|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
31-05-2013, 23:10 | #241 |
|
İmar yasasında, imar planı ile hukuki el atılmış taşınmazların 10 yıl zarfında kamu hizmetine fiilen tahsis edilmemesi halinde malike iade edileceği yönünde bir yasa yolda diye haber aldım. Bu konuda bilgisi olan var mı? Eğer böyle bir yasa oluşur ise hukuki el atma nedeni ile açılacak davaların önü de kesilmiş olacak.
|
01-06-2013, 11:39 | #242 | |||||||||||||||||||||||
|
Var mecliste |
01-06-2013, 11:41 | #243 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet üstad 2981 10b/c uygulamalarını kapsıyor |
01-06-2013, 16:06 | #244 |
|
"Taksitli ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir." faize ilişkin bölümünde de anayasaya aykırılık yok mu arkadaşlar?
D. Kamulaştırma Madde 46 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 17.10.2001 RG NO: 24556 KANUN NO: 4709/18) (KOD 1) Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir. Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir. Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir. İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır. Yargıtayın kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat davalarında dahi kesinleşmeden sonra any.46/3 gereğince faiz ödenmesi gerektiğine dair görüş değişikliğinden sonra bu kanunun faize ilişkin hükmünün ne şekilde uygulanacağını merak etmekyteyiz. |
02-06-2013, 10:40 | #245 |
|
Türkiye belediyeler birliğinin web sitesinde başbakana, menderes türel e be milletvekillerine methiyeler düzülüyor.
Bi de yasanın çıkma sürecini sonuna kadar takip ettik diye eklemişler. |
03-06-2013, 15:22 | #246 |
|
Daha önce paylaşmış olduğum metnin uzun ve ayrıntılı halini de buraya ekliyorum. O gün ancak ilk kısmını yetiştirmiştim. Daha ayrıntılı yazdım. Faydalı olması dileğiyle..
Yeni düzenlenen Geçici 6. Md., ne dediği belli olmayan, hukuk mantığına ve kutsal bir kavram olan "hak" kavramına aykırı bir düzenlemedir. Dolayısıyla incelememizi yaparken tüm bakış açımızı tamamen maddenin lafz-ı'na göre şekillendirdik. Zira "maddenin ruhunda" hak kavramını bulmak mümkün değil. 1. Fıkra : Burada, bu maddenin 1956 ve 1983 tarihleri arasındaki fiili olarak el atılan ve kamulaştırılması yapılmamış taşınmazların durumunu düzenlendiği belirtilmiş. Aksini uygulamak mümkün olmadığından, bu hususu geçerli kabul etmek gerekir. Kaldı ki, kanun gerekçesinde de 1956 ve 1983 diye tekrar bu duruma vurgu yapılmış. Bir kanun, "ben 1 ve 10 arasını düzenliyorum" dedikten sonra "11'de böyle olmalı" diyerek kendini çiğneyemez. Dolayısıyla bu fıkrada bahsedilen somut alan dışına çıkılması “bu madde açısından”, yani “kanunen” mümkün değildir. Yine bu fıkrada "bedel talep edilmesi halinde" denilerek, sadece tazminat taleplerini konu eden davalar düzeyinde bir düzenleme getirilmiş. Yani müdahalenin men'i talebi durumunda bu madde ile bağlı kalındığını söylemek mümkün değil. 7. Fıkra : Açıkça “Bu madde kapsamında açılan her türlü davalarda mahkeme ve icra vekalet ücretlerinin maktu” olduğunu beyan etmiş ki, bu yine 1956 ve 1983 arasındaki el atmalar için geçerli olduğu anlamına gelir. Yani 1983'ten sonraki bir el atma için idare vekilleri bu madde ve bu fıkrayı ileri süremez. Peki 1983 ve 1956’daki el atma davaları için bu maddenin 7. Fıkrası dikkate alınabilir mi? Haksız fiil kavramından yola çıkarsak ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na aykırı olmasının yanında, avukatlık mesleği ile ilgili bir çok kanuna da aykırı olması dikkate alınırsa, uygulanması mümkün gözükmemektedir. 