönderdiği ürün bedelini alamamış ve gönderilen firma malın tesliminin yapılmadığını söylemiştir. Teslim/Tesellüm fişinde ise sadece alanın imzası bulunmaktadır. 2013 yılından 2021 yılına kadar gönderilen firmaya karşı icra, dava yollarına gidilmiş ve müvekkil alacağını elde edememiştir. Şimdi taşıyıcıya karşı dava açmaya hazırlanıyoruz, dosya arabulucudadır. Taşıyıcı firmanın avukatı tarafımızla iletişime geçmiş, olay tarihinden bu yana 8 yıl geçtiğini ve TTK 855 gereği zamanaşımı nedeni ile davamızın reddedileceği görüşünü bildirmiştir. Bizim görüşümüz ise BK da sayılan zamanaşımının kesilmesi veya durmasına ilişkin hükümlerin uygulanabileceği yönündedir. Bu hususta mevzuat, içtihat ve değerli fikirlerinizi aktarmanızdan memnuniyet duyacağım. Saygılarımla...
Old 11-05-2021, 18:23   #2
Themis99

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım çalışmalarınızda başarılar,
Borçlar Kanunun 153 maddesi ''MADDE 153 - Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur:
*
1. Velayet süresince, çocukların ana ve babalarından olan alacakları için.
*
2. Vesayet süresince, vesayet altında bulunanların vasiden veya vesayet işlemleri sebebiyle Devletten olan alacakları için.
*
3. Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için.
*
4. Hizmet ilişkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için.
*
5. Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduğu sürece.
*
6. Alacağı, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkanının bulunmadığı sürece.
*
7. Alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesinde, birleşmenin ileride geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürece.
*
Zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı işlemeye başlar veya durmadan önce başlamış olan işlemesini sürdürür.''

Borçlar kanunu madde 154 de kesilme nedenlerini düzenlemektedir ve '' - Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
*
1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
*
2. Alacaklı, dava veya def'i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.'' demektedir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/ 3164 E 2019/ 4721 Sayılı kararı da aşağıdadır.
''*
Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 10/04/2017 tarih ve 2016/137-2017/246 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
*
Davacı vekili, müvekkilinin 2012 yılında Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin medikal malzeme temini işini ihale ile aldığını, anılan hastanede yatan bir hastanın acil pelvis ameliyatında kullanılmak üzere taşınması için pelvis setini davalı şirketin Ankara Aşti Metro Kargo Şirketi'ne 24/04/2012 gününde koli halinde teslim ettiğini, davalı şirket şubesinin taşımaya konu eşyayı Samsun Otogarına gelişi güzel indirmesi ve güvenliğini sağlamak amacıyla nezarete bir görevli dahi bırakamaması sebebiyle ihbar olunan ...ye ait otobüsün geri manevra yaptığı sırada eşyanın zayi olduğunu, zararın tazmini için davalılara yaptıkları başvurulardan sonuç alamadıklarını ileri sürerek, 21.616,20 TL maddi zararın 24/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
*
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, zararın ihbar olunan şirketin kusurundan kaynakladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
*
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı TTK'nın 855. maddesine göre, eşya taşımasından kaynaklanan istemlerin bir yıllık zamanşımına tabi olduğu ve zanamaşımı süresinin eşyanın gönderilene tesliminden eşya tamamen zayi olmuş ise eşyanın teslimi gereken tarihten itibaren başlayacağı, somut olayda, taşımaya konu eşyanın 25.07.2012 tarihinde davalı şirkete taşınması için teslim edildiği, davanın ise 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı, her ne kadar davacı yanca replik dilekçesinde, zamanaşımı süresinin, TTK'nın 855/3 maddesi gereğince 3 yıl olduğu ileri sürmüşse de zararın davalı taşıyıcının kastından veya pervsızca bir davranışıyla meydana geldiği ileri sürülmediği gibi ispat da edilemediği bu nedenle anılan maddenin somut olaya uygulama imkanı olmadığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
*
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde, bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 855/5. maddesi, “Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı eşya zıyaa, hasara uğramış veya geç teslim edilmişse taşıyıcının sorumluluğu üç yılda zamanaşımına uğrar.” hükmünü haizdir. Mahkemece, davacının, zararın davalının kastından veya pervasızca bir davranışından meydana geldiğini ileri sürmediği, bu nedenle zikredilen yasa hükmünün somut olaya uygulanamayacağı sonucuna ulaşılmışsa da, davacı yan, davalıların, taşımaya konu eşyayı Samsun otogarında otobüslerin iniş kalkış yaptığı alana gelişigüzel indirdiğini, hasarın bu şekilde otobüsten indirilen emtiaya, manevra yapan bir başka firmaya ait otobüsün çarpması nedeniyle oluştuğunu ileri sürmüştür. Maddi olguya ilişkin iddianın bu biçimdeki ileri sürülüşünün, davalı taşıyıcının pervasızca hareket etmesi nedeniyle hasarın oluştuğuna ilişkin olduğunda duraksanmamalıdır. Nitekim toplanan deliller ve dosya kapsamından da, hasara yol açan maddi olgunun, davacının ileri sürdüğü şekilde gerçekleştiğini göstermektedir. Şu halde, davalı taşıyıcının uhdesinde olduğu anlaşılan yükün indirilmesi esnasında, emtiayı, otogar gibi pek çok aracın giriş-çıkış ve manevra yaptığı bir yere bırakması fiili, emtianın zarar görme ihtimalini umursamayan, pervasız bir davranış olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle, dava, yukarda anılan yasa maddesinde belirtilen 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup davanın bu süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece zamanaşımı def’inin reddiyle işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
*
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/06/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)''
faydalı olması dileği ile
Old 12-05-2021, 01:59   #3
Av. Fatih ÖZKAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Themis99
Sayın Meslektaşım çalışmalarınızda başarılar,
Borçlar Kanunun 153 maddesi ''MADDE 153 - Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur:
*
1. Velayet süresince, çocukların ana ve babalarından olan alacakları için.
*
2. Vesayet süresince, vesayet altında bulunanların vasiden veya vesayet işlemleri sebebiyle Devletten olan alacakları için.
*
3. Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için.
*
4. Hizmet ilişkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için.
*
5. Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduğu sürece.
*
6. Alacağı, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkanının bulunmadığı sürece.
*
7. Alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesinde, birleşmenin ileride geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürece.
*
Zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı işlemeye başlar veya durmadan önce başlamış olan işlemesini sürdürür.''

Borçlar kanunu madde 154 de kesilme nedenlerini düzenlemektedir ve '' - Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
*
1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
*
2. Alacaklı, dava veya def'i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.'' demektedir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/ 3164 E 2019/ 4721 Sayılı kararı da aşağıdadır.
''*
Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 10/04/2017 tarih ve 2016/137-2017/246 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
*
Davacı vekili, müvekkilinin 2012 yılında Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin medikal malzeme temini işini ihale ile aldığını, anılan hastanede yatan bir hastanın acil pelvis ameliyatında kullanılmak üzere taşınması için pelvis setini davalı şirketin Ankara Aşti Metro Kargo Şirketi'ne 24/04/2012 gününde koli halinde teslim ettiğini, davalı şirket şubesinin taşımaya konu eşyayı Samsun Otogarına gelişi güzel indirmesi ve güvenliğini sağlamak amacıyla nezarete bir görevli dahi bırakamaması sebebiyle ihbar olunan ...ye ait otobüsün geri manevra yaptığı sırada eşyanın zayi olduğunu, zararın tazmini için davalılara yaptıkları başvurulardan sonuç alamadıklarını ileri sürerek, 21.616,20 TL maddi zararın 24/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
*
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, zararın ihbar olunan şirketin kusurundan kaynakladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
*
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı TTK'nın 855. maddesine göre, eşya taşımasından kaynaklanan istemlerin bir yıllık zamanşımına tabi olduğu ve zanamaşımı süresinin eşyanın gönderilene tesliminden eşya tamamen zayi olmuş ise eşyanın teslimi gereken tarihten itibaren başlayacağı, somut olayda, taşımaya konu eşyanın 25.07.2012 tarihinde davalı şirkete taşınması için teslim edildiği, davanın ise 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı, her ne kadar davacı yanca replik dilekçesinde, zamanaşımı süresinin, TTK'nın 855/3 maddesi gereğince 3 yıl olduğu ileri sürmüşse de zararın davalı taşıyıcının kastından veya pervsızca bir davranışıyla meydana geldiği ileri sürülmediği gibi ispat da edilemediği bu nedenle anılan maddenin somut olaya uygulama imkanı olmadığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
*
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde, bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 855/5. maddesi, “Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı eşya zıyaa, hasara uğramış veya geç teslim edilmişse taşıyıcının sorumluluğu üç yılda zamanaşımına uğrar.” hükmünü haizdir. Mahkemece, davacının, zararın davalının kastından veya pervasızca bir davranışından meydana geldiğini ileri sürmediği, bu nedenle zikredilen yasa hükmünün somut olaya uygulanamayacağı sonucuna ulaşılmışsa da, davacı yan, davalıların, taşımaya konu eşyayı Samsun otogarında otobüslerin iniş kalkış yaptığı alana gelişigüzel indirdiğini, hasarın bu şekilde otobüsten indirilen emtiaya, manevra yapan bir başka firmaya ait otobüsün çarpması nedeniyle oluştuğunu ileri sürmüştür. Maddi olguya ilişkin iddianın bu biçimdeki ileri sürülüşünün, davalı taşıyıcının pervasızca hareket etmesi nedeniyle hasarın oluştuğuna ilişkin olduğunda duraksanmamalıdır. Nitekim toplanan deliller ve dosya kapsamından da, hasara yol açan maddi olgunun, davacının ileri sürdüğü şekilde gerçekleştiğini göstermektedir. Şu halde, davalı taşıyıcının uhdesinde olduğu anlaşılan yükün indirilmesi esnasında, emtiayı, otogar gibi pek çok aracın giriş-çıkış ve manevra yaptığı bir yere bırakması fiili, emtianın zarar görme ihtimalini umursamayan, pervasız bir davranış olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle, dava, yukarda anılan yasa maddesinde belirtilen 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup davanın bu süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece zamanaşımı def’inin reddiyle işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
*
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/06/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)''
faydalı olması dileği ile