10. Fıkra : Öncelikle “vuku bulduğu tarih itibarı ile bu madde kapsamında olan” denilerek tekrar 1983 ve 1956 yılları arasına işaret edilmiş ve uzlaşma hususuna ilişkin, devam eden davalarla ilgili bir düzenleme yapılmış. Uzlaşma isteğini "bildirilebilir" diyerek açılmış davalarda uzlaşmayı şart koşmamış. “Vuku bulduğu tarih itibariyle bu madde kapsamına giren” denilerek başlanılmış bulunan fıkra, 3194 sayılı yasaya göre yapılan uygulama ile –kendi ifadesiyle tasarrufu kısıtlanan- taşınmazlar hakkında bir düzenleme getirmekte ve bu tür davaların idare mahkemesinde açılması gerektiğini belirtmektedir. Bu durumda, 1956 ve 1983 tarihleri arasında bu tarz bir kısıtlamaya tabii tutulan taşınmazlar –varsa- bu kanun hükümleri uygulanacaktır. Zira kanuna baktığımızda aksini düşünmemiz mümkün değil çünkü kanun koyucu kendisi ısrarla 1956 ve 1983 arasında vurgusunu yapmaktadır. Yine aynı şekilde, ilk başta değindiğimiz, düzenlediği zaman ve konu itibarı ile, kanun maddesinin kendisini çiğneyemeyeceği noktasından hareketle, kendine koyduğu sınırlar sebebiyle uygulanması mümkün olmayan bir fıkra olmaktan ileri gidememektedir. 13 Fıkra: 4.11.1983 tarihinden , bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar el atılıp kamulaştırılması yapılmayıp, idare tarafından kamulaştırılması yapılmaya başlanan taşınmazlardan, kısaca açılmış olan "tespit ve tescil" davalarından bahsediyor. İşte madde metni ; "4/11/1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde..”. Bu hususa ilişkin vekalet ücretlerinin 7. fıkra hükümlerine göre maktu olacağından bahsetmiş -ki zaten öyle. Yani olanı farklı bir şekilde söylemiş. Ayrıca ödeme hususuna bir düzenleme getirmiş ve bedel tespit ve tescil davalarında ödeme şartını 8. fıkraya bağlamış. Oysa şu an yürürlükteki Kamulaştırma Kanunu madde 10’a göre, "dava bitmeden evvel idare tespit edilen taşınmaz değerini depo etmek" durumundadır. İşte 2942 sayılı kanunun 10. Maddesinde ilgili bölüm; “Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hakim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hakim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir. Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye on beş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda, ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır.” Halen geçerliliğini koruyan bu düzenlemeye, aykırı bir düzenleme yapmak mümkün müdür? Kanunda ikili bir düzenleme mevcut hale gelmiş oluyor. Bu durumda hangi hüküm uygulanacak? Kanunun kendisine aykırı olan bir maddenin kanuna eklenmesi, uygulanmasını imkansız kılmakta, adeta ölü doğmaktadır. Zaten tekrar geçici maddenin 1. Fıkrasına gönderme yapmak zarureti hasıl olmuştur. Kendi düzenleme alanına girmeyen “1983 yılından sonra el atılmış ve haklarında idare tarafından kamulaştırma davaları açılmış taşınmazlar” ile ilgili bir hükmü geçerli kabul etmek, öncelikle geçici maddenin kendisine aykırıdır. Yine aynı fıkra içinde "bu fıkra kapsamında kalan her türlü taşınmaz için ise 7. fıkra hükümleri uygulanır" diyerek maktu vekalet ücretine işaret etmiş. Oysa bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar zaten 1983'ten sonra kamulaştırılmadan el atılmış olup, idare tarafından tespit ve tescil davası açılmış taşınmazlardır. Yani daha önce söylediğini bir daha söylemiş, yeni bir şey eklememiş. Bu fıkranın kapsamına giren taşınmazların hangisi olduğunu, fıkradan alıntı yaparak tekrar işaret edelim ; "4/11/1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde.." Tüm bu hususlara ek olarak bir çok kanunumuzda "makable şamil" kavramı, " kazanılmış hak" kavramı vardır, değişik mevzuatlarla güvence altına alınmış ve bir çok köklü Yargıtay kararında zikredilmiştir. Bu kanun maddesinin uygulanabilir bulunması halinde, idarelerin, kamulaştırma yapmak için hiçbir sebebi kalmamaktadır. Zira kamulaştırma için ön hazırlık yapıp, tüm dava masraflarına girip, bedeli peşinen bloke etmek yerine, el atmak daha mantıklıdır. Sonuçta vatandaş uzlaşma peşinde koşacak, uzlaşamayınca dava açıp masrafları üstlenecek, netice olarak idare herhangi bir vekalet ücreti de ödemeyerek sadece yerin bedelini ödeyecek, onu da istediği gibi taksitlerle ve uzun bir zamanda ödeyecektir. Anayasa mülkiyet hakkını savunur, bu geçici maddeyi değil. |
04-06-2013, 12:03 | #247 |
|
Değerli meslektaşlarım,
Kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atma ile ilgili olarak yapılan hukuka aykırı düzenlemelerle ilgili olarak Kayseri Barosu tarafından bugün bir basın açıklaması yapılmış ve aynı metin cumhurbaşkanına da iletilmiştir. Lütfen, TBB'nin ve bağlı olduğumuz baroların da aynı hassasiyeti göstermelerini sağlayalım. İyi günler.. Cumhurbaşkanlığına gönderilen yazı metni :http://www.kayseribarosu.org.tr/Detay.aspx?ID=19043 Basın açıklaması : http://www.kayseribarosu.org.tr/Detay.aspx?ID=19064 |
04-06-2013, 13:08 | #248 |
|
Kayseri barosuna teşekkür ediyorum
Yok mu Türkiye Barolar Birliğin'den bir açıklama derken Kayseri Barosu gereken açıklamayı yaptı. Cumhurbaşkanlığını faks yağmuruna tutmalıyız. 0 312 470 24 33 - Genel 0 312 470 13 02 - Genel sekreterlik 0 312 470 13 20 - Hukuk işleri 0 312 470 13 21 - Hukuk işleri Cumhurbaşkanlığına gönderilen yazı metni :http://www.kayseribarosu.org.tr/Detay.aspx?ID=19043 Basın açıklaması : http://www.kayseribarosu.org.tr/Detay.aspx?ID=19064 |
04-06-2013, 17:04 | #249 | |||||||||||||||||||
|
Geçici 6. Madde; bu madde hükümlerinin 1956 - 1983 arasında yapılan el atma işlemlerinde uygulanacağını emrediyor. Maddenin 12. fıkrasında ise; "24/2/1984 tarihli 2981 sayılı Kanun uyarınca bedele dönüştürmelerde "her türlü alacak ve bedeller" kanuni faiz uygulanıp güncellenerek ilgililere ödenir" hükmü veriliyor 1- Geçici 6. maddenin 1956- 1983 arası işlemlerde uygulandığı varsayamında, yine aynı geçici 6. maddenin 12 fıkrasında yer alan 24/2/1984 tarihli Kanundan kaynaklanan bedele dönüştürme işlemlerine Kanuni faiz uygulanır hükmünü nasıl yorumlamak gerekir? 1984 tarihli Kanunun uygulamları 1984 ve sonrasını kapsamaktadır. Bu durumda Maddenin 1. fıkrasıyla çelişir haldedir. 2- Kanuni faiz uygulanması halinde dava tarihindeki rayiç bedeli isteyemeyeceğimiz veya bedele itiraz halinde sadece bu yöntemle yani kanuni faiz işletirerek bedel istenebileceği yaorumuna ulaşılır mı? |
05-06-2013, 11:07 | #250 |
|
Kayseri barosunu bu duyarlılığından dolayı kutluyorum. Diğer baroların ve Barolar Birliğinin yapacağı başvuruları sayın Cumhurbaşkanı görmezden gelemez. Dolayısıyla diğer barolardan ve özellikle barolar birliğinden bu konuda gerekli başvuruları yapmalarını bekliyorum. Gerçi Barolar Birliği başkanı sayın Metin Feyzoğlu, kanunun TBMM Genel Kuruldan çıkmasını müteakip ve Barolar birliği başkanlığına seçilmesi vesilesi ile bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, kanunu inceledikten sonra (ki kamulaştırma, hak arama ve mülkiyet hakkına özellikle vurgu yapmış ve bu yasanın bu hakları ihlal ettiğini dile getirmişti) gerekli başvuru ve değerlendirmeleri yapacaklarını söylemişti. Geç olmadan dört gözle bekliyoruz artık.