Sayın Meslektaşım öncelikle değerli vaktinizi ayırdığınız ve soruma cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Eski TTK hükümleri olsa idi açık kanun maddesi gereği ağır kusur halinde TTK'daki zamanşaşımı hükümleri uygulanmayacak, BK'da ki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanacaktı. Ancak şimdi 1 yıl veya sizin attığınız kararda da belirtildiği gibi en fazla 3 yıl uygulanabilme olanağı bulunmaktadır. 3 yıl uygulansa bile somut olayda olayın üstünden 8 yıl geçtiğinden yine zamanaşımına takılacağız. Soruyu sorduğum zamandan bu yana yaptığım araştırmalar neticesinde hala bir sonuç elde edebilmiş değilim. Artık düşüncem zamanaşımının BK hükümleri olarak uygulanması yerine bir ihtimal zamanaşımı başlama süresinin müvekkilin gittiği yargı yolundan bir sonuç alamaması dolayısıyla kararın kesinleşmesi ile başlayabileceği yönünde olmuştur. Ancak elbette ki bu iddiamı destekler ne bir içtihat ne de mevzuat bulabilmiş değilim. Tekrardan teşekkür ederim.
Old 12-05-2021, 10:48   #4
Themis99

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım
Aşağıda ki kararın karşı oyu başka bir bakış açısı sunmakta faydalı olabilir.


RÜCUEN TAZMİNAT DAVASI - MAHKEME KARARININ GEREKÇESİNDE DAYANILAN DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİNDE USUL VE YASAYA AYKIRI BİR YÖN BULUNMAMASI - TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASI GEREĞİ

Yargıtay - 11*.*Hukuk DairesiEsas:2016/5962Karar:2018/87Karar Tarihi: 09.01.2018RÜCUEN TAZMİNAT DAVASI - MAHKEME KARARININ GEREKÇESİNDE DAYANILAN DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİNDE USUL VE YASAYA AYKIRI BİR YÖN BULUNMAMASI - TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASI GEREĞİ

ÖZET: Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Bu nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekir.

(6102 S. K. m. 855)

*

Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/12/2015 tarih ve 2014/43-2015/906 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

*

Davacı vekili, dava dışı ...'ya ait ham petrol ürününün müvekkili tarafından hırsızlık rizikosunu da kapsayacak şekilde mali sorumluk sigortası poliçesi kapsamında sigortalandığını, bu ham petrolün davalıya ait boru hattı ile taşınması sırasında 14/02/2011 tarihlerinde kimliği belirlenemeyen kişilerce çalındığını, sigortalıya bu çalınan petrol karşılığında 26/08/2011 tarihinde 171.225,00 USD ödendiğini, bu surette müvekkilin sigortalıya halef olduğunu ve zarardan davalı taşıyanın sorumlu olduğunu, zamanaşımının zararın cezayı gerektiren bir davranıştan doğduğu gerekçesiyle ceza zamanaşımı süresine tabi olduğunu, ileri sürerek ödenen tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

*

Davalı vekili, ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde işbu davanın açılması gerektiğini, ceza zamanaşımının uygulanmasının söz konusu olmayacağını, zira taşıma ilişkisine dayanan bir alacak isteminin bulunduğunu, haksız fiil failinden talepte bulunması halinde ceza zamanaşımının uygulanması gerektiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

*

Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı ... 855-3 hükmü gereği zamanaşımı süresinin davacı ... şirketinin sigortalısına ödeme yaptıktan sonra başlayacağı, aynı maddenin 1. fıkrasına göre de ödemeden itibaren 1 yıl içinde bu davanın açılması gerektiği, 1 yıllık sürenin dolması üzerine işbu davanın açıldığı, hırsızlığın davalının kasti ya da pervasızca davranması nedeniyle oluşmadığı, bu nedenle aynı maddenin 5. fıkrasında belirtilen zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, ...'nın 855. maddesinde tanınan bir yıllık zamanaşımı süresinin de mahkemeye erişim için yeterli süre olduğu bu nedenle de AİHM içtihatlarına uygun bir düzenleme olduğu, gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.

*

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

*

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

*

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/01/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

*

KARŞI OY

*

Dava, davacının Makina Montaj Bütün Tehlikeler Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı, davadışı ... A.O. ait ham petrolün, davalının üstlendiği taşıma sırasında çalınması sonucu sigortalıya ödenen bedelin, davalı ...'tan rücuen tahsili istemine ilişkindir.

*

Davalının zamanaşımı def'i üzerine, yerel mahkemece 6102 sayılı ... 855/3,1 maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş,

*

Davacı vekilinin temyiz itirazı, sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilerek karar onanmıştır.

*

Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılamıyorum.

*

Uyuşmazlık, taşıma ilişkisinden kaynaklanmaktadır.

*

Mahkemece, dava konusu taşımanın 6102 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, ... 855 maddesinde düzenlenen zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir.

*

6102 sayılı ... 852 maddesinde, deniz, demir ve hava yolu ile taşıma ve posta idaresine ilişkin özel hükümlerin saklı olduğu vaz'edilmek suretiyle 6102 sayılı ... Dördüncü Kitabında, 850-930 maddeleri arasında düzenlenen hükümlerin "Kara Taşımacılığı" yönünden düzenlendiği öngörülmüştür.

*

Kara Taşımacılığı ile ilgili de 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununda daha özel nitelikli düzenlemeler getirilmiş olup, Yasanın "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde "...kamuya açık karayolunda motorlu taşıtlarla yapılan yolcu ve eşya taşımaları"nın Yasanın 36 maddesinde de "kanunda hüküm bulunmayan hallerde 6762 sayılı (6102 sayılı) Türk Ticaret Kanunun, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve diğer mevzuat hükümlerinin" uygulanacağı düzenlenmiştir.

*

Somut uyuşmazlık, davalı ...'ın kendisine ait boru hatları ile davacıya sigortalı ve dava dışı ... A.O ait petrolün taşınması sırasında 3. kişilerce çalınması sonucu meydana gelen zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup, dava konusu taşıma, karayolunda ve araç içerisinde taşıma esnasında meydana gelmediği için 4925 sayılı yasa ile 6102 sayılı yasa kapsamı dışında, sui generis bir taşıma biçimidir.

*

Yerel mahkemece, uyuşmazlıkta uygulanan zamanaşımına ilişkin 6102 sayılı ... 855 maddesinin, dava konusu taşımanın bu niteliğine göre uyuşmazlıkta uygulanması mümkün değildir.

*

Dava konusu, sözleşmeden kaynaklanan taşıma ilişkisi nedeniyle, daha özel nitelikli başka zamanaşımı süreleri de düzenlenmemiş bulunmasına göre olayda 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası'nın 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir.

*

Açıklanan nedenle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım. (¤¤)


Faydalı olması dileği ile iyi çalışmalar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
eşya teslim tutanağı Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 15-09-2018 13:17
Adresi Belli Olmayan Davalıya Tebligat butlanyazar Hukuk Soruları 2 12-10-2017 16:37
Kontrol Teşkilatı'nın idareye ''işin elverişli şekilde teslim edildiği''ne ilişkin bildirimde bulunma yükümlülüğünü yerine getirmesi gereken süre ???? nostrabugraus Meslektaşların Soruları 1 20-04-2015 14:19
çarpan Aracin Belli Olmamasi Halinde Dava Kime Açilacak b.gülşah Meslektaşların Soruları 1 21-11-2013 13:56
Yargıtay Kararları/ Kiralananın belli sürede teslim edilmemesi/Cezai şart Av.Suat Ergin Meslektaşların Soruları 2 25-04-2011 16:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04189706 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.