|
05-06-2013, 11:15 | #251 |
|
Barolar Birliğinin internet sayfasından;
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun 31.05.2013 tarihli kararı 31.05.20131068 Halen Sayın Cumhurbaşkanı’nın incelemesinde olan 24.5.2013 tarih 6487 sayılı “BAZI KANUNLAR İLE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN”; “Torba Yasa” olması nedeni ile içerdiği sakıncalar yanında alkollü içkiler hakkında getirdiği düzenlemeler ile de Anayasaya aykırıdır. Bu Yasa ayrıca Kamulaştırma Yasası’nın Geçici 6 ncı maddesinde yaptığı değişiklikle “Kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti” davalarında “vekalet ücretinin tespit davalarında öngörülen maktu vekalet ücreti olduğuna” ilişkin düzenleme Avukatlık Yasası’nın genel ilkelerine aykırıdır. Yasanın bu neden ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri gönderilmesinin Sayın Cumhurbaşkanı’ndan talep edilmesine, bu mümkün olmaz ve süreç tamamlanır ise başta Ana Muhalefet Partisi olmak üzere TBMM de bulunan siyasi partilerden Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmaları talebinde bulunulmasına ve bu konuda kendilerine gereken yardımların yapılmasına oybirliği ile karar verildi. |
05-06-2013, 16:03 | #252 | |||||||||||||||||||||||
|
Sadece vekalet ücreti değil birçok problem var. Ayrıca geçici 7. Madde tamamıyla mülkiyet hakkını gasp eder nitelikte |
06-06-2013, 21:05 | #253 |
|
TBB Baskani CUmhurbaskani ile kamulastirma kanundaki değişikliklerinin ve vekalwt ucretindeki değişiklik lerin hukuka aykiri oldugunu anlatmak icin görüşmüş. TBB sitesinde yayinlamislar.Nihayet...
|
06-06-2013, 21:23 | #254 |
|
Etkili bir not olduğunu düşünmüyorum. Çıkacak kanunun hangi hükümlerinin anayasaya aykırı olduğu detaylı bir şekilde anlatılabilir ve AİHM kararlarına dikkat çekilebilirdi. Örneğin Anayasamızın 46/3 maddesi hala yürürlükte iken bu hususta kanun çıkarmanın faydasız ve hukuk dışı olduğu gibi. Umarım netice itibariyle sonuç elde edilir.
|
06-06-2013, 21:40 | #255 |
|
18. Hukuk dairesinin sırası gelmiş olmasına rağmen dosyaları karara bağlamadığını ve Yeni kanunun yürürlüğe girmesini beklediğini duydum. Sizce bu durum gerçek olabilir mi?
|
06-06-2013, 22:12 | #256 |
|
Karar düzeltme aşamasında değişiklik olmaması için bekletiliyor olabilirler.
|
06-06-2013, 22:46 | #257 |
|
Hukuk mantığı dışı hukuki güvenlik ilkesini, geriye yürümezlik ilkesini çiğniyor ama yasanın bir kısmı kesinleşmeyen davalara da!!! uygulanmasına yönelik hükümler içeriyor. Daha lehe bir durum yaratmamasına rağmen.
18 HD idari işlem ve eylemden ne anladığını düşünürsek bu yasadan da nasıl yorumlar çıkarabileceğini anlayabiliriz. Yıllarca bir kişinin taşınmazına imar vermeyip kısıtlayan bir işlemi idari işlem olarak yorumlamak bir de buna hukukçuları inandırmak hakikaten zor işti. Konuyu saptırmak istemiyorum. Kanaatim 18 HD yorumunun genel itibariyle idare lehine olacağı yönünde |
07-06-2013, 10:27 | #258 |
|
18 HD. ne yaklaşık 10 gün önce gittim sırası gelen bir dosyam vardı kararın çıkmış olduğunu fakat sisteme girilmediğini söylediler 10-15 güne girilir dediler fakat henüz bir gelişme yok. Ancak benim dosyamda verilen kararın uzlaşma sebebiyle bozma olduğunu bir şekilde öğrendim fakat içeriğini göremedim bir çok karar vardı aynı şekilde masanın üzerinde, çıkarsa biran önce karar düzeltme dilekçesi vereceğim nitekim el atma tarihi 2010 ve 6111. sayılı yasanın geçici 2. maddesi anayasa mahkemesince iptal edildi karar dosyam kesinleşmeden yürürlüğe gireceği için benim dosyamada uygulanması gerekecek işte o gün analaycağız 18 hukuk dairesinin mantığını
|
07-06-2013, 17:35 | #259 |
|
Sayın yada, dosyanızın dairedeki esas numarası kaç binlerde acaba? 4 bin esaslı olan dosyalar karara bağlanmış 2 bin küsürler bekletiliyor. Karar elinize ulaşınca yayınlarsanız seviniriz.
|
10-06-2013, 13:09 | #260 |
|
2300 ler çıkıyor sonunda benimki nete düşmüş bozma olarak içeriği elime geçince paylaşırım
|
10-06-2013, 14:34 | #261 |
|
Şahıs dava açarak, dava yolunu seçtiğini ve uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini açıkça ortaya koymaktadır. Yukarıdaki karar da bu görüşü desteklemektedir.
|
10-06-2013, 15:25 | #262 |
|
Uzlaşma da önemli tabi ama bu kanun problem olck temel konular
1- 2981 imar uygulaması bedele dönüştürme davalarında "dava tarihindeki" rayiç bedel istenebilecek mi 2- Yolsuz tescille idareye geçen taşınmaz ile ilgili el atmadan doğan tazminat davası açamayacak mıyız 3 - geçici 6. Maddenin 12. Fıkrası ile geçici 7 derdest davalara uygulanmasını öngörüyor. Problemi nasıl aşacağız. Şimdilik tek yol Anayasa Mahkemesi görünüyor |
10-06-2013, 16:32 | #263 |
|
kararı 18 hd ye giderek gördüm örnek vermedikleri için sadece okudum o yüzden paylaşamıyorum ancak paylaşmamı gerektirecek bir husus da yok aslında daha önce avçetin beyin paylaştığı kararın aynısı hatta şöyle demeliyim kopyala yapıştır yapmışlar
|
10-06-2013, 20:08 | #264 |
|
Yasa cumhurbaşkanı tarafından onanmıştır.
Çok yazık. |
10-06-2013, 22:07 | #265 |
|
Hayırlı olsun vatana millete. Tasarıdaki metindeki idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında hertürlü tebliğ işlemleri yapılmış sayılır maddesi kabul edilen metinde mevcut mu?
|
10-06-2013, 22:37 | #266 |
|
Kanunların geriye yürümezliği ilkesi de dikkate alınmadan bu kanunu uygulayacaklar. Yargıtayın bu konuda kanunda açık hüküm var ise bu ilkenin dikkate alınmayacağı hususunda kararını okumuştum. Son ümidimiz anayasa mahkemesi bakalım başvuru yapılacakmı.
|
11-06-2013, 00:03 | #267 |
|
Başvuru yapılacak. Elbet Anayasa Mahkesinden bir iptal kararı çıkacaktır.
Anayasa sürecinde de Yargıtay daki dosyalar bekletilecektr. Zizou21, evet kanunda var. Yolsuz tescilde tazminat davası açılamıyacağını öngörüyor. |
12-06-2013, 10:52 | #268 |
|
Cesur ve vicdanlı yargıçlarımıza sesleniyorum.
Anayasa md 90'ı uygulayın. Taraf olduğumuz milletlerarası sözleşmeler ile 6487 sayılı yasa açıkça çatışmaktadır. Çatışma halinde milletlerarası sözleşmeler esas alınmalıdır. 6487 sayılı Yasa ihmal edilmelidir! Ben yaptım oldu mantığıyla yargıya bu şekilde müdahele kabul edilemez. |
12-06-2013, 14:04 | #269 |
|
Yanlis hesap Bağdat'tan dönecektir. Dönene kadar geçecek sürede kaybedilen hakların hesabını kim verecek.
|
12-06-2013, 21:40 | #270 |
|
Kamulaştırmasız el atma, İmar uygulaması bedele dönüştürme (geçici 6 nın 12. Fıkrası), yolsuz tescilden dolayı tazminat (geçici 7 ile dava açılamayacağı öngörülüyor) ile ilgili yargıtay kararlarını -6487 sayılı yasadan sonra verilen kararları-paylaşın lütfen.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 4 (0 Site Üyesi ve 4 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kamulaştırmasız El Atma Davasında Müstakbel El atma Olur Mu? | avukat.derviş.yıldızoğlu | Meslektaşların Soruları | 4 | 19-08-2011 15:04 |
6111 sayılı ( TORBA ) kanun kapsamında yapılandırılması öngörülen kamu alacakları | Muhsin KOÇAK | Mali Hukuk Çalışma Grubu | 3 | 21-03-2011 10:29 |
6111 sayılı kanun kapsamında yapılandırma yapılırken dikkat ! | Muhsin KOÇAK | Mali Hukuk Çalışma Grubu | 0 | 16-03-2011 00:35 |
İdari para cezası -6111 sayılı yasa | ekinheval | Meslektaşların Soruları | 1 | 02-03-2011 18:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